
"İlk Zehir"O zamanlar Detroit'n en pis, en varoş ara sokaklarında klasik araçlar ile yarışlar modaydı. Bilirsiniz, araba sineması, daha sonra ise gece saat biri beş geçe yarışları.
1962 model Impalalar, Mustanglar, 1955 Ford Thunderbird, GWA Ferrari 340, Shelby Cobra, 1957 Chevy Belbu tarz klasik araçlar ile yarışlar o zaman çok en iyi aktivitesi gibi bir şeydi, Hız kelimesi bir gencin vazgeçilmezi haline gelinen dönemler. Donald ve Ronald o zamanlar lise iki veya üçe giderlerken bu hız kelimesine kapılmış çocuklardan sadece bir kaçıydı. Bu tutkuya kapılmışken yaşamadan bırakmak istemediler ve bir gece vakti babası annesi ile bir kaç kadeh devirip sızdıktan sonra babasının garajına indiler, garajda klasik araçların parçaları duruyordu, ama örtünün altında yatan müchever gibi parlayan Mustang'ı bilmiyorlardı. Ertesi gün teslim edilecek olan aracı kaçırıp, kaçırmamak içerisinde gidip geliyorlardı. En son Ronald'dan şöyle bir ses yükseldi.
"-Ya bugün, ya hiç Donnie. Hadi ama, sadece bir kaç saat. Sadece oraya gideriz ve araç ile hava atıp takılırız. Daha sonra garaja geri dönüp aracı güzelce temizleriz."Donald kafasını hafiften sallarken Ronald'ı kesiyordu, biliyordu Ronald onun aklına yavaşca sızıyor, şeytan bu çocuk!
Arabanın örtüsünü kaldırdılar, ittirerek garajdan çıkarttılar, yine ittirerek sokaktan çıkarttıktan sonra aracı çalıştırdılar. Aslan gibi kükrüyordu bu araç!
Hızla yarışların yapıldığı ara sokağa girdiklerinde bütün gözler üstlerindeydi. Hadi amaa! Çünkü gece mavisi, beyaz çizgileri bulunan bir Mustang kullanıyorlardı. Ufaktan kenara yanaştılar ve araçtan indiler, etrafı keserlerken yanlarına hafif yakışıklı, yirmi sekiz yaşlarında bir herif yanaştı. Araçta elini gezdirirken onlara baktı, sırıtmaya başladı. İkizler bilmiyordu, bu Mustang'n sahibi tam karşılarında duruyordu! Lanet olsun, ikizler ona bakıp sırıttılar. Adam onlara yaklaştı, gülerek konuşurken aracı nereden aldıklarını, burada ne yapıcaklarını sordu. İkizler ise yarışacaklarını, aracın kendilerinin olduğunu söyleyip geçiştirmeyi tercih etti. Adam onlara bakıp sesli bir kahkaha attı. Bağırarak insanlara "Hey millet, şu çocuklara bakın. Bu araç ile yarışacaklarmış!" diye bağırdı ve daha sonra ikizlere yarış teklif etti. Evet, yanlış duymadınız herif kendi aracı ile yarışmak istedi! İkizler bir an sessiz kalıp bakıştılar, içlerinden ne geçtiğini biliyorlardı ve adama dönüp kafalarını salladılar, daha sonra şu cümle çıktı ağızlarından "Hadi başlayalım".

"Ölümün sesi, ailenin yok oluşu."Aslında bu ölümün sesi, teslimat ve ufak soygun işlerine hızlıdan giriş yapan Donald ve Ronald kardeşler hayatının belki de en büyük hatasını mı yaptı? Evet. Bir insanın başına merak her zaman bela açmıştır. Teslimat işinde iyi ilerlerken meraklarına yenik düşüp paketi açtılar. Bu kadar tomar para nereden geliyordu? İçinden bir deste alınsa kim fark ederdi ki? Bunu yapmamalıydınız çocuklar..
"Team 75: Red Pepper's"Yeni bir yaşama merhaba diyen bu aile yada kalanları mı diyelim? Evet, kalanları. Vice şehrine hoşgeldiniz çocuklar. Bu iki kurnaz piç işi öğrendi mi? Harbiden öğrenmişler. Son kalan paraları ile kafalarını sokacakları dökülen bir garaj satına aldılar. Ah, bir de iki tane taksi! Neden mi taksi? Çünkü bu piçler, gündüz taşıdıkları insanları tanıyıp akşamları evlerini soyuyorlardı. Lanet olsun, benim bile aklıma gelmezdi. Sıkı tutunun çocuklar, nos basıyoruz.