Karakter İsmi: Zach Arcidiacono
Yaşı: (18)
Kilosu: 91 kg
Boyu: 1.96 m
Uyruk: Queens/U.S.A
Cinsiyeti: Erkek
KARAKTER ÖZELLİKLERİHobileri;-Basketbol oynamak.
-Arkadaşlarıyla zaman öldürmek.
-Müzik dinlemek.
-Beyzbol maçları izlemek.
-Yürüyüşe çıkmak.
Fobileri;-Vahşi hayvanlar ile mücadele
-Boğulmak.
-Örümcekler.
-Sakatlanmak ve basketbola veda etmek.
-Gök gürültüsü.
KARAKTER HİKAYESİKIVILCIMLAR SAÇAN ÇOCUK!
Zach'in küçük bir çocuk olduğunda babasının eve gelmesini beklerdi.Evlerinin üst katındaki camdan, basketbol topunu sektirerek gelen babasını izlemeye bayılırdı.Babası eve geldiğindeyse, " Sen benim kahramanımsın! Bu gün onları yerin dibine soktun mu?!! " diye sormayı da ihmal etmezdi.Babası bir basketbolcu değildi fakat basketbol hakemliği yapıyordu.Onun yönettiği maçlarda oynayan mükemmel ağabeylerini görerek büyüdü.Babasının teknik faullerle hadlerini bildirmesi hoşuna gidiyordu.Zach, büyüdükçe babasıyla basketbol oynamaya çıkmaya başladı, alçak bir potada çemberi çekmeyi hedefledi, panya'ya dokunmayı 3 senede öğrendi.Boyu kısaydı ve bu ona istediği gibi, gördüğü ağabeyleri gibi atletik bir slasher olmasını engelliyordu.Işık hızında içeri girebiliyordu, fakat rakipleri 13 yaşında normal boya sahip çocuk iken Zach 13 yaşında bir çocuğa göre kısaydı.Bu yüzden, 3 lük çizgisini uzun bir süre geçip turnike bırakmaya cesaret edemedi.İçeri girse bile, euro-step+reverse layup ile bitirdi veya, Irving gibi havada topu rakiplerinden blok yiyip rezil olma korkusuyla sağa sola çevirerek bir şekilde çıkarabiliyordu.Fakat genellikle içeri girip " tear drop " bırakmaktan başka çaresi yoktu.Ergenliğe de henüz girmesede havalı ağırağabeyleri tarafından küçük düşürülmemek için küçük bir yalan söylemişti.Ne olabilirdi ki?Küçük bir yalan.Küçük olarak gördüğü yalan aslında kariyerinin daha başlamadan bitmesine neden olabilirdi.Çünkü onlara hakaretler savurmuş ve onu oyuna dahil ettiklerinde canlarını okuyacağını söylemişti.Ağabeyleri bu sözleri yedirmek için onu biraz da pataklamak için oyuna aldılar.Havalı ağabeylerinin arasından yıldırım hızıyla içeri girip çembere yaklaşınca footwork ile bitirmek istediği bir anda beklenmedik bir şey yaşandı."Collins topu panyada kesiyor!" diye bağıran bir ses ve blok! Yapmayı unuttuğu potayı kendine kalkan olarak kullanmaktı.Bloğun ardından Collins, hızını alamayıp Zach'in üstüne düştü, potanın arkasındaki yeşil alana dek Zach yuvarlandı, dirsekleri soyulsada, kafasını içeri çekip kesici bir çok taştan korumayı başardı.Bir kaç hafta basketbol sahasına yaklaşmadı.DEVRİN MUHAFIZI!
Babası ile evlerinin yakınındaki sahaya tek gittiğinde 5'e 5 maçlarda genellikle sona bırakılıyor, fakat girdiği takımda ne top sürmesine, nede top kullanmasına ekstra izin verilmiyordu.Zach, evde babasına bu konuyu açtı.Babasıda bir program çizmesi için hakemliğini yaptığı G-League'deki bir koçtan bir ricada bulundu.Zach 14 yaşında gelene kadar ip atlamak ve salon antrenmanları ile birlikte, top hakimiyetini, bacaklarını kullanmayı, basketboll IQ'sunu, paslarını geliştirdi.Adeta bir paslarını ıskalamayan mükemmel bir oyun kurucu olmuştu.Fakat istediği gibi içeri yıldırım hızında girsede, atlayıp smaç bastığında çemberin altından ona bakan rakiplerini görecek kadar iyi değildi, ve kendisini geliştirmesine rağmen, 1 numara, " Point Guard " oynamaya başladı, gittiği okulda da gerek birebir savunması ve açtığı Isolation ile bire bir hücümunu geliştirerek yeni bir Irvıng olma yolunda ilerliyordu.Okulunda pek yetenekli birisi yoktu, Centre pozisyonunda uzun bir çocuk vardı.Setleri basitti, iki şekilde; bir, Zach eliyle yumruk yapar ve Isolation açılıp Zach birebir oynar.İki, üç numaradaki eli üçlüğe yatkın olan çocuğa PF pozisyonundaki çocuk Screen koyar ve boş pozisyonda üçlük denemeye çalışır.Centre topu alıp tamamlar, tabii o kadar şanslıysa.Bir iki demeden düşe kalka gerektiğinde Buzzer Beater ile oyuna veda edip gözyaşlarını tutamadı.Gerektiğindeyse Centre'deki dostuyla boş hücümlarda yaptığı Alley Ooplar ile dostunu şaha kaldırdı.Okulda başarılı olmaya değil, derslerinden kalmamaya çalışıyordu.Kafasının pek çalıştığı söylenemezdi, kendisi spor bursu ile üniversiteye girmeyi deneyecekti.Yeteneği vardı.Bir yıl daha geçti ve okul maçlarında bölgesel dördüncü olarak turnuvaya veda ettiyseler de, turnuva'nın en defansif ilk 5'inde Zach bulunuyordu.Zach bu ilk 5 in ardından denemelere davet edilmek için bekledi, bekledi ve daha fazla bekledi.Ardından bir gün boşuna beklemediğini öğrendi.Bir sokak maçına davet edildi.Bu maç bir koç tarafından izlenecekti, belki de şehirdeki bir üniversite veya lise takımının koçuydu ve ona istediği bursu sağlayabilirdi.Kim bilebilir di ki ?KONROLSÜZ GÜÇ, GÜÇ DEĞİLDİR!
Zach artık daha kuvvetliydi ve yeterince yükseğe atlayabiliyordu.Top elinde değilken, çemberi tek eliyle çekebiliyor.Duruma göre de çift eliyle çekebiliyordu.Fakat ağabeylerinden gördüğü tam anlamıyla içeri girip direkt olarak rakibini posterleyecek kadar iri ve güçlü değildi.Maçlarda smaçları sadece ısınmada deniyor, maç içinde cesaret etmiyordu.Hala PG oynuyordu,fakat bu sefer farklı olan bir şey vardı, Russel.Russ iyi ve istikrarlı bir şutördü.Zach mükemmel birebir oyunlarıyla sayı buluyor, açtığı hücümlarla ve karmakarışık akıl oyunlarıyla rakiplerini alt üst ediyordu.Zach'in yokluğunda Russ takımı devralıyor ve oyunun gidişatını etkiliyordu.Fakat koçu Tim, " Zach, sen içeri yıldırım hızında giriyorsun, *Russel'a bakar. " bu bizim için iyi olabilir, fakat oyun kurma ve oyun görüşü açısından Russel'ın biraz öne çıkmasını istiyorum.Oyunu senin üstüne değil, bu sene herkesin üstüne düşmesini istiyorum.Setlerimiz yine çoğunluğu sende bitecek ama sen içeri girip bize çoğu zaman sayıyı bulacaksın, tek başına hücüm etmeni istemiyorum ama aynı zamanda hızlı hücümlarda tek başına oynamanı istiyorum, anlıyorsun değil mi? " Zach top sürme konusunda yetenekli olabilirdi, PG'de oynayabilirdi ama üçlükten şutu yeterince iyi değildi ve bunu kendiside biliyordu.Çoğu zaman iyi bir şutör olsa da, atabildiği anki durumuna göre şut atardı, geri kalan şutları öylesine sallıyordu.Russel daha oturaklı ve daha iyi şutlar çıkarabiliyordu.Yedinci maçlarını oynadıktan sonra, Zach o gün ısınmada üç kez ardarda tek/çift el smaç bastı ve tribünleri coşturdu.Rakiplerine gözdağı verdi.Olacakları düşünüyordu.Ponpon kızların ve arkadaşlarına atacağı havayı düşledi.Maçın ikinci çeyreğini 5 sayı geride kapatıyorlardı.Son 24 saniye Russel topu Allan(4 numara PF oyunusu)'ın screeniyle boşta yakaladı, potaya baktı.Üçlük atabilirdi ama saniyelik bir boşluk gördü topu aldığı gibi içeri hücüm etti ve patlayıcı bir Cross-over ile birlikte rakibine Ankle-Breaker'ı yedirtti ve tribünler ayağı kalktı, Switch'e geldiler ve onları tutan adam değişti.Allan'ı kısa Guard oyuncusu, Zach'iyse rakibin uzun forveti tutuyordu, bir başkası olsa hiç bekletmeden topu Allan'a paslar post oynamasıyla rahat bir skor almasını sağlardı ama Zach tribüne inandı.İçinde bir şey ona içeri gir dedi.Zach son 8 saniyede yıldırım hızıyla içeri girdi, karar vermişti çizgiden uzak, boyalı alana girdiği anda atlayacaktı.Rakip Centre oyuncusu içeri yaklaştı ve Zach'in karşısına çıkmak için çemberin altındaydı.Tam pozisyonuydu.Zach atladı ve 183 boyuyla 197 boyundaki rakip Centre oyuncusunu posterledi ve asılı kaldı.Tribünler coşmuştu.İkinci çeyrekte hala 3 sayı gerideydiler ama bu hareket yetenek avcılarının telefonlarına sarılmasını sağlamıştı.Zach, öne geçecekleri sayıyı patlattı.Ardından rakip Guard üçlük salladı, girmedi ve Allan turnikeyi kaptı, rakip PG oyuncusu savunmadaydı, Allan direkt orta sahaya doğru koşan Zach'e bir pas çıkardı.Zach pozisyonunu almış olan PG'yi posterleyecekti, atladı fakat arkadan gelen Centre oyuncusu Zach'e Sportmenlik dışı bir faul yaparak havada Zach'in yere desteksiz düşmesini sağladı.Zach oradan doğruca hastaneye gitmişti, sağ ayak kemiğinde incinme vardı ve doktor ona bir süre oynamaması gerektiğini söylemişti.Hayatının maçında, hayatının şansını değerlendirmişken bir anda tepetaklak olmuştu.EN İYİ ARKADAŞIM BABAM!
Zach, basketbol ile uğraşmaktan derslerini zar zor veriyor ve ailesiyle zaman geçirmiyordu.Babası onu izlemesi için tekrar G-LEAGUE maçlarına getiriyordu.Zach parkede oynaması gerekenin kendisi olduğunu biliyordu, bir süre böyle geçtikten sonra Zach yavaş yavaş iyileşti fakat hala içinde bir korku vardı.O faulden sonra değişen hayatının ardından Zach, kendisini zorlamak istemiyordu.Öyle ki sadece oyun kuruyor ve boş pozisyonlarda üçlük veya orta mesafeli şutlar ile şansını deniyordu.Babası bunu farketti ve oğlundaki yeteneği gördü.Babasının mükemmel bir psikolojik desteği ve özel koçluk yapmasıyla eski günlerine yavaş yavaş dönüyordu.Artık rakiplerine parkede ölüm saçan, fastbreakta karşı savunmacının üzerinden smaç vurmaya korkmadan üstüne giden, küçükken hayal ettiği değirmen smacını, dirsek smacını ve diğer bir çok smacıda kuşkusuz rahatlıkla basan bir Zach vardı.Okuluna başlayı iple çekiyordu.Babasının çokça paralar akıtarak onu gönderdiği bu okulda, onu koruyup kollayacak ağabeyleri olmadığından ve ailesinden uzakta yaşayacağından burs için elinden gelenle çalışmaya başladı.Hayatına neyin girip neyin girmeyeceğine artık kendisi karar verecekti.Yaşı ilerlemişti, eğer bir basketbolcu olacaksa öne çıkıp bir hamle yapması gerektiğini biliyordu.Kendine bir takım kurdu.Dostlarıyla anlaşıp aynı liseye gittiler.Son sınıfta özel olarak antremanlar ile kendilerini zorlamaya devam ettiler.Bullworth Academy adına forma giyeceklerdi ve bunu gururla gerçekleştireceklerdi.Babasının yokluğunda çok kötü hissediyordu.Babasıyla görüntülü konuşmalar, mektuplaşmalar, e-mailler ve daha niceleri.Babası onun her şeyiydi, arada sırada ziyaretlere geliyor ve Zach'e destek veriyordu.Antremanlarına katılıp Zach'e özgüven aşılıyordu.Çünkü o yeteneği gözünden tanırdı.Oğlundaki bu sıradışı güç ve atletizm ile bu işi başarabilirdi.Tanıdığı özel koçlar ile konuştu ve oğlunu özel bir takibe aldırdı.
