ron & livia — sciorra çifti

[AllMighty]

CHAPTER I: GİRİŞ
Ronald Sciorra, Las Venturas ve San Fierro fraksiyonları arasında Tony Ruggiero ve Luca Benedetti'in işlerini gören mobster triplerinde bir serseriydi. Livia? Livia ise İtalyan, zengin Santarossa ailesinin paraya düşkün kızıydı. Sadece takı, moda ve kozmetikten anlıyorken Ron'la yollarının kesişmesiyle beraber hayatın ciddiyetiyle karşılaştı. Ron, fraksiyonun sıradan ayak işlerini gören birtakım insandan biriydi. Ruggiero'nun emriyle bir sevkiyat görüşmesi için Ronald'ı Salerno, İtalya'ya yolladı. Orada yaşayan bunak herif Frank Santarossa'nın sevkiyat işlerini Ronald yürütecekti. Birlikte çalışan adamlar pek yasal işler yürütmese de, bu iş tamamen yasaldı. Bir kumaş sevkiyatı gerçekleşecekti. Çünkü Frank Santarossa, döneminin en büyük İtalyan giyim mağazalarından birinin hisselerini almıştı. Bu işi kızına hediye edecekti.

CHAPTER II: LIVIA'NIN İLK İŞİ
Frank Santarossa, kumaş işini Ruggiero ve adamlarına devretmişti. Ronald, İtalya'ya Frank ile görüşmeye gitti. Nereden bilebilirdi ki kayınpederiyle o gün iş konuşacağını? İyi bir görüşme geçirdiler. Ronald'ın tek derdi Ruggiero'nun gözüne girmekti. Karşılaşacağı fırsattan haberi bile yoktu. Derken Frank ve Ronald, mağaza gezmeye gittiler. Ronald ve Livia'nın ilk karşılaşması tam olarak burada oldu. Klişeleşmiş bir ilk görüşte aşk vakası yaşanmadı fakat bu onlar için bir fırsattı. Ronald, Ruggiero ve diğerlerinin yanına döndü. Livia çok heyecanlıydı, hep baba parası yiyen o kız ilk defa bir girişimden para kazanmayı deneyecekti. Mağaza için dijital platform, modeller, pazarlama, dizayn... Aklınıza gelecek her şey hazırlanmıştı.

CHAPTER III: RON-LIVIA ORTAKLIĞI
Ronald, San Fierro'ya döndüğünde Ruggiero'ya Salerno'daki görüşmenin detaylarını aktardı. Frank Santarossa'nın kumaş işini devretme kararı, fraksiyon için yeni ve şaşırtıcı bir gelir kapısı açmıştı. Ruggiero, bu yasal işin potansiyelini hemen fark etti ve Ronald'ı projenin New York ayağında Livia ile koordineli çalışması için görevlendirdi. Ronald'ın görevi, kumaş sevkiyatlarının sorunsuz ilerlemesini sağlamak, depolama ve dağıtım süreçlerini denetlemekti. Bu, onun için alışılmadık bir durumdu; genelde işleri "halletmek" üzerine kuruluydu, "organize etmek" değil. Ronald ve Livia, ikinci kez bir araya gelmek durumunda kaldı. Bu sefer Livia'nın babası elini işten çekmişti. Kızını bu işin başında görmek istiyordu.  Livia, Ronald'ı sadece bir "kumaş kuryesi" olarak görüyordu ve ona karşı mesafeli ama profesyonel bir tavır sergiliyordu. Ronald ise onun bu işine olan tutkusuna ve detaylara verdiği öneme hayran kalmıştı. İkisi de bambaşka dünyalardan geliyordu ama artık ortak bir hedefleri vardı.

CHAPTER IV: BAŞARISIZ SEVKİYAT
İşler başlangıçta tıkırında gidiyor gibiydi. İlk kumaş sevkiyatı sorunsuz bir şekilde New York'a ulaştı. Livia, dijital platformun lansmanı için son hazırlıkları yaparken, Ronald da depolama ve lojistik ağını kurmakla meşguldü. Ancak kısa süre sonra beklenmedik bir sorun baş gösterdi. İtalya'dan gelen ikinci sevkiyatta ciddi bir gecikme yaşandı. Gümrükte bir sorun olduğu söyleniyordu ama detaylar belirsizdi. Livia paniklemeye başladı. Lansman tarihi yaklaşıyordu ve kumaşlar gelmezse tüm planları suya düşecekti. Ronald, bu tür "sorunları" çözmekte uzmandı. Ruggiero'nun adamlarını devreye sokarak gümrükteki "gecikmenin" nedenini araştırmaya başladı. Kısa sürede, sorunun basit bir aksaklıktan daha çok, rakip fraksiyonun işlerine çomak sokma girişimi olduğunu anladı. Bu, Ronald'ın bildiği bir dildi. Livia ise bu tür yeraltı entrikalarından tamamen habersizdi ve sadece işinin batmasından korkuyordu. Ronald, Livia'ya durumu tam olarak açıklayamasa da, "halletmek" için elinden geleni yapacağına dair güvence verdi. Bu kriz anı, onları daha önce hiç olmadığı kadar bir araya getirdi. Livia, Ronald'ın soğukkanlılığına ve kararlılığına şaşırırken, Ronald da Livia'nın işine olan bağlılığını ve kırılganlığını görmeye başladı.

CHAPTER V: LANSMAN GÜNÜ
Ronald, gümrükteki sorunu kendi yöntemleriyle çözdü. Birkaç "telefon görüşmesi" ve "ikna edici ziyaret" sonrası, kumaşlar mucizevi bir şekilde serbest bırakıldı ve zamanında Livia'nın deposuna ulaştı. Livia, bu duruma hem şaşkın hem de minnettardı. Lansman günü geldiğinde, mağaza capcanlıydı. Modeller podyumda Livia'nın tasarımlarını sergiliyor, dijital platform sorunsuz çalışıyor ve ilk satışlar gelmeye başlıyordu. Livia'nın yüzünde, ilk kez kendi emeğiyle bir şeyler başarmış olmanın verdiği gururlu bir gülümseme vardı. Ronald, kalabalığın arasında, Livia'yı uzaktan izliyordu. Onun bu başarısı, Ronald'ın kendi dünyasında nadiren hissettiği bir tatmin duygusu uyandırmıştı. Gecenin sonunda, Livia Ronald'ın yanına geldi. "Teşekkür ederim, Ronald," dedi içtenlikle. "Sensiz başaramazdım." Ronald sadece başını salladı ama gözlerinde farklı bir parıltı vardı. O gece, Las Venturas'ın karanlık sokaklarından gelen bir serseri ile İtalyan sosyetesinin şımarık kızı arasında, iş ortaklığının ötesinde, belki de çok daha derin bir şeyin tohumları atılmıştı. İki farklı dünya, ortak bir başarıyla birbirine yaklaşmıştı.

CHAPTER VI: BABA-KIZ SORUNU
Mağazanın dijital lansmanı ve ilk satışların başarısı, Livia'yı adeta kanatlandırmıştı. Artık sadece baba parasıyla yaşayan şımarık kız değil, kendi işini kuran, başarılı bir girişimciydi. Bu yeni kimliğiyle gurur duyuyor, her gün daha fazla çalışarak markasını büyütmek için çabalıyordu. Ronald ise Ruggiero'nun gözünde yükselmişti. Sevkiyat sorununu "halletme" becerisi ve Livia ile kurduğu etkili işbirliği, ona fraksiyon içinde daha fazla saygınlık kazandırmıştı. Artık sadece ayak işlerini yapan bir serseri değil, Ruggiero'nun güvendiği, stratejik bir adamdı. Ancak bu yeni düzen, Frank Santarossa'nın pek hoşuna gitmiyordu. Kızının bu kadar bağımsızlaşması ve özellikle de Ronald gibi "sıradan" bir adamla bu kadar yakın çalışması onu rahatsız ediyordu. Frank, Livia'nın işine olan bağlılığını takdir etse de, bu işin Ruggiero ve adamlarıyla olan bağını göz ardı edemiyordu. Bir akşam yemeğinde, gerilim tavan yaptı. Frank, Livia'ya "Bu işi sana hediye ettim, bir çeteye değil!" diye çıkıştı. Livia ise babasının koruyucu tavrına ve onu küçümsemesine sinirlenerek, "Bu benim işim baba! Kendi başıma başardım ve kiminle çalıştığıma ben karar veririm!" diye karşılık verdi. Tartışma büyüdü, eski yaralar açıldı ve Livia, babasının evini öfkeyle terk etti. Frank, kızının sırtını dönüp gidişini izlerken, gözlerinde hem hayal kırıklığı hem de derin bir endişe vardı.

CHAPTER VII: BABANIN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ
Frank Santarossa, Livia ile olan kavgasından sonra kendini daha da yalnız hissediyordu. Kızının başarısından gurur duysa da, onu bu tehlikeli dünyaya kaptırdığı için vicdan azabı çekiyordu. Belki de Ruggiero ile olan anlaşmayı iptal etmeliydi. Bu düşüncelerle boğuşurken, bir gece evine gelen beklenmedik misafirler, onun sonunu hazırladı. Ruggiero'nun adamları, Frank'i "işleri konuşmak" bahanesiyle evinden aldı. Frank'in son sözleri, kızına olan sevgisi ve işlediği hatanın pişmanlığıyla doluydu. Ertesi sabah, Livia babasının ortadan kaybolduğunu öğrendiğinde şok yaşadı. Telefonlarına cevap vermiyor, kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Ronald, haberi aldığında suratı buz kesti. Ruggiero'nun yaptığına emindi. Livia, babasının kayboluşuyla dağıldı. Ronald'dan yardım istedi, "Babamı bulmalıyız, Ronald! Lütfen!" dedi. Ronald, Livia'nın çaresizliğini gördüğünde, hayatında ilk kez fraksiyonun kurallarına karşı gelme isteği duydu. Ancak Ruggiero'nun gücü ve acımasızlığı, onu bir çıkmazın içine itiyordu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

CHAPTER VIII: RUGGIERO ÇIKMAZI
Frank Santarossa'nın ortadan kayboluşu ve akabinde gelen ölüm haberi, Livia'yı derinden sarstı. Hayatı boyunca babasının koruyucu kanatları altında yaşamış, her istediği anında yerine getirilmiş, zorluklarla hiç yüzleşmemişti. Şimdi ise hem babasız kalmış hem de işinin geleceği belirsiz bir hale gelmişti. Kederiyle baş başa kaldığı bu günlerde, Ronald beklenmedik bir şekilde onun en büyük destekçisi oldu. Ruggiero, Frank'in "ortadan kayboluşunu" kendi lehine çevirmeye çalışıyordu. Santarossa işlerinin kontrolünü tamamen ele geçirmek için Livia'ya baskı yapmaya başladı. Ancak Livia, babasının yasıyla boğuşurken bile işini bırakmaya niyetli değildi. Ronald, bu süreçte Livia ile Ruggiero arasında bir kalkan görevi gördü. Fraksiyon içindeki konumunu kullanarak, Ruggiero'nun doğrudan Livia'ya ulaşmasını engelledi ve ona zaman kazandırdı.

CHAPTER IX: CİNAYETİN İZLERİ
Livia'nın kederi zamanla yerini öfkeye ve şüpheye bırakmaya başladı. Babasının ani ve açıklanamayan ölümü, onun aklında soru işaretleri yaratıyordu. Ruggiero'nun Frank'in işlerine olan aşırı ilgisi ve Ronald'ın bu konudaki tuhaf sessizliği, Livia'nın dikkatini çekmişti. Ronald'a karşı bir güven duyuyordu, ancak aynı zamanda onun Ruggiero ile olan bağından dolayı bir tedirginlik de yaşıyordu. Bir gün, babasının eşyalarını karıştırırken, Frank'in Ruggiero ile yaptığı bazı yazışmaları buldu. Bu yazışmalar, Ruggiero'nun Frank'i kumaş işinden tamamen çıkarmak istediğini ve hatta tehdit ettiğini açıkça gösteriyordu. Livia, babasının ölümünün bir kaza değil, bir cinayet olduğunu anlamaya başladı. Bu korkunç gerçekle yüzleştiğinde, Livia'nın dünyası bir kez daha başına yıkıldı. Ronald'a giderek, "Babam öldürülmüş, Ronald. Ve ben Ruggiero'nun bunu yaptığından eminim. Sen... sen bir şeyler biliyor musun?" diye sordu. Ronald, Livia'nın gözlerinin içine bakarken, tüm gerçeği itiraf etme isteğiyle dolup taştı. Ancak Ruggiero'nun gücünü ve Livia'yı da tehlikeye atma riskini düşünerek sustu. Sadece, "Seni koruyacağım, Livia. Ne olursa olsun," diyebildi.

CHAPTER X: FİRARİ RUGGIERO VE EVLENME TEKLİFİ
Ruggiero'nun Santarossa işlerini tamamen ele geçirme planları hızla ilerliyordu. Ancak Livia, babasının mirasını korumaya kararlıydı. Livia, Ronald'ın samimiyetine pek güvenmeyip tek başına Ruggiero'nun kuyusunu kazma derdindeydi. Tek derdi onu hapse göndermek oldu ve her şeyini araştırdı. Bu durumu fark eden Ronald, ona belli etmese de Ruggiero'ya çoktan haber vermişti bile. Livia ise babasının iş ağını ve kendi zekasını kullanarak Ruggiero'nun finansal manipülasyonlarını deşifre etti. Ruggiero'nun imparatorluğunu sarsacak kadar güçlü bir dosya hazırladı. Federal yetkililer Ruggiero'nun peşine düştüğünde, Ronald kendini bir yol ayrımında buldu. Fraksiyona olan eski sadakati ve Ruggiero'nun ona bir zamanlar verdiği "fırsatlar" aklına geldi. Ruggiero'nun düşüşü, Ronald'ın da hayatını sonsuza dek değiştirecekti. Son bir kez, eski dünyasına olan borcunu ödemeye karar verdi. Ruggiero'ya durumlardan bahsederek işin içinden sıyrıldı. Tony Ruggiero ise, Adriano Pedrotti ve Logan Battistelli'nin gözetiminde şehirden güvenli bir şekilde kaçması için gerekli düzenlemeleri yaptı. Ruggiero, arkasında büyük bir boşluk ve dağılmış bir imparatorluk bırakarak izini kaybettirdi. Ruggiero'nun kaçmasıyla birlikte, Livia ve Ronald için yeni bir sayfa açıldı. Bir akşam, Livia'nın babasının en sevdiği İtalyan restoranında yemek yerken, Ronald Livia'ya döndü. Gözlerinde derin bir aşk ve umut vardı. "Livia," dedi, elini uzatarak. "Hayatım seninle anlam kazandı. Benimle evlenir misin?" Livia'nın gözleri doldu. Başını sallayarak, "Evet, Ronald. Bin kere evet!" dedi. İki farklı dünyanın insanı, zorlu bir yolculuğun ardından, aşk ve ortak bir gelecek inşa etmek için bir araya gelmişti.

devam edecek...

[AllMighty]

rezerv

[AllMighty]

rezerv

[baranthecan]

şahsen beğendim.

[end of the mobster era]

zeminler kıpırdıyor yerlerinde
kendimce bir olayların içindeyimmmmmmmmmmmmmmm içinizde
ihtimallerin heyecanına üzülüyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

[shiosai]

superrr olmus basarilarinin devaminidilerim cok begendim <3

[deadfoolish]

Bu kim lan dayi

[yung martinez]

aslan ahbabım

[fatihbulut]

hayırlı işler

[egoat]

başarılar dostum