ITALIAN-AMERICAN
Günümüzde İtalian-American veya İtaloamerican dediğimiz etnik grup, Avrupa'dan Amerika'ya göç etmiş dördüncü büyük etnik grup, bütün etnik gruplar arasında yedinci büyük etnik gruptur. 1820-2004 yılları arasında toplam 5.5 milyon İtalyan Amerika'ya göç etmiştir.Toplam A.B.D nüfusunun %6-7'lik bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu kişilerin 4 milyonu 1880-1920 arasında gelen kişilerdir.Amerika'ya göç eden İtalyanların %80'i İtalyanın güneyinden yani genelde Sicilya bölgesinden göç etmişlerdir.
1890-1920 arasında giden ilk jenerasyon genelde düşük ekonomik gelirlere sahip olmuşlar, 1970'lerde ortalamayı yakalamışlar ve 1990'lara gelindiğinde %65'i profesyonel, idari, beyaz yakalı diye tabir edilen işleri yapmaya başlamışlardır. Bugüne kadar Amerika'da sosyal yaşam tarzında aile bağlarına verdikleri önem, katolik inançları, suç örgütleri ve mafya gibi organizasyonlarla öne çıkmışlardır.
İtalyan-Amerikan nüfusunun Amerika Birleşik Devletlerinde en çok yoğunlukta olduğu bölgeler New York City, New Haven, New Jersey, Philadelphia, Providence, Boston, San Francisco, Los Angeles, Chicago, Baltimore, Pittsburgh, St. Louis, Cleveland, Houston ve Dallas'tır.
NASIL BAŞLADI?
Yalnızca İtalya’dan 1880-1920 yılları arasında 4 milyonu aşkın göç olmuştur. O tarihlerde İtalya’da işçiler derin bir yoksulluk içindeydi ve özellikle güney İtalya’da sefalet hüküm sürmekteydi. Amerika, iş arayan bu yoksul İtalyanların ortak kaderi olmuştu. Hikayenin bundan sonrasına dair ise o meşhur “Little Italy” ve mafya savaşları akla gelir. Ama yalnızca Al Capone ya da Carleoneler’den ibaret değildir bu serüvenin tarihi, anarşist görüşleriyle bilinen ve suçsuz oldukları ispatlanmasına rağmen elektrikli sandalyede idama mahkum edilen Sacco ve Vanzetti’yi de ağır iş koşullarında çalışmaya mahkum milyonlarca İtalyan işçiyi de belirtmek gerekir. İlk kuşağın tamamı, ikinci kuşağın ise yüzde 70’inden fazlası büyük şehirlerde vasıfsız işgücü durumundaydı. Göç dalgalarını özellikle kriz döngüsüne bağlı olarak analiz ettiğimizde, niceliksel büyüklüklerin 1882-85 bunalımını, 1893 ve 1907 paniklerini, 1920-21 ve 1929 Büyük Buhranı’nı takip ettiği ortaya çıkmaktadır.
FARKLI BAKIŞ AÇILARINDAN KÜLTÜR ETKİLEŞİMİ
İtalyanların Amerika Birleşik Devletlerinin çok uluslu kültürüne oldukça büyük etkisi olmuştur. Özellikle 1880 yıllarında nitelikli işçi olarak Amerika'ya göç eden İtalyanlar o zamanlar ellerinin değdiği çoğu mimaride Avrupa-İtalyan imzasını bırakmışlardır. Çünkü dönemin Amerikasında valilikler ya da sosyal vakıflar bu işi üstlenmez,İtalyan aileler dinine bağlı katolikler olduğu için kendi aralarında para toplarlar ve yine bir İtalyan taş ustasına kiliseyi yaptırırlardı.İtalyanlar, Amerika topraklarında yaşamasına rağmen diğer etnik kökenlere göre kültürünü en uzun süre yaşatabilen topluluktur. Bu durumu birbirine bağlı ve kollayan muhafazakar katolik aile yapısına borçludurlar, halen Amerika'da sıkı İtalyan kültürünü koruyan İtalyan-Amerikan insanlar bulunmaktadır.
Özellikle Amerika Birleşik Devletlerine damga vurmuş şöhret sahibi çoğu insanın İtalyan kökenli olması, İtalyanların baskın bir etnik gruba dönüşmesinde rol oynamıştır.
1890-1920 arasında giden ilk jenerasyon genelde düşük ekonomik gelirlere sahip olmuşlar, 1970'lerde ortalamayı yakalamışlar ve 1990'lara gelindiğinde %65'i profesyonel, idari, beyaz yakalı diye tabir edilen işleri yapmaya başlamışlardır.
Sadece yetmiş yılda yaşanan İtalyanlarda kalkınmanın en temel sebebi çoğu nitelikli ve verimi yüksek işin Amerika'da İtalyanlar tarafından yapılmasıydı. Mimari ustalık,yemek içecek ve diğer gıdalar,eğitime verilen önem ve aile içi bağlılık, sanat. Özellikle yöresel yemek ve içecekler Amerikan Kapitalizmi ile birleşince İtalyan kültüründen çıkma çoğu ürün dünya kültüründe yer edinmiştir.(Espresso, Cappuccino, Pizza vb.)
Diğer yandan rönesanstan bu yana sürekli gelişim gösteren İtalyanlar; müzik, film, görsel sanatlar gibi konularda oldukça öne çıkmışlardır. Sinemanın olduğu bütün milletlerde izlenen Hollywood çıkması filmlerdi. Belki de sinema denince akla gelen ilk şey olan Hollywood'u bir dönem İtalyanlar sırtlamıştır.
Amerika'nın kendine has kültürü yoktur,milletler arası etkileşimin en çok bulunduğu ülkelerden birisi olmasına rağmen İtalyan-Amerikanlar en çok etkileyen ama en az etkilenen Amerika'da bulunan etnik gruplardandır.
İTALYAN AMERİKANLAR VE ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Amerika'ya göç eden İtalyanların %80'i İtalyanın güneyinden yani genelde Sicilya bölgesinden göç etmişlerdir.
Sicilya'dan gelen İtalyan göç dalgalarının ardından Mafya, 19. yüzyılın sonuna doğru New York'un Lower East Side mahallesinde ve ABD'nin doğu yakasındaki diğer bölgelerde ortaya çıktı. Kökenleri Sicilya mafyasına uzanır fakat ABD'de ayrı bir örgüt olmuşlardır. Napolili, Calabrialı ve diğer İtalyan suç örgütleri Sicilyalılar ile birleşerek Kuzey Amerika'nın çağdaş pan-İtalyan mafyasını oluşturdular. Günümüzde Amerikan mafyası; Sicilya mafyası ve Camorra, 'Ndrangheta ve Sacra Corona Unita gibi diğer İtalyan organize suç grupları ile bir sürü suç faaliyetinde işbirliğinde bulunmaktadır. Kitlesel olarak "Beş Aile" ismi ile bilinen beş ana New York Şehri-merkezli Mafya ailesi vardır: Gambino, Lucchese, Genovese, Bonanno ve Colombo aileleridir.
Her suç ailenin bağımsız bir şekilde çalışmasına rağmen en güçlü ailelerin önderlerinden oluşan "The Commission" organı vasıtası ile ulusal koordinasyon sağlanır.
KRİSTOF KOLOMB GÜNÜ
Amerika’da Ekim ayının ikinci Pazartesi günü, 1492 yılında Amerika’yı keşfeden Kristof Kolomb’u anmak amacıyla Columbus Günü olarak kutlanır. Kutlanmaya başlaması 19.yy'a dayanmaktadır.Aslen İtalyan olan Kolomb, İtalyan-Amerikan nüfus tarafından fena halde sevilir. Zaman içerisinde Kolomb Günü adeta İtalyan-Amerikan kutlama gününe çevirilmiştir. Bu kutlamaların en ünlüsü New York City'de İtalyan-Amerikan'lar tarafından organize edilen 5.Cadde yürüyüşüdür. Fakat şu güne kadar Kolomb günlerinde Kızılderili kökenli aileler ve İtalyan-Amerikanlar arasında gerginlik oluştuğundan hükümet Kolomb gününün kutlanmasına sıcak bakmamaktadır.
İTALYAN AMERİKANLAR VE DİN YAPISI
İtalya ülke olarak sınırları içerisinde Roma Katolik Kilisesini içinde bulundurduğu için geçmişten bu yana İtalyanlar katolik görüşün ibadetleriyle sıkı bağlar oluşturmuşlardır, hatta çoğu İtalyan bunu bir hayat felsefesi haline getirmiştir.Amerika'ya göçten sonra bu birikimin etkileri devam etmiştir fakat zaman içinde sert katolik yapı yumuşamış olmasına rağmen dinin görüşlerini yerine getirmek amacıyla İtalyan-Amerikan'lar ellerinden geleni yaparlar.Günümüzde halen pazar günleri Amerika'da bulunan çoğu kilisenin içindeki kitlenin büyük bir bölümü İtalyan-Amerikan vatandaşlardır.
WARREN FESTİVALİ
Genellikle Ağustos'un 9 ve 12'si arasında yapılmaktadır.İtalyan-Amerikanlar tarafından Warren, Ohio'da yapılan İtalyan kültürünü yaşatma amacıyla yılda bir kere toplanılır. İtalyan-Amerikan aileleriyle beraber katılır ve kokteyl düzenleyip bağış toplantısı yapılır.İlk defa 1985'de Lou Metter tarafından organize edilmiştir. Ayrıca Warren Vakfı'nın yaptığı bir etkinliktir.Warren vakfının diğer amaçlarında İtalyan-Amerikan öğrencilere burs kampanyaları ve diğer imkanlar sunmaktadır.
SOCCO VE VANZETTI OLAYI
İtalyanların Amerika'da ki geleceğini belirleyecek en önemli olaylardan birisidir. 1891 ve 1888 doğumlu Socco ve Vanzetti genç yaşlarında zamanında milyonlarca İtalyan’ın yaptığı gibi Amerikan rüyası için yola çıktılar. Socco işçi olarak gittiği Amerika'da uzun çalışma saatlerine rağmen işçi hakları mücadelesinde aktif olarak yer aldı ve konuşmalar yaptı, Vanzetti ile yolları burada kesişti. Socco ve Vanzetti kısa zamanda Amerika’da yaşayan anarşist İtalyanların kurduğu bir kolektifte siyaset yapmaya başladı. Hükümet çeşitli uydurma suçlar,delillerle Sacco ve Vanzetti'yi tutuklattı ve davaları 7 sene sürdü. Tüm Amerika'da bu olaya tanık olan İtalyan'lar eylemler yaptı.7 sene süren davalarının sonunda sadece yedi dakika arayla elektrikli sandalye cezası ile öldürüldüler. Londra, Paris ve Berlin başta olmak üzere birçok ülkede eylemler yapıldı.1977 yılında yani ölümlerinden tam elli sene sonra Massachusetts valisi Michael Dukakis bu iki İtalyan göçmenin suçsuz olduğunu belirtti. Sacco ve Vanzetti üzerine birçok şarkı yazıldı ve film çekildi, Bu olay Amerika'da yaşayan tüm İtalyanların diğer etnik gruplara karşı milliyetçi bir kimlik belirlemesine ve İtalyan-Amerikan kültürünü etkilemesine sebep oldu.
İTALYAN SUÇ ÖRGÜTÜ VE KÜLTÜRÜ
İtalyan-Amerikan Kültüründe öğrendiğimiz gibi çoğu Sicilyalı İtalyan olmak üzere Amerika'ya göçten bu yana İtalyanların çoğu işçi statüsünde gelmiştir. Bu yoğun işçi göçü Amerika'da ağır çalışma şartlarıyla birleşince tüm etnik grupları ittiği gibi İtalyan-Amerikanları'da itmiştir.Aslına bakılırsa İtalyan Suç Örgütü(Cosa Nostra)'nın kurulması Amerika'ya göçten daha öncesine dayanır.Fakat Amerika'da karma kültür oluşmuş ve Cosa Nostra kültürü Amerika'da da devamlılığını sürdürmüştür.Fakat İtalyan-Amerikan'lar suç örgütlerine kendi kültürlerini yansıtmış ve diğer suç örgütlerinin yanında sadakat ve bağlılık esaslı bambaşka bir örgüt kültürü oluşturmuşlardır. Belki de bu kültür yıllardır süre gelen suç dünyasındaki İtalyan baskınlığının sebebiydi.
NASIL BAŞLADI?
Aslında İtalyan mafyası deyince Sicilya mafyası yani Cosa Nostra demek daha doğru olur. Çünkü İtalyan mafyasının doğumu, Napoli kralı Joseph Bonaparte'nin 1800'lerde Fransız İhtilali sonrası bu bölgeye gelerek mafia adı verilen gizli örgütü kurmasıyla başlar.Mafya adı verilen topluluk kanunları hiçe sayarak devlet içinde örgütlenerek, bölge toprak sahiplerini ve bölge halkının korur. Kendi yasalarını uygular şeklinde organize olmuştur. 1900'lere kadar böyle devam eden durum Mussolini'nin başa gelmesi ile vahim bir hal alır. Mussolini'nin mafyanın temizlenmesi emrini verir ve pek çok mafya üyesi ya öldürülür, ya da ülke dışına kaçar.
Ardından mafya üyelerinin çoğunun Amerika yerleşmesi ve özellikle Amerika'da bulunan o dönem içki yasağının olması sebebiyle İtalyan aileler ve mafyalar gizli içki kaçakçılığı, sendikacılık, kumar gibi alanlarda nüfuz ederek mafyanın Amerika'da yer altında oldukça büyük bir örgütlenmesini sağlar. Ardından İkinci Dünya savaşında İtalya'nın Amerika tarafından saf dışı bırakılma istenmesi sırasında özellikle CIA'ın İtalyan mafyası ile bir olup İtalya'da istihbarat toplanması ve yardım alması sayesinde daha da özgürleşen Amerika'daki İtalyan mafyası, kumar fuhuş tefecilik adam kaçırma işlerinde daha rahatlar ve güçlenir. Ardından İkinci Dünya Savaşı biter ve İtalyanlar eroin ticareti ile tanışır.Eroinin Amerika'ya taşınması ve burada satılması oldukça büyük bir pazar oluşturur ve İtalyan mafyası nüfusunu genişletmeye başlar.Amerika'da İtalyan Suç Örgütlerinin gelişmesi tamamen sistematik olmasına borçluydu. Çünkü her şehirde bir ya da iki büyük aile her birinin başında bir Don olmak üzere örgüt içi hiyerarşi ve bağlılık hakimdi.
ÖRGÜTÜN HİYERARŞİSİ
Örgüt kültürünün hiyerarşik yapısı yukarıdan aşağıya şekilde aile içi ve aile dışı olarak uzanıyor.Aile içine giren suç örgütü elemanı nispeten büyük bir bağımsızlık elde ediyor.Ayrıca maddi açıdan tax sisteminde sorumlu olduğu kişilerden toplanan zarflardan belirli pay sahibi olabiliyor.Aile içi hiyerarşik sıralamayı Boss, Consigliere, Capo, Satto Capo, Soldier olarak sıralayabiliriz.Aile içinde bulunan üyeye mad men denir.
Aile içi
Boss(Capo Crimini):Suç örgütünün lideridir.Sadece aile içi ona karşı sorumlularla genellikle muhatap olur.Aile içi üyelerin sorunlarıyla ilgilenir.Tax sisteminin en üstündedir.
Consigliere:Patronun akıl aldığı genelde yaşça büyük emekli suç örgütü elemanlarıdır.Suç örgütlerinin etkin faaliyetlerine katılmamalarına rağmen, tecrübelerini patrona aktarırlar. Tax sistemine dahil değildir, fakat ihtiyaçları örgüt tarafından karşılanır.
Capo:Kaptandır, patron tarafından ona verilen suç örgütündeki Soldier rütbesindeki elemanlardan sorumludur.Tek sorumlu olduğu kişi patrondur.Tax sisteminin ikinci halkasında yer alır ve tax sisteminde topladığı paradan belirli pay sahibidir.Patronun otoritesinin gücünü capo rütbesindeki aile içi üyeler davranışlarına göre belirler.
Soldier:Güç kullanarak, cinayetlerle ya da saldırılarla mafya üyelerini ya da üyesi olmayanları “disiplin altında tutmaktan” sorumlu suç örgütü üyeleridir.
Soyadı sesli harfle bitmeyen hiç kimse aile içine giremez.Örgütün içinde ne kadar süre bulunursa bulunsun, katı bir kuraldır.
ÖRGÜTÜN KÜLTÜRÜ
Örgüt kültürü hiyerarşinin yanında onur ve mutlak sadakat üzerine kurulu bir kültüre sahiptir.Yıllar yılı kümulatif olan bu davranışlar suç örgütü üyeleri için İtalyan Suç Örgütünün başarısının temel öğesidir.
Örgüt içinde kendini bilmezlik,saygısızlık ve kişinin saygınlığını düşürecek herhangi bir davranış kabul edilmez.Çünkü suç örgütündeki her pozisyonun yapması gereken iş vardır ve kişinin yapacağı iş, psikolojik olsa bile engellenemez.Kendi aralarında sorun yaşayan ya da tartışan örgüt üyeleri bu konuyu kendilerinden bir üst rütbedeki suç örgütü elemanına götürmelidir.
Polislerle dostluk ya da kan bağı olması örgütten atılmaya kadar uzanabilir. Çünkü mutlak sadakati şüpheye düşürecek durumdur.
Aileye giriş öncesinde olan üyelere hiç beklemedikleri anda evine, arabasına baskın yapılarak dinleme cihazı aranır.Mutlak sadakatin devamlılığı sınanır.
Siyahi insanlarla genellikle iş yapılmamakta ve örgütün içinde bulundurulmamaktadır. Bunun yanı sıra soyadının sesli bir harfle bitmesi her zaman bir avantajdır.
Bir suç örgütü elemanı oğlunu vaftiz ettirmişse, evlenmişse ya da uzun süre hapis yatıp dışarı çıkmışsa ona zarf içinde diğer örgüt üyeleri para verir. Örgüt içi bağlılığın ve samimiyetin ifadesidir.
Kişisel hayatında bulunduğun davranışlar suç örgütünden bağımsız değildir. Eşine ya da çocuğuna dayak atman bile senden daha yüksek seviyede olan aile içi üyeler tarafından değerlendirilir ve karşılığını alırsın.
AİLEYE GİRİŞ
Aileye giriş noktasına gelmen demek,aileye çok fazla kazandırmışsın demektir. Artık kazanmanın vakti gelmiştir ve tax sisteminde pay sahibi olursun. Aileye giriş için aile dışı rütbelerin en üstüne gelmiş olman ve örgüt için yıllarını çürütmüş olman gerekli. Aileye girmek çürüttüğün yılların karşılığı olacaktır. Artık aile seni, seninde aileyi kollaman en büyük yükümlülüğündür. Giriş kutlaman patron ya da patron vekili,kaptan ve diğer kıdemli soldierlar ile yapılır, yeminini eder ve tebrik edilirsin. Sorumluluğun altında olan suç örgütü elemanları ve ailenin verdiği görevleri yerine getirmen senin aile içi yükselişinin önünü açacak ya da kapatacaktır. Ailenin senden istediği her şeyi yapmakla yükümlüsün, çünkü bunları yapmamak ailenin seni kabul ettiği halde, senin aileyi kabul etmemen demektir.
Aile içi üyenin uyuşturucu ve kimyasal kullanması büyük sorunlar doğurur.Çünkü aileye girmek artık silahını değil aklını kullanmak demektir.
TAX SİSTEMİ
Örgütün tüm maddi sorunlarından kurtulması için çok eskiden bu yana kurulmuş etkili bir sistemdir. Ne kadar piramit şekline benzese de, belirli periyotlarda (ay,hafta)toplanan taxlerden kısıtlı pay sahipleri sadece sorumlu olduğu kişilerden para alan aile üyeleridir. Oran üzerinedir, yani kişi takımından ne kadar para alırsa üstünden o kadar pay sahibi olabilir. Tax sisteminden ayrı olarak ekstra bir iş söz konusunda yukarıya para vermek örgüt içinde oldukça ön plana çıkacak ve takdir edilecek bir eylemdir.
Tax genellikle pazar günleri toplanır ve kilise günü olarak adlandırılır. Örgütün devamlılığı için oldukça etkin bir sistemdir.
AİLEYE GİRMEMİŞ SUÇ ÖRGÜTÜ ÜYELERİ
Aileye henüz girmemiş suç örgütü üyeleri, yukarıdan gelen işlere ve emirlere her zaman açık olmalıdır. Bazen kazandırdığınız para iyi olsa da davranışlarınız tuhaf olursa "ben neden yükselemiyorum" demeyiniz. Kazandırdığınız para büyük bir etken olsa da bağlılık ve onur söz konusu. Özellikle aile içi üyeler ile aranızdaki davranışlarda mutlaka temkinli olun. Çünkü aileye girmemiş suç örgütü üyeleri aile içi bir üyeye kesinlikle zarar veremez, bunun cezası çok büyüktür. Fakat ailede olan bir üye sizi tartaklayabilir ya da yaralayabilir, hatta öldürebilir bile. Örgüt içinde herkesi tanımaya çalışın fakat bunu gevezelikle yapmayın, eğer hedefiniz aileyse ağırbaşlı ve ciddi olmak zorundasınız. Kimsenin saygı duyamadığı bir aile üyesi çöpten başka bir şey değildir.
İş yapmaktan ve para kazanmaktan kaçınmayın, sorumlu olduğunuz kaptan veya soldier dışında yine aynı seviyedeki aile içi üyelerin isteklerini geri çevirmeyin, dikkat çekersiniz.