İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - beratdev

Sayfa: [1] 2 3 4
1
Arşiv / Ynt: Brandon Foster
« : 16.03.2025 14:56 »
Karanlık bataklık sizi yavaşça içine çekerken, bir anlığına uzanan şöhret dalına tutunup yüzeye çıkarsınız. Güneşin parlak, renkli ışıkları gözlerinizi kamaştırır ve o an, ait olmadığınız bir dünyaya bakmanın garip huzurunu yaşarsınız. Ancak tam özgürlüğü tattığınızı sandığınız anda, farkına varırsınız—bu sadece kısa bir mola, kaçınılmaz sona bir anlık gecikme. Bataklık, kıskanç bir sevgili gibi sizi geri çağırır, güçlü elleriyle ayak bileklerinizi sarar ve hiçliğe doğru çeker. Ne kadar direnirseniz direnin, umutsuzluk girdabında kaybolmaya mahkûmsunuz, Mr. Foster.


2
Müzik / Ynt: Şu an ne dinliyorsun?
« : 03.03.2025 14:20 »

3
VCPD günlük 3 saat aktiflik zorunluluğu olmasa daha iyi olabilir. Ben düzenli olarak aktif olamıyorum oyunda, eminim benim mevcut durumuma sahip olan başka oyuncularda vardır. Bu sebepten dolayı bugüne kadar PD rolü yapmak istememe rağmen yapamadım. Açıkçası denemek isterdim fakat günlük şartları sağlayamıyorum.

V4'te kurallar anlamında geleneksel anlayışın biraz dışına çıkılması gerektiğini düşünüyorum.

4
Ben vir kere tayyiple tanışmıştım adam ögle idda ediyordu

ben tayyip'im

5
Spoiler: GösterGizle
Alıntı
Loretta ve Randy, artık nişanlanmıştı. Randy,  hikayesini bitirmeye çok yaklaşmıştı. Düğün için planlar sürerken, ertesi gün ailenin saygın isimlerinden Jackie DePalma tarafından bir telefon aldı ve akşam yemeğine dahil edildi... Akşam yemeği, onların son akşam yemeği olacaktı. Çünkü Valachi ailesi, Randy'i cezalandırmaya kararlıydı...

Loretta, Valachi tarafından acımasızca öldürüldü ve Randy, belki de bazı şeyleri anlatmakta çok geç kaldığı için cezalandırıldı... O, hikayesini bitiremedi. Artık hikayesinde yeni bir ilişkiye yelken açma, hayatının kadınını bulma gibi seçenekler yok.

Okyanus

Kırk üç yaşında halen bekar olacağımı ve minicik, sevimli Loran'ın ortalıkta dolaşırken, sırf güzel eşimi güldürmek için onlara öğrettiğim saçma kelimeleri tekrarladığı eğlenceli, aptalca oyunları oynamayacağımı hiç düşünmezdim...

Yıllarca yeterli olmadığımı düşünmüştüm ama artık öyle hissetmiyorum. Sanırım artık doğru yeterlilikteyim. Ama yine de her sabah uyandığımda, bulanık olduğum, rüyalara ve uykuya daldığım, tam olarak nerede olduğumu bilmediğim birkaç kısa an alıyor, geçmişte yaşadıklarımı hatırlıyorum... Sonra bacaklarımı yataktan indirip parmak uçlarımda banyoya gidiyorum, birilerini uyandırmamak istercesine... ama kimse yok. Banyo aynasına bakıyorum, orada her şeyi açıklayacak bir şey görmeyi umuyorum. Duyduğum korkuyu anlamam çok uzun sürdü, görmezden geldiğim inanılmaz şeyler hakkında çok fazla düşünmemeye çalışıyorum. Bunun üzerinde çok fazla durmamaya çalışıyorum; araba sürerken dikiz aynasına çok fazla bakarsanız, kaza yaparsınız. Yine de kendimi romantik bir yol arkadaşının özlemini çekerken buluyorum. Seçici değilim, yaklaşık 1.88 boyunda, sarışın, akıllı, komik, çoğunlukla aklı başında biriyim. Konuşmayı ve medyayı severim. Güreşe tolerans gösteririm, güreşmeye bayılırım.

Tek istediğim buydu.
Bir takım arkadaşı.
O'nu da bulmuştum. Ta ki yaptığım o büyük hataya kadar...


Sonunda, yeterince uzun süre bakarsam yüzümün kaybolmaya başladığını görüyorum, bunun üzerine verandama ve manzarama çıkma zamanının geldiğini biliyorum.
Orada, kayalıkların, otoyolların ve çalıştığım şirketin yakınlarında Vice martılarının girdap gibi dönüp uçtuğu yerde, okyanusun mavi kenarlı barut grisi dalgalarını izliyorum. Her zaman okyanusun bilinçaltını yansıttığını düşünmüşümdür. Güzellik -mercan resifleri, parlak renkli balıklar, köpük ve kırılan güneş ışığı- mevcuttur ama daha karanlık bir şeyler de vardır: Köpek balıkları, kaplan balıkları ve cılız balıkçı teknelerini yutmaya hazır sonsuz derinlikler...

Beni en çok sakinleştiren şey okyanusun büyüklüğü ve gücü... Sonsuza dek kaybolacağınız kadar büyük, koca petrol tankerlerini taşıyacak kadar güçlü. Okyanusun genişliğinin yanında biz bir hiçiz. Peki hiç su kenarında durup dalgayı durdurmaya çalıştınız mı? Dalga, ne yaparsak yapalım devam eder; ne kadar çabalarsak çabalayalım okyanus bize, onunla kıyaslandığımızda, güçsüz olduğumuzu hatırlatır.

Çoğu gün, okyanusu seyrederken kendimi sadece özlemle değil, aynı zamanda huzur ve şükranla, neler yaşadığıma ve şu anda nerede bulunduğuma dair daha derin bir anlayışla dolu buluyorum. Başlangıç olarak teslim oldum ama kaybeden tarafa değil, kazanan tarafa. Ve bunu anlamam fazlasıyla uzun bir zaman aldı. Artık eskisi kadar kendimle imkansız bir savaşın içinde değilim. Kendimi daha temiz hissettiğimi fark ediyorum. Daha taze. Arkadaşlarım ve ailem de benden daha önce hiç görmedikleri bir parlaklık olduğundan bahsetmeye başladılar, aldığım haberden sonra.


O yaşıyordu. Ailemdeki iki büyük insan, Loretta'nın o kötü geceyi yaşamasında temel isim olarak görünseler de, asıl sorun bendim.

Ben Valachi ailesinin bir istisnasıyım, genlerimde İtalyan kanı olmamasına rağmen, onlar beni ailelerine aldılar. Uyuyan legal devi uyandırdılar. Ve ben, o ailenin gerekliliklerini yerine getiremedim. Bu benim hatamdı. Biri istemeyerek de olsa emirin demiri kesmesini uyguladı, diğeri de bir fotoğraf yüzünden her şeyi bitirme noktasına getirmişti.

Ama o'nun yaşadığını söyleyenler de yine onlardı. O geceyi çelik yelekle atlattığını ve kafasını dinlemek üzere başka bir yere gönderildiğini bana aylar sonra söylediler. Onun adına mutlu oldum, fazlasıyla hem de. Ancak sonrasında yaşayacaklarımız konusunda endişeliyim. O beni eskisi gibi sevecek miydi? Yeniden biz, "biz" olacak mıydık? Bunu bilmiyorum. Biz olsak da, olmasak da o'nun aldığı her nefes, beni mutlu edecek.


bu hikayeyi çok sevdim. netflix havasında.  :D

7
Var ya da yok dememiz mümkün değil. Doğmadan önce var olduğumuz için konuşamayacağımız gibi, öldükten sonra da var olup olmadığımızı bilemeyiz. Çünkü sadece deneyimlediğimiz ve etkileşimde bulunduğumuz şeyleri anlayıp yorumlayabiliriz. Bu nedenle iyilik ve kötülüğün açık bir ceza veya ödülle sonuçlanacağına inanmıyorum. Eğer bir yaratıcı varsa, bize anlayabileceğimiz bir şekilde iletişim kurması gerekirdi. Bu sayede gerçeği kabul edebilir ve doğru ile yanlışı ayırt edebilirdik, ancak bu mümkün olmadığı sürece ceza veya ödül kavramını konuşamayız.

8
SAMP bizlere hiçbir şey katmıyor. Kendinizi bu konuda kandırmayın, gerçek hayatta hiçbir katkısıda olmayacak. Gereksiz bilgiler ve öğretilerin hayatınızda hiçbir faydası olmuyor. Mantıklı açıdan bakarsanız, siz rol yaparken karşınızdaki karakterler ile sosyalleşmek zorundasınız, gerçek hayat örneklerinde bu tam olarak böyle değil. Kısaca, oyunda kendinizi karşınızdakine tepki vermek için şartlıyorsunuz ve onunla iletişime geçiyorsunuz. Gerçek hayatta şartlar tam tersi, muhtemelen sosyalleşmekten kaçarken kendinizi bulabilirsiniz.

İkincisi, hayatınızda oyuna ek zamanlar oluşturmak için çabalıyorsanız evet hata yapıyorsunuz. Örnek olarak işe gittiğinizde aklınızda hala eve gittiğinizde yapacağınız yemek geliyorsa, oynayacağınız oyun geliyorsa bu ciddi bir odak problemi oluşturacaktır. Oyunlar hayatta önceliklendirme sıralamanızda temel yaşam ögelerinden bir kaç adım uzakta olmalıdır. Eğer, bu otokontrol mekanizmasına sahip değilseniz mutlaka bunu geliştireceğiniz sosyalliğe kendinizi maruz bırakın. Mutlaka gerçek hayatınız sosyal olsun, çalışkan olsun. Bilgi konusunda da nicel veya nitel olan ancak paraya dönüştürebildiğiniz bilginin esasında size fayda sağladığını lütfen göz ardı etmeyin.

9
Müzik / Ynt: Şu an ne dinliyorsun?
« : 12.05.2024 00:02 »
1

10
Arkadaşlar kötü olan ekonomi veya ülkenin kendisi değil. Kötü olan sizlerin düşünce yapısı. Şuan sahip olduğunuz mantaliteyle yurt dışında kendi seçtiğiniz herhangi bir ülkede de başarılı olamazsınız. Birkaç ay mutlu olur, sonrasında tekrardan kendi hiçliğiniz ile yüzleşip mutsuz olursunuz.

Öncelikle hayatın lineer yapıda olmadığını, diyalektik bir yapıya sahip olduğunu anlamanız ve tüm hayatınızı bunun üzerine planlamalısınız. Üniversite okumanız, belirli konularda eğitim almanız hiçbir işe yaramayacak. Çünkü karşılaştığınız problemleri, aldığınız eğitimlerdeki teorik bilgilerle çözmeniz mümkün değil. Problemlerde sandığımız kadar karmaşık değil hedef kitleyi baz aldığınızda.

Bilgiyi sorularınıza yanıt ararken öğrenin. İyi gitar çalmak için güzel sanatlara ihtiyacınız olmadığı gibi, iyi bir yazılımcı olmak içinde üniversite okumanıza gerek yok. Mantaliteniz kendi projelerinizi oluşturup ilerleme üzerine olmalı. Bunu sağladığınızda bugün sahip olduğunuz konumdan ciddi bir ivme alarak yükseleceksiniz. Sadece herhangi bir alan üzerine yoğunlaşın ve 9-5 maaşlı işçi gibi kendime hobiler edinmeliyim, tiyatroya gitmeliyim, kendime vakit ayırmalıyım safsatasından uzaklaşın.

Sayfa: [1] 2 3 4