INFO
Gashadokuro Japon mitolojisinde yer alan iblislerden biridir. Gömülmemiş savaşçıların kemiklerinden oluştuğu, insan boyutunun yaklaşık beş on katı büyüklüğünde olan bir iskelet olduğu söylenir. Akşam vakitleri yalnız gezginleri kaçırıp kafalarını ısırır ve kanlarını içer. Yapılanma geçmişteki kayıplarını anma amacıyla Vice şehrinde bu ad altında işlerini yürütmeye karar vermiştir.
PROLOGUE
Japonya'nın yeraltı düzeni kesinlikle tahmin ettiğinden çok daha güçlü bir düzene sahipti. Sokakta yürüdüğünde yanından geçtiklerinde tüylerini diken diken adamlar bu yapılanmaların sadece en alt tabakasıydı. İtalyan aileler kadar haklarında konuşulan Japon suç aileleri (yakuza) halkın ve devletin gözünü öyle boyamış ve adamlarını içeri sokmuş durumdaydı ki kimsenin ruhu duymuyordu. Zayıf ailelerin güçlüleri yalayıp dillerini kahverengiye boyamadan yükselme şansı bulunmuyordu. Bu karmakarışık hale gelmiş düzenin içinde yaşadığı bölgede adı sıklıkla geçen, taşaklı diyebileceğimiz bir ailenin altında dostlarıyla çalışan Hideyoshi yükselişe geçmek için kendine fırsat yaratma derdindeydi. Nasıl mı? Lanet herif Kyoto - Osaka arasında patronunun adı altında mücevher ve uyuşturucu ticareti kurmuş, dikkatleri yavaş yavaş üzerine çekiyordu. En ufak bir tüy kıpırdamasında bile savaşın çıkabileceği yeraltında bu hareket yangını söndürmek için su niyetine benzin dökmek gibiydi. Hükümetin değişim süreci ile bazı ailelere karşı yaptırımlar uygulandığı, güçlerini değişim sonucu ile kaybetmeye başlamış ailelerin savaşmaya başladığı dönemde aç gözlülüğü Hideyoshi'nin farkında olmadan kendisi ve dostlarını kan gölüne atacaktı.
BEFORE VICE I.
"Siktiğimin çok bilmişi!" Hideyoshi'nin patronu hakkında ağzından çıkan fikri buydu. Çoğu işi ve fırsatı kendinin sağladığı, patronunun ise sadece ailesinin adından faydalanarak büyüklük oynadığını düşünüyordu. Haklı mıydı? O ve dostlarına göre evet. Kazandıkları paranın çok az bir yüzdesini alıp zar zor geçinebiliyorlardı ve girdikleri riske kesinlikle değmiyordu. İplik iplik örerek kurdukları ticaret ağı tamamen onların eseriydi ve yıllardır kendi eserlerinden kendilerinden daha çok büyüklük oynayan birinin gelir sağlaması canlarını sıkmaktaydı. Bu can sıkıcı durum için kesinlikle bir şey yapılmalıydı.
Ucuza satın alıp Kyoto'dan Osaka'ya taşıyıp ticaretini döndürdükleri çalıntı mücevheratlar yaşlı bir bunak ve ufaklıklarından temin edilmekteydi. Herifin tek tanıdığı Hideyoshi idi. Lafın kısası: elemanın üst mertebeden gram haberi yoktu. Tek bildiği tüm satışı malları ondan alan ekibin yaptığıydı. Bu olay üzerinden nasıl faydalanılabilirdi? Tabii ki patronlarının parasıyla aldıkları malların bir kısmını el altında tutarak "polis ekipleri sorun yarattı." gibi yalanlar uydurup gözlerden ırak şekilde başka bölgelerde okutarak. Mantıklı mıydı? Evet. Riskli miydi? Oldukça. Patronu öldüremeyeceklerine göre tek yapabilecekleri buydu. Üç aylık süreçte planlarını durmaksızın uyguladılar ve başlarındaki asalak sıktıkları her yalana inanıp yavaş yavaş gelirini kaybetmeye, gücünden düşmeye başladı. Bu sırada ise ekip ceplerini parayla doldurmaktaydı. Mücevheratlar planlandığı gibi okutulurken uyuşturucu ağına da aynı kumpası kurmamaya, işi iyice riske atmamaya karar verdiler.
"Alt tabaka üstekini temizleyebilecek güce ulaşmadan üst seviyeye ulaşamaz." kendilerine sürekli söyledikleri cümle buydu. Kirli planları aylardır oldukça iyi ilerliyordu fakat, bulundukları konumdan yükselmelerine yetmiyordu. Daha iyi bir plan gerekliydi. Ekibin vurgun yapabileceği bir olasılık yaratması gerekiyordu. Malların yüklendiği gecelerden biri Hideyoshi bunak ile karşılıklı alkolünü yudumlamakta, göz ucuyla sevkiyata bakınırken muhabbetiyle keyfine keyif katmaktaydı. Bu esnada bunağın dudakları arasından ekip için vurgun olacak bir fırsatın habercisi çıktı. Kendisinin aracı olabileceği, Amerika'dan gemi yoluyla dolu dolu mücevher, takı getiren sıkı bir kaçakçı tanıdığını söyledi. Eğer uygulanırsa bu ekibin kazancının dört, belki de beş katına çıkacağı anlamına gelmekteydi. Böyle bir reddedilebilir miydi? Hayır! Sevkiyat bittikten sonra bunakla beraber sıkı kaçakçı ile görüşme için tarih ayarladılar. Hideyoshi ve dostları bu günü iple çekmekteydi.
Kış mevsimi gelmiş, ince ve janti takım elbiselerini giyen ağır adamların götü donmaktaydı. Farkettiriyorlar mıydı? Hayır. Neyse, gece vakti limanda ayarlanan buluşma vakti herkes tam saatinde buluşma yerindeydi. Klasik sohbetler dönmeye başladı. "Ne kadar sağlayabilirsin?", "Ne kadar verebilirsin?" sorularının ardından güzel bir anlaşma sağlandı. Hideyoshi ve dostları patronlarının farkında olmadan onu en az üç kademe geçmiş durumdaydı. Yurt dışına açtıkları kaçak mücevherat ticareti hepsini zengin olma yolunda hem yukarı çekiyor, hem de ölüme iyice yaklaştırıyordu.
| | 
|
BEFORE VICE II.
Para istemese bile insanı değiştiriyor. Tayfamızı da olabildiğince değiştirmeye başlamıştı. İşe verdikleri dikkati iyice azaltmış, lüks hayatın getirdiği rahatlığa kapılmış durumdalardı. Patronları hala bir bokun farkında olmasa da, gücü elinde tutan aileler gerizekalı değildi. Limandaki ticaretin haberini çoktan almışlardı ve hamle yapmaya hazırlanıyorlardı. Bunun cezası ise Hideyoshi'nin patronuna kesilecekti.
Kendi bölgesi dışında pek bilinmeyen bir aile başına toplantı mesajı iletilmesi insanın soğuk kanlılığını bozacak bir şey mi? Kimsenin umursamadığı, rahat rahat takılabilen biriysen evet. Sözde patronumuz da daveti aldığında büyük bir korkuya kapıldı. Büyüklerin üstüne çökeceğini, elinde hiç bir şey kalmayacağını düşünüyordu. Kendisini savunması gerekliydi. Toplantı gecesi için yanına olabildiğince adam ayarladı ve bu koruma timine Hideyoshi ile dostları da dahildi. Ne kadar istemiyor olsalar da, üstlerinin emrini reddetmek bütün yeraltında saygınlıklarını kaybetmelerine neden olurdu. İstemeye istemeye patronlarına eşlik edip toplantı mekanına gittiler.
Ne bok yapacakları hakkında gram fikirleri yoktu. Telaş ve endişe içinde çürümekteydiler. Ne yapabilirlerdi? Yaptıkları işin açığa çıktığı belliydi. Asıl soru bunu kendi başlarına yaptıkları biliniyor muydu? Bütün problem bu kuşkunun altında yatıyordu. Patronlarını indirmeleri gerekiyordu. Beyinlerini kemiren bu kuşkuyla aralarında konuşurken patronları elinde Hideyoshi ve ekibinin limanda görüşme yaparken çekilmiş fotoğrafları ile kızgın bir ifadeyle onlara doğru adımladı. Bir şey yapmalılardı, bir şey... Takashi dayanamayıp patronun kafasına patlatmak için silahına davranırken silah sesleri mahallenin dört bir yanında yankılanmaya başladı. İlk mermiler patrona isabet ederken diğerleri geriye kalan korumaları indirmek için ateşlenmeye başladı. Sayıca az durumdaydılar ve kaçmaları gerekiyordu. Canlarını kurtarmak için arabaya atlayan ekip bölgeden uzaklaşırken ölümle yüz yüze geldikleri bu anı unutamayacaklarının farkındaydılar.
Ekip farkında olmadan tüm ülkenin yeraltının çürümesine neden olmuştu. Olay sonrası polis ekipleri tarafından yakalanan yapılanma üyeleri ve ele geçirilen silah ile uyuşturucu sonucu hükümet yakuzaya karşı büyük bir savaş açtı. İstediği gibi elini kolunu sallaya sallaya gezebilen ailelerin inlerinden çıkamayan farelerden farkı kalmamıştı. Gün geçtikçe yeraltı yapılanması iyice çöküyordu. Herkes kurtarabildiğini kurtarma veya temiz imajını güçlendirme çabasındaydı. Ne yapacağını bilemeyenler ise kendileri gibi zayıf olanlardan faydalanmaya çalışıyordu. Hideyoshi ve ekibi de patronunu kaybettikten sonra yükseldiği basamaktan birden en dibe çakılmış durumdaydı. Kyoto - Osaka arasında kurdukları ticaret hem aileler hem de polis ekipleri tarafından kullanılamaz hale getirilmiş durumdaydı. Ellerinde kalan parayı diğer zayıf halkalardan çalıp çırparak arttırmaya çalışıyorlardı. Yeterli miydi? Hayır. Bu durumdan onları kurtarabilecek en güçlü hamle gittikleri toplantıda patronlarının kalemini kıran aile başını temizlemekti, en azından toplu verdikleri fikir buydu.
Gerekli araştırmayı ve gözlemleri yaptıktan sonra işi halletmek için Mori Holding'in yanında bulunan park bölgesine araçları ile pustular. Güneş şehri aydınlatmaya yavaş yavaş başlamışken bekledikleri an geldi. Takashi susturucu taktığı silahını eline alıp araçtan indi ve hızlı hızlı hedefine adımladı. Ufak bir ıslığa benzer sesinin kısık inleyişi sonrası hedefleri yerde kafasında bir kurşunla yerde yatıyordu. İşi kolayca hallettiklerini düşünürken güvenliklerden biri olayı görüp telsiziyle diğer güvenlikleri çağırıp ateş etmeye başladı. Osaka'nın en işlek bölgelerinden biri silah sesleriyle dolmuş durumdaydı. Kendini çapraz ateşin ortasında bulan ekip kaçamayacak durumdaydı. Siper alıp kendilerini savundular fakat sonuç acı vericiydi. 10 kişilik ekipten geriye canlı olarak sadece Takashi ile Hideyoshi çıktı. Dostlarının bedenlerini alamadan bölgeden kaçmak zorunda kaldılar. İkisi de yaptıklarını değil, hayatta kalmak için ne yapmaları gerektiğini düşünmek zorunda olduklarının farkındaydı.
| | 
|
WELCOME TO VICE CITY
Geçen süre içerisinde Japonya yapılanmalardan neredeyse tamamen arındı. Gücünü koruyabilen aileler legal imajlarına daha fazla önem verip ayakta kalmayı başardılar. Ekipten geriye kalan Hideyoshi le Takashi ise göçebe yaşantısı sürmekteydi. Mal varlıklarının eski patronlarıyla bağlantıya sahip olmasından dolayı her şeylerini kaybetmiş durumdaydılar. Ellerinde kalan son parayla geçinmeye çalışıyorlardı. Hideyoshi'nin bu durumu düzeltmesi, ekibinden geriye kalan Takashi'yi kaybetmemesi gerekiyordu. Kurtulabilecekleri bir yer bulunmalıydı. Japonya'da böyle bir yer olması mümkün müydü? Sadece geçici sığınaklar mevcuttu. Ne kadar polis peşlerinde olmasa da geriye kalan aileler Hideyoshi ve ekibinin yaptıklarından çoktan haberdardı. Ya onları kullanmak isteyeceklerdi, ya da risk oluşturmamaları için temizlemek. En mantıklı opsiyon ülkeyi terk etmekti. Bunun için önce para bulmaları gerekiyordu. Araçlarından iyi bir fiyata kurtulup Vice şehrine uçak bileti alıp Japonya'yı terk ettiler.
Downtown kesimindeki asyalı yerleşkesi yaşamlarına devam edebilmeleri için biçilmiş kaftandı. Bir süre ufak tefek işlerde çalışıp kendilerine ev ayarladılar ve geçmişte yaptıkları hatalardan ders çıkarıp tekrar aynı kuyuya düşmemek için detaylı bir planlama ile hedefleri doğrultusunda hazırlanmaya başladılar.
Konu: gashadokuro/japanese criminal group. (Okunma sayısı 1681 defa)