İSA
Hristiyanlığın ana unsuru ‘’İsa’’ idi. Çünkü kutsal kitap olan ‘’Yeni Ahit’’ tanrının ağzıyla değil İsa’nın öğrencilerinin ağzıyla günümüze aktarılmış veyahut aktarılmaya çalışılmıştır. İsa’nın doğumundan önce zaten bir kurtarıcının geleceği inanılıyordu. Bu kişide Meryem Ana’nın babasından olacak olan erkek çocuğuydu. Herkes kutlamalar yapıyor, doğacak çocuğu bekliyorlardı. Çünkü hepsi onun erkek olduğuna ve dünyaya tanrının nefsinden geleceğine inanıyordu. Ama doğan çocuk bir kız olunca büyük bir hayal kırıklığına uğrandı. Fakat kimsenin bilmediği asıl kurtarıcı olan çocuk Meryem Ana’dan olacak kutsal çocuktu. Meryem ana nişanlandığı vakit daha önce hiç birliktelik yaşamamıştı. Bir gün Tanrının kelamı olan Cebrail, bizzat onun yanına gitti. Ve ona durumu anlattı. Ona hamile kalacağını ve ondan doğacak çocuğun tüm dünyayı kurtaracağını söyledi. Ama Meryem ana şaşa kalarak;
‘’Daha önce hiç birlikteliğim olmadı. Bu nasıl olacak?’’
Cebrail:
‘’Bu tanrının bir kelamı veyahut bir emridir. Kimse senden şüphe etmeyecektir. Sen tanrının oğlunu karnında taşıyacaksın’’ diyerek oradan ayrılmıştır. (bu olay kaynak kaynak değişmektedir)
Meryem Ana hamile kaldıktan sonra eşinin bu durumu anlaması büyük bir felakete yol açabilirdi. İşte bu yüzden Cebrail bir kez de Meryem Ana’nın eşine gözüktü.
‘’Meryem kimseyle birlikte olmadan bir çocuk sahibi olacak. Ve son ona babalık edecek, ayrı tutmayacaksın. Ancak bunu yaparsan mutlu olursun’’
Bu söyleyişten sonra İsa’ya öz çocuğu gibi bakmış ve sahip çıkmıştır.
Bu durum Yeni Ahit, Matta’da şöyle anlatılmaktadır;
‘’İsa Mesih’in doğumu şöyle oldu. Annesi Meryem Yusuf’la nişanlıydı. Ama onunla bir araya gelmeden önce Meryem’in kutsal Ruh ’tan gebe olduğu anlaşıldı. Sözlüsü Yusuf doğru biri olduğundan ve Meryem’in küçük düşürmek istemediğinden, onu sessizce bırakmayı uygun gördü. Yusuf bunları düşünüyordu ki, Rab ’bin meleği düşünde ona görünerek şöyle dedi: ‘’Ey Davut oğlu Yusuf! Meryem’i kendine eş olarak almaktan çekinme. Çünkü onda oluşan Kutsal Ruh ’tandır. Bir oğul doğuracak, O’nun adını İsa koyacaksın. Çünkü o halkını günahlarından kurtaracak. Bu zincirleme olaylar Rab ‘bin bir peygamber aracılığı ile söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu:
İşte erden-kız gebe kalacak ve bir oğul doğuracak.
‘’O’nun adını İmmanuel koyacaklar.’’
İmmanuel ‘’Tanrı bizimdir’’ demektir.
Yusuf uyanınca Rab ‘bin meleğinden gelen buyruğa uydu ve karısını eve aldı. Ama bir oğul doğuruncaya dek kendisiyle bir araya gelmedi. Oğlanın adını da İsa koydu.’’
Buı durumdan sonra Krallık büyük bir şok içine girdi. Gökbilimciler kralın huzuruna çıkıp ‘’Yeni doğan kral nerede?’’ diye soruyorlardı. ‘’Çünkü O’nun yıldızını doğuda gördük ve kendisine tapınmaya geldik.
Bu sözler zamanın kralı Herodes’i kızdırdı. Aklına şüphe düşen kral tüm din adamlarını topladı ve Mesih’in nerede doğacağını soruşturdu. Cevabı alamayınca gökbilimcileri ile gizlice konuştu. Onlardan tam olarak öğrendi. Ve onlara şu sözlerle Beytlehem’e gönderdi: ‘’Gidin çocuğu araştırın. O’nu bulunca da bana haber iletin. Bende öylece ona tapayım’’ Gökbilimciler durumdan habersiz kurtarıcı kralı aramaya koyuldular. En sonunda yıldızın bulunduğu yere geldiklerinde mutlu oldular. Eve girip annesi Meryem’le çocuğu gördüler, yere kapanarak ona taptılar. Değerli olan her şeyi onlara hediye ettiler.
((Rönesans dönemine ait İsa'nın doğumu))
Herokles’e bir şey söylemeyen gök bilimcilere çok kızdı. Bu yüzden suçsuz tüm çocukları öldürdüler. Yeni doğan ve yaşıttı uyan tüm çocuklar katledildi.
‘’Rama’da bir ses duyuldu.
Ağlayış ve yoğun dövünme,
Çocukları için ağlayan Rahel avutulmak istemiyor,
Çünkü onlar yok oldular.
Bu durumdan sonra kurtarcının doğuş haberi tüm bölgelere yayıldı. Tabi Şeytan’da boş durmadı. Babanın oğlunu çeşitli sınavlara çekti. Bunlardan en büyüğü, en yüksek tepeye götürerek; ‘’Eğer bana taparsan bu yeryüzü senin olacak. Senin kontrolün altında olacak, tanrıya erişeceksin.’’ Demiştir. Fakat kurtarıcı ‘’Ben sadece tanrıma taparım ve ona iman ederim diyerek geri çevirmiştir.
((Meryem Ana ve Çocuk İsa))