Raiden Parker, 1999 yılında Londra’da, kentin saygı duyulan Parker ailesinin tek çocuğu olarak doğdu. Parker soyadı, şehirde güç, zenginlik ve saygınlıkla anılıyordu.
Ancak Raiden’in yaşadığı evin içinde bu saygıdan çok az şey vardı.
O ev, düzenli ama duygusuzdu; pahalı tablolarla süslenmiş duvarların ardında, sıcak bir kelimenin bile değeri yoktu.
Annesi Margaret Parker, duygularını gizleyen bir toplum kadınıydı. Raiden’e karşı ilgisi yoktu — onu yetiştirmekten çok, varlığını kontrol altında tutmakla ilgileniyordu.
Babası Edward Parker ise disipline takıntılı bir adamdı; sevgiyi zayıflık olarak görür, oğlunu hatasız olmaya zorlayarak büyütürdü.
Raiden’in çocukluğu, onay beklerken sessiz kalmayı öğrenmekle geçti.
O sevgisiz ortam, Raiden’in içinde kalın bir kabuk oluşturdu. Sessiz, dikkatli, ama her şeyi gözlemleyen biri oldu.
Küçük yaşta, insanların söylediklerinden çok söylemediklerine dikkat etmeyi öğrendi.
Bu, ileride en büyük silahı olacaktı.
Lise yıllarında ailesinden tamamen uzaklaştı. Kendisini toplumsal çerçevenin dışında hissediyor, onların kurduğu düzene ait olmadığını biliyordu.
Zenginlik içinde büyümüş olmasına rağmen, içindeki boşluk onu şehrin alt tabakasına çekti.
Geceleri sokaklarda dolaşıyor, barlarda vakit geçiriyor, zamanla yeraltı kumar çevrelerine karışıyordu.
İlk başta sadece bir seyirciydi; ama kısa sürede, masada oturanların davranışlarını okuyabilen bir oyuncuya dönüştü.
Oyun onun için paradan çok, insanları çözme meselesiydi.
Kim korkuyor, kim yalan söylüyor, kim kaybedeceğini kabullenmiş — hepsini sezebiliyordu.
Bu yetenek, onu kısa sürede dikkat çeken bir isme dönüştürdü.
Zamanla adı Londra’nın küçük kumar çevrelerinde fısıldanmaya başladı:
Ne çok konuşuyordu, ne duygularını belli ediyordu. Sadece izliyor, hesaplıyor ve kazanıyordu.
İşte bu dönemde yolu
Kairo Cooper ile kesişti.
Kairo, Raiden’la aynı kuşaktan, enerjik ama temkinli bir adamdı. Onunla aynı masalarda oynamaya başladı, sonra dost oldular.
Kairo, yeraltı dünyasında bağlantıları olan biriydi. Raiden’in soğukkanlılığından etkilenmişti.
Kısa sürede birlikte çalışmaya başladılar; Raiden planlıyor, Kairo yürütüyordu.
Bir süre sonra Kairo, Raiden’e
Pablo Stonewell adında birinden bahsetti.
Vice City’nin en güçlü adamıydı. Finans, kumar, yeraltı düzeni — hepsi onun kontrolündeydi.
Pablo, Vice’ta yeni bir düzen kurmaya hazırlanıyordu ve bu düzenin başına güvenilir insanları getirmek istiyordu.
Kairo, bu fırsatın bir parçası olacaktı.
Ve o, yanında Raiden’i de görmek istiyordu.
Raiden için bu, geçmişinden tamamen kopma fırsatıydı.
Londra’nın gri sokaklarında başladığı hayat, artık onu tatmin etmiyordu.
Vice City tehlikeliydi, ama tehlike ona hep tanıdık gelmişti.
Bir gece sessizce Londra’dan ayrıldı.
Ne ailesine haber verdi, ne arkasına baktı.
Kairo ile birlikte Vice’a vardığında şehir onu hemen içine çekti. Neon ışıkları, gölgelerle yarışan kuleler, sahte dostluklar ve her köşede dönen para…
Raiden orada kendini buldu.
Artık Parker ailesinin isimsiz çocuğu değil, kendi adını kendi yazan bir adamdı.
Kairo, yanında güvenebileceği tek dosttu; Pablo Stonewell ise artık içinde yer aldığı yeni dünyanın merkeziydi.
Raiden Parker, artık sadece hayatta kalmıyor, bir düzenin parçası oluyordu.
Ama içten içe biliyordu —
Bu şehirde herkes bir gün kendi gölgesiyle karşılaşır...
Konu: Raiden Parker (Okunma sayısı 684 defa)