Merhaba...
Vice Şehri’nin karanlık gökyüzü altında, sorgulamanın soğuk nefesiyle kaleme alıyorum bu satırları. Ben Marci X, Hayatı Sorgulama Seansım programımın ötesinde, sizlerle bir tefekküre dalmak için buradayım. Kiss FM mikrofonlarından yükselen sesim, bu kez bir blog yazısında hayatımın en derin paradokslarından birine, bdfyobgsougt’ye dokunacak. Hazırsanız, bu karanlık yolculuğa adım atalım.
bdfyobgsougt.
Geçtiğimiz günlerde, internetin unutulmuş köşelerinde, 2006’da terk edilmiş bir internet forumunda karşıma çıkan bir teori beni derinden etkiledi. Kullanıcı adı
bdfyobgsougt olan biri, şu iddiayı ortaya atmıştı:
“Bizler doğal felaketlerle yok olmuş bir gezegenin sahipleri olan uzaylıların genetik torunlarıyız.”
Bu teori, evrenin ne bir başlangıcı ne de bir sonu olduğunu fısıldıyor. Başlangıcı bilmiyorsak, neden varmış gibi zincirlere vurulalım ki? Bu düşünce, zihnimi bir döngüye hapsetti.
zaman makinesine asla erişemeyeceğiz!
Teoriye göre, zaman makinesi asla icat edilmeyecek. Neden mi? Çünkü geçmiş, şimdi ve gelecek, bu kainatta aynı anda nefes alıyor olabilir. Hayat, gezegenler arasında bir gölge gibi zıplıyor; evrim ise bitmeyen bir dönüşümün sessiz tanığı. Uzaktan bakıldığında, bizler uzaydan geldik ve yine uzaya döneceğiz... Başka bir formda, başka bir yaşamda yeniden uyanacağız. Atalarımız, bir gezegeni doğal felaketle kaybettiğinde, genetik izlerini evrene saçtı. Belki koca kafalı varlıklar, belki hayat tohumları taşıyan taşlar… Bizler, bu bilinmezliğin torunlarıyız.sonsuz bir döngünün içinde miyiz?! ne?!?!?!?!?!
Yayında bir dinleyicimin SMS’i, bu teoriyi daha da derinleştirdi: “Bu hayat bir döngü de ibaret. Vice Şehri’nde yıllardır tekrarlanan olaylar, sanki başka kişilerle yeniden canlanıyor.” Evet, yaşamın kendisi evrenler düzeyinde bir döngü olabilir. Teori, evrenin tek ve genişleyen bir yapı olmadığını, belki de çoklu evrenler arasında bir akış olduğunu ima ediyor. Dünya’daki yaşam sona erdiğinde, başka bir evrende, bambaşka kurallarla yeniden canlanabiliriz. Uzaydan gelip uzaya gitmekten öte, evrenlerden geldik ve evrenlere gideceğiz. Bu fikir, içimde hem bir ürperti hem de hayranlık uyandırıyor.