Vice City’ye İlk Adım – Hoş Geldin, Riley!
Vice City’ye yeni gelen Riley Donovan, gece geç saatlerde havaalanına indiğinde, onu bekleyen yeni hayatından bihaberdi. Arizona’nın sert sınır bölgelerinden sonra tropikal nem ve neon ışıklar ona fazlasıyla yabancı geliyordu. Üzerinde eski kot pantolonu, siyah tişörtü ve deri ceketiyle bir elinde bavulunu taşıyor, diğer eliyle taksi çağırmaya çalışıyordu.
 | Tam o sırada, taksi şoförü olduğunu iddia eden biri yanına yaklaştı. Adamın üzerinde eski püskü bir gömlek, ağzında çiğnediği sakız, gözlerindeyse hafif bir kurnazlık vardı.
“Yo! İlk defa Vice’a mı geliyorsun? Bagajını koy, ben götüreyim seni. İlk yolculuk indirimli, söz!”
Riley, Arizona’da defalarca dolandırıcılara denk gelmişti ama Vice’ın sistemi farklıydı. Bir an düşündü. Adamın taksisi mi vardı? Hayır. Normal bir araba. Ön kaput biraz yamuk, arka koltukta boş hamburger kutuları ve yerde kırılmış bira şişeleri vardı. Pek de güven verici bir görüntü değildi.
“Güzel deneme,” dedi Riley. “Ama ben polis memuruyum.”
“Hah! Polis mi? Kardeşim, burası Vice. Burada herkes ya polistir ya da polisle başı derttedir. Hangisi olduğunu bilemem.”
Riley içinden, harika bir başlangıç yapıyoruz… diye düşündü.
O sırada Riley’nin yanında duran gerçek bir taksici devreye girdi. Ama adamın derdi müşteri kapmak değil, uyarmaktı.
“Onunla gitme dostum. Geçen hafta iki turisti dolandırdı, birini çırılçıplak bıraktı. Şehre yeni gelmişsin, değil mi?”
Riley derin bir nefes aldı. Vice City’nin ona verdiği ilk ders: Burada her şey Arizona’dan farklı işliyordu Bavulunu kaptığı gibi gerçek taksiye yöneldi. Arabaya binerken sahte taksici ona göz kırpıp seslendi:
“Şehirde uzun kalırsan, seni bir gün ben de götürürüm dostum! Ücretsiz… belki.”
Riley gözlerini devirdi, kapıyı kapattı ve derin bir nefes aldı.. |  |
Vice City’ye hoş geldin, Riley. Burası tam da senin gibi birini bekliyordu.
|