Konu: Sir Randolph "Randy" Mitchell  (Okunma sayısı 35523 defa)

0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#1320 - 10.10.2023 21:57
 :vice: :vays:
Mükemmel
1
Tepki yok
Mükemmel tepkisini veren kullanıcı(lar):
the batuhan batrix,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1321 - 11.10.2023 15:12
Late Night Chat
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1322 - 13.10.2023 00:29
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1323 - 13.10.2023 00:35


Randy'nin Gece Hikayeleri 44. Bölüm - Kendi mutluluğundan sorumlu insan & Sana ne?!

Ve gecenin derinliklerine attığımız ilk adıma geldik...
Vice FM'e hoş geldiniz, ben Randy.
Bir zamanlar programımı şöyle açardım:
Standart.
Standart hayatım tüm heyecansızlığıyla devam ediyor.
Hayatım bu aralar yatmak, kalkmak, çalışmak ve uyumakla geçiyor.
Ne bir aksiyon, ne bir heyecan, ne bir aşk, ne bir yalnızlık, ne bir stres... Hiçbir şey kalmadı artık.
Nefes tüketerek yaşantıma devam ediyorum, bu şehre karşı sorumluluklarımı yerime getiriyorum.
Sorumluluğum ne mi? Buraya özgür, bağımsız, tarafsız ve eğlenceli medya düzenini getirmek.
Bunu sağladığımı düşünüp düşünmemek sizlere kalmış. Medyayı beğeniyor musunuz, beğenmiyor musunuz?
Karar sizin. Düşünceniz olursa yazarsınız. 66-619-07. Belki okurum.

İnsan, bir yaştan sonra belki de bakış açısını değiştiriyor, başka şeyler görmeye başlıyor.
Başka şeylere takılmaya başlıyor, ya da eskiden takıldığı şeylere takılmamaya başlıyor.
Mesela bende bir aydınlanma oldu bu konuda. Bir aydınlanma yaşadım.
Bir atlas olmadığımı öğrendim. Dünyayı omuzlarımda taşımadığımı ve taşımak zorunda olmadığımın farkına vardım.
Mesela bir şeyler satan insanlarla pazarlık yapmayı bıraktım. Gerçekten, çok ciddiyim.
Sonuçta birkaç dolar daha fazla ödesem, cebimde delik açılmayacak. Belki de verdiğim birkaç dolar fazla para,
--bir şeyler satan kişinin kızının okul masraflarına gidecektir, mesela. Tartışmıyorum bunu.
Mesela, taksi şoförlerine ödeme yaptığım zaman, daha fazla para veriyorum.
Herif deli gibi yoruluyor zaten. Tüm gün insanların yanına arabasını çekip "TAKSİİİİ!" diye bağırıyor.
Bir de çoğunun da kendi arabası değil.
Yaşlılar, aynı hikayeyi defalarca anlatırlar, bilirsiniz.
Ki bende de başladı bu, fark etmiyorum sanmayın.
Defalarca aynı hikayeyi kim bilir aynı kişiye kaç kere anlattım.
Hatta bunu bu programda bile yaptığımı anladım. Daha önce anlattıklarımı tekrardan anlatmışım, fark edemeden.
Ve, izin veriyorum buna aslında artık ben. Engellemiyorum.
Bir kişi aynı şeyi bana onuncu kere anlatsa bile... bu onların hatıralarını canlandırıyor, geçmişi tekrardan yaşamalarına sebep oluyor.
Aynı şey benim için de geçerli. Ben bir hatıramı anlatıyorsam, geçmişi ve güzel günleri tekrardan yaşıyorum.
İnsanları çoğu zaman hatalı oldukları zaman düzeltirdim, düzeltmeyi çok severdim hatta.
Gerçekten severdim, yalan söylemeyeceğim.
Artık... artık insanları düzeltmiyorum. İnsanların hepsini mükemmel yapma sorumluluğu bende değil.
Benim öyle bir zorunluluğum da yok. Bol bol iltifat ediyorum insanlara, bol bol. Olağanüstü.
Tabii, sadece hak edenlere yaparım bunu. Orası ayrı bir konu.
Elimden geldiğimin fazlasını yapıyorum. Bana iyi geliyor, karşımdakini bilmem ama beni iyi hissettiriyor.
Eskiden çok dert ederdim... Kıyafetlerimde leke var, şurada bir nokta oluşmuş, burada bir yırtık var, gibi...
Kısacası, kıyafetlerime çok önem verirdim. İyi de giyinirdim.
Artık diyorum ki, insanlar beni aklımla, kalbimle, kafamla veya davranışlarımla değerlendiriyorlarsa kabul ediyorum.
Ama, kıyafetlerimle değerlendiriyorsa... meh... Ben zaten onu kabul etmiyorum artık.
Eskiden duygularımdan utanırdım.
Güreşe ilk başladığım zamanlar, gözlerim yaşardığında herkesin önünde gözümün yaşarmasını istemezdim.
Veya, insanlara bir duygumu anlatmaktan utanırdım.
Zamanla bu şehre geldiğimde ve Late Night Chat programını yapmaya başladığımda... bundan arındım.
Artık utanmıyorum duygularımdan. Gözlerim yaşarıyorsa yaşarıyordur, ağlıyorsam, ağlıyorumdur.
Yalnızsam, yalnızımdır.
Hiç utanmıyorum.
Henüz daha beceremediklerim de var...
Mesela, bunu yapan arkadaşlarım var:
Yaşadıkları her günü son günüymüşçesine dolu dolu yaşayan arkadaşlarım var halen. The Rock gibi.
Uğraşıyorum. Ama, zaman içinde kabul etmem lazım ki, beni mutlu eden şeyler yapmayı öğrendim.
Çünkü herkes ama herkes bu dünya üzerinde sadece ama sadece kendi mutluluğundan sorumludur.
Başkalarını mutlu etmek zorunda değilsiniz. Ama kendinizi, mutlu etmek zorundasınız...

Bazen ipin ucunu kaçırıyoruz ya. Gerçekten kaçırıyoruz.
Bizimle alakası olmayan, haddimize olmayan şeyleri yakinen ilgileniyoruz. Çok yakinen!
Buna kişisel sınır ihlali de denir hatta.
Başkalarının kişisel sınırlarını çok sağlam ihlal ediyoruz.
Bazı şeyler var, sorulmaması gereken...
Ve bu soruları bana çok soruyorlar... İnsanlar, kişisel sınırlarımı ihmal etmeyi çok seviyorlar.
Mesela... Randy, neden halen bekarsın? Neden evlenmedin?
Sana ne? Evlenecek birini bulamadım, bu yüzden evlenmedim. Seni ilgilendiriyor mu? Hayır.
Randy, kadınlarla bu kadar aran iyiyken neden sana hep friendzone yapıyorlar?
Sana ne?
Randy, ne kadar para kazanıyorsun? Sen çok fazla para kazanıyorsundur şimdi...
Sana ne?
Randy, Vücudunda estetik var mı? Neden bu kadar hızlı yaşlandın?
Sana ne?
Randy, Neden saçların bu kadar erken beyazladı?
Sana ne?
Randy, bu şeye neden bu kadar para verdin? Çok gereksiz para harcıyorsun!
Sana ne?
Randy, kızın Cassie neden buraya gelmiyor? Neden beraber değilsiniz? Bir probleminiz mi var?
Sana ne?
Randy,  43 yaşındasın, neden bu kadar yorgunsun? Hasta mısın?
Sana ne?
İbadetlerle ilgili sorular... Kiliseye gidiyor musun? Bağış yapıyor musun?
Sana ne?
Randy, o kadar para kazanıyorsun, insanlara yardım ediyor musun?
Ki bir çok insan, yardımlarını gizli yapmaya çalışır...
Nasıl böyle diyebiliyorsun?
Randy, bu yaştan sonra üniversitede ne işin var?
Sana ne?
Arada deyin şu kelimeyi. Çok güzel bir söz, kullanın.
Sana ne?
Benden bu gecelik bu kadar, sizleri çok seviyorum! * * öpücük sesi * *
Sevgi ile kalın...
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1325 - 13.10.2023 00:51
Randy, gençlik yıllarında yaptığı iş olan DJ'liğe eski günlerini özlediği için geri döndü. En son Havana ve Malibu partilerinde 90's techno playlistiyle insanları eğlendirdi.








Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1326 - 13.10.2023 00:53


Randy'nin Gece Hikayeleri 44. Bölüm - Kendi mutluluğundan sorumlu insan & Sana ne?!

Ve gecenin derinliklerine attığımız ilk adıma geldik...
Vice FM'e hoş geldiniz, ben Randy.
Bir zamanlar programımı şöyle açardım:
Standart.
Standart hayatım tüm heyecansızlığıyla devam ediyor.
Hayatım bu aralar yatmak, kalkmak, çalışmak ve uyumakla geçiyor.
Ne bir aksiyon, ne bir heyecan, ne bir aşk, ne bir yalnızlık, ne bir stres... Hiçbir şey kalmadı artık.
Nefes tüketerek yaşantıma devam ediyorum, bu şehre karşı sorumluluklarımı yerime getiriyorum.
Sorumluluğum ne mi? Buraya özgür, bağımsız, tarafsız ve eğlenceli medya düzenini getirmek.
Bunu sağladığımı düşünüp düşünmemek sizlere kalmış. Medyayı beğeniyor musunuz, beğenmiyor musunuz?
Karar sizin. Düşünceniz olursa yazarsınız. 66-619-07. Belki okurum.

İnsan, bir yaştan sonra belki de bakış açısını değiştiriyor, başka şeyler görmeye başlıyor.
Başka şeylere takılmaya başlıyor, ya da eskiden takıldığı şeylere takılmamaya başlıyor.
Mesela bende bir aydınlanma oldu bu konuda. Bir aydınlanma yaşadım.
Bir atlas olmadığımı öğrendim. Dünyayı omuzlarımda taşımadığımı ve taşımak zorunda olmadığımın farkına vardım.
Mesela bir şeyler satan insanlarla pazarlık yapmayı bıraktım. Gerçekten, çok ciddiyim.
Sonuçta birkaç dolar daha fazla ödesem, cebimde delik açılmayacak. Belki de verdiğim birkaç dolar fazla para,
--bir şeyler satan kişinin kızının okul masraflarına gidecektir, mesela. Tartışmıyorum bunu.
Mesela, taksi şoförlerine ödeme yaptığım zaman, daha fazla para veriyorum.
Herif deli gibi yoruluyor zaten. Tüm gün insanların yanına arabasını çekip "TAKSİİİİ!" diye bağırıyor.
Bir de çoğunun da kendi arabası değil.
Yaşlılar, aynı hikayeyi defalarca anlatırlar, bilirsiniz.
Ki bende de başladı bu, fark etmiyorum sanmayın.
Defalarca aynı hikayeyi kim bilir aynı kişiye kaç kere anlattım.
Hatta bunu bu programda bile yaptığımı anladım. Daha önce anlattıklarımı tekrardan anlatmışım, fark edemeden.
Ve, izin veriyorum buna aslında artık ben. Engellemiyorum.
Bir kişi aynı şeyi bana onuncu kere anlatsa bile... bu onların hatıralarını canlandırıyor, geçmişi tekrardan yaşamalarına sebep oluyor.
Aynı şey benim için de geçerli. Ben bir hatıramı anlatıyorsam, geçmişi ve güzel günleri tekrardan yaşıyorum.
İnsanları çoğu zaman hatalı oldukları zaman düzeltirdim, düzeltmeyi çok severdim hatta.
Gerçekten severdim, yalan söylemeyeceğim.
Artık... artık insanları düzeltmiyorum. İnsanların hepsini mükemmel yapma sorumluluğu bende değil.
Benim öyle bir zorunluluğum da yok. Bol bol iltifat ediyorum insanlara, bol bol. Olağanüstü.
Tabii, sadece hak edenlere yaparım bunu. Orası ayrı bir konu.
Elimden geldiğimin fazlasını yapıyorum. Bana iyi geliyor, karşımdakini bilmem ama beni iyi hissettiriyor.
Eskiden çok dert ederdim... Kıyafetlerimde leke var, şurada bir nokta oluşmuş, burada bir yırtık var, gibi...
Kısacası, kıyafetlerime çok önem verirdim. İyi de giyinirdim.
Artık diyorum ki, insanlar beni aklımla, kalbimle, kafamla veya davranışlarımla değerlendiriyorlarsa kabul ediyorum.
Ama, kıyafetlerimle değerlendiriyorsa... meh... Ben zaten onu kabul etmiyorum artık.
Eskiden duygularımdan utanırdım.
Güreşe ilk başladığım zamanlar, gözlerim yaşardığında herkesin önünde gözümün yaşarmasını istemezdim.
Veya, insanlara bir duygumu anlatmaktan utanırdım.
Zamanla bu şehre geldiğimde ve Late Night Chat programını yapmaya başladığımda... bundan arındım.
Artık utanmıyorum duygularımdan. Gözlerim yaşarıyorsa yaşarıyordur, ağlıyorsam, ağlıyorumdur.
Yalnızsam, yalnızımdır.
Hiç utanmıyorum.
Henüz daha beceremediklerim de var...
Mesela, bunu yapan arkadaşlarım var:
Yaşadıkları her günü son günüymüşçesine dolu dolu yaşayan arkadaşlarım var halen. The Rock gibi.
Uğraşıyorum. Ama, zaman içinde kabul etmem lazım ki, beni mutlu eden şeyler yapmayı öğrendim.
Çünkü herkes ama herkes bu dünya üzerinde sadece ama sadece kendi mutluluğundan sorumludur.
Başkalarını mutlu etmek zorunda değilsiniz. Ama kendinizi, mutlu etmek zorundasınız...

Bazen ipin ucunu kaçırıyoruz ya. Gerçekten kaçırıyoruz.
Bizimle alakası olmayan, haddimize olmayan şeyleri yakinen ilgileniyoruz. Çok yakinen!
Buna kişisel sınır ihlali de denir hatta.
Başkalarının kişisel sınırlarını çok sağlam ihlal ediyoruz.
Bazı şeyler var, sorulmaması gereken...
Ve bu soruları bana çok soruyorlar... İnsanlar, kişisel sınırlarımı ihmal etmeyi çok seviyorlar.
Mesela... Randy, neden halen bekarsın? Neden evlenmedin?
Sana ne? Evlenecek birini bulamadım, bu yüzden evlenmedim. Seni ilgilendiriyor mu? Hayır.
Randy, kadınlarla bu kadar aran iyiyken neden sana hep friendzone yapıyorlar?
Sana ne?
Randy, ne kadar para kazanıyorsun? Sen çok fazla para kazanıyorsundur şimdi...
Sana ne?
Randy, Vücudunda estetik var mı? Neden bu kadar hızlı yaşlandın?
Sana ne?
Randy, Neden saçların bu kadar erken beyazladı?
Sana ne?
Randy, bu şeye neden bu kadar para verdin? Çok gereksiz para harcıyorsun!
Sana ne?
Randy, kızın Cassie neden buraya gelmiyor? Neden beraber değilsiniz? Bir probleminiz mi var?
Sana ne?
Randy,  43 yaşındasın, neden bu kadar yorgunsun? Hasta mısın?
Sana ne?
İbadetlerle ilgili sorular... Kiliseye gidiyor musun? Bağış yapıyor musun?
Sana ne?
Randy, o kadar para kazanıyorsun, insanlara yardım ediyor musun?
Ki bir çok insan, yardımlarını gizli yapmaya çalışır...
Nasıl böyle diyebiliyorsun?
Randy, bu yaştan sonra üniversitede ne işin var?
Sana ne?
Arada deyin şu kelimeyi. Çok güzel bir söz, kullanın.
Sana ne?
Benden bu gecelik bu kadar, sizleri çok seviyorum! * * öpücük sesi * *
Sevgi ile kalın...


Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1327 - 13.10.2023 00:53
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1328 - 13.10.2023 16:41
sev. ister mutlu ol, istersen delir, umrumda değil.
didindim, ah yola gelir mi? diye yıllarca.
canımdan bezdim ağzını her açtığında.
bakınca maziye hak ettim bunu galiba.
gözün aydın, ben de delirdim bak en sonunda...



Haha
1
Tepki yok
Tepki yok
Haha tepkisini veren kullanıcı(lar):
AkaBlooper,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1329 - 13.10.2023 19:23
sev. ister mutlu ol, istersen delir, umrumda değil.
didindim, ah yola gelir mi? diye yıllarca.
canımdan bezdim ağzını her açtığında.
bakınca maziye hak ettim bunu galiba.
gözün aydın, ben de delirdim bak en sonunda...





Söylediklerinin tersini yapıyor ihtiyar Randy 😄

Spoiler: GösterGizle

Emeklilik sana oldu zorunlu ihtiyaç, dolandırdın lafı dilinde.
Mesleğin getirisi para, hediyesi yok sana eşten yana.
Eskiden kalma bu inat, getirmez sana huzur.
Kurumaya yüz tutmuş, sıkı sıkı tuttuğun bir dal enerjin.
Leylekler getirmez sana, hayalinden bir parça.
İyi dinle ihtiyar, eski dosttan sana sevimli bir tavsiye.







ee ne yapacak bu herif? hiç mi yüzü gülmeyecek?

43 YAŞINDA EMEKLİ Mİ OLUNUR YAPMAYIN GÖZÜNÜZÜ SEVEYİM AAAA ÖLDÜRDÜNÜZ ADAMI İYİCE.
Haha
1
Tepki yok
Tepki yok
Haha tepkisini veren kullanıcı(lar):
Linna,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok