Chris Blanchett – Kan ve Sadakat
Seville bloklarında düzenlenen bir baskında, her şey bir anda kontrolden çıktı.
Çatışmanın ortasında kurşunlar sağa sola sekiyor, sirenler kulaklarımızı sağır ediyordu.
Yanımda Dominic Adams vardı; birlikte kapıdan içeri girdiğimizde, bizi karşılayan şey mermilerin çığlığı oldu.
O anlardan birinde Dominic yere düştü. Bir an için zaman durdu sanki.
Onun kanlar içinde kaldığını görünce, önümdeki kapaklanmış çelik dolabı siper aldım.
Her kurşun sesinde, yoldaşımı kaybetme ihtimalini düşünmek, kalbime ağır bir yük bindiriyordu.
“Polis olmak sadece şehri korumak değildir.
Bazen en yakın arkadaşının hayatını ellerinde tutmaktır.”
Dominic’i çekip güvenli bir noktaya aldım, telsizden takviye istedim.
Çatışma devam ederken, bir yandan ateş açıyor, bir yandan onun bilincini kaybetmemesi için konuşmaya çalışıyordum.
“Dayan, buradasın, seni bırakmam” dedim defalarca.
Operasyon bittiğinde suçlular etkisiz hale getirilmişti ama benim için tek gerçek, yerde kanlar içinde yatan partnerimdi.
O gece hastane koridorlarında beklerken, mesleğin aslında ne anlama geldiğini bir kez daha anladım.
Bizim işimiz, sadece kanun uygulamak değil; birbirimizin hayatını omuzlamak.
Bugün hâlâ aynı kararlılıkla sahaya çıkıyorum.
Ama her devriyeye başlarken, Dominic’in yaralı bakışlarını hatırlıyorum.
Ve kendime şu sözü veriyorum:
Asla partnerimi yarı yolda bırakmayacağım.Bir gün önce, karanlık bir hatıra.