Konu: Cartel de Pereira  (Okunma sayısı 1087 defa)

0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#0 - 04.11.2019 20:55
Santiago Pepez

Santiago Pepez, o gece hiç olmadığı kadar kararlıydı.Bir yandan çalısma masasında kurmayı düşündüğü oluşumun son planlarına bakarken,bir taraftan da donuk bakışlarla yerde oyuncak silahıyla oynayan,kendine veliaht olarak gördüğü oğlu Alexander'a bakmaktaydı.Kuracağı bu imparatorluğu oğlunun devam ettirmesi tek isteğiydi.Acı kahvesinden bir yudum aldıktan sonra derhal telefona sarıldı.Kafasında 5 kolombiya suç örgütü liderini bir araya toplamak vardı.Ortalığı olacak bu adamlar arasında görmek istediği fikir birliğini kurmanın tek yolu buydu.Çağırmak istediği liderler arasında Fernandez, Salazar, Alcandar ve Paulo vardı.Vakit kaybetmeden Salazar'dan başlayarak aramaya başladı. Reyes'in ölümünden sonra oluşan otorite boşluğu liderlerin  çağrıyı kolayca kabul etmesini sağladı.O gece, Beş lider bir araya gelmiş ve fikir birliği yemini etmişlerdi.Kurallardan yapılacak olan işlere,kimin ne yapacağından birlikten çıkmanın cezasına kadar herşey konuşulmuştu.Oluşumun adı Cartel de Pereira olmuştu.Ve kurucu başkan Santiago Pepezdi.

Pepez Köşkü,1982 Saat:19:10

Alexander Pepez

Adım Alexander Pepez, beni bilen bilir.1985'de öldürülen ünlü kartel lideri Santiago Pepez'in  biricik oğlu.Geçmişe dönüp baktığımda,katilin başını gövdesinden ayırmama rağmen içimin hala soğumadığını görüyorum.Bu cinayet benim kafamda hep soru işareti oluşturmuştur.Çünkü katili öldürmeden önce yüzünde ki ifadeden birşey söylemek isteyipte,söyleyemediği anlaşılıyordu.Zaten bana söylediği neden de çok inandırıcı gelmemişti.Babamın en büyük hayali benim kartelin başında olmamdı.Ama onun erken ölümü buna mani oldu.O anın acısıyla,tek derdim intikam almaktı.Yaşımdan dolayı da lider olmazdım.O gün kartelin en yaşlısı olarak kartelin başına Salazar geçmişti.Ama benim yerim her zaman farklıydı.Ben Santiago Pepez'in oğluydum.Onursal bir makamım vardı.Tam 18 sene bu aileyi her gün büyüyecek biçimde yönettim.Ancak,artık koca kurt yaşlandı.Ve hücrelerine yenik düşmek üzere.Ah!Bu kanser denen illet,ilerde çok can alacak.Ben,yılların eskitemediği Alexander Pepez, herşeye sırtımı döndüm,gidiyorum.Elveda ailem,elveda acının,sevincin,aşkın şehri...

Pepez Medical,2003 Saat:23:52

Luigi Pepez

Bugün hiç olmadığı kadar düşünceliydi.Babası onun bu düşünceli hallerini sürekli dedesi Santiago Pepez'e benzetirdi. Santiago, ne zaman önemli bir iş yapacak olsa, günlerce uzun uzun düşünürdü. Şüphesiz bu özellik torunu Luigi'ye de sirayet etmişti.Aklında Emilio'dan boşalan liderlik koltuğuna geçmek vardı.Son iki gündür, yatında ki şezlonga uzanıp soğuk içeceği eşliğinde düşünmekten başka bir şey yapmıyordu. Aralıklarla bakışlarını sol elinin baş parmağında dede yadigarı yüzüğe çeviriyordu.Birden bulutlar güneşini kapatmaya başladı. Bela gibi yatının üzerine çökmüştü sanki. Çok geçmeden uzaklardan ıslığa benzer bir ses duyuldu. Biraz bilgisi olan bunun kanas sesi olduğunu anlayabilirdi.Genelde "Bu sesi duyduysan hayattasın demektir." derler.Ancak Luigi bu sesi duyamamıştı.308'lik o kalın kurşun,yumuşak kalbini paramparça edip sol arka kürek kemiğinden çıkmıştı.Artık yapılması gereken bir an önce intikamın alınmasıydı.Bu intikamın memuruysa hiç şüphesiz,en büyük veliaht olan Fabio Federico Pepez idi.

Yat Limanı,2007 Saat:13:44

Fabio Federico Pepez

Yıllar boyunca aradığı keskin nişancı karşısındaydı.Fabio sanılanın aksine çok soğukkanlıydı.Bu tipik bir Pepez, özelliğiydi. Pepezler, intikamlarını büyük bir soğukkanlılıkla alırlar,alırkende inanılmaz derece de acımasız olurlardı. Fabio,ilk önce katil ile gözgöze gelmeyi tercih etti,ve beklenmedik bir şekilde başını okşuyordu.Ağır adımlarla tezgaha doğru yöneldi,tezgahın üzerinden satırı kavradı ve aynı şekilde katile dogru yürüdü.Hiç beklenmedik bir anda,sol eliyle katilin elini masanın üzerine koydu ve sağ elinde ki satırı sertçe parmaklarına geçirdi.4 parmağını birden aldı.Donuk bakışlarını dede yadigarı yüzüğüne çevirdi, kan sıçramış olacak ki yüzüğü hafifçe üzerine sürüp temizledikten sonra cebine koydu.4 parmakla tatmin olmamış gibiydi.Tekrar satırı kavramasıyla ard arda 5 kere omuz bölgesinden aşağı doğru sertçe savurdu.Kol kopmuş,etrafa kan adeta
debi oluşturacak şekilde akmaktaydı.Katil de acıdan bayılmıştı ve kaybından da ölmesi muhtemeldi.Ölmeden önce keskin nişancının dürbüne bakan gözünü almak istiyordu.Kasaturasını kavradıktan sonra iki hamlede gözü çukurundan ayırmıştı.O kadar vahşi görünüyordu ki 10'larca leşi olan adamlarının dahi midesi kaldırmıyordu.Hatta dışarı da istifra edenlerin sayısa da fazlaydı.Üzerinde ki kanı temizleye çalışırken birden kapıdan içeri kardeşi Bernardo girdi.Elinde telefon vardı ve telefonun ona olduğunu söyledi.Karşıda ki kişi Marcela Salazar idi.Donuk bakışlarla telefonu kavradı ve boğuk bir ses tonuyla:
Fabio:Buyrun.
Marcela:Bay Pepez, kartel toplanıyor ve bay Luigi'nin veliahtı olarak sizi de aramızda görmek istiyoruz,tabi işiniz bittiyse...
Fabio:Pekala orda olacağım bayan Salazar.

Et Fabrikası,2014 Saat:21:17

Alejandro Salazar

Tanrı, mavi gökyüzünden gelen ışıklarınla beyaz tenimizi aydınlatan.Göklerin Krallığı'ndan bedenlerimize ruh üfleyen. Çağrıma kulak ver. Nerede hata yaptım? Yok olmaya karşı gelerek senin şahitliğini savundum. Roma'nın kalıntıları yeryüzünden silinirken, nasıl oturup bekleyebilirdim?

Alejandro, kapıya vurulma sesiyle huzur bulmak için okuduğu Luka'dan başını kaldırdı. Çalışma masasının hemen üzerinde duran aslan figürlü saat 19:13'ü gösteriyordu. Çoğu kez bu aslanı kendisine benzetirdi.Dışarıda alışılagelmişin dışında bir fırtına vardı.Böyle bir havada dışarı çıkmaya kim cesaret edebilirdi? Kapıyı açtığında onu karşılayan esmer kendisinden hemen hemen 15 yaş küçük genç bir kızdı. Kızın siyah saçları yağmurdan sırılsıklam olmuş. Başındaki örtüden ela gözlerine doğru yavaşça dökülmüştü. Alejandro ilk önce gördüğü manzara karşısında etkilendi. Ancak daha sonra karşısındakinin kim olduğunu anladı. Reyes'in ölüm haberini ona iletmesi için gönderilen bir görevliydi. Bu andan sonra her şeyin değişeceğini anlamıştı ki hızlı adımlarla tekrar içeriye doğru yöneldi, çalışma masasının üzerinde bulunan telefonu kavradı ve Santiago Pepez'i vakit kaybetmeden aradı. Kısa süren konuşma sonrasında, Alejandro diğer aile liderleriyle konuşmak ve bu savaşa artık bir son vermek için Pereira'da bulunan Pepez köşküne davet edilmişti.Bu tarihten sonra Alejandro yanında yıllardır çalışan ve hayatında ki tek güvenilir bulduğu kişi olan Vitelli'ye doğru dönerek yolculuk için hazırlık yapılmasını emretti. Kısa bir süre sonra Pepez köşkünün içerisinde kendini bulan Alejandro bu toplantının ne amaçla yapıldığını merak etmekten kendini alıkoyamıyordu.Yavaş adımlarla salondan toplantı odasına doğru ilerledi ve kapıyı açtıktan sonra başıyla içeride ki sonrasında Cartel de Pereira üyeleri olacak ve ortaklık kuracağı, Santiago Reyes , Gustavo Fernandez, Alviero Alcandar ve Heiner Paulo'yu selamladı. Ağır adımlarla masanın yanında ki sandalyeyi kendine doğru çekerek oturdu ve ilk Cartel de Pereira'nın kurucuları arasında yerini aldı.

"Alejandro'nun 1984 yılında yazmaya başladığı "Yeni bir düzen" adlı kitaptan bir kesit."
((Kitap hiç bir zaman yayınlanmamıştır ve sadece Salazar ailesine miras olarak bırakılmıştır.))

Emilio Raul Salazar

Yüce Tanrım;bugün şakağıma doğrultulan bir silah, ve paslanmış taş plağımda çalan Beethoven'ın "Ay Işığı" adlı bestesi eşliğinde son satırlarımı yazıyorum.Kardeşim Marcela'nın babamızın kaybı ardından psikolojik travma yaşadığı haberini aldım. Yeni örgüt düzeninde "El Jefe" olarak ilân edildiğimi bu haberle birlikte öğrendim.Görevi kabul edip etmeme konusunda kararsızdım. Pereira kurallarına göre emirlere itaatsizliğin sonu infaz edilmekten geçiyordu.Ben silahımın namlusunu masum insanlara doğrultmamaya yemin etmiş biri olarak kirlenme taraftarı değildim, ama bu durumda siyahın lekesi beyazdan iyi olabilirdi.Masum biri olamadım, fakat ellerimi yalnızca Kolombiya halkının menfaatleri uğruna kirlettiğimi söyleyebilirdim. Kader tarafından tekrar seçeneklerle karşı karşıya bırakıldım. Ailemin güç hırsı uğruna, yıllarca uğruna savaştığım kutsal görevimi, insanlığımı ve sevdiğim kadını arkamda mı bırakacaktım?

Ah Cecilia.. Şimdi ben senden, huzuru tattığım ilk yer olan koynundan nasıl ayrılacağım? İçimde günden güne büyüyen bu yasak aşkın ateşinin, tüm sevdiklerime sıçramasından çok korkuyorum. Unutmak bir seçenek mi, bunu yapabilir miyim? Bilmiyorum. Ama bir seçeneğimiz daha var; o da el ele ateşe atlamak.Tüm bu düşünceler arasında ya kirli bir adam olmayı seçip şeytan ile işbirliği yapacak, ya da Tanrı adına bu toprakların refâhı adına çalışmaya devam edecektim. Şeytan ve melek; "kimsin sen Emilio , kimin tarafındasın?" diye sorduğunda, seçim yapmak için fazla zamanımın kalmadığını hissedebiliyordum. Artık yaşamak için iki seçeneceğim vardı; ya öl, ya öldür.

Ne olursa olsun yaşamaya ailem, milletim ve aşkım uğruna devam etmeliydim. Tüm seçeneklere rağmen.. Şimdi bu veda metnini yeni hayatıma başlamak için sonlandırıyorum.

"Emilio'nun günlüğünden "Seçenekler" başlıklı sayfa, 87-10 Mart 2002"

Adriana Marcela Salazar

Çok sıcak bir temmuz akşamıydı. İkinci katta ki  oda, fırın gibi yanıyordu. Dışarı çıkmak, biraz temiz hava almak ve nehir kenarına oturup serinlemek istiyordu. Kapıdan çıkacağı sırada, abisi ile karşılaşmaktan korktu.Odasından bir kaç aydır pek dışarı çıktığı söylenemezdi. Ne zaman dışarı çıksa abisinin iş arkadaşlarının tehdid dolu bakışları ile karşılaşıyor; utancından ne diyeceğini şaşırıyordu.
Üç-dört ay öncesine kadar herşey yolunda gidiyordu. Babasının kaybının ardından, abisinden başka hayatta kimsesi kalmamıştı. Abisi aileyi toparlamak adına babasından geriye kalan bütün işlere yoğun bir şekilde atılmıştı.Marcela'da abisinin istediği gibi bir kardeş olabilmek için elinden geleni yapıyordu.
Fakat, birden işler öyle ters gitmeye başladı ki; hem polisin baskısı artmış, hemde eski ortaklardan abisi istediği desteği alamamaya başlamıştı iş alanlarının çoğunu kaybetmişlerdi. Kötü birşeyler olduğu muhakkaktı. Düşkünlüğün ağır pençesi, yalnızlığa da beraberinde getirdi. Ne fakültedeki dersleri takip ediyor, ne bir kimse ile görüşüyordu.
Aniden dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi. Artık hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmadığını hissediliyor; buna kendisi de şaşırıyordu.
Daha önce gürültü etmemek için kedi gibi indiği merdivenlerden, bu sefer zengin ve kendine güvenen bir ev sahibi gibi serbestçe indi. Marcela'nın inişini duyan ve her seferinde karşısına asık bir suratla çıkan ev çalışanları, nedense görünmemişti.
Marcela bir kere daha güldü:
-İşte bütün mesele bu! diye mırıldandı... Cesur ve utanmaz biri oldun mu, senden çekinirler!... Bütün yumruklar korkak, beceriksiz ve namuslu insanların tepesine iner...
Bir süre aracıyla ilerledikten sonra arabasını park ederek yürümek istediğine karar verdi. Los Santosluların çok iyi bildiği, pis ve ekşi kenar mahalle kokusu, sıcağın da tesiriyle dayanılmaz bir hal almıştı; ama Marcela'nın buna hiç aldırış ettiği yoktu. Etrafta ki barlardan sarhoş nârâları yükseliyordu. Zihni öylesine meşguldü ki, hiçbir şey duymuyordu.

İnce yüz çizgileri ve güzel mavi gözleri, esmer teni ve biraz uzun boyu ile güzel ve nârin bir gençti. Fakat öyle kötü giyinmişti ki, görenler onun bir Salazar olduğuna inanmazlardı.Kaldırımda dalgın dalgın yürürken; yanından, içinde sarhoş yüklü, nereye ve niçin gittiği bilinmeyen bir minibüs geçti. Sarhoşlardan biri eliyle onu göstererek avazının çıktığı kadar bağırdı:
-Hey, sen! Fötr şapkalı fahişe!  Şarap parası bulamamış isen, bize takıl!
Marcela, sarhoşun hakaretine değil; başka bir şeye kızdı:
-Lanet olsun! Bunu nasıl da düşünemedim?.. Başımda ki bu şapka ile nereye gitsem tanırlar... İhmal edilen ve hesaba katılmayan en küçük bir ayrıntı, suçluyu ele verir... Hani her şeyi en ince teferruatına kadar plânlamıştın? Budala, sen de! Sen kim, o işin hakkından gelmek kim?..
Gerçi, şimdilik sadece "deneme" için gidiyordu. Öyle bile olsa çok dikkât etmesi gerekiyordu:
-Bu paçavraların üstüne, Fötr şapkası değil; ancak bir dilenci kasketi yakışır... diye mırıldandı.
Kanal boyunca yürüdü. Büyük bir binanın önünde durdu.Böyle tehlikeli bir işe nasışl olup da karar verebildiğine kendisi de inanamıyordu; ama artık bir kere karar vermişti ve mutlaka gerçekleştirmeliydi. Bütün geleceği buna bağlı idi.Heyecandan kalbi duracak gibi oldu. Küçük küçük dairelere bölünmüş ve kiraya verilmiş bulunan bu evde, aşçı kadınlar, hizmetçiler , terziler, işçiler ve çeşit çeşit insan oturuyordu. Evin iki kapısı vardı ve giren çıkanların gürültüsü hiç eksik olmuyordu.Ana kapının önünde, böyle kararsız beklemesi hiç de uygun değildi. Dairelerin hizmetini gören üç kapıcı vardı. Bunlardan birine rastlayabilirdi. Hızla ana kapıdan girdi. Kimseye görünmeden yana saptı. Burası gündüz bile karanlıktı. Yandaki evin gölgesi ışığı engelliyordu. Küçük bir servis merdiveni vardı ve buradan her kata kolayca girmek mümkündü. O, bütün bu teferruatı, önceki gelişlerinde öğrenmiş; plânını buna göre yapmıştı.Dördüncü kata çıktı. Heyecanı iyice artmıştı:
-Daha işin denemesinde iken böyle korkarsam; gerçeğini nasıl yaparım? diye kendi kendine kızdı.
 Sahanlığa çıktığı sırada gürültüler duyup irkildi. Dikkât edince, hamalların bu kattaki dairenin birinden eşya çıkardıkların ıgördü.
-Demek asker emeklisi, Alman taşınıyor... diye düşündü.
Bu oldukça iyi bir gelişmeydi. Asker emeklisi taşındığına göre dördüncü katta, içinde oturulan yalnız "İstihbarat Sorumlusu"nun dairesi kalıyordu.Hamallar aşağı inince, derin bir nefes aldı. Birkaç adım ilerledi. Adamın kapısının önünde durdu. Titreyen elini zile götürüp bastı. Zil, sanki bakırdan değil de tenekedenmiş gibi tok sesler çıkararak çınladı. O, planını yaparken, bu zilin sesini de hesaba katmamamıştı. İşte küçük bir ayrıntıyı daha kaçırmış oluyordu. Bütün vücudu, hücrelerine kadar, titredi.
Kapı hafifçe aralandı. Kapı aralığından, sadece, adamın kendi gibi parlayan gözleri göründü. Hamallar dönmüş ve sahanlıkta belirmiş olduklarından, adam çekinmeden kapıyı ardına kadar açtı. Marcela, kapının eşiğinden adımını atarak, mutfaktan tahta bir bölme ile ayrılan hole girdi. İstihbaratçının bağlantılarını burada kabul ettiğini biliyordu. Onun böyle teklifsizce içeri girişi, eski bir bağlantı olduğunu belli ediyordu. Adam, yine de, şüpheli bakışlarını Marcela'ya dikmiş, hiçbir şey söylemeden öylece bakıyordu. Hayret edilecek bir şey varsa, o da Marcela'nın artık hiç heyecan duymuyor olması idi... Buna kendisi de inanamıyordu; ama işte gerçekti.

Adam, uzun boylu, çelimsiz, sıska bacaklı, sivri burunlu, yassı alınlı, tilki bakışlı bir görünüşe sahipti. Altmış yaşında olmasına rağmen, daha ihtiyar gösteriyordu. Sık sık solumasından ve derin öksürmelerinden hastalıklı olduğu anlaşılıyordu. Kim bilir kaç aydır tarak yüzü görmeyen uzun ve kıvırcık saçlarıyla büyücülere benziyordu.Marcela, daha nazik davranması gerektiğini hatırlayarak, hafifçe eğildi:
- Adım, Marcela! dedi; Emilio Salazar'in kardeşiyim birkaç ay önce yine gelmiştim.
Adam gözlerini ondan ayırmadan tane tane konuştu:
-Evet! Hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. Söyleyin bakalım, yeni bilgiler vermeye mi geldiniz ?
-Ne yazık ki, hayır!
-Ya! Demek öyle? O halde niçin geldiğinizi sorabilir miyim? Birinci iş için verdiğim müddet doldu ve üç gün de geçiyor...
-Biraz sabredin, yakında onu tutuklatacak ve beni ailenin başına getirecek bilgileri size fazlasıyla söyleyeceğim.
Marcela bunları söylerken, bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu. Adam, kahkaha atmak için ağzını açmıştı ki; boğucu bir öksürük nefesini keserek buna fırsat vermedi. Boğazına biriken balgamı zorla yuttuktan sonra konuştuk;
-Geçiniz efendim! Biz böyle palavraları çok dinledik.. Birinci işinizin müddeti dolduğuna göre, İstediğim zaman elimde ki bilgiler ile sizi tutuklayabilirim; bu benim kanuni hakkım. Gelelim ikincisine.. Anlatın bakalım nasıl olacakmış ?
Adam, Marcela'nın uzattığı paketi aldı. İncelemek üzere iç odaya geçti.
Marcela:
-Burası  dairenin ikinci odası olmalı... diye düşündü. Hem dosya, hem de yatak odası..
Adam, biraz sonra geri döndü. Elindeki paketi göstererek:
-Siz, Salazar takımı hep böyle eften püften şeylerle gelirsiniz... dedi.Şu bilgili sokaktan çevirdiğim ilk adamdan bile alınabilir...
Marcela, öfke ile bağırdı:
-Ne! Sizde hiç insaf yok mu? Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum!
Sonra, birden bire yumuşadı. Yapacağı işi düşünerek:
-Sayın David Marshall! Lütfen insaflı olun.. Abimden söz ediyoruz, benim geriye kalan tek ailem. Biraz daha zaman verin yeter. İstediğiniz bilgiyi fazlası ile birlikte getirip size vereceğim.
-Pöf! Hep aynı teraneler; bıktım sizden! Sizinde şehirden gitme şartınız ile; işinize gelirse...
Marcela, adamın boğazını sıkmamak için kendisini zor zapteti. Kaba ve sert bir ssle:
-Peki! dedi, öyle olsun... En kıza zamanda gerekeni yapacağım!..
Adam sırıtarak elini cebine soktu; bir tomar anahar çıkardı. Arkasını dönüp, kasanın anahtarını seçti. Tekrar iç odaya girip kapısını kapadı. Holde bir başına kalan Marcela, dikkatle kulak kabadarttı. Adamın anahtarla çekmeceyi açtığı duyuluyordu.
-Benimle ilgili dosya yatağının başucunda olmalı... diye geçirdi içinden. Hımmm.. Demek anahtarları sol cebinde taşıyor... Hepsi bir arada ve çelik bir halkaya takılı... Bir tanesi çok büyük ve ağzı dişli..... Kasanın anahtarı bu olsa gerek...
Adam geri döndü.
-İşte gerekli konuşmaları kaydetmen gereken ses kaydınız, efendim! Madem dosyanızın işleme konulmasını istemiyorsunuz acele etmelisiniz.
Marcela itiraz etmedi; kayıt cihazını alıp cebine koyarken:
-David Marshall! dedi, eğer beklediğim haber gecikirse; size daha kıymetli bir şey getireceğim... İşlerini not ettiği bir dosya. İşinize yarayacağına eminim...
-Hele siz dosyayı getirin bakalım... O zaman konuşuruz.
Marcela, gitmek için izin isterken, elinden geldiğince serbest davranmaya çalıştı.
-İzninizle efendim... Siz evde hep yalnız mı oturursunuz? Görev arkadaşlarınız gelmiyor mu ?
Adam kaşlarını çattı:
-Arkadaşlarımdan size ne, efendim!
-Hiç, öyle sordum işte... Afedersiniz, kötü bir niyetim yoktu, Arrivederci , David Marshall!
-Unutmayın! Bir ay sonra ya bilgileri getirirsiniz; ya da dosyanızı işleme koyarım.
-Merak etmeyin, efendim. Bilgileri getirip dosyamı sizden alacağım. Tutuklanmayı hiç istemem.
- Siz  bilirsiniz! Güle, güle!

Marcela, korkunç bir fikir perişanlığı içinde dışarı çıktı.Aklından geçirdiği dehşetli sahneler, kalbini cendere gibi sıkmış, zor nefes alıyordu.
Merdivenden inerken:
-Aman tanrım! diye inledi... Aklımdan geçen bütün bu şeyler ne korkunç? İmkanı var mı? Ben, düşündüğüm ve bir aydan beri planladığım bu şeyleri yapabilir miyim? Ben ve aileme ihanet etmek...
Meğer, yüreğim nasıl da kötülüğe müsaitmiş?...

"Albertino Montino'nun yazım aşamasında olduğu "Cartel de Pereira Tarihi" adlı biyografi tarzı kitapta "Marcela Salazar" başlıklı sayfa.-6, tarih bilinmiyor."

Adriana Marcela Salazar - RUVR Gazetesi

Salazar ailesinin en küçük üyesi ve abisi Emilio Salazar'ın hapise girmesi ile kartel liderliğine vekalet etmeye başladı.Ailenin Emilio Salazar'dan önceki lideri Alejandro Salazar'ın tek kızıdır. 1997 yılının Mayıs ayında Emilio Salazar ve Alessio Lombardi onu yanına alıp Miami'ye kaçtığında henüz 14 yaşındaydı. Emilio Salazar ve Alessio Lombardi'nin yaptığı hiç bir illegal faaliyete bulaşmadı, şirket danışmanının verdiği kariyer planlaması neticesinde öğrenimini New York'ta bitirip hukuk eğitimi aldı. Şuan kendisi hakkında fazla bir bilgi yok, fakat abisi Emilio Salazar'ın tutuklanmasının ardından onun yerine vekalet ettiği biliniyor.

"RUVR gazetesinde yayınlanan Cartel de Pereira tanıtımında "Marcela Salazar" başlıklı bölüm.- sayfa 1, 10 Nisan 2013"

Heiner Paulo

Akşam vakitlerinde Heiner Paulo'nun adamlarından Freddy ofisinin kapısını tıklatır ve “ Gel. ” sesini duyduktan sonra ağır bir şekilde kapıyı açar. Elinde Heiner'in telefonu bulunmaktadır.
Freddy:Efendim telefondaki kişi sizi istiyor.
Heiner'ın ağzında bulunan purosunu sağ eli ile alarak kül tablasına bırakır ve sağ elini Freddy'e doğru uzatır. Freddy'e elindeki telefonu Heiner vererek kapıya yönelir.
Heiner: Bu saatte beni kimin rahatsız ettiğini çok merak ediyorum açıkcası..
Telefon sesi: Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz, saat 00:00’da Bay Pepez sizi Pereira'da bulunan köşküne davet etti.
Heiner telefonunu kulağından çekerek meşgule atar ardından ağır bir şekilde doğrulur ve Freddy'e seslenerek araçları hazırlamasını söyler. Heiner dışarıya çıktığında dört araç eskortluğunda Pepez'in Pereira'da bulunan köşküne doğru yola çıkar. Köşke geldiklerinde güvenlik hat safhadadır. Heiner içeri girdiğinde yuvarlak bir masanın etrafında Kolombiya'nın sayılı ve büyük kaçakçıları bulunmaktaydı biri Pepez olmak üzere Heiner ile birlikte beş organize suç lideri bir masanın etrafında toplandılar.Güzel bir yemekten sonra Pepez, Onları buraya davet etme nedenini açıklamak üzere ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.
-Sizleri bu saatte rahatsız etmemin nedenini hepiniz merak ediyorsunuzdur, fakat emin olun bu saatte yataklarınızdan kalkıp buraya geldiğinize değecektir.Sizleri büyük bir ticarete davet ediyorum, büyük bir masa ve ortaklık burada bulunan değerli liderler…
Cümleleriyle konuya başlamış ve yaklaşık üç saatlik konuşma ve fikir alışverişi sonunda karara varılmıştır. “Cartel de Pereira” adı altında büyük bir dayanışma kuruluşu altında toplanmaya karar kılınmıştı.

"Alejandro'nun 1984 yılında yazmaya başladığı "Yeni bir düzen" adlı kitaptan bir kesit."

Joaquin Alcandar

Cartel de Pereira'nın Emillio Salazar'dan sonra yaşayan en eski üyesi, Heiner Paulo en yakın dostu ve sağ koludur. Eskiden her ne kadar ağırbaşlı yumuşak bir insan olsa da kız arkadaşının onu terk edip ortadan kaybolmasıyla psikozisi ortaya çıktı. Üstüne asla temiz bir şeyler giymemesi, herhangi birini kolayca ezebilmesi gibi özellikler gün geçtikçe ortaya çıktı. Eşyaların maddiden çok maneviyata doğru yüklenilmesi sonucunda sadece yaşayacak kadar para kazanmak ve bazı dostlar içinde bulunmak amacı ile 1989 yılında Cartel de Pereira'ya katıldı. Cartel de Pereira için tutuklandığı bir operasyonda polislerin öldürdüğü şahıslar hakkında sorduğu sorulara " Onları hiç sevmezdim" diye yanıt verdi. Heiner Paulo emniyet güçlerinde ki bağlantıları sayesinde serbest kalarak, Pereira'ya döndü.İçeriden çıktığında Alcandar Oto Galeri sahibi abisi Sander Alcandar'ın kayıp olduğunu, galerinin ise kapatıldığını öğrendi. Sander'i birkaç yıl aradıktan sonra buldu, tekrar gideceğini bildiği için abisini öldürüp, sadece kendisinin bildiği bir mezara gömdü. Başına alınabilecek en eğerli mezar taşını diktikten sonra Heiner Paulo'nun yanına geldi. Geri döndüğünde Heiner Paulo'nun tahliye edildiğini öğrendi ve fazla oyalanmadan Los Santos yolculuğu için toparlanmaya başladı.

"Heiner Paulo adlı biyografi tarzı kitapta "Joaquin Alcandar" başlıklı sayfa, 58- tarih bilinmiyor"

Adelhard Katzenbach

"Şafak 9, yeniden özgürlüğüm adına gün saymaya başladım. Bak 9 deyince aklıma ne geldi. Uçurtma peşinde koşan, arkadaşlarıyla kenar mahallelerde top koşuşturan, birine göre zordu benim çocukluğum.. Babam Noah'ın beni köle misali kullanmasından mı başlamalıydım, yoksa henüz 12 yaşında, bacak kadar bir çocukken üstüme yıkılan bir suçun beni parmaklıklar arasına sürüklemesinden mi ?
Her sabah karanlık hücremin aynasına bakıp gün geçtikçe değişimimi seyrediyorum. Kırışan alnımı sıvazlıyorum, pürüzsüz yüzümün ütüsü neden şimdi bozulmaya başladı? Yüzüm, gözüm, vücudum çizikler içinde değildi benim! Kendimi tanıyamayacak hâle geldiğimde kalbimin içinde tek hayat belirtisi olduğuna inandığım bir isim geliyor aklıma; Alexis.. Ya buradan çıktığımda beni tanımazsa, yanımdan bir yabancı gibi geçip giderse ne yaparım? Neden buralardan çekip gitmiyoruz, neyi bekliyoruz? O da biliyor ki; ben kirlenmiş aileme ait değilim. Beni 8 yıl önce ziyarete geldiğinde gözlerine bakıp, dönüşü olmayan bir yemin ettim; ben dayım Alejandro gibi, babam Noah gibi masum birinin kanına dokunamam, mazlumun ahını alamam.
Geri döneceğim, Fakat kim için, ne için? Bir hiç uğruna kaybolan çocukluğum mu, yakamı hiç bırakmayan ailem mi, yoksa yüzünü bir gün aklımdan çıkarmadığım Alexis için mi? Biri bana aydınlık yolu göstermeli.. Tek amaç çocukluğumu, gençliğimi çalan düşmanlarımdan intikam mı? Öyleyse bu oyunda bende varım."

"Adelhard Katzenbach'in Cezaevinde yazdığı günlük tarzı sayfalardan "İntikam" başlıklı sayfa- 126, 21 Temmuz 2014"

Yönetim Kurulu


İsim: Marcela Salazar
Yaş: 34
Konum: Yönetim Kurulu Başkanı
İş Alanı: Koordinasyon ve Hukuk


İsim:Joaquin Alcandar
Yaş: 32
Konum: Yönetim Kurulu Üyesi
İş Alanı: Fitness Salonu

İsim: Federico Pepez
Yaş: 27
Konum: Yönetim Kurulu Üyesi
İş alanı: Otomotiv


İsim: Emilio Salazar
Yaş: 40
Konum: Yönetim Kurulu Üyesi
İş Alanı: Gece Kulübü İşletmecisi       

İsim: Heiner Paulo
Yaş: 44
Konum: Yönetim Kurulu Üyesi
İş Alanı: Restaurant İşletmecisi
« Son Düzenleme: 04.11.2019 21:10 Mithos »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 04.11.2019 20:56
LSNEWS : Jefferson'da cesetler

Writer : Edward Colins
16 April 2017, 3:30 PM

10 Nisan 2017 tarihinde Jefferson Motel sokağında gece geç saatlerde art arda otomatik silah sesleri duyuldu. Departmanın olay yerine gelmesi pek uzun sürmedi. O gece o böleden 10'a yakın ihbar geldiği açıklandı.

Departman geldiğinde yerde boş kovanlar lastik izleri ve iki ceset ile karşılaştı. Yerdeki iki siyahi şahısın Güney tarafından bir çeteye mensup oldukları basına duyruldu. Jefferson Motel çevresinde takılan gençlerin bu olay ile ilgisi olup olmadığı araştırılıyor.

Jefferson Motel yaklaşık bir hafta süren araştırmalar sonucu iki gencin kimliği tespit edildi. Hapse girmeleri fazla uzun sürmeyen bu iki gencin kimlikleri basına açıklanmadı. Çatışma sebebinin para olduğu düşünülüyor.

Kimliği tespit edilen iki genç Doğu Santos Sahilinde yakalandılar ve sorguları için Departmana alındılar. 12 Nisan tarihinde düzenlenecek mahkemede iki genç için nihai karar verilecek. Motel hakkında geniş çaplı araştırma başlandığı konuşulanlar arasında. Motel işletme sahibi Norman Roger açıklamasında olay ile alakasının olmadığını söylese de sorgusu alınması için Departmana sevk edildi.

Yakalanan iki genç yaklaşık dört yıl hapse mahkum edildi.



FBI : Cartel , diğer adı ile illegal yuvası

Writer : Edward Colins
21 August 2017, 10:20 AM

12 Ağustos 2017 sabah saatlerinde Motel sakinleri siren sesleri ve gaz bombaları ile uyandı. 10 Nisan olayından sonra FBI tarafından yakın takibe alınan Motel Örgüt üyelerinin uyuşturucu ve silah ticareti ile yakından ilgilendiği ortaya çıktı.

Yer altı dünyasının hatırı sayılır isimlerinin de içerisinde bulunduğu bu örgütün ne amaçla ve nasıl kurulduğu bilinmiyor. Kurucularının kim olduğu konusunda tartışmalar hala devam etmekte.

Motel Örgütünün yaklaşık 20 üyesinin sorgu için Departmana sevk edildi. Sorgulamalar yaklaşık bir hafta sürdü ve sorgydaki çoğu üyenin hapis sevki gerçekleştirildi.

Motel baskınında ; 10 ak47 , 15 deagle , 5 colt45 ve 7 uzi marka silaha el koyuldu. Bunun yanında 10 kilogram esrar , 5 kilogram eroin ve 5 kilogram kokaine rastlandı. Motel uzun süre gözetim altında tutuldu.

FBI mensubu Kıdemli Ajan Charles Lawrance'nin açıklaması şu şekilde : "10 Nisan olayından sonra o bölgeyi takibe almaya başlamıştık zaten. Son zamanlarda yapılan ihbarlar ve bölgedeki aktiflik bizi daha da çok Motel çevresine odakladı. Özel Dedektiflerin topladığı kanıtlar ile baskın emri verildi. Los Santos artık daha temiz bir yer. ". Charles Lawrance'nin bu açıklaması büyük tepki gördü.




« Son Düzenleme: 04.11.2019 21:13 hate »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 04.11.2019 20:56
rez
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 04.11.2019 20:56
rez
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 04.11.2019 20:56
rez, efsane roller dönecek  :)
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#5 - 04.11.2019 20:57
kolay gelsin
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 04.11.2019 20:57
Tanıtım hoş duruyor, umarım bu zorlu Cartel rolünü gerçekçilikle yaparsınız; iyi roller!  :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#7 - 04.11.2019 21:04
Alıntı
Tanıtım hoş duruyor, umarım bu zorlu Cartel rolünü gerçekçilikle yaparsınız; iyi roller!  :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#8 - 04.11.2019 21:06
MERHABAAAAA 8) 8)
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#9 - 04.11.2019 21:08
Ne yaptınız siz? Başarılar :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok