Karanlık çöktüğünde, Ocean Docks'un soğuk rüzgarları arasında beş genç, kaderlerini şekillendirmek üzereydi. Deniz tuzunun ağır kokusu, limanın derinliklerinde yankılanan sessizlikle birleşiyordu. Sessizliği bozan, sadece adımlarının yankısı ve çaldıkları malların fısıltısıydı. Bekçi, yılların yorgunluğunu taşıyan gözleriyle bu gençleri fark etti. Bir fırtına öncesi sessizlik gibi gerilim dolu anlar yaşandı. Ralph, elinde parıldayan kesici aletiyle, umutsuzluğun ve çaresizliğin vücut bulmuş haliydi. Hamlesi, bir umutsuzluk çığlığı gibiydi; bekçinin üzerine doğru savrulan bir yaşam kırıntısı. Çıkan arbede, gecenin derinliğine bir yara açtı. İki beden yere serildi, yaralı ve kırılgan. O anın şiddeti, gecenin karanlığında kaybolmayacak bir iz bıraktı. Güvenlik kameralarının sessiz tanıklığı, bu gençlerin trajedisini ölümsüzleştirdi. VCPD ekipleri, öğle saatlerinde Little Italy sokaklarında dolaşırken, bu gençlerin izlerini sürerek onları buldu. Kelepçelerin soğuk metalik sesi, gençliğin hatalarını ve kayıp umutlarını mühürledi. On yedi yaşındaki Ralph o hep istediği adam oldu, yeterince acı çekmiş annesinin yakarışları eşliğinde cinayete teşebbüs ve hırsızlık suçlamalarıyla yargılandı. Diğer gençler ise hırsızlık ve vandalizm suçlarından hüküm giydi. Bu olay bir daha geri dönülemeyecek bir yolun başlangıcıydı.
Ralph, yılların soğuk yüzüne inat, kalbinde özlemler biriktirmişti. Sekiz uzun yıl, ona hem bir ömür hem de bir an gibi gelmişti. Şimdi, adımları yavaşça aşina kaldırımlara dönerken, içinde hem bir heyecan hem de bir hüzün vardı. Zamanın izlerini ararken, birden fazla sürpriz onu bekliyordu. Sokağın havası, Ralph için nostalji kokuyordu. Her köşe başında, her taşın altında bir anı saklıydı. Ancak bu kez, sokağın eski yüzünü bulamıyordu. Binalar yenilenmiş, kaldırımlar pürüzsüzleşmiş, insanlar ise tamamen değişmişti. Ralph, bu yeni yüzlere yabancıydı ama bir yandan da merakla doluydu. Her bina, yeni bir hikaye anlatıyordu. Eski çatılar, modern dokunuşlarla yenilenmişti. Ralph, bu değişimi anlamlandırmakta zorlanıyordu. Zengin iş adamlarının parmak izleri, her tuğlada kendini belli ediyordu. Ralph, bu durumu yeni tanıştığı kişilerle paylaşmak ihtiyacı hissetti. Ralph, eski dostların yerine yeni yüzlerle tanışıyordu. David Wood, bu yeni yüzlerden biriydi. Ona yaklaşırken, kalbindeki merakı ve şüpheyi gizleyemiyordu. David, ona soydaşlarına iş sağlayabilecek iş adamları olduğunu söylediğinde, Ralph'in gözleri umutla parladı. Bu umut, onu DePalma ile tanışmaya sürükledi. DePalma, sokağın yeni düzeninde önemli bir figürdü. Ralph, onunla tanışırken, eski sokağın izlerini bu yeni düzen içinde aramaya devam etti. DePalma, ona Ravenite'da bir iş teklif ettiğinde, Ralph bir an duraksadı. Ancak, yeni bir başlangıç için bu fırsatı değerlendirmekten çekinmedi.
Ralph birkaç gün sonra evinin kapısını aralayıp serin bir sabaha adım attığında, sokakta üç kişiyi fark etti. Gözleri hemen Michael Gandolfini'ye takıldı; o Michael ki bu sokağın çehresini değiştiren büyük iş adamlarından biri olarak anılıyordu. Teşekkür etmek için yanına yaklaştı, fakat Michael’ın ilgi çekici dış görünüşü ve karizmatik duruşu karşısında sözcükler boğazında düğümlendi. Daha Ralph ne olduğunu anlayamadan, Michael’ın kendisi konuşmaya başladı. Michael, Ralph’a kim olduğunu sorduğunda, Ralph heyecanla kendini tanıtmaya koyuldu. Başlangıçta minnettarlıkla başlayan bu konuşma, Michael’ın duygusuz ve katı yaklaşımıyla Ralph’ın içindeki sinirleri gerdi. Ancak zamanla, Ralph, Michael’ın bu soğukluğunun ardındaki mantığı ve pragmatizmi kavramaya başladı; her şeyin göründüğünden daha derin anlamları olduğunu idrak etti. Bu karşılaşma, Ralph’ın hayatında bir dönüm noktası oldu, onun dünyaya bakış açısını değiştirdi, ve nihayetinde, her iki adamın da yolları bir şekilde kesişti, kim bilir belki de kaderin bir cilvesi olarak.