Konu: Sir Randolph "Randy" Mitchell  (Okunma sayısı 26399 defa)

#0 - 13.05.2020 04:12

Ben Kimim?

Ben Randy, 8 Eylül 1980 yılında İskoçya’nın güzel Edinburgh şehrinin Maryfield mahallesinde doğdum.  Annem Liùsaidh, kısaca Lisa, 60’lı yılların ünlü televizyon haber spikeriydi. Sesi o kadar iyiydi ki, Londra’da BBC’de yayın yapmaya başlamıştı. Fakat ben Londra’ya gitmeyip babamla birlikte yaşamaya karar vermiştim, şartlar bunu gerektiriyordu.

Babama gelirsek, kendisinin ismi Victor. İspanyol asıllı olmasına rağmen tam bir İskoç milliyetçisiydi. "Doğduğun ülke, kaderindir!" düşüncesini hep benim kafama yerleştirmiş, bu düşünce ile benim yaşam tarzımı oluşturmaya çalışan birisiydi. Çocukluğumda okula kuzenim Scott ile giderdik. Scott ile daha sonra mesleğimin ilk adımlarını atacaktım fakat çocukluğumda kendisiyle aram iyi değildi. Çocukluk işte, kendisi ile Güreş oyunu oynarken "Ben Hulk Hogan'ım!" kavgası ederdik. Ve kavga sonucunda ayakta kalan Hulk Hogan oluyordu.  Ve ayakta kalan, hep ben olurdum... Scott, kendi ailesinden çok benim ailemle yaşayan birisiydi çocukluğunda.
Ve o da annemden etkilenmiş olacak ki onun izinden gidip 90'lı yılların sonlarına doğru kendisi medya sektörüne adım atmaya başladı.

Güreş benim her şeyim!

Maryland'in sokaklarında bisikletim ile gezerken, önümde bir reklam panosu gördüm. Reklamda, British Championship Wrestling (BWF) Güreş Federasyonu, eğitilecek yeni yıldızlar aradığını ve eğitilen-yıldız potansiyeli olanların Amerika'daki büyük şirketlere gönderildiği yazıyordu. Bu benim yeni işim olabilir miydi? Hemen ilandaki numarayı aradım ve arenanın Glasgow'da olduğunu, kayıtların yarın kapanacağını söylediler. Hemen evime gittim, partilerden biriktirdiğim para ile ilk uçakla Glasgow'a gittim. Orada BWF'in arenasına gittim ve iş görüşmesine başladım. Bana birkaç ay burada eğitim için kalmamı, sonrasında eğer potansiyelim görülürse Amerika'da anlaşılan şirketlerle çalışacağımı söylediler.

Başka çarem yoktu, güreşi çok sevdiğim için işi kabul ettim ve kendilerinden Glasgow'a taşınmam için biraz süre istedim. Süre geçtikten sonra artık Glasgow'daydım, haftanın üç günü oraya gidip kas-güreş çalışmalarına başlamıştım. Potansiyelimi gören hocam Daniel, kısa bir süre sonra benim potansiyelimi hissettiğini düşünüyorum ki beni haftalık şovlara çıkaracağını söyledi. Kendime bir karakter yaratmam gerektiğini söyledi. Ve ben de karakterimi düşünmeye başladım. İsmi Spinner olacak, karakter yapısı ise kötü bir adam olacaktı. İlk debut maçımı No Blood adlı PPV'de şubat ayında yaptım, burada Stu Natt'a karşı kaybettim. İkinci gecemde ise maçı kazandım ve sonra da bir takım feudlar sonrası şirketin ana kemerini kazandım.


Hocam Daniel, benim artık Amerika'da güreşmem gerektiğini anlayınca bana geldi ve yeni kurulan WSR - Wrestling's Super Revolution şirketine gitmemi, oranın yıldızı olmam gerektiğini söyledi. Ben de kabul ettim ve 2013 yılında Oregon'daki WSR Performans Merkezine gittim. İş görüşmeleri sonucunda işe alındım ve çalışmalara başladım. Karakterimin adı Randy, yapım ise şirketin iyi ve sevilen çocuğu olacaktı. İlk maçıma WSR: Warzone şovunda şirketin bir diğer yıldız adayı Steve ile karşılaştım ve onu yenerek Amerika Şampiyonu oldum ve şirkete mükemmel bir başlangıç yaptım. İzleyiciler şimdiden "Bu çocuk yıldız olur!" diyordu ve öyle de oldu. 2014 yılının ortalarında WSR'nin en büyük şovu olan Revolution'ın ana maçında Johnny'i tam bir saat süren maçın sonunda yenerek WSR Şampiyonluğunu kazandım. Ve bu kemeri tam 260 gün üstümde tuttum. Bu hala şirketin en uzun süre ana kemer tutma rekoru. Ve artık WSR Evreni bana İskoç Kral lakabını takmaya başladı, bunu sevmiştim. Çünkü gerçekten öyleydim. WSR'de 5 yıl süren aktif güreş serüvenimde 4 kez WSR Şampiyonluğu, 2 kez Amerika Şampiyonluğu, 5 kez Kıtalararası Şampiyonluğu ünvanını kazandım.


Vice Şehri...

WSR'de 5 yıl süren aktif güreş kariyerimden sonra, emeklilik hayatına adım atmaya başlamışken şirketin sahibi olan Cody Hogan, bana bir teklif sundu. Şirketin yönetiminde yer almamı fakat İskoçya'da beni yetiştiren şirket tarzında bir yer kurmamı, WSR adı altında Indy (Amatör) şovlar yapmamı istedi. Ve bunu, güreşle pek ilgisi olmadığını düşündüğü Vice Şehrinde yapmaya karar verdi. Bu teklif bana çok ilgi çekici geldi ve kabul ettim. Şirketin özel uçağı ile Vice Şehrine geldim ve ilk işim, tıpkı Glasgow'da olduğu gibi küçük bir ev alıp oraya bir arena kurmaktı ve bunu yaptım.


Önce, WSR'nin ana şirketinde pek değer görmeyen Darius'u yanıma aldım, sonrasında yıldız olmayan farklı güreşçi adaylarını buldum ve onları eğittim. İlk şovumu 11 Mayıs 2020 tarihinde Monday Night Vice ile yaptım ve bu insanlar tarafından çok değer gördü. Artık WSR'nin Vice Şehrinde daha büyümesi gerekiyordu ve ben bunu yapacağım.


Medyaya İlk Adımlarım, 2020

Şöyle geçmişime bir bakıyorum da, bazı şeyler gerçekten çok değişmiş. Özellikle ben değiştim. WSR’nin yaptığı başarı bana gerçekten büyük şeyler getirdi. İlk başta, şehrin en büyük (bence öyle) medya şirketinde çalışmaya başlamıştım. Ve bunu bir teklif üzerine yapmıştım. Bu teklifi yapan isim, Gracelynn Schweitzer… Ne zor bir isim ama! İsmi zor, karakteri ise melek gibidir onun. Beni aradı, DCA olarak seninle çalışmak istiyoruz, WSR’ye sponsor olmak istiyoruz dedi. Çok mutlu oldum ve hemen kabul ettim. Ama DCA’da sadece WSR ile ilgili şeyler yapmak istemiyordum… Farklı şeyler yapmayı da istiyordum. Çünkü ben bir eski medyacının çocuğuyum. Lisa Mitchell yani, annem oluyor. Kendisi 60’larda BBC Radio’da haber spikerliği yapardı… Oh, bir dakika. Ben bunu zaten yazmışım. O zaman geçelim bu kısmı. Grace ile konuştuğumda aklımda birkaç farklı ve eğlenceli yayın planları olduğunu, bunu yapmak istediğimi ilettim. Grace melek gibi bir insan olduğu için bunu tabiki de kabul etti.

Ben yayın planlarımı yapmaya çalışırken, birisi karşıma çıktı. Paprika Santana. O… çok farklı birisi. Tamam, şimdi onu çok iyi tanıyorum, hayatımdaki en iyi dostum. Ama onu ilk tanıdığımda biraz şaşırmıştım açıkçası. Ağzından küfür eksik olmayan, ve aşağılamayı seven ve saygısız birisi olarak görmüştüm onu. Ama asıl olay… çok farklı. Buna biraz sonra değinirim.

Eğer bunun medya işi kısmına gelirsek, bu yayın planımı ona anlattım. Bu onun biraz hoşuna gitti fakat işin konseptini biraz daha değiştirdik. Ve mayıs ayının ilk zamanlarında bir Vice klasiği olan(evet, gerçekten öyle.) Late Night Chat’in ilk programını yaptık. Ve aldığımız yorumlar… harikaydı(!) “Çok boş konuşuyorsunuz, sizi dinlerken boğuluyorum. Neden her şeyi eleştiriyorsunuz?” Bu yorumları aldıktan sonra programımızı daha çok sevmeye başladık. Neden mi? Çünkü biz böyleyiz. Vice’ın aykırı sesleri olmaktan hoşlanıyorduk, her şeyi eleştiriyorduk. Bunun içinde Gucci var(özellikle kemerleri), Rolex var, Elon Musk denilen dolandırcı herif ve hatta ben bile varım! Evet, Paps her yayında beni yerden yere vuruyor. 

DCA’da geçirdiğimiz birkaç aydan sonra şirket, Shirohime Corporation adına Mariko Shirohime tarafından satın alındı ve Eight-Ten VCN isimli kanalla birleşti. Mariko Shirohime adına konuşmam gerekirse… İyi bir insan, ama yeri geldiğinde çok ciddi davranıyor. Bunu yapmak zorunda, onu çok iyi anlıyorum. Ama biraz daha eğlenmesi gerektiğini de söylemeden etmeyeceğim. Belki eskiden bunu yapıyordur fakat ben geldiğimden beri sadece iş konuşuyoruz… Sadece bir kez normal sohbetim oldu, o da saç rengi ile ilgiliydi. Ama yine de ona çok büyük bir saygım var, o olmasaydı WSR çökebilirdi. O benim düşüncelerime, yapmak istediğim şeye, asıl mesleğime saygı duydu ve desteğini sonuna kadar verdi. Ona borçluyum, borcumu da VCN’in yayın departmanının şefliğini yaparak ödüyorum sanırım… Evet, artık bir şefim.




WSR’nin bana getirdiği ikinci şey ise… dostluk oldu. Evet, şan veya şöhret değil, dostluk oldu. Zaten şan veya şöhrete düşkün birisi değilimdir, öyle olsaydım WWE’ye giderdim(Teklif geldi bu arada, kabul etmedim.) oranın stüdyosuna giriş yapardım ve Dwayne gibi birisi olurdum. Dwayne dediğim The Rock bu arada… Her neyse, bu yazımı WSR’nin bana getirdiği şeyler olarak sıralayacağım fakat bunu sadece WSR değil, DCA da getirdi. İlk paragrafımda Paprika Santana isminden bahsettim… Dediğim gibi, o  çok farklı birisi. Late Night Chat’te başlayan eğlenceli(evet, LNC eğlencelidir!) sohbetimiz arkadaşlığımıza da katkı sağladı ve zamanla benim en iyi arkadaşım, ortağım, kardeşim ve hatta kızım oldu. Yaşadığımız şeyleri buraya anlatırsam… defterim çökebilir. Bu bilgisayarı yeni aldım, çökmesini istemiyorum. Paprika’ya hayatının her anında yardımcı olmaya çalıştım, iyi gününde de kötü gününde de her zaman yanında oldum ve olacağım. Benden kurtuluşun yok ortak!

Ama onun hayatını değiştiren bir anımı buraya yazabilirim. Kendisi sevgilisinden yeni ayrılmış, klasik aşk acısı çekiyordu. Ocean Bar’da ucuz biralardan içtiğimiz bir günde, turuncu kafalı birisi geldi. Eskimiş ve bozuk bir motoru ile geldi, süt istedi. Paps’a baktım, resmen o çocuğa odaklanmış gibiydi. İlgiyle bakıyordu resmen. Ben de biraz baktım, yakışıklı ve narin birisiydi. Paps’a “Yanına gidip konuşmamı ister misin?” diye sordum. Paps da “LÜTFEEEEN!” diyince,  hemen harekete geçtim. Çocuğun yanına gittim, önce irkildi. Güreşçi adamı görünce tabi, hehehehehe!  Biraz konuştum, biraz çekingen davrandı. Benim gibiydi, benim de yanıma böyle birisi gelse çekingen davranırım. “Şu sarışın kadın sana çok fazla baktı… onunla biraz konuşmak ister misin?” dedim. O da Paps’a baktı… biraz süzdü. Ve bana şöyle dedi. “Biber gazı yememi mi istiyorsun?” Gülümsedim ve ona biraz Paps’ı anlattım… Konuşması için ikna ettim ve sohbetlerine başladılar. Konuştukça konuştular ve biraz daha zaman geçtikten sonra sevgili oldular. İşte bu, Paprika’nın hayatını değiştiren şey oldu. Birkaç hafta önce evlendiler ve onu Sebastian’a doğru bizzat ben getirdim. Bundan çok gurur ve mutluluk duyuyorum.


Paul King ve VFC

WSR’ye bir süre ara vermem gerekiyordu… Çünkü o dönemler kendimi pek… iyi hissetmiyordum. Mental olarak yorgun ve bitkindim. Nedenini anlatmama gerek yok. Bir gün dostlarımla beraber sahilde dertlerimizi birbirimize anlatırken bir telefon aldım. “Merhaba, Randolph Mitchell ile mi görüşüyorum?” Bu tarz telefonlarda ben biraz çekingen davranırım. Soğuk ve kalın bir ses tonu ile “Evet, benim.” dedim. “Ben Paul King adına sizi arıyorum, adım Amir. Bay King sizi evine çağırıyor, müsait miydiniz acaba?” Ne? Paul King mi? Onu herkes tanıyordur ama yine de anlatayım. Paul King, şehrin en iyi eğlence insanıdır. Şehrin en köklü ve en büyük gece kulübü olan Malibu’nun ve Malibu Corporation'un sahibidir. Ve belki de benim bilmediğim kaç tane şirketi var bu adamın… Sanırım beni ve WSR’yi biraz araştırmış, yaptığım işleri görmüş ve ondan dolayı aramış. Benim bu isteği reddetmem mümkün değildi, hemen kabul ettim ve büyük malikanesine gittim. Bana bir bira ikram etti, güzel bir sohbette bulunduk. Kendisi bir dövüş organizasyonu kurmak istediğini belirtti ve bunun benim tecrübelerimden faydalanarak, WSR’nin desteğini alarak yapmak istediğini söyledi. Orada pek belli etmemeye çalıştım ama bu resmen berbat geçen günümü efsane bir gün haline getirdi. Çok mutlu olmuştum, kendisini WSR Arena’ya götürdüm ve orada beraber incelemeler yaptık. Ama benim kişisel olarak ilginç bir düşüncem vardı. Sonuçta benim işim profesyonel güreşti, ve o dönemler de dövüş işlerine de biraz karşıydım. Şiddet olarak görüyordum. Ama bay King’in bana söyledikleri şey beni o kadar etkiledi ki… “Biraz değişim iyi gelebilir.” diye düşündüm. Ve bu teklifi kabul ettim, VFC yani Vice Fighting Championship kuruldu. VFC’nin ilk dövüş gecesi, şehirde reyting rekoru kırdı. Bu değişim gerçekten bana iyi geldi.  Bunun için Paul King’e gerçekten borçluyum… O çok iyi birisi.


Ne oldu bana?

Hikayemi bitirmeliyim.
Spoiler: GösterGizle

Yazarın Ön Sözü

Randy'nin hikayesi, en başından beri mutluluğu bulup şehirdeki hayat arkadaşıyla beraber şehirde tek işi olan medya sektöründe ulaşılabilecek en yüksek noktada bulunup onu bugünlere getiren güreş sektöründe söz sahibi olmaktan geçiyordu. Legal gücü, eline almak istiyordu.

Bunu yaparken, legal gücü ele geçirme konusunda ne yapacağında kararsızdı. Vice Şehrinde güç, Valachi ailesinden geçiyordu. Güç, onlara ait ve her zaman onlara ait olacak. Bu değişmez bir gerçek. Medyada gücü tamamen eline almak istiyorsan, Valachi ailesine çalışman ve onlar ne istiyorsa yerine getirmen gerekirdi. Randy, uzun ama çok uzun bir süre hayatında mutluluğu beraber yaşayabileceği bir hayat arkadaşı bulamadığı için, kendini güce teslim etme kararı aldı. VFC ve medya sektöründe yaptığı projelerle kendini gösteren bu adam, legal kesimde kendini daha önemli bir şekilde göstermek isteyen Valachi ailesinin elbette gözüne girecekti ve bunu başardı. Bir gece vakti Charles Attardi'nin ona gönderdiği teklif ile bir İskoç olmasına rağmen kültürel istisnaya maruz kaldı ve ailenin iç kesimlerine dahil oldu.

Legal gücü alma konusunda yaptıkları tartışılır, gerçekten şehrin legal kesiminde söz sahibi miydi, bu bilinmez. Ama, önemli işler başardığı bir gerçek. Birkaç yıldır Valachi ailesinin legal şirketini idare eden (Tek yönetici Valachi'dir, yöneten o'dur, diğerleri idare eder...) Randy, aşktan umutlarını tamamen kesmişti. Sadece işine odaklanan ve hayatını işine göre şekillendiren birisiyken, her şeyin başladığı Ocean Bar'da yeni bir başlangıca yelken açacaktı...

Loretta Garcia. O'nu uzun zamandır yayınlarından bilen, onun geçmişini yakinen tanıdığı öne sürülen bir doktor. Ocean Bar'da onun yanına geldi, tanıştı. Uzun süren sohbetleri gün geçtikçe daha da uzadı, daha da uzadı ve Randy, on beş yıl sonra ilk defa belki de hayatının aşkını bulmuştu. Onunla beraber yaşadığı kaliteli zaman, adeta Randy'i yeniden doğurmuş gibiydi. Şehir, daha heyecanlı, daha odaklı ve daha mutlu bir Randy görüyordu. Zaman zaman kendisiyle kavga etse de, bunlar normal denebilecek ilişki kavgalarıydı ve gün sonunda ikili beraberliğine devam ediyordu. Randy, yaşaması gereken ve hak ettiği hayatı yaşıyordu...

Alıntı yapılan: The Rock diyor ki:
Bu dünyada bu işler böyle ilerlemez... Yani, şunu bir düşünün.  Bu mantığınızı spora uyguladığınızı bir düşünün. Bir saniye, bekleyin! Şimdi, kıçlarınızı yerine oturtun, çenenizi kapatın ve The Rock'ı dinleyin. Çünkü bu önemli.

Bu mantığı herhangi bir spora uyarlamayı deneyin. 49ers, az önce Kansas City Chiefs'e yenildi. Onlar ne yaptı? 49ers, "Durun bir dakika, peki ya bizim hikayemize ne olacak?! Hikayemizi bitirmemiz lazım!" mı dedi? Hayır. Kayıplarını bir erkek gibi karşıladılar. Ayağa kalktılar, tozlarını aldılar ve bir erkek gibi yollarına devam ettiler! Onlar, bunu yaptı.

Artık bu arenadaki, bu şehirdeki ve bu eyaletteki herkesin bunu anlaması gerekiyor. Bu kişisel bir konu, bir saniyenizi buna ayırın.

Michael Jordan, buraya geldi ve Utah Jazz'in hayallerini kırdı! O, hayallerinizi bitirdi! Evet, yuhalıyorsunuz ancak bu bir gerçek! Michael Jordan, Utah'ın rüyasını sonlandırdı. Peki ya Utah Jazz ne yaptı? Bu hayal kırıklığını bir erkek gibi karşıladılar ve bir erkek gibi yollarına devam ettiler! Ve sonrasında tekrar zirveye çıkabilmek için kıçlarını yırttılar! Onlar, bunu yaptı.

Gerçek dünya böyle ilerlemiyor. Sırf sen istedin diye, başka bir hikayeyi deneme şansın bulunmuyor. Bu işler böyle yürümez!

Spoiler: GösterGizle


Alıntı
Loretta ve Randy, artık nişanlanmıştı. Randy,  hikayesini bitirmeye çok yaklaşmıştı. Düğün için planlar sürerken, ertesi gün ailenin saygın isimlerinden Jackie DePalma tarafından bir telefon aldı ve akşam yemeğine dahil edildi... Akşam yemeği, onların son akşam yemeği olacaktı. Çünkü Valachi ailesi, Randy'i cezalandırmaya kararlıydı...

Loretta, Valachi tarafından acımasızca öldürüldü ve Randy, belki de bazı şeyleri anlatmakta çok geç kaldığı için cezalandırıldı... O, hikayesini bitiremedi. Artık hikayesinde yeni bir ilişkiye yelken açma, hayatının kadınını bulma gibi seçenekler yok.

Okyanus

Kırk üç yaşında halen bekar olacağımı ve minicik, sevimli Loran'ın ortalıkta dolaşırken, sırf güzel eşimi güldürmek için onlara öğrettiğim saçma kelimeleri tekrarladığı eğlenceli, aptalca oyunları oynamayacağımı hiç düşünmezdim...

Yıllarca yeterli olmadığımı düşünmüştüm ama artık öyle hissetmiyorum. Sanırım artık doğru yeterlilikteyim. Ama yine de her sabah uyandığımda, bulanık olduğum, rüyalara ve uykuya daldığım, tam olarak nerede olduğumu bilmediğim birkaç kısa an alıyor, geçmişte yaşadıklarımı hatırlıyorum... Sonra bacaklarımı yataktan indirip parmak uçlarımda banyoya gidiyorum, birilerini uyandırmamak istercesine... ama kimse yok. Banyo aynasına bakıyorum, orada her şeyi açıklayacak bir şey görmeyi umuyorum. Duyduğum korkuyu anlamam çok uzun sürdü, görmezden geldiğim inanılmaz şeyler hakkında çok fazla düşünmemeye çalışıyorum. Bunun üzerinde çok fazla durmamaya çalışıyorum; araba sürerken dikiz aynasına çok fazla bakarsanız, kaza yaparsınız. Yine de kendimi romantik bir yol arkadaşının özlemini çekerken buluyorum. Seçici değilim, yaklaşık 1.88 boyunda, sarışın, akıllı, komik, çoğunlukla aklı başında biriyim. Konuşmayı ve medyayı severim. Güreşe tolerans gösteririm, güreşmeye bayılırım.

Tek istediğim buydu.
Bir takım arkadaşı.
O'nu da bulmuştum. Ta ki yaptığım o büyük hataya kadar...


Sonunda, yeterince uzun süre bakarsam yüzümün kaybolmaya başladığını görüyorum, bunun üzerine verandama ve manzarama çıkma zamanının geldiğini biliyorum.
Orada, kayalıkların, otoyolların ve çalıştığım şirketin yakınlarında Vice martılarının girdap gibi dönüp uçtuğu yerde, okyanusun mavi kenarlı barut grisi dalgalarını izliyorum. Her zaman okyanusun bilinçaltını yansıttığını düşünmüşümdür. Güzellik -mercan resifleri, parlak renkli balıklar, köpük ve kırılan güneş ışığı- mevcuttur ama daha karanlık bir şeyler de vardır: Köpek balıkları, kaplan balıkları ve cılız balıkçı teknelerini yutmaya hazır sonsuz derinlikler...

Beni en çok sakinleştiren şey okyanusun büyüklüğü ve gücü... Sonsuza dek kaybolacağınız kadar büyük, koca petrol tankerlerini taşıyacak kadar güçlü. Okyanusun genişliğinin yanında biz bir hiçiz. Peki hiç su kenarında durup dalgayı durdurmaya çalıştınız mı? Dalga, ne yaparsak yapalım devam eder; ne kadar çabalarsak çabalayalım okyanus bize, onunla kıyaslandığımızda, güçsüz olduğumuzu hatırlatır.

Çoğu gün, okyanusu seyrederken kendimi sadece özlemle değil, aynı zamanda huzur ve şükranla, neler yaşadığıma ve şu anda nerede bulunduğuma dair daha derin bir anlayışla dolu buluyorum. Başlangıç olarak teslim oldum ama kaybeden tarafa değil, kazanan tarafa. Ve bunu anlamam fazlasıyla uzun bir zaman aldı. Artık eskisi kadar kendimle imkansız bir savaşın içinde değilim. Kendimi daha temiz hissettiğimi fark ediyorum. Daha taze. Arkadaşlarım ve ailem de benden daha önce hiç görmedikleri bir parlaklık olduğundan bahsetmeye başladılar, aldığım haberden sonra.


O yaşıyordu. Ailemdeki iki büyük insan, Loretta'nın o kötü geceyi yaşamasında temel isim olarak görünseler de, asıl sorun bendim.

Ben Valachi ailesinin bir istisnasıyım, genlerimde İtalyan kanı olmamasına rağmen, onlar beni ailelerine aldılar. Uyuyan legal devi uyandırdılar. Ve ben, o ailenin gerekliliklerini yerine getiremedim. Bu benim hatamdı. Biri istemeyerek de olsa emirin demiri kesmesini uyguladı, diğeri de bir fotoğraf yüzünden her şeyi bitirme noktasına getirmişti.

Ama o'nun yaşadığını söyleyenler de yine onlardı. O geceyi çelik yelekle atlattığını ve kafasını dinlemek üzere başka bir yere gönderildiğini bana aylar sonra söylediler. Onun adına mutlu oldum, fazlasıyla hem de. Ancak sonrasında yaşayacaklarımız konusunda endişeliyim. O beni eskisi gibi sevecek miydi? Yeniden biz, "biz" olacak mıydık? Bunu bilmiyorum.

Biz olsak da, olmasak da o'nun aldığı her nefes, beni mutlu edecek.

« Son Düzenleme: 02.09.2024 14:55 the batuhan batrix »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 13.05.2020 04:15

« Son Düzenleme: 20.01.2023 14:21 the batuhan batrix »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 13.05.2020 04:15
 :o :o :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 13.05.2020 04:34


Caught out, at 23
Eye of a lion, dancing queen
Young mind, in the back yard
You've always been the king of it, playing hard
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 13.05.2020 09:47
harika :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


ECT

*
v2 Oyuncusu 2022 Yılbaşında Oyundaydı
#5 - 13.05.2020 15:14
Kırılan kemikler adına konuşuyorum, sizi görünce sızladık...
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 16.05.2020 00:34


Rodeo WSR Arena... coming soon
« Son Düzenleme: 16.05.2020 01:32 Guinevere »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#7 - 18.05.2020 04:17
« Son Düzenleme: 18.05.2020 04:29 Guinevere »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#8 - 18.05.2020 04:29
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#9 - 18.05.2020 23:41
Sımekdavncım benim seviliyorsun <3  :)   :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok