James Stark
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Fiziksel özellikler: Boy: 189 Kilo: 85 Gözler: Parlak ve Mavi bir renkte. Saçlar: Kumral Giyim tarzı: Resmi bir tarz'a sahip, polis memuruna yakışan tarzda.----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
James Stark, 08/08/2001 tarihinde New York Central Hospital’da dünyaya geldi. Orta-üst sınıfa mensup bir ailenin tek çocuğuydu. Babası John Stark, New York Polis Departmanı’nda görev yapan onurlu bir polis memuruydu; annesi Lara Stark ise aynı hastanede görev yapan deneyimli ve fedakâr bir doktordu.
James daha küçük yaşlardayken, babasının görevine büyük bir hayranlık beslemeye başlamıştı. Üniforması, disiplinli duruşu, insanlara yardım edişi James’in gözünde onu bir kahraman yapıyordu. Çocukken en mutlu olduğu anlar, babasının onu devriye aracına bindirip şehrin sokaklarında gezdirdiği anlardı. O yaşlarda bile içindeki "rozet" tutkusu yeşermeye başlamıştı.
Ancak hayat, James’e erken yaşta ağır bir acı tattırdı. James, önce en yakın arkadaşı Arslan Mikhailov'u kaybetti. Arslan, gece birlikte oldukları bir olayda hayatını kaybetti ve James için büyük bir kayıp oldu. Arslan’ın ölümünden sonra, James duygularını rahatça bastırabilmeye başladı ve insanlarla samimiyet kurmaktan kaçındı.
Bundan kısa bir süre sonra, James babasını kaybetti. Babası John Stark, bir bayram günü görev başındayken şehit düştü. Ailesi için bu sadece bir ölüm değil, bir hayatın kırılmasıydı. O gün, James’in içinde bir parça sonsuza dek eksik kaldı. Babasının tabutu Amerikan bayrağına sarılı şekilde eve geldiğinde, James bir karar verdi: bir gün onun gibi bir üniforma taşıyacak ve şehit düşen babasının gururunu yaşatacaktı. 
Annesi Lara, hem mesleği gereği güçlü durmalıydı hem de artık hem anne hem baba rolünü üstlenmeliydi. James’in tehlikeli meslek hayalini kalbinde hep endişeyle karşılasa da, oğlunun kararlılığını gördüğünde geri adım atmayı tercih etti. Oğlunu engellemek yerine, onun daha iyi bir insan ve daha iyi bir memur olması için desteklemeye başladı.
James okul hayatında oldukça başarılıydı. Disiplini, sabrı ve küçük yaşta yaşadığı büyük kayıp onu olgunlaştırmıştı. Ortaokulu ve liseyi yüksek başarılarla tamamladı. Ancak sadece polis olmak değil, bir başka tutkusu daha vardı: havacılık. Bu yüzden New York’ta bulunan Wings Air Helicopter Academy’ye kaydoldu. Hem lise eğitimini tamamladı hem de özel pilotluk lisansı alarak havacılık alanında da yetkin hale geldi.
Üniversite hayalinden de vazgeçmedi. Florida’da bulunan University of Florida’da Crime Science bölümünü iki yıl boyunca okuyarak mezun oldu. Artık hem teorik bilgisi hem de saha kabiliyeti olan biri haline gelmişti.
Fakat hayat James’e bir kez daha yol değiştirmesi gerektiğini gösterdi. 20 yaşında, kader onu orduya yönlendirdi. NAVY’ye katıldı ve burada Aviation Machinist's Mate olarak yaklaşık 10 ay boyunca görev yaptı. Askerî disiplin, teknik bilgi ve sorumluluk duygusu, James’i sadece bir polis adayı değil, aynı zamanda lider ruhlu biri haline getirdi.
Görev süresi bittikten sonra, hayalini gerçekleştirmek için rotasını Los Santos'a (Vice City) çevirdi. Polisliğe giriş yapmadan önce çeşitli işlerde çalışarak geçimini sağladı, yaşını doldurmasını ve başvuru dönemini bekledi. Artık tek bir amacı vardı: hem kendini, hem babasını onurlandırmak… ve bir daha kimsenin evine bayrak sarılı bir tabutun gelmemesi için mücadele etmek.
James, babasının kaybından sonra duygularını rahatça bastırabilen bir karaktere dönüştü. İnsanlarla samimiyet kurmazdı ve tek samimi olduğu arkadaşı Arslan Mikhailov'du. James, 14 Şubat gecesi ortağı Arslan Mikhailov ile sahadalardı, tek ekiplerdi. Karşılarına çıkan maskeli dolu Premier'i durdurdular, bir anda bir kaç el silah sesi geldi. James silahına davranıp aracı kurşun yağmuruna tutsada yaralandı. Bayılmadan önce son gördüğü şey ortağının hareketsiz bedeniydi. Gözlerini hastanede açtı, ortağının ölüm haberini aldığında onun için her şey sessizleşti, ağlamadı, tepki vermedi. Sadece sessizdi. Sık-sık her vardiya sonu eve gitmeden önce ortağının mezarını ziyaret etmeye başladı. Kendisine kısa sürede gelsede tepkisiz, sessiz hâline geri döndü.