H A R L E M* * * * * * * * * * * * * * * *Harlem of the .....

Harlem suç örgütünün temelleri Amerika'da Rafi'nin taksi durağında atılmıştır. Giancarlo (G1) taksi durağında ki çalışanları illegal tarafa çekmeye başlamasıyla örgüt Manhattan'da faaliyet göstermeye başlamıştır. Giancarlo (G1) çalışanları hiç bir ırk ayrımı yapmadan illegal işlerde ki başarılarına göre kullanmış ve büyük kazanç elde etmiştir. Rafi ile Giancarlo (G1)'nun beraber yürüttüğü bu ekip araba hırsızlığı, gasp, ev soygunları ve çeşitli illegal aktivite yaparak Manhattan'da adını duyurmayı başarmıştır. Giancarlo (G1)'in kısa sürede serveti artmış ve bu artış yüzünden rakipleri tarafından fazla dikkat çekmiştir.
Bir gazetecinin taksi durağında illegal işler döndüğünü blogun'da paylaşmasıyla tüm dikkatler üzerlerine çekilmiş ve ekibin morali düşmeye başlamıştı. İnsanlar tarafından sadece taksici olarak bilinen ama her gün ayrı bir suç işleyen suç makineleri için durum kötü bir hal almaya başladı. Şehrin belirli yerlerinde belirli saatlerinde cinayet işleniyor ve cinayetlerin tek ortak noktası Rafi'nin taksi durağı olarak objektiflere yansıyordu. Giancarlo (G1)'nun çevrede aktiflik gösteren ruslarla arasında bir sorun yaşamasının ve polislerin sürekli olarak durağı izlemesinden yola çıkarak durağın son günlerine yaklaşıldığı anlaşılıyordu.
Giancarlo (G1) yağmurlu bir Manhattan akşamında yarın planladığı soygunu anlatmak için tüm ekibi evinin güzel, yeşil bahçesinde topladı. Hedef Manhattan'un en işlek caddesinde yer alan kuyumcu dükkanını soymak ve şehri terk etmekti. Her şey planlanmıştı. Soygun yapılacak, taksiler ve durak devredilecek yeni bir hayatın temelleri atılacaktı. Tüm ekip bu soyguna hazırlanmış, başarılı geçmesi durumunda kendilerini daha güzel yılların geçeceğine inandırmışlardı. Soygun saati yaklaşmış ve tüm ekip hazırlanmıştı. Soygun yapılacak bölgede Shaun, Lucas, Joseph gözetim rolünü üstlenmiş diğerleri ise mekana girecek ve soygunu gerçekleştireceklerdi. Herkes yerini almış ve Giancarlo (G1)'nun onayıyla soygun başlamıştı. Giancarlo (G1) ve ekip mekana girince içeride ki mücevherler ve altınlardan gözünü alamamış ve bu işin uzamasına sebep olmuştu. Altınlar, mücevherler çantaya konulmuş yüksek tonlu kahkahalarla çıkarken o ses duyuldu;
"Silahlarınızı yere atın ve ellerinizi görebileceğim bir yere koyun."
Giancarlo (G1) ve ekipten bir çok kişi tutuklanmış hapishaneye sevki gerçekleştirilmişti. Benjamin ve gözetim ekibi bir şekilde kaçmayı başarmış ve hayata bir şekilde tutunmanın temellerini atmaya başlamışlardı. Giydim, gittim.'ta Giancarlo (G1)'nun sorun yaşadığı rus ekip bu durumdan faydalanmış ve Benjamin ile kalan ekibi öldürmek için fırsat kollamaya başlamıştı. Bu durumdan haberdar olan Benjamin, kafa dağıtmak için girdiği bir İrlanda barında Jacolby Daecon ile karşılaşmıştı. Jacolby, Benjamin'in uzun bir süre önce ticaret için Los Angeles'a taşınan arkadaşıydı. Olanları anlattıktan sonra Benjamin işlerinin eskisi gibi devam etmediğini ve Manhattan'ta ki ofisini satarak Los Angeles'a yerleşmek istediğini söyledi. Benjamin ve ekip için farklı şehre yerleşmek yeni bir hayat için güzel olabilirdi hem de bu sayede ruslardan kurtulabilirlerdi. Benjamin bardesk'in üzerinde duran kalemi, kağıdı kavradı ve bir şeyler karalayıp yuvarlak içine aldı.
K U R T U L U Ş A Y O L C U L U K
(G1) ve Benjamin, yaşananların ardından hızlıca evine gitti, içeri girdi ve üst kata çıktı. Aceleyle bavulunu topladı ve zulada sakladığı bir miktar parayı cebine koydu. Aşağı kata indi, bir bardak su içti ve yolda acıkmamak için hızlıca yemeğini yedi. Yemekten sonra salona geçti ve aile fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi bavulun içine sıkıştırdı. Son kez eve doğru bakındı, unuttuğu bir şey olup olmadığını düşündükten sonra yıllarını geçirdiği, vefat eden eşiyle birlikte satın aldığı eve son kez baktı, iç geçirdi, ileride bir gün anılarıyla yoğrulmuş evine geri dönme umuduyla arkasını döndü ve kapıyı kapattı. Yoldan geçen bir taksiyi çevirerek en yakın havalimanına gitti, Jacolby ile buluşmak üzere uçağa bindi ve Caelornia, Los Angelesa doğru yola çıktı.
(G1) ve Benjamin Los Angeles'a indiği sıralarda Jacolby dostlarını karşılamak için terminalin kapısında, arabada bekliyordu. Dostları da onun yanındaydı. (G1) ve Benjamin terminalden çıktığında arabasından inip yanına gitti ve selamlaştılar.
Jacolby Daecon: Benjamin.. Beklediğimden daha da kilo almışsın!
Benjamin Palminteri: Hıhıh-.. Zaman çok hızlı geçti dostum.
Jacolby Daecon: Geçirdiğimiz günleri özledim.
Benjamin Palminteri: Bende özledim, hayatı özledim, sonra yine para ezdiğimiz geceleri özledim..
Benjamin Palminteri: Uzun uzun konuşma vakti.. Manhattan'ta bu günden itibaren çiçekler kana bulanacak!

I R K Ç I S A L D I R I L A R
Aradan uzunca zaman geçti. (G1) ve Benjamin ortaklığında Jacolby ile iyi iş yapıyor ve Los Angeles'ta yaşayanlara göre nispeten fazla kazanıyordu. Her şey iyiye giderken ve herkes halinden memnunken ortaya çıkan bir grup işleri baltalamaya başladı. Yirmi birinci yüzyılda, Amerika'da ırkçılığa uğruyor ve topluluktan yavaş yavaş dışlanıyorlardı. Bulundukları sokağın etrafında toplanan ırkçı gençler, okuluna ve işine gitmek için sokaktan ayrılan siyahi gençleri darp ediyor, bununla da kalmayıp gasp ediyordu. Aylarca devam eden bu hareketlerin ardından (G1)'in eline bir kamera kaydı geçti. Kayıtta, ırkçı gençler üç siyahi genci öldüresiye dövüyordu ve şans bu ki ırkçıların yüzleri görünüyordu. Çok geçmeden (G1) elindeki kayıtla birlikte polise başvurdu, tespit edilen ırkçılara dava açılmasını sağladı. Irkçılar yakalandıktan sonra darp edilen siyahilerden ifade alındı, tek tek ırkçıları doğruladılar ve G1'in de baskısıyla ırkçılar uzunca yıllar çıkmamak üzere hapse girdi..
Fakat, arkadaşları hapse giren ırkçılar durumdan hiç memnun değildi. Nefret ve şiddet, yerini daha kötüsüne bırakacaktı.

S E N - B E N - B İ Z
Hapse giren arkadaşlarının intikamını almak isteyen ırkçı gruplar birleşerek Harlem mahallelerine sistematik saldırılara başladılar. Ara ara mahallelerin içine girip mekanları kurşunluyor, insanları sopalarla ölesiye darp ediyor ve insanların üzerine taciz ateşleri açıyorlardı. Sonunda, biri bu kurşunların hedefi oldu ve oracıkta can verdi. Can güvenliğinden endişe eden siyahiler endişeliydi ve defalarca kez polise başvurdular fakat sonuç alamadılar. Polis, saldırganları yakalamak bir kenara dursun, ilgilenmiyordu bile. Sokaktan geçen bir devriye ile suçluları bulma konusu kapanıyor, olaylar kaldığı yerden devam ediyordu. Hal böyle olunca, siyahilerin mahallesinde örgütlenmeler baş gösterdi.
(G1) de yaptığı işler yüzünden aynı gruplar tarafından tehdit alıyordu. Mahallesi ve insanları korumak için kendi çapında tepki gösteriyor ve ne zaman mahallesine saldırganlar uğrasa, o da onlara saldırıyordu. Kaçmaktan, kaçınmaktan ve sakin kalmaktan sıkılmıştı, çünkü bir işe yaramıyordu. Bela, her yerde belaydı ve insanları canından kolayca edebiliyordu. Bir şeyler yapılması gerekiyordu. G1'in bu saldırganlığı gören siyahi gençler de zamanla ona ayak uydurmaya başladılar ve mahalleye gelen saldırganlara saldırmaya başladılar. Kimi sopayla, kimi sağdan soldan bulduğu silahla. Daha önce olaylarla ilgilenmeyen polis, siyahiler karşılık verince ilgilenmeye başladı ve kendini savunmaya çalışan siyahi gençleri tek tek gözaltına aldı. G1'de bunların içindeydi.
Polisler G1'i birkaç gün gözaltında tuttuktan sonra bıraktılar. Mahallesine döndüğünde, insanların kendi iş yerine toplandığını gördü. İçeri girdiğinde Benjamin bir masanın üstüne çıkmış hararetli hararetli konuşma yapıyordu. Mimiklerinden ve vücut hareketlerinden sinirli olduğu apaçık ortadaydı. Mahalle sakinleri ve Benjamin'in dostları (G1'in elinin altında geçinen) oradaydı. G1, Los Angeles'a geldiği ilk gün Benjamin ve dostların bir gruplaşma içinde olduğu anlamıştı, fakat ilk defa bu kadar açık konuşuyorlardı.
Benjamin Palminteri: Artık yeter! Bu sikiklere günlerini göstermeyecek miyiz?!
Benjamin Palminteri: Abim ne zaman gelseler elinde sopa heriflerin üzerine gitti!
Benjamin Palminteri: Ama o aptal polisler ne yaptı!? Bize saldıranları değil abim ve onunla gidenleri içeri aldılar!!
Benjamin Palminteri: Biz birbirimize destek olmazsak tek tek hepimizi öldürecekler! Bu adamlar şaka yapmıyor! Kendinize gelin! Polis bizi sikine bile takmıyor!
**insanlar Benjamin'i onaylıyor**
**G1 bu sırada içeri giriyor**
Benjamin Palminteri: İşte! Abim geldi! Giancarlo(1) Palminteri!
Benjamin Palminteri: Bu adam sizin görmediğiniz şeyleri gördü! Bilmediğiniz şeyleri biliyor!
Benjamin Palminteri: Bu adamın peşinden gideceğiz! Artık bizi ezemeyecekler!
Benjamin Palminteri: Herkes bilsin, bize yapılanın cezası kesilecek!
G1, şaşkınlık yaşasa da duruma ayak uydurmayı başardı. siyahi topluluğu artık polisten bir şey bekleyemiyordu çünkü polisin taraf tuttuğu belliydi. Yirmi birinci yüzyılda ırkçılığın, dünyanın en modern ülkelerinin başında gelen Amerika'da hala can bulmasına anlam veremiyorlardı. Onlar için legal savunma arayışı artık bitmişti. Kendilerini illegal yollarla korumak isteyen ve ufak bir kıvılcım bekleyen mahallenin sakinleri için Benjamin ve onun önderlik için önerdiği abisi G1, bulunmaz nimetti. G1, kendi mahallelerinde ve çevre mahallelerde tanınan, sevilen, güvenilen ve sayılan biriydi. Konuşmanın ardından ayağa kalkıp "G1" diye bağırmaya başladılar. Benjamin, konuştuğu masanın üstünden inip abisi'nin yanına geldi, sarıldı ve "Bundan sonra seninleyiz. Sen ne yaparsan bizde onu yaparız." dedi. Eski bir restoran işletmecisi; eşinden geriye kalan anılarının bulunduğu evini, ülkesini ve şimdi de çevresindeki insanları kaybetmişti. Artık sinirli ve kinli bir yapıda, intikam arıyordu. İnsanlar kendilerine yol gösterecek birini arıyordu, G1 ise onu takip edecek insanları. Domino taşları, artık tam olarak yerindeydi.
Fakat; girilen yolun sonu karanlıktı ve bedeli, yitirilen yüzlerce can olabilirdi..

L O S A N G E L E S R Ü Y A S I
2019. Mordello civarında örgütleşen yeni nesil bir yapı vardı. Başlarda ufak işlerle uğraşırlar, çeşitli elektronik aletleri, yasaklanmış puroları ve şarapları şehre yasa dışı yollardan sokar ve el altından çok ucuza satarlardı. Kimi zaman içeri kaçırdıkları bazı ev aletlerini çevredeki yoksul ailelere dağıtırlar, hiçbir ücret almazlardı. Bunları yapan, G1'in ekibiydi. Yaptıkları her kaçırma operasyonunda kazandıkları parayı yukarı çektiler, yukarı, yukarı ve yukarı. G1'in adamları her hafta ikişer kez San Francisco ve Las Vegas'tan çeşitli malları Los Angeles'a getirirken, G1'in kendisi de has adamlarıyla şehir çapında dost edinmekle meşguldü. Yeni bağlantıları birer ikişer kazanırken ayağına gelerek kapısını çalan yeni iş olanaklarını gördü; uyuşturucu sektörü. Birkaç anlaşmayla başlangıç için ufak miktarları satın almayı başardılar ve sokak satıcılarına dağıtarak kâr ettiler. Gelen para güzel ve fazlaydı, gözleri büyütüp insanı büyüleyecek kadar fazlaydı. Günler günleri kovalarken G1 ve ekibi kaçakçılığa devam ediyor, bununla da kalmayıp uyuşturucu işini günden güne büyütüyordu. Başlarda yirmi paketi dağıtırken artık yüzlerce paketi şehrin birçok bölgesine kolaylıkla dağıtıyor ve delicesine para kazanıyordu. Yirmi paket, elli paket, yüz paket, yüz elli paket.. Şehre giden uyuşturucuların yarısına yakını artık G1'in elinden geçiyordu ve G1, elinden geçenlerin sayısını arttırmak için adım atmaktan hiç çekinmiyordu. Fakat tek bir şartla.. Çocuklar ve kendi adamları, bu uyuşturucuları kullanamazdı..
Uyuşturucu işinde iyi para vardı. G1'in cebi doldukça doluyor, servetine servet katıyordu. Öyle ki, restoranını restore ettirdi ve şehirde başka eşi benzeri olmayan harika bir dekorasyon yaptırdı. Adamları artık kaliteli ve pahalı elbiseler giyiyor, lüks araçlara biniyordu. Bu kadar çok kazanırken eskiden yaptığı yoksul ailelere yardımı da unutmadı. Kazandığı paranın bir kısmını hala yoksullar için harcıyor ve yaşam standartlarının üstünde yaşayarak güzel bir eğitim almalarını sağlıyordu. Şehir çapında adı duyuldukça sempati topluyor, daha fazla kazanıyor ve ekibini de günden güne genişletiyordu. Adamlarını iki ayrı ekibe ayırdı ve her işin başına bir ekibi yerleştirdi. Elvis ve Hector bu iki ekibin başındaki iki isimdiler. Elvis ve Hector uyuşturucu işine birlikte bakarken, Hector daha çok arabalar ve gayrimenkul işine, Xan ise kadın işine bakıyordu.
Para, her zaman olduğu gibi illegal işlerde akıyordu.
V İ C E R Ü Y A S I
Yeni yollara doğru çıkarak suç ağını genişleterek daha farklı olanaklar sağlayıp.. Amerika'da güçlü bir kitleye sahip olmaya çalışan Giancarlo yıllar önce kendisi ile beraber iş yapan ve Los Angeles'ta beraber kaldığı hücre arkadaşı Sullivan Santoro ile Vice şehrinde buluştu. Tüm detayları ile iş konuşarak şehirde büyük bir para aktarımı sağlanarak Santoro'nun arkadaşları ve kardeşleri ile Harlem'in Vice şehri ayağını resmen kurmuş oldular. Bunun ardından gelen hızlı şekilde harcamalar kendilerini tanıtma çabaları.. Bunun gibi birçok durum sayılabilir ancak buna gerek olmadığı gibi "Hayat bazen adil davranmaz." Bir kalpazan tarafından çarpılmaya çalışan Harlem'in Vice ayağı darbe yemenin ramağındaydı.. Uzun uğraşlar sonucu durumu düzelterek şehir içerisinde Temple bölgesinde bir süre hakimiyet göstererek şehirin içerisine yayılmak ve Los Angeles , Las Vegas gibi şehirlerden gelen kaçak mallar ve paraları eriterek kendilerine bir ağ kuracaklar.. Bu ağın içerisinde ticaretler döndürerek belirli kitleye ulaşma ardından patlamaya adım adım gitmeyi planlıyorlar..
Para sürekli olarak akacak ancak...