Hakkımızda

[3latix]

Ana Sayfa
Haberler
Hakkımızda

[KISS BLOG] Zihnin Derinliklerinde - Yüksek Duygusal Zeka

Yüksek Duygusal Zeka ve Sinirlenmenin Görünmeyen Yüzü!
Kimi insanlar vardır, başkalarının görmezden geldiği en ufak bir hareketten bile rahatsız olurlar. Belki bir yüz ifadesi, belki sahte bir tebessüm, belki de duygusal dikkatsizlik… Çoğu zaman bu kişiler “çok alıngan” ya da “çabuk sinirlenen” olarak etiketlenir. Oysa psikolojiye göre bu durum aslında yüksek duygusal zekanın bir işaretidir. Benim gözümde bu, bir eksiklik değil; tersine, insan ruhunu daha derinden görebilme yeteneğidir.

Samimiyete Karşı Hassasiyet!
Yüksek duygusal zekaya sahip kişiler için samimiyet hayati bir değerdir. Çünkü onlar, sözlerin ardındaki en küçük titreşimi, tavırların gerisindeki niyeti sezebilir. Bu yüzden sahtecilik, umursamazlık veya yüzeysel davranışlar karşısında içlerinde huzursuz bir çan çalar. Bir nevi sinir sistemleri alarm verir. Ben de bu özelliğe sahip insanların aslında daha incelikli, daha derin bir bağ arayışında olduklarını düşünüyorum. Yani sinirlenmekten çok, samimiyetin yokluğuna verilen bir tepkidir bu.

Yalnız Değilsin!
Eğer kendini sık sık “neden bu kadar kolay rahatsız oluyorum?” diye sorgularken buluyorsan, bil ki yalnız değilsin. Bu özellik, seni kırılgan değil; daha uyanık ve daha duyarlı kılar. Hepimiz insan ilişkilerinde farklı şeylere dikkat ederiz. Kimi kişi görmezden gelir, kimi kişi fark eder. Ama fark edenin yükü de başkadır. The Tiff olarak şuna inanıyorum: Bu hassasiyet, doğru şekilde yönlendirildiğinde, seni çok daha güçlü bağlar kurmaya, daha derin sevgiler yaşamaya götürür. Yeter ki bunu bir kusur değil, değerli bir armağan olarak görmeyi öğren.

Yazan: The Tiff | 30 Ağustos 2025

© 2025 KISS Media Agency. Tüm hakları saklıdır.

[3latix]

[3latix]

[3latix]

Ana Sayfa
Haberler
Hakkımızda

Doğanın Gücü ve Enerjisi: Sınırsız Bir Kaynak

İnsanlığa İlham Kaynağı


Doğa, insanlık için sadece yaşam alanı değil, aynı zamanda sonsuz bir enerji kaynağıdır. Bize sunduğu zengin ekosistem ve doğal kaynaklar, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda güç verir. İnsan, tarih boyunca doğanın gücünden ilham almış ve onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmeye çalışmıştır.

Doğadaki güç, en basit unsurlardan en büyük olaylara kadar her yerde hissedilir. Okyanusun dev dalgalarından, dağların doruklarına kadar her şey bir enerji kaynağıdır. Güneş, rüzgar, su ve toprak; bunlar doğanın bizlere sunduğu en büyük enerji kaynaklarıdır. Örneğin, güneş ışınları, hem yaşam için gerekli ışığı hem de yenilenebilir enerji üretmek için kullandığımız bir kaynağı sunar. Rüzgar ise enerji üretimi için kullanılan dev türbinlere dönüşürken, suyun gücü hidroelektrik santrallerin temelini oluşturur.

Doğanın Gücünü Hissetmek


Doğanın enerjisi, sadece fiziksel anlamda değil, psikolojik olarak da hayatımıza dokunur. Doğada geçirdiğimiz zaman, zihnimizi sakinleştirir, stres seviyemizi azaltır ve duygusal dengeyi sağlar. Her ağaç, her çiçek, her kuş sesi, bizlere doğanın içinde barındırdığı dengeyi hatırlatır.


Doğanın gücüne saygı göstermek, bu enerji kaynaklarını sürdürülebilir şekilde kullanmak, insanlık için en büyük sorumluluktur. Doğal kaynaklarımızın tükenmemesi için doğa ile uyum içinde yaşamak, hepimizin geleceği için büyük önem taşır.

Aşkla ve sağlıkla kalın...

Yazan: -neselikelebek | 30 Ağustos 2025

© 2025 KISS Media Agency. Tüm hakları saklıdır.

[3latix]

[Pink]

 

[3latix]

[3latix]

[3latix]

KISS NEWS                                                                                                                                                              Gerçeğe bir öpücük bırak... Bir Şehir Seyretti, Bir Genç Düştü! Vice şehri, 31 Ağustos gecesi sessizliği yıkan acı bir intiharla sarsıldı. China Town’daki köprüde hayatla ölüm arasında sıkışan genç bir stajyer doktor, ekonomik sıkıntıların ağırlığını daha fazla taşıyamadı. Polis ve sağlık ekipleri olay yerine intikal etti, dakikalarca dil döktü, umut vermeye çalıştı. Ama tüm çabalar sonuçsuz kaldı. Gözyaşlarıyla izlenen anlarda genç adam kendini boşluğa bıraktı. Şehrin kalbi, bir anda buz kesti. Hayalleri Beyaz Önlükte Kaldı... O, Vice’ın sıradan bir genci değildi. Hastanede stajyer doktordu, bugün gireceği sınavla doktorluk mertebesine yükselecek, insanlara daha çok şifa dağıtacaktı. Arkadaşlarının anlattığına göre; yardımsever, güler yüzlü, iyi yürekli bir insandı. Ama ekonomik kriz, şehirde pek çok kişiyi olduğu gibi onu da boğdu. Hayattan soğumuştu. Çaresizlik, bir meslek hayalini ve tertemiz bir geleceği koparıp aldı. Vice’ın Yüreğinde Derin Bir Yara Polis ve paramediklerin gözleri önünde yaşanan bu dram, Vice şehrinde büyük yankı uyandırdı. Gencin yakınları Kiss Medya muhabirine öfke ve üzüntülerini tek kelimeyle dile getirdi: “Böyle birini kaybetmek hepimizin kaybı!” dediler. Ekiplerin başarısız ikna çabaları, ardında cevapsız sorular bıraktı. Vice şehrindeki ekonomik çöküş bir can daha aldı… Şehir, artık bir beyaz önlüğün sessiz çığlığıyla uyanıyor.

REKLAM VERİN Bu alanda sizin markanız parlasın! Detaylar için tıklayın ›

EDITÖRDEN:

Ekonomi değil, yöneticiler öldürüyor!

Vice’ın kalbi parçalandı. Bir genç, bir doktor adayı, çaresizlik altında köprüden düştü. Bunun adı intihar değil; bunun adı ekonomik katliam! Borçlar, krizler ve kör yöneticiler can alıyor. Vice halkı susmayacak.

— Hümanist

©️ 2025 KISS Media Agency
made by: @the batuhan batrix

[revange7]

Fatihçim gerçekten incredible