Konu: dedektif eric bouildin  (Okunma sayısı 4315 defa)

#80 - 24.06.2025 16:59

100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
fakof,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#81 - 27.06.2025 17:41

Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#82 - 28.06.2025 04:25
geçerli polis  :o
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#83 - 28.06.2025 20:55


Vait o gece, Bouildin'in duymak istediklerini söylemedi. Bildiği tek bir şey vardı. Timur'un yerine gelen Vait.

Molchanov tarafına düşen o uğursuz sessizlik, Çete Memuru Bouildin’in içine dert olmuştu. Timur Chernov’un bir anda ortadan kayboluşu, havada asılı kalan bir sır gibi herkesin dilinde dolansa da, Bouildin’in zihnini kemiren asıl mesele başkaydı. Timur'un yokluğu, Molchanov'un dengesini bozmuş, Vait’in sahneye çıkışıyla birlikte her şey bulanıklaşmıştı. Oyun yeniden kuruluyordu ama kurallarını kimse tam olarak bilmiyordu.

Bouildin’in içini kemiren bu bilinmezlik, geceleri bile yakasını bırakmıyordu. Chernov’u adım adım takip etmişti; evlerini, araçlarını, bağlantılarını… Her köşe başında, her karanlık sokakta onun gölgesini aradı. Fakat Timur, adeta toprağa karışmıştı; ne bir iz, ne bir ses… İnsan böylesine sır olup kaybolduğunda, ardında bıraktığı boşluk koca bir soğuk duvar gibi insanın üstüne yıkılıyordu. Bouildin, o duvarın ağırlığını her an omuzlarında hissediyordu.

Molchanov sokaklarında gezinen dedikodular arasında, Bouildin’in kulağı ve gözü olacak biri mutlaka olmalıydı. Ama ortalıkta güvenilecek yüz bulmak zordu. Telsizden yükselen parazitli sesler, Bouildin’in zihnine hançer gibi saplanıyor, düşüncelerini dağıtıyordu. Eli, refleksle telsizin ses düğmesine uzandı. Sessizlik geri geldiğinde, kafasında dönen bin bir soru biraz daha berraklaşır gibi oldu.

Tam o sırada telsiz yeniden canlandı. Soğuk, mekanik bir ses: "Seville bölgesinde silahlı yaralanma vakası bildirildi."

Bouildin’in gözleri bir an karardı, ardından refleksle elini torpido gözüne uzattı. Flaşörleri açtı. Sirenlerin vahşi uluması geceyi yırtarken, arabanın metal gövdesi Seville’in dar sokaklarına doğru hızla süzüldü.

Her kilometrede kafasındaki tek düşünce Timur Chernov’un ortadan kayboluşu ve Vait’in oyunu nasıl değiştirdiğiydi. Seville’de yaşanan her olay, Molchanov’daki dengeleri biraz daha yerinden oynatıyordu. Bu gece, o dengelerin yeniden çizileceği gece olabilirdi.

Ve Bouildin, o çizginin tam ortasındaydı.





Bazen bir silahlı yaralanma, yalnızca raporlanacak bir vaka değildir. Bazen, can sıkıntısına, kafanın içini kemiren sorulara geçici de olsa bir sığınaktır. Eric Bouildin için Seville bölgesindeki olay tam olarak buydu. Timur Chernov’un kayboluşu zihnini o kadar sarmıştı ki, gerçeği araştırırken kendi akıl sağlığını da kaybetme noktasına gelmişti. Bu vakayla meşgul olmak, o bulanık düşüncelerden bir nebze uzaklaşmak için bir ağrı kesici gibiydi.

Seville'e vardığında tablo tanıdıktı. Sokaklar gergin, insanlar suskundu. Yerel çeteler yine birbirine girmiş, birkaç serseri kanlar içinde kaldırım taşlarına serilmişti. Bouildin çevresine göz gezdirdi, yerdeki kan izlerine, boş kovanlara, siper almış köşe başlarına baktı. Yaralıları sorguladı, çevredekilere seslendi ama sokak yine dilini yutmuştu. Bu, çeteleşmenin en pis, en çıkmaz tarafıydı. Kapısını çalacağın bir ev yoksa, sorunun da cevabı olmuyordu. Herkes ya korkudan susuyor ya da kendi sırasını bekliyordu.

Bouildin’in tırnakları çoktan nasır tutmuştu, ama sinirle o tırnak etlerini didiklemekten yine kendini alamadı. Ne zaman duvarlara toslasa, aklı yine aynı yere, Timur Chernov'un gölgesine kayıyordu. Topladığı mermi kovanları, yaralıların cılız ifadeleri… Hepsi boştu. Olay, matematik gibi netti: Sıfırla neyi çarpsan, elde kalan yine sıfır.

Yaralıların ifadeleriyle birlikte ASGH'yeuğradı, ama o hastane koridorlarının soğuk ışıkları bile Bouildin'in içindeki ateşi söndüremedi. Elinde koca bir hiçlikle, Merkez İstasyon'a geri döndü. Büro katının eski kokusu, evrakların yığıldığı masalar, loş ışık… Hepsi tanıdık, hepsi sıkıcıydı. Sandalyesine yaslandı, kafasını geriye attı, gözlerini kapatır kapatmaz telefonun çaldı.

Memur Klein'ın sesi:
"Seville olayında bağlantılı biri var, kişisel kamerası ile bir şeyler kaydetmiş. Şu an ifade odasında bekliyor."

Sanki bir kova suyu, alev alev yanan sinir uçlarına dökmüşlerdi. Bouildin'in gözleri parladı. Hızla kalktı, ofisten çıkıp koridorları aşıp ifade odasına indi.

Kapıyı açtığında karşısında orta yaşlarda bir kadın vardı. Soğuk yüz ifadesiyle, deri ceketini düzeltirken gözleri Bouildin’e dikildi.
Aaliyah Fisher.



Aaliyah Fisher'ın dudaklarından dökülen cümleler, Seville’deki silahlı yaralanma vakasının çok daha ötesine dokunuyordu. Bouildin, daha ilk kelimelerde bunun sıradan bir ifade olmayacağını anlamıştı. Kadının sesi, sanki Molchanov’un arka sokaklarında kaybolan her fısıltının yankısıydı. Sözleri, Bouildin’in kafasında saklanan binbir soruya zincirleme patlama gibi dokunuyor, parçaları yavaş yavaş yerine oturtuyordu.

Olay yerinde boş kalan tüm köşeleri, sessizliğe gömülen yüzleri, suskun kalan mahalleleri… Aaliyah Fisher, bunların hepsine dokunuyordu. Bouildin’in hafızasına sadece söyledikleri değil, kendisi de kazındı. Numara kağıtta yazılıydı, ama o numara Bouildin’in zihnine kazınmış gibiydi.

Fisher’ın kim olduğu ise işin başka bir boyutuydu. Eski bir polis. Eskiden Bouildin’in oturduğu koltukta oturmuş, aynı sokakları didiklemiş, aynı telsiz sesleriyle uyanıp, aynı karanlık sokaklarda gerçeğin izini sürmüş biri. Ama sistem her zaman adil oynamazdı. Yaşanan bazı olaylar, Aaliyah’ın polis rozetini geri alma ihtimalini sonsuza dek elinden almıştı. Bouildin o kısmı fazla kurcalamadı. Bu şehirde herkesin karanlık bir geçmişi vardı, kimsenin defteri tamamen temiz değildi.

Zaten önemli olan geçmiş değil, şimdi ve gelecek kısmıydı.

Aaliyah Fisher, sessizliğe gömülen Molchanov’un içindeki yankıydı. Sokağın susturulmuş ağzı, Bouildin için konuşmaya başlamıştı. Ve bu kadın, bilgi verip ortadan kaybolacak basit bir tanık değildi. Bouildin bunu anlıyordu. Aaliyah, kayıp halkaların yerini bilen, sokağın tozuna sinmiş sırları taşıyan biriydi.

Bouildin kafasında kurcaladı:
"O, benim için sokağın dili olabilir mi? Sessizliği delen çığlık, kaybolanların izini süren gölge..."

Koltuktan kalkarken gözünü Aaliyah’ın gözlerinden ayırmadı. Artık elinde bir numara vardı. Ama bu, sadece bir telefon numarası değildi.

Bu, sessizliğin kilidini açacak anahtardı.



Hayatın garip bir ritmi vardı. İnsan birini aramayı planlarken, tam da o anda telefonun çalması… İşte bu, rastlantı değil, oyunun bir işaretiydi. Eric Bouildin’in cebinde titreyen telefon, o ezbere kazınmış numaranın adıyla aydınlandı: Aaliyah Fisher.

Asıl onun araması gereken Bouildin’di, ama telefonun diğer ucunda Fisher vardı. Bu, Bouildin için net bir göstergeydi. Oyun sadece onun elinde dönmüyordu; Fisher da en az onun kadar işin içindeydi, hatta belki daha da derindeydi.

Doğu yakasındaki eski BİRrıhtımda buluştular. Balıkçı dükkanı sessizdi ama denizin üzerinde ağır bir sis tabakası gezinirken, şehrin başka yerlerinde başka oyunlar dönüyordu. Bouildin, Fisher’ın yüzüne bakarken, dudaklarından dökülen o cümleyi düşündü: "F.D.I başvurusu reddedildi." Fisher’ın gözlerindeki kırılganlık, onun mesleğe olan özlemini ve sistemin ona kapattığı kapıları saklamıyordu.

Ama aynı zamanda o kapalı kapıların ardında bir fırsat doğmuştu.

Bouildin, Fisher’a oyun planını açtı. Polis üniforması ve resmi yetkiler yoktu belki ama Fisher’ın sahip olduğu şey, sokakların diliydi. Ve o dili kullanmayı bilen biri, Molchanov’da çok daha fazla kapıyı zorlayabilirdi. Bouildin düşündü: “Ben bir adım atıyorsam, Fisher neden iki adım atmasın?”

Kendi canını hiçe sayan, sokağın nabzını tutan bir muhbir… Bu şehrin karanlık köşelerinde, böyle biri bulunmaz bir mücevher gibiydi. Bouildin, bu mücevheri ellerinin arasına almıştı.

Dahası vardı. Fisher’ın Molchanov’a olan yakınlığı, sadece sokak seviyesinde değildi. Onları aynı çizgide buluşturan isim: Vait.
Molchanov’un karanlık dengelerinde, Vait sıradan biri değildi. Onun sosyal hayatı, ağına düşürdüğü adamlar, ilişkileri… Özellikle de Ocean Bar’daki zayıf halkalar. Her erkek orada bir şekilde zaafını ortaya sererdi. Bouildin bunu biliyordu, Fisher bunu kullanabilirdi.

Ama işler daha da karmaşıklaşmıştı.

Çünkü Vait, Aaliyah Fisher’a aşıktı.

Bu, Molchanov’daki denklemi altüst eden bir durumdu. Vait, Fisher’a tutulmuştu. Bu aşk, Fisher’ın elini güçlendiriyor ama aynı zamanda Bouildin’in kafasında yeni riskler doğuruyordu. Bir muhbirin en büyük kozu, duygusuz kalabilmesiydi. Ama Fisher’ın gözlerinde, Vait’e karşı ne kadar duygusuz kalabileceği henüz belli değildi.

Molchanov’un kapısı aralıktı. İçeri girmek için Vait’i avuç içine almak gerekiyordu.
Ve Fisher, o kapının eşiğindeydi.



Haftalar akıp geçmişti. Bouildin her sabah Fisher'ın getirdiği bilgilerle güne uyanıyor, Molchanov’un karanlık sokaklarına biraz daha ışık düşürüyordu. Aaliyah Fisher artık resmen içerideydi. Vait'in güvenini kazanmış, Molchanov'un derin katmanlarında gezinen fısıltılara kulak kesilmişti. Şehrin perde arkası, onun gözlerinden kaçmıyordu. Ama bu şehirde fazla bilen, fazla konuşan herkesin hikâyesi ya yarım kalır ya da kanla son bulurdu.

Neyse ki her şeyi burada anlatmak olmazdı. Bouildin bilirdi, üçüncül gözler… Yani ortalıkta dolaşan o isimsiz muhbirler, kulaktan kulağa yayılan dedikodular her şeyi mahvedebilirdi.

Ve o beklenen şey oldu.
Bir ayakçı… Paranoyak, titrek, kontrolsüz… Tek bir cümle, Molchanov’un dengesini altüst etti.

Fisher aradığında sesi ilk kez o kadar sarsılmıştı.
"İfşa oldum Eric. Vait şüpheleniyor. Burayı kapatmamız lazım."

O cümle Bouildin'in midesine yumruk gibi oturdu. Aylar süren çaba, sabır ve ince ince işlenen satranç tahtası… Bir söylentiyle yerle bir olmak üzereydi.

Vakit dardı. Las Colinas’daki eve Vait’in gelmesine on dakika vardı. Ve herkes bilirdi; Vait'in bir yere gelmesi asla sadece "gelmek" değildir. Bu, hesap sormaya, susturmaya, temizliğe gelmek demektir. Fisher'ın o evde kalması, kendi cenaze törenine bile vaktinin olmayacağı anlamına gelirdi.

Bouildin hemen sahayı harekete geçirdi. Dedektif Nick Wyatt ve birkaç saha ünitesi Las Colinas’a yönlendirildi. Araç içinde bekleyen Bouildin’in aklı tek bir şeye kitlenmişti:
“O mesaj gelmesin.”

Kriz anı şifresi: "Makarna."
Telefonuna o kelime gelirse, Fisher'ın hayatı pamuk ipliğine bağlı demekti.

Dakikalar eridi… O mesaj gelmedi.
Ama Fisher hâlâ içerideydi.
Kendi evinden, kendi kurduğu sahte güvenli dünyadan kurtulmak isteyen bir insan… Herkes kaçmak için başka kapılar ararken, Fisher kendi dört duvarını bir tuzak olarak görüyordu. Ve oradan kaçmak istiyordu.

Dakikalarla yarış başladı. Wyatt ve ekibi, planlandığı gibi içeri sızdı. Fisher, dikkat çekmeden, iz bırakmadan evden çıkarıldı. Molchanov’un kirli oyunları arasında Aaliyah Fisher'ın bedenini kurtarmışlardı. Ama zihin yaraları daha uzun süre kanayacaktı.

O gece, Bouildin sözünü tuttu. Fisher, resmi olarak Tanık Koruma Programına dahil edildi.
Yeni bir isim, yeni bir yüz, yeni bir hayat…

Ama Bouildin biliyordu; Molchanov’un izleri öyle kolay silinmezdi.
Ve Fisher, tüm görünmezliğine rağmen, Molchanov’un haritasında hala bir kırmızı nokta olabilirdi.

to be continued...

@NightWish @themosthated @fakof
100
4
Vice
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Linna,
Vice tepkisini veren kullanıcı(lar):
Linna,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#84 - 28.06.2025 21:08
Chappieden sonra en iyisi gibi? @Stromae   :sampanya: :o Başarılar dost!
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#85 - 28.06.2025 22:15


100
2
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae, themosthated,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#86 - 29.06.2025 12:58
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#87 - 29.06.2025 13:10
 :o :o
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#88 - 29.06.2025 13:26
Tanıtımı inceledim, başarılı. Karakterini oynamak zevk veriyordur, rollerinin devamını bekliyorum.
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#89 - 29.06.2025 14:34
has bir çeteci bu adam en azından polis rolünü yapmayı biliyor   O:-) O:-)
100
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
Stromae,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok