Wilfred (Wolf) Carter
Wilfred Carter, 1998’de Playa del Seville’in sıcağında doğdu. Beton sıvaların döküldüğü, radyolardan eski funk çaldığı bir mahallede büyüdü. Babası yoktu. Annesi yorgundu. Sokaklar ise sabırsızdı bir çocuğu adam yapmak için değil, yutmak için vardı.
Wolf on yaşında paketi taşıdı. On beşinde silahı tuttu. On yedisinde adı sokağın duvarlarına yazıldı. Çünkü o diğerleri gibi değildi. Tek başınaydı ama eksik değil, tekti. Çatışmadan kaçmazdı; siper olurdu. O yüzden ona “Wolf” dediler. Sessizdi, sabırlıydı ama içindeki şiddet uyandığında, diz çöken ilk düşman kendisiyle aynı dili konuşandı.
Yirmi altı yaşına geldiğinde, onun adı sadece sokağın köşelerinde değil, polis telsizlerinde de dönüyordu. Bir gece, Playa’da işler karıştı. Sivil polisler, mahallede “temizlik” bahanesiyle gençleri kıstırdı. Ancak hedefleri yanlış seçmişlerdi. O gece bir polis öldü. Boynunda kırık bir telsiz, cebinde kartı hâlâ duran bir rozet vardı. Tanık yoktu. Kamera yoktu. Ama herkes biliyordu.
Wolf yeniden doğmuştu.
İki yıl yattı. Sessizdi. Konuşmadı. Suçlamayı kabul etmedi ama pişman da olmadı. O içerideyken mahalle sessizleşti. Çatılar karardı. Çünkü orayı ayakta tutan, gölgesi sokaklara düşen adam artık içerideydi.
Tahliye günü geldiğinde, eski bir dostu onu lacivert bir Tahoma ile aldı. Arabanın teybinde eski bir rap parçası çalıyordu. Sözler değil, bas titreşimleri konuşuyordu.
Wilfred sustu. Camı açtı. Gözleri duvarlara sinmiş grafitileri süzdü. Playa hâlâ onun kokusunu taşıyordu.
Aynı günün gecesi, çete doğdu:
Del S’eville Kings.
Lacivert bayrak, eski tarz, temiz geçiş. Giyimleri dündendi ama yürüyüşleri bugünü değiştirdi.
Bazıları hâlâ onu “eski Wolf” sanıyordu. Ama artık direksiyon başındaki adam, mahallenin nabzı değil, sokakların nabzını kesendi. Arada bir onu Sanchez’le sokaklarda tek tekerde, rüzgar gibi görenler olurdu. Ama gerçekten tehdit mi geliyor diye merak edenler, Sultan’ın sokağa sessizce girdiği geceyi hatırlardı.
Bu adam artık bir birey değil, bir düzenin cevabıydı.
Çünkü Playa del Seville’de bazı kurallar silinir.
Ama Wolf’un adı?
O kazınır.
Ve herkes bilir:
Wolf geldi mi, sessizlik başlar.


Carlito (Carl) Silva
Rio de Janeiro, gün doğarken kartpostallardaki gibi gözükür: güneş, deniz, samba... Ama güneş çekildikten sonra tepelerde başka bir Rio başlar. Polis helikopterleri gökyüzünü deler, sokak köpekleriyle yarışan çocuklar susturulur, ve geceye hükmedenler sahneye çıkar. İşte o gecenin içinden biri de Carlito Da Silva’dır.
Carlito, Complexo da Penha’nın dar sokaklarında büyüdü. Favela’nın tozlu yollarında koşarken ayakları hep kesikti. Babasını hiç tanımadı. Annesi temizlikçilik yaparak iki çocuğunu büyütmeye çalıştı ama yoksulluk bazılarını sadece yorar, bazılarını da şekillendirir. Carlito’yu şekillendiren açlık değildi; adaletsizlikti.
İlk suçunu 13 yaşında işledi. Bir marketten ekmek ve süt çaldı. Ama onu yakalayan polis, market sahibinden daha acımasızdı. Carlito o gün dövülerek gözaltına alındı. Bırakıldığında gözünde yaş yoktu ama içinde bir şey kırılmıştı: inanç.
Zamanla mahallede "çete çocukları" onu fark etti. Sessiz, hızlı ve kurnazdı. Önce posta taşıdı, sonra gözcülük yaptı. 17 yaşına geldiğinde, artık geceleri araç çalan, benzin istasyonlarına gece baskınları yapan küçük bir ekibin parçasıydı. Anahtarsız araç çalıştırmayı bir ayda öğrendi. Sıcak motorların sesi, onun için artık bir müzik gibiydi.
Ama Carlito kötü biri değildi. O, kötülüğün içine doğmuş biriydi. Her suçtan sonra eve döner, küçük kardeşine çizgi film açar, annesinin içtiği eski kahve fincanlarını yıkardı. Hırsızdı, ama aynı zamanda oğuldu, abiydi, insanlıktan tamamen kopmamıştı.
Geceleri çaldığı benzinleri mahalleye ucuza satıyor, bazı arabaları parçalayarak elde ettiği parayla annesine ilaç alıyordu. O, bir sistemin kırdığı çocuklardan sadece biriydi. Hayat ona ne şans tanıdıysa, o da onu kendine göre kullandı. (düzenlendi)
Bir gece işler ters gitti. Çalınan bir araçta GPS olduğunu fark etmediler. Polis, sabaha karşı operasyon düzenledi. Carlito kaçmayı başardı, ama ekipten biri vuruldu. Artık Carlito, yalnızca bir hırsız değil, aranan bir suçluydu.
Şimdi 19 yaşında, aranan bir genç. Hayatta kalmak için geceleri yaşıyor. Favela’dan çıkış hayali hâlâ aklında, ama bu kez forma giyerek değil, belki de ülkeyi terk ederek.

Birlik Dükkanları
Del S'eville Bar:
S'eville'nin içinde bulunan eski tip bir bar. Seville'nin zencileri burayı para ve ortam yapmak için kullanır. İçerisi pek tekin olmayabilir.


Seville Social:
Seville'nin kalbinde yer alan Seville Social, sosyalleşmeyi sevenler için tasarlanmış modern bir sosyal kafe konsepti sunuyor.