Konu: 88122. Chris Blanchett  (Okunma sayısı 347 defa)

0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#0 - 08.09.2025 13:52


  Ben, Chris Blanchett
 
  17 Temmuz 1994’te Chicago’da doğdum. Çocukluğumda gördüğüm şiddet, düzensizlik ve suç bana her zaman tek bir şey öğretti: 
  “Ya sokakların parçası olursun, ya da onları durdurursun.” Ben ikinci yolu seçtim. 

  Üniversite eğitimimi Chicago’da tamamladıktan sonra Vice City’ye taşındım. Polis Akademisi’ne girdiğim gün, artık geri dönüşün olmadığını biliyordum. Sert eğitimleri atlattım, dayanıklılığımı kanıtladım ve bugün Metro Birimi’nde görev yapıyorum. 

  Metro’da görev almak kolay değildir. Her gün ölümle burun buruna gelirsin. Partnerim Dominic Adams ile birlikte defalarca kapıları kırdık, kurşunların arasına daldık. Çatışmanın ortasında göz göze gelip sadece başımızla işaretleştiğimiz anlar oldu. Bazen şans yanımızdaydı, bazen de arkadaşlarımızı kaybettik. 

  29 Ekim 2023’te San Fierro’daki operasyon hâlâ zihnimde taptaze. O gece barut kokusu, siren sesleri ve çığlıklar arasında savaşırken iki meslektaşımı kaybettim. Dick Hendricks’in sonu geldi ama o gece içimde bir şeyler değişti. Ölümle bu kadar yakın olunca, hayatta kaldığın her saniyeyi daha ağır hissediyorsun. 

  Şubat 2024’te San Fierro’daki gemi operasyonunda, metal koridorlarda yankılanan silah sesleriyle ilerlerken, tek düşündüğüm şey şuydu: 
  “Ya ben döneceğim ya da şehir huzur bulacak.” Her seferinde ikisini de başarmaya çalıştım. 

  Benim için bu iş bir meslek değil, verdiğim bir söz. Vice City’nin güvenliği için her gün aynı gömleği giyiyor, aynı silahı kuşanıyor ve aynı kararlılıkla sahaya çıkıyorum.
 




100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Lord Xuneity,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 08.09.2025 13:52
Vice City sokaklarında geçirdiğim yıllar boyunca ölümle defalarca burun buruna geldim. 
Metro biriminde görev yapmaya başladığım günden beri, her operasyon bana yeni bir iz bıraktı. 
Partnerim Dominic Adams ile birlikte girdiğimiz çatışmaların çoğunda, geri dönüp dönmeyeceğimizi bilmeden kapıları kırdık, kurşunların arasına daldık.



29 Ekim 2023 gecesi San Fierro’da yaşanan operasyon hâlâ aklımdan çıkmıyor. 
Gece yarısını çoktan geçmişti, her yerde barut kokusu ve silah sesleri vardı. 
Yanımda Dominic vardı… kurşunlar yanımızdan geçerken göz göze geldik, birbirimize sadece başımızla işaret ettik ve devam ettik. 
O gece iki meslektaşımızı kaybettik, birçok arkadaşımız yaralandı. 
Ama geri adım atmadık, Dick Hendricks örgütü için o gece sonun başlangıcı oldu. 

“Kapı açıldığında karşına ne çıkacağını bilemezsin… 
Ama geri çekilmek diye bir şey yoktur. 
Ya içeri girersin ya da arkandakini yarı yolda bırakırsın. 
Ben hiçbir zaman geri adım atmadım.”

Şubat 2024’teki San Fierro gemi operasyonu da hayatımda bir dönüm noktasıydı. 
Geminin metal koridorlarında, silah seslerinin yankısı hâlâ kulağımda çınlıyor. 
Dominic ile omuz omuza ilerlerken, her adımda tetikteydik. 
Orada ölümün nefesini ensende hissetmek, insana ya çok şey kaybettirir ya da çok şey kazandırır. 
Benim için kazandırdığı tek şey; daha fazla inanç ve daha fazla kararlılık oldu. 



Bugün geriye baktığımda, yaşadığım her çatışma bana bir şey öğretti. 
Soğukkanlılığı, sabrı ve doğru zamanda doğru hamleyi yapmayı… 
Ama en çok da, arkadaşına sırtını dönebilmemenin ne demek olduğunu
Vice City’de görev yapmak, sadece bir iş değil; hayatını her gün yeniden riske koymak demek. 
Ben de bunu kabullendim. 
Ve biliyorum ki, yarın yine ölümle burun buruna kalsam… arkamda bıraktığım şehir için bir kez daha içeri girerim.

« Son Düzenleme: 08.09.2025 13:55 EGOKUBA »
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 08.09.2025 13:52

Chris Blanchett – Vice City’de Bir Günüm

Her sabah aynı rutinle başlıyorum. Üniformamı giyerken, aslında üzerime yalnızca bir kıyafet değil; tüm bir şehrin sorumluluğunu aldığımı biliyorum. 
Silahımı kuşandığımda, bazen bunun benim için bir kalkan, bazen de şehir için bir güven sembolü olduğunu hissediyorum. 



Metro biriminde günler birbirine benzemez. Bir gün East Beach’te sıradan bir devriye yaparken, ertesi gün Vice City'nin en karanlık sokaklarında silah sesleriyle uyanırsın. 
Partnerim Dominic Adams ile girdiğimiz her devriye, adeta bir bilinmezlik yolculuğu. 
Bir keresinde Idlewood’un dar sokaklarında kovalamaya girdiğimizde, kaçan çete üyeleri bizi pusuya düşürmüştü. Mermiler duvarlara çarparken, aramızda tek kelime konuşmadan mevzi değiştirdik. O an şunu düşündüm: “Hayatta kalmak için en büyük şansın, yanında güvendiğin bir adam olmasıdır.” 

“Vice City’de polis olmak, sadece kanunları uygulamak değildir. 
Bazen şehri korurken kendi korkularını da yenmek zorundasındır. 
Ve korkunu yendiğin her an, seni biraz daha polis yapar.”



Günün sonunda eve döndüğümde bazen sessizlik kulağımı çınlatır. 
O sessizlikte, kaybettiğimiz arkadaşların yüzleri belirir. 
Ama ertesi gün siren seslerini duyduğumda, tüm yorgunluk ve acı bir kenara bırakılır. 
Çünkü bilirim ki, Vice City’de polis olmak, her gün yeniden doğmak gibidir. 
Ve ben bu şehri korumak için doğmaya razıyım.

« Son Düzenleme: 08.09.2025 13:58 EGOKUBA »
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 08.09.2025 13:53

Chris Blanchett – Kan ve Sadakat

Seville bloklarında düzenlenen bir baskında, her şey bir anda kontrolden çıktı. 
Çatışmanın ortasında kurşunlar sağa sola sekiyor, sirenler kulaklarımızı sağır ediyordu. 
Yanımda Dominic Adams vardı; birlikte kapıdan içeri girdiğimizde, bizi karşılayan şey mermilerin çığlığı oldu. 

O anlardan birinde Dominic yere düştü. Bir an için zaman durdu sanki. 
Onun kanlar içinde kaldığını görünce, önümdeki kapaklanmış çelik dolabı siper aldım. 
Her kurşun sesinde, yoldaşımı kaybetme ihtimalini düşünmek, kalbime ağır bir yük bindiriyordu. 

“Polis olmak sadece şehri korumak değildir. 
Bazen en yakın arkadaşının hayatını ellerinde tutmaktır.” 

Dominic’i çekip güvenli bir noktaya aldım, telsizden takviye istedim. 
Çatışma devam ederken, bir yandan ateş açıyor, bir yandan onun bilincini kaybetmemesi için konuşmaya çalışıyordum. 
“Dayan, buradasın, seni bırakmam” dedim defalarca. 

Operasyon bittiğinde suçlular etkisiz hale getirilmişti ama benim için tek gerçek, yerde kanlar içinde yatan partnerimdi. 
O gece hastane koridorlarında beklerken, mesleğin aslında ne anlama geldiğini bir kez daha anladım. 
Bizim işimiz, sadece kanun uygulamak değil; birbirimizin hayatını omuzlamak. 

Bugün hâlâ aynı kararlılıkla sahaya çıkıyorum. 
Ama her devriyeye başlarken, Dominic’in yaralı bakışlarını hatırlıyorum. 
Ve kendime şu sözü veriyorum: Asla partnerimi yarı yolda bırakmayacağım.


Bir gün önce, karanlık bir hatıra.

« Son Düzenleme: 08.09.2025 15:27 EGOKUBA »
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 08.09.2025 13:53

Chris Blanchett – Son Devriye

20 Şubat 2024’ten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 
Dominic’in kaybı, sadece bir partnerin ölümü değildi; benim içimdeki polisliği de yaraladı. 
Telsizi açtığımda duyduğum sessizlik, bana bu şehrin bütün gürültüsünden daha ağır geldi. 

Her vardiya, her siren sesi bana onun eksikliğini hatırlattı. 
Direndim, devam etmeye çalıştım… ama sonunda anladım ki, içimde taşıdığım yükle artık bu sokaklarda yürüyemezdim. 
Rozetimi masaya bıraktım ve sahadan uzaklaştım. 



Ama insanın içinde yanan ateş kolay kolay sönmez. 
Her gün aynaya baktığımda, karşımda yalnızca bir adamı değil; bir zamanlar Vice City için savaşan bir polisi gördüm. 
O gün bugündür, içimde bir ses bana şunu fısıldıyor: “Bu hikâye burada bitmedi.” 

“Belki bugün rozetimi bıraktım… 
Ama sokaklar bir gün tekrar ismimi çağırırsa, cevabım hazır olacak.” 

Ben, Chris Blanchett… şimdilik sahadan çekildim. 
Ama içimdeki savaş hâlâ sürüyor. 
Ve o savaş bir gün beni yeniden Vice City sokaklarına geri döndürecek. 





« Son Düzenleme: 08.09.2025 15:42 EGOKUBA »
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#5 - 08.09.2025 15:27

Chris Blanchett – Geri Dönüş (08.08.2025)

Rozetimi bıraktığım gün, bu şehrin sokaklarına bir daha dönmeyeceğimi sanmıştım. 
Ama zaman insana hem yaralarını gösteriyor, hem de onlarla yaşamayı öğretiyor. 
1.5 yıl boyunca sessiz kaldım, içimdeki fırtınayı dindirmeye çalıştım. 
Ve bugün, 08.08.2025’te… yeniden buradayım. 



Vice City değişmiş olabilir, ama ben de değiştim. 
Artık sadece bir polis değilim; kayıplarıyla yoğrulmuş, yaralarıyla güçlenmiş biriyim. 
Dominic’in yokluğu hâlâ kalbimde ağır bir yük… ama onu yasla değil, azimle anıyorum. 
Onun bıraktığı mirası taşıyacak tek kişi olduğumu biliyorum. 

“Geçmişim bana acıyı öğretti, geleceğim bana cesareti borçlu. 
Bu şehre döndüm çünkü Vice City hâlâ savaşacak birine ihtiyaç duyuyor.” 

Bugün tekrar sahaya adım attığımda, sirenlerin sesi kulağımda çınladı. 
Ama bu sefer o ses bana kayıpları değil, umudu hatırlattı. 
Ben, Chris Blanchett… geri döndüm. 
Ve bu şehir için yeniden savaşmaya hazırım. 

« Son Düzenleme: 08.09.2025 15:46 EGOKUBA »
pwnt
2
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
pwnt tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen, Ustaoğlu,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 08.09.2025 15:49

Chris Blanchett – Metro’ya Geri Dönüş

1.5 yıl aradan sonra 08.08.2025 gecesi yeniden Metro’nun kapısından içeri girdim. 
O eski koku, duvarda asılı kasklar, silahların metal parıltısı… her şey hâlâ aynıydı. 
Ama bir fark vardı: bu kez etrafımda daha güçlü, daha oturmuş bir ekip vardı. 

Çavuş Cody Granholm’un sakin ama otoriter duruşu herkese güven veriyordu. 
Ethan Clifford’un sorumluluk alışı, sanki yıllardır bu takımın direğiymiş gibiydi. 
Aaron Rosselini’nin eğitimci tavrı, en gergin anda bile ekibi dengede tutuyordu. 
Watkins’in tecrübeli ama sessiz tavırları ise, arkamızda duran sağlam bir dağ gibiydi. 

Ve biz… dün akşam hâlâ Memur II olan, bugünse omuz omuza Memur III rütbesine yükselenler: 
Dylan’ın aceleci cesareti, Sergei’nin soğukkanlılığı, Madison’un dikkati, Dorian’ın kararlılığı… 
Her biri kendini sahada kanıtlamaya hazırdı. 

“Dışarıdan bakan biri için belki sadece bir kadro tablosu… 
Ama içerde olan için, bu takım Vice City’nin en sert sokaklarına göğüs gerecek bir aile.” 

Ben, Chris Blanchett… yeniden Metro saflarındayım. 
Biliyorum ki bu ekiple birlikte, Vice City’nin en karanlık gecelerinde bile ışık yakacağız. 

« Son Düzenleme: 08.09.2025 16:12 EGOKUBA »
100
2
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Thorsen, Ustaoğlu,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#7 - 08.09.2025 15:49

Chris Blanchett – Metro’dan Ayrılış

Yağmur, binanın çatısına yavaşça vurmaya başlamıştı. 
Koridor sessizdi, floresan ışıklar tek tük yanıp sönüyordu. 
Blanchett, HQ’nun soyunma odasına girdi; 17 numaralı dolabın önünde durdu. 

Kapıyı açtı. İçeride yalnızca birkaç parça kaldı: bir telsiz, eldivenler ve solmuş bir yelek. 
Hepsine tek tek baktı, sonra telsizi rafa koydu. 
Kapak kapanırken çıkan o *klik* sesi, odadaki tek yankıydı.

“Bu kadar karmaşanın içinde durmak artık bana göre değilmiş.” 

Ne veda etti, ne açıklama yaptı. 
Ceketinin yakasını kaldırıp kapıdan çıktı; 
yağmur hızlanmıştı, şehir gri bir sessizliğe bürünmüştü. 

O gece Metro’nun ışıkları bir süre daha yandı, 
sonra hepsi birer birer söndü. 


« Son Düzenleme: 19.10.2025 23:31 EGOKUBA »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#8 - 08.09.2025 15:49
***
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#9 - 08.09.2025 15:49
***
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok