Geleneksel İslam inancına göre, Muhammed'in Mekke'deki son yıllarında, Medine'deki on iki önemli kabileden bir delegasyon, onu tüm topluluk için baş hakem olarak hizmet etmesi amacıyla tarafsız bir yabancı olarak davet ederler. Medine' yerleşikleri arasında 620'den önceki 100 yıl boyunca, süregiden savaşlar olmuştur. Tüm klanların dahil olduğu Bu'ath Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan iddialar üzerinde tekrarlanan katliamlar ve anlaşmazlıklar, kabilelerin kan davası ve göze göz kavramlarının artık uygulanabilir olmadığını, tartışmalı davalarda karar verme yetkisine sahip tarafsız bir adam olması gerektiğini onlara açıkça göstermişti. Bu sebeple Medine'den gelen heyet, kendisi ve hemşerilerini toplumlarına kabul etmeye ve O'nu kendilerinden biri gibi fiziksel olarak korumaya söz verirler.
Muhammed, Medine'ye göç ettikten sonra, sekiz yerli kabile ve Mekke'den gelen göçmenler arasında "bir tür ittifak veya federasyon" kuran ve Medine'deki farklı toplulukların, Müslüman cemaatin diğer topluluklar olan Yahudilere ve " Kitap Ehli "ne karşı ilişkilerini, hak ve sorumluluklarını da belirleyen bir anayasa taslağı hazırlamıştı.
Belge, tüm yerleşikler için dini inanç ve ibadet özgürlüğü sağlar.
Müslim veya gayrimüslim tüm tarafların temsilcilerinin istişarelerde veya yabancı devletlerle müzakerelerde hazır bulunmalarını garanti eder.