0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Brynjolf'un günlüğünden...III. Ölmek bu kadar kolay mı? Buna izin veren tokmak kimin elinde, sonumuz nasıl olacak? Bu sorular zihnimde hakimiyet kurmuş soru işaretlerinin başını çekiyordu. Ölümün dondurucu soğuğu Fort Carson'a uğradığı sıralarda hava kendini hissettirmeye başlamıştı. Göz ardı edildiği sırada çaylaklardan birinin kaybı diğerine sebebiyet vermişti. Bu nasıl olmuştu, buna biz mi izin vermiştik? Bilmiyorum, bu çocukların gözlerinde gördüğüm ışık beni resmen oyuna getirmişti. Edwin, aptal oğlan, bir hiç uğruna kendi hırsına kapılıp başka bir çocuğun ölümüne sebep olmuştu. Bunun haberini günler sonrasından almıştık. Olay bir church esnasında patlak vermişti, günü o aptalın cezasını keserek kapatmak zorunda kalmıştık. İşin aslında bunların tek birinin söz konusu bile olmaması gerekirken yaşanılan bu olaylar can sıkıcı seviyeye ulaşmıştı, bardağı taşıracak olan damlalar. Her şey kötü değildi tabii, işin diğer tarafında yeni yüzler tanıyorduk. Davet aldığımız masalar bir hayli artmıştı. Neredeyse hiçbirinden eksik kalmadık, bulunmamız gereken zamanda olmasa da olmamız gereken yerde bulunduk. Bilirsiniz, ihtiyarlık kapıyı çaldığında işler bir seviye daha zorlaşıyor. Güzel haberler arasında kulüp evi ve akabinde Halstein ile ortak kaldığım evin tadilatının bitmesi de vardı. Her ne kadar muhtar yardımcısının gizemli ölümünün ardından kasaba sakinleri içine kapansa da kasabaya uğrayan dost yüzleri konuk edecek bir yerimiz vardı. İşlerin bitmesiyle beraber eyalete inme fırsatı bulup kulüp adına çeşitli kontaktlar sağlanmıştı. Pozitif kalmak adına her türlü uğraşı veriyorduk en nihayetinde.
Alıntı yapılan: shredder - 09.09.2020 21:43