Ölümün hakikati bilinmeyince ahiretin hakikatini kimse bilemez. Hayatın hakikatini bilemeyince, ölümün hakikatini bilemez. Ruhun hakikatini bilemeyince de, hayatın hakikatini bilemez. Ruhun hakikatini bilmek de bir kısmını açıkladığımız kendi nefsini bilmektir. - İmam Gazali
Gazali'nin de burada açıklamaya çalıştığı şey, halktan bir jargonla bu işin sarmalının sonunda ahiretin çıktığı kapı insanın nefsini bilmesidir. Yine Gazali'ye göre nefis tezkiye etmek, terbiye etmek için insana bahşedilmiş bir güdüdür. Ahiret Türkçe'den de az çok tahmin edileceği üzere ahir zamandan sonrası gibi gelsede kelime kökü çok başka yerlere çıkar. Khr'dır, geri kalmak demektir. Benzer bir kelime awahkir(se) son kısımlardır. Takhir ise ertelemektir, takhir etmek bugün de kullanılır zaten. Bu kelime meselesini yazmak garip dursa da aslında ölümden sonraki yaşam dediğimizde sadece öldük ve dirildik gibi dursa da aslında zengin bir kelime köküyle olaya bakınca durumu anlatan bazı ufak detaylar var. Mümin dostlar için bir hatırlatma Kelamullah'ta ahiret kelimesi yüzlerce kez geçer ve neredeyse tamamında yanında bir zıtlık barındırır ve Dünya'dan ayrıştırılır.
İnsan amaçlar, hedefler ve dürtülerle yaşar. Tabiri caiz hayatta kalmak ve bu süreçte bazı tercihler yapar. Amaç üzerine kurar. Karnını doyurmak için avlanır, av için zamanı bekler. Karnını doyurmak için eker, mahsülü almayı bekler. Karnını doyurmak için çalışır, ay sonu maaşı bekler. Süreçleri farklı da olsa amaçları hep sebebinde aynıdır. Bunu iyi bir insan olmak için de konuşabiliriz. Ahiretin olmaması, çoğu arkadaşında yazdığı üzere amaçsızlıklar doğurur ve şu cevapları görürürüz "kafamı yoramam, neşesindeyiz, keyfimizdeyiz, doğduk öleceğiz" .. Bunlar kısa vadede amaçsız söylemlerdir. "Ödevi ne yapacağız? Kafamı yoramam." Yumurta göte dayanınca kafayı genellikle yorarlar. Dünyada iz bırakmak, dünyada daha iyi yaşamak gibi dümenden söylemlere gerek yok. Her atlayan çağda hayat da zorlaşıyor, iyi şeyler de olmuyor. Hayatın anlamsız, keza bu anlamsızlık bir çoğumuza göre öbür taraf işi iptal düşüncesiyse eğer efor sarfetmenin eziyet çekmenin lüzmu ne? Ne hayatta kalmak için uğraşırsın, ne iyi insan olmak için. Sıkın kafanıza demiyorum, zaten ahiret inancı olmayan kitlelerin ölüm korkusu daha fazladır. Yaşarken bir şeye tutunuyorsunuzdur mutlaka, içten içe daha fazla yaşama isteğidir. Bu da onun gibi bir şey. Yarın yaşayacağına inanmakla üç aşağı beş yukarı. Ki elden ayaktan kesilsen de, bir kısım organlar iflas etse de bu da bir yaşamak. Ölünce de vardır bir yaşamak muhabbeti heralde. Orasını mevlam bilir.
Bir dipnot: İnancın faydasını bulduğunuzda onu sebep gösterip imanın doğru olmadığını ilan eden arkadaşlar, "Ölümden korkmadılar dindar askerleri oldu, ahirete inandılar kurallara uydular, yok kitla silahı vs." gibi muhabbetlerinizin aslı de facto din yanlıştır dediğiniz için ateizme dayalı fideist bir şekilde kodladığınız içindir. Bu tip etntellektüalist fikirlerin Türkiyedeki babalarından birisi Celaldi, onu da 3 videoda kendi dilinden düşüremediği cahil lafının cüheylası ettiler ve madara oldu, artık Doritos reklamı alıyor.