Die 57er Straße des Blutes

[Eswiper]

1-) Die 57er Straße des Blutes: Ottakring’in Çocuklarının Hikayesi

Ottakring, Viyana'nın kalabalık, gürültülü ve zaman zaman karanlık mahallelerinden biriydi. Bu mahallede her şeyin kendi kuralları vardı. Sokaklar dar, binalar eski, ve arka sokaklarda yaşanan olaylar genellikle gözlerden uzak kalırdı. Burada büyüyen gençler, çoğu zaman hayatın zorluklarıyla baş başa kalmış, hayatta kalmak için kendi yolunu bulmaya çalışanlardı. Ve işte burada, tam bu karışık dünyada, Die 57er Straße des Blutes ortaya çıktı.


2-) Başlangıç

Her şey, sokakların derinliklerine inen dar bir sokağın sonunda başladı: 57. Cadde. İsminden de anlaşılacağı gibi, bu cadde, bir zamanlar huzurlu bir mahalleymiş. Ama yıllar geçtikçe, değişen yaşam koşulları ve artan gerilimler, bu caddenin adını lanetli bir hale getirdi. Artık sadece Die 57er Straße des Blutes olarak biliniyordu; kan, kavga ve mücadeleyle özdeşleşmişti.

Bu sokağın gençleri, hayatta kalabilmek için her geçen gün daha fazla savaşıyorlardı. Çoğu zaman sokakta oynadıkları futbol, onların bu savaşı kazanmaları için bir yoldu. Futbol, onlara sadece bir eğlence değil, bir kimlik kazandırıyordu. Her maç, mahallelerinin onuru için bir savaştı. Ama bu savaş sadece futbol sahasında değildi, aynı zamanda mahallelerine hükmetmeye çalışan diğer gruplarla sokaklarda da devam ediyordu.

3-) Gençlerin Mücadelesi

Başlangıçta, Die 57er Straße des Blutes sadece birkaç çocuktan oluşan bir grup olarak vardı. Bütün hepsi farklı geçmişlere sahipti ama hepsi aynı dertten muzdaripti: Ailelerinden, okuldan ya da toplumdan bekledikleri desteği bulamıyorlardı. Ancak sokaklarda birbirlerini buldular. Bu gençler, birbirlerine tutunarak hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Birbirlerini ailelerinden daha yakın, sokaklarda daha gerçek, daha sert bir bağla bağlı hissediyorlardı.

O sokaklarda büyüyen Milo, Sebastian ve Luca gibi gençler, bir futbol sahasında buluştular. Futbol, onların arasında bir kardeşlik yarattı. Milo, kısa boylu ama hızlı ve çevik bir oyuncuydu. Sebastian, büyük ve güçlüydü, her zaman savunmada sağlam duruyordu. Luca ise her an gülümsemesiyle herkesi etkileyen bir liderdi. Onlar, birlikte futbol oynamaya başladıklarında, sokakta bir şeyin değişmeye başladığını fark ettiler. Bu, sadece futbol oynamaktan daha fazlasıydı; bu, bir kimlik inşa etmekti. Onlar sadece sokakta top koşturan çocuklar değildiler. 57. Cadde artık onların adıydı, bu caddeye ait olmak, güçlü olmak demekti.


4-) Holiganlık ve Güç


Bir gün, sokaklarında yaptıkları maçlardan biri sırasında, mahalleye gelen başka bir grup, onları küçümsedi. Rakip grup, sokaklarının "gerçek" sahipleri olduklarını iddia ediyor ve 57. Caddeyi küçümsüyorlardı. Bu, gençler için bir kırılma anıydı. Artık sadece futbol oynamak değil, mahallelerinin gururunu savunmak için de savaşmaları gerekiyordu. Bu an, Die 57er Straße des Blutes'in asıl kimliğini bulduğu an oldu. Artık bu takım sadece futbol değil, aynı zamanda mahallelerinin savunucusuydu.

Ve işte bu noktada, holiganlar devreye girdi. Bu gençler, sokaklarının arka köşelerinde zaman geçiren ve bazen huzursuzluk yaratan bir grup olarak, Die 57er Straße des Blutes'i desteklemeye başladılar. Holiganlar, onları sadece futbol maçlarında değil, mahalledeki her olayda da savunuyorlardı. Bu, bir futbol takımının ötesine geçen bir bağdı. Takım, şimdi sadece bir spor kulübü değil, aynı zamanda bir sokak hareketinin simgesiydi.


5-) Büyüme ve Dayanışma

Zamanla, Die 57er Straße des Blutes daha da büyüdü. Takım sadece futbol oynamakla kalmadı, aynı zamanda mahallelerindeki değişimleri ve zorlukları aşmaya çalışan bir simge haline geldi. Sokaklarındaki her çocuğun bir geleceği, her gençlerin bir umut ışığı vardı. Futbol sahaları, onların hayatta kalma mücadelelerinin alanıydı. Futbolun yanında, her maç, her gol, her zafer mahallelerine duydukları bağlılıkla ilgiliydi.

Takımın ünlü "57er" sembolü, sadece maçlardaki zaferlerini değil, sokaklarının da zaferini simgeliyordu. Bu, onları destekleyen holiganların da onurlarını temsil ediyordu. Her galibiyet, sokaklarına duydukları sevgiyi ve mücadeleyi pekiştiriyordu. Her yenilgi ise, onları daha da güçlendiriyor, daha fazla kenetlenmelerini sağlıyordu.

Die 57er Straße des Blutes, Ottakring'in sokaklarında ortaya çıkan, yalnızca bir futbol takımı değil, bir yaşam biçimi, bir kimlik ve bir dayanışma hareketi haline geldi. Gençler, sokakların içinde büyüdüler, ama sokakların dışına da adımlarını attılar. Onların hikayesi, sadece futbolun değil, hayatın ta kendisinin bir yansımasıydı: her zaman mücadele etmek, asla pes etmemek ve sokaklarını, mahallelerini ve hayatta kalma haklarını savunmak.




1-) Die 57er Straße des Blutes: Audi-Bande’nin Yükselişi

Viyana'nın karanlık gece dünyasında, Die 57er Straße des Blutes adlı grup, sadece sokak futbolu ve holiganlıkla tanınan bir çete olmaktan çok daha fazlası haline gelmeye başladı. Zamanla, futbol sahasındaki zaferleri ve sokaklardaki baskınları onları şehrin göbeğinde adından söz ettirir hale getirdi. Ancak bu kez mesele sadece futbol ya da sokak kavgaları değildi. Gençler, yerel halk arasında "Audi-Bande" olarak tanınmaya başlamıştı.


2-) Audi’lerin Satın Alınması

Her şey, Milo, Sebastian ve Luca'nın, kazandıkları küçük paralarla bir şeyler yapma isteğiyle başladı. Birkaç galibiyet ve sokaklardan topladıkları birkaç ufak miktarla, bu gençler, etraflarındaki grubun gözlerini kamaştıran araçlar almaya başladılar. Audi, onlara sadece bir prestij aracı değil, aynı zamanda güç ve özgürlük simgesi haline geldi. Bu arabalar, Viyana'nın varoşlarından şehir merkezine kadar olan yolculuklarda, sanki onlara ait bir imparatorluğun parçasıymış gibi gururla sürülüyordu.

Audi'lerle birlikte, grup daha cesur hale gelmeye başladı. Kendi sokaklarını savunmanın ötesinde, gece hayatına adım atmışlardı. Gençler, “Audi-Bande” olarak bilinir oldular. Gece saatlerinde, pawnshop'lar ve küçük butikler gibi mekanları hedef almaya başladılar. Çaldıkları her şey, onları daha da zenginleştirecek, daha güçlü kılacak ve şehri daha fazla etkisi altına alacak birer sembol haline geliyordu. Bu mekanlara girdiklerinde, sadece parayı değil, aynı zamanda korku ve saygıyı da alıp götürüyorlardı. Her soygun, sokakların onurlarını savunan bir grup için, şehrin sükunetini bozan bir isyan gibi kabul ediliyordu.


3-) Yükselen Çap ve Ün

Zamanla, "Audi-Bande"nin adı, sokaklardan gazetelere, televizyon ekranlarına ve sosyal medyaya kadar yayıldı. Yerel haberler, bu grubun “gelişimini” ve “başarılarını” zaman zaman manşetlerine taşıdı. Ufak çaplı soygunları, gazetelerde köşe yazılarına konu olmaya başladı. Birçok yerel gazeteci, bu gençlerin nasıl bu kadar hızlı bir şekilde büyüdüğünü, Viyana’nın göbeğinde nasıl bu kadar hızlı ve organize hareket edebildiklerini sorguluyordu. Gençlerin Audi’lerle geceye çıkıp, soygunlardan elde ettikleri gelirle, her geçen gün daha fazla güç ve prestij kazandıkları bir şehir efsanesi halini almıştı.

4-) Viyana’nın Gözündeki Audi-Bande

Sokaklardan gelen bu gençlerin, Audi-Bande olarak tanınmaya başlaması, Viyana halkı için bir şok etkisi yarattı. Bir yanda futbol sahalarında ve sokaklarda kazandıkları zaferlerle anılmak isteyen bir grup, diğer yanda soygunları ve şiddet eylemleriyle tanınmaya başlanmıştı. Mahallelerinin sıradan gençleri, bir anda şehri etkisi altına almış, büyük şehirdeki düzeni alt üst etmişti. Ancak kimse bu grubu sadece bir suç çetesi olarak görmüyordu; sokaklarda yaşayan gençlerin kendi aralarındaki kardeşlik, bağlılık ve hayatta kalma mücadelesi de takdir ediliyordu.

Viyana'nın bazı sakinleri, Die 57er Straße des Blutes'in soygunlarını, şehrin derinliklerindeki isyanın bir yansıması olarak görüyordu. Bu gençler, toplumdan dışlanmış, hor görülmüş ve küçük düşürülmüş insanlardı. Her yaptıkları eylem, bir meydan okuma, bir direniş gibi algılanıyordu. Ancak diğerleri için, bu sadece korku salan, yasadışı bir grubun yükselmesiydi. Audi'lerin Viyana sokaklarında dolaşması, şehirdeki huzurun tehdit altında olduğu anlamına geliyordu.


5-) Yerel Medya ve Toplumun Tepkisi

Yerel gazetelerde, Audi-Bande'nin yükselmesi ve bu gençlerin şehri nasıl "sarsmaya" başladığı hakkında yazılar çıkmaya devam etti. Birçok yazı, grubun geçmişini ve geçmişteki küçük suçlarından nasıl bu kadar hızla büyük soygunlara geçtiklerini tartışıyordu. Ama bazı gazeteciler, bu grubu anlamaya çalışarak, sokakta yaşayan gençlerin büyüme çabalarına dair daha derinlemesine incelemeler yapıyordu. Onların, sokaklardan ve yoksulluktan nasıl çıkmaya çalıştıkları, araçlarına sahip olma arzuları ve hayatta kalma savaşları, bazı yazılara konu oluyordu.

Viyana'nın gündelik yaşamında, Audi-Bande olarak tanınan bu gençler, hem korku hem de bir tür sempatiyle izleniyorlardı. Bir tarafta yerel halk, korkuyla onları izlerken, diğer tarafta aynı mahallelerin gençleri, bu grubun oluşturduğu etkiyi, bir "sokak efsanesi" olarak kabul etmeye başlamışlardı.

Die 57er Straße des Blutes, sadece bir sokak futbol takımı ya da holigan grubundan çok daha fazlasıydı. Onlar, Viyana'nın yerel halkının görebildiği bir başka yüzüydü; toplumsal yapıların, sınıfsal farkların ve şehirdeki güvensizliğin bir yansımasıydı. Audi'ler, sadece parayı değil, aynı zamanda güçlerini de simgeliyordu. Audi-Bande, sadece sokaklarda değil, şehrin her köşesinde, gece saatlerinde ve gazetelerin başlıklarında adını duyurmuştu.




1-) Die 57er Straße des Blutes: Vice City’ye Gidiş ve Jefferson’daki Yükseliş

Viyana'nın karanlık sokaklarında fırtına gibi esen Die 57er Straße des Blutes grubu, yaşadıkları şehrin sınırlarını aşmak, büyümek ve daha büyük bir güce sahip olmak istiyordu. Audi’leriyle dikkat çekip, Viyana'nın sokaklarında isyan yaratırken, gözleri daha büyük bir hedefe yönelmişti. Bu hedef, onların sokaklarındaki gücünü dünyaya gösterebileceği başka bir yerdi: Vice City.


2-) Vice City’e Yolculuk

Bir gün, Milo, Sebastian, Luca ve diğer grup üyeleri, Viyana'dan kaçıp, büyük şehirdeki sınırları aşarak yeni bir hayat kurma fikri üzerinde konuşmaya başladılar. Şehirlerindeki savaşın, onu ele geçirme çabalarının kendilerine bir şey kazandırmadığını düşündüler. Bunu anlatan bir iş teklifinin ardında, Viyana'nın güvenlik güçlerinden kaçmayı hedefleyen birkaç eski tanıdık vardı. Vice City, o an, Die 57er Straße des Blutes için yeni bir maceranın, yeni bir başlangıcın simgesiydi.

Vice City, onlar için sadece yeni bir şehir değildi. Orada, Viyana'nın sırtını döndükleri küçük suçlardan çok daha büyük işlerin döneceğini biliyorlardı. Viyana'nın karanlık sokaklarında, daha fazla soygun yapmanın onlara getireceği bir sınır vardı. Vice City ise, her türlü yasa dışı işin, büyümenin ve gücün merkeziydi. Şehre adım attıklarında, daha önce hiç hissetmedikleri bir özgürlük ve tehlike duygusu sarhoş edici bir şekilde sardı.

Milo ve diğerleri, Audi-Bande olarak tanınan çetenin üyeleri, gizlice Vice City'e taşındılar. Viyana'da kurdukları küçük çeteyi, şimdi büyütme zamanıydı. Gittikleri her şehirde, daha büyük bir güç kurma planları yapıyorlardı. Ama Vice City'de her şey farklıydı. Burada, sokaklarda büyük isimler vardı, büyük gruplar, suç lordları ve güçlü mafya patronları. Die 57er Straße des Blutes, sadece küçük bir çete olarak değil, en tepeye çıkma arzusuyla buradaydı.

3-) Jefferson’daki Yükseliş

Vice City’nin kalbi, her zaman Jefferson semtindeydi. Bu bölge, suç dünyasının, yolsuzluğun ve zenginliğin iç içe geçtiği yerdi. Geceleri aydınlatan neon ışıkları, gün boyunca ise kirli işlerin döndüğü sokaklar. Burada, her şeyin bir bedeli vardı ve Die 57er Straße des Blutes’in üyeleri, bu bedelleri ödemeye hazırdı.

Jefferson’a geldiklerinde, grup önce sokaklardaki küçük işler üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Eski bağlantılar ve yeni tanıştıkları insanlar, onlara kısa vadede kazançlar getirecek fırsatlar sundu. Küçük soygunlar, haraç toplama, uyuşturucu ticareti gibi işler, çetenin ayaklarını sağlamlaştırmasına yetti. Ancak Die 57er Straße des Blutes, sadece bu kadarla yetinmeyecekti. Bu şehirde büyük bir yer edinmek, herkesin kendini gösterebileceği en büyük alandı ve onlar bu fırsatı değerlendirmeye karar verdiler.

Jefferson’daki yükseliş, sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar devam etti. Milo, Sebastian, Luca ve diğerleri, şehri keşfetmeye başladılar. Yeni kurdukları ittifaklar ve güç gösterileri, kısa zamanda dikkatleri üzerlerine çekti. Birçok farklı grup, onlara ya saygı gösterdi ya da onlardan çekindi. Çetenin "Audi-Bande" olarak bilinen ünü, Jefferson’un sokaklarında hızla yayıldı. Audi’leriyle dikkat çekiyor, her biri daha hızlı ve daha pahalı araçlarla şehri fethediyorlardı.


4-) Çeteye Karşı Çıkanlar

Jefferson’daki yükseliş, Die 57er Straße des Blutes’i yalnızca güçlü yapmamış, aynı zamanda şehrin diğer suç çetelerinin hedefi haline getirmişti. Yeni yeraltı krallığının temelleri, karanlık bir savaşa yol açacaktı. Çeteler arası çatışmalar arttı, eski ittifaklar bozuldu ve Audi-Bande artık sadece Viyana’daki bir sokak çetesi değil, Vice City'nin fertlerinden biri olan çete haline dönüşmüştü.

Ancak ne olursa olsun, Die 57er Straße des Blutes’in üyeleri, sokaklarında kazandıkları saygıyı, Jefferson’daki yeni dünya düzeninde de koruyarak, kendi isyanlarının simgesi haline gelmeye devam ettiler. Viyana’dan gelen bu gençler, artık Vice City’de güç elde etmek için her türlü tehlikeyi göze alarak, daha karanlık bir geleceğe doğru ilerliyorlardı.

1-) 57TH Straße 57TH Straße, sadece bir futbol kulübü olmanın ötesine geçen bir kavram. Takım, bu sokakta büyüyen ve hayatta kalmaya çalışan gençlerin oluşturduğu bir grup. Bu gençler, zorlu mahalle hayatının içinde, okul ve ailevi baskıların yanı sıra, kendilerini sokakta buldukları özgürlükte ifade etmeye çalışıyorlar. Genelde futbolla tanıştıkları ilk yer, mahalledeki dar sokaklar, bozuk sahalar ya da bir duvarın kenarında yaptıkları oyunlar. Bu yüzden futbol, onlar için sadece bir oyun değil, hayatın ta kendisi, kimliklerini bulmalarının bir yolu. Bu gençler arasında birbirinden farklı karakterler bulunuyor. Kimisi, sokaklarda büyümenin getirdiği sertlik ve mücadeleci ruhu benimsemişken, kimisi de futbolun onlara sunduğu fırsatları değerlendirmek istiyor. Her biri, kendi hayatında ve mahallede bir şeyler değiştirme arzusuyla dolu. Birlikte oynadıklarında ise, sadece bireysel yeteneklerini değil, mahallelerinin gururunu da ortaya koyuyorlar. 57TH Straße'nin futbol sahasında gösterdiği performans, sadece takım arkadaşları arasındaki dayanışmayı değil, aynı zamanda sokak kültürünü de simgeliyor. Takımın ardında ise bir grup holigan taraftar var: mahalledeki serseriler ve asi gençler. Bu kişiler, futbol maçlarına sadece heyecan katmakla kalmıyor, aynı zamanda takımlarının etrafında bir tehdit ve saygı unsuru oluşturuyor. Onlar için bu, bir futbol maçından çok daha fazlası. Takımın zaferleri, sadece bir oyun kazanmak değil, aynı zamanda mahallelerinin gücünü dışarıya, rakiplere ve topluma kanıtlamak demek. Maçlar, sokaklarındaki hükümranlıklarını simgeliyor. 57TH Straße'nin tribünleri, aynı zamanda sokaktaki çatışmaların ve kavgaların bir yansıması oluyor; ancak aynı zamanda dostluk, aidiyet ve gücün de bir ifadesi. Bu destekçiler, takımın her maçında tribünlerde yerlerini alarak, rakip takımın moralini bozuyor, kendi oyuncularına ise cesaret veriyorlar. Holiganlar, takımlarını sadece maçlarda değil, aynı zamanda sokaklarda da koruyorlar. Bir grup, gece saatlerinde mahalledeki her köşe başında, takımın bayrağını dalgalandırarak ya da belirli sembollerle mahalleye dair sahiplenmelerini göstererek sürekli olarak varlıklarını hissettiriyorlar. Bu, onların sadece futbol değil, aynı zamanda kendi yaşamlarını savunma mücadelesinin bir sembolü haline geliyor. Bu grup, bazen yerel yönetimle, bazen rakiplerin taraftar gruplarıyla çatışmalara giriyor ve böylece takım, çevredeki sosyal yapıyı da şekillendiriyor. Futbol maçları, 57TH Straße için yalnızca sportif bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal bir savaş. Takımın her galibiyeti, mahallelerindeki güç dengesini bir nebze daha kendi lehlerine çeviriyor, her kaybedilen maç ise onlara daha fazla azim ve dayanışma duygusu kazandırıyor. Futbol, onlar için bir çıkış yolu, ama aynı zamanda onurlu bir mücadele. Yeri geldiğinde bu maçlar, bir halk hareketine dönüşebilecek kadar anlamlı hale geliyor. Sonuç olarak, 57TH Straße futbol takımı, sadece sokakların gençlerinin bir araya gelip top koşturduğu bir takım olmanın çok ötesinde. Onlar, mahallelerinin ruhunu, çatışmalarını, dayanışmalarını, hayatta kalma mücadelelerini ve sokak kültürünü sahada temsil ediyorlar. Holigan taraftarlarıyla birlikte, bu takım, futbolu, sadece bir spor dalı değil, bir yaşam biçimi, bir kimlik ve bir direniş olarak kabul ediyor.

[Eswiper]

Karakterlerinizi 13-18 yaşları arasında kaydetmediğiniz takdirde sizi listelemeniz olur. Yaşı ilerliyor, 20'yi geçen karakterlerin sete katılıp yükseltilmesi biraz daha zor oluyor. 13-18 yaşları arasında yapabileceğiniz rulo daha geniş olup daha fazla beden imkanı sağlayabilir. Karakterlerinizin gelecekte bir banger genişlemesi oyun dışı kafayla biliyorsunuz ama buna göre hareket ederseniz rollerde de yapabilirsiniz. Oyun içinde misafir aile rolü, ayrılık zorbalık, akran baskısı ve arkadaşlarınızı teşvik ederek durumlarını rol karakterlerinize yansıtabilirsiniz. Banger karakter duygusuz veya ailesi olmayan, sadece çeteyle ilgilenen insanlar değiller, tam konuşan gangsterlerin veya bu yolda adım atmayı deneyen insanlarda Bu karakterleri yönetirken gündelik yaşamınızı, aile/arkadaş ilişkilerinizi, gerçekte olan paylaşımlarınızı, yaşadığınız psikolojik durumları ve duygusal olaylarınızı katmayı unutmayın. Karakterin oluşumu sırasında en önemli unsurlardan birkaçı sadece oluşur. Çeteye katılmayı sağlamak için "ailenize katılabilir miyim? sokakta alınabilir miyim?" şeklinde saçma açıklamalar yerine;"Selam, bu bloklara ailemle yeni geldim. Çalışabileceğim bir iş var mı?" "Hey selam, buralarda kiralayabileceğim bir ev var mı?" şeklinde basit roller izleyin. Çeteye farz edelim katılın, yapılan roller okey, artık dışarıdan birisiniz ama dikkatli olmanız gereken birkaç emin değilsiniz. Sokakta sizi tanımak isteyen insanlar var, onlara "kimsin? necisin?" diye sorduğunda onları terslerseniz kim bilir belki OG'nin tekine toslarsınız ve bu orada ölümün ölmesine sebep olur. Size kim bilgi veriyorsa birine dik cevap vermek yerine huyuna devam edin. Yabancı karakterde agresif kelimeler (oğlan, çocuğum, çocuk) kullanmak yerine "kanka, brom, dostum, adamım" kelimelerini kullanmalısınız. Sokakta henüz hiçbir yeriniz bile yokken, kafa koruyucu, onları kışkırtıcı sözler vermeniz pek doğal olarak karşılanmaz.

ÇETEYE GİRMEYE ÇALIŞAN BİRİNİN ROLÜ NASIL OLMALIDIR?
     Bahsettiğimiz Ghetto mahallelerde çeteye girme arzusu genellikle ergenlik çağlarında başlar. 13-14-15-16 yaşları, çeteye girmek için uygun yaşlardır. Çetenin üst rütbeli elemanlarına bakıldığı zaman da çok nadir olarak 25-30 yaşın üzerinde insana rastlanır.

     Yaş kısmını hallettikten sonra ilk geleceğimiz kısım toyluk ve korku. Yukarda da anlatıldığı gibi çetelerin bulunduğu mahalleler genellikle polis ablukasında kalmaya, silah seslerine, ölü bedenlere alışık yerlerdir. Bunlar da ergenlik çağındaki bir çocuk için korkutucu ve bir bakıma da etkileyici şeylerdir. Bu yaşta çeteye girme arzusu olan çocuklar genellikle hırslı oldukları için çetenin üyesi olmayan, kendi yaşıtları kişilerle sürekli kim daha fazla saygı görecek diye bir yarış halindedir. Bu yüzden de gördükleri, yaptıkları ve çete üyeleriyle kurdukları muhabbetler onlar için çok önemlidir. Bir müddet sonra çete üyelerinden saygı görmek için onların her dediklerini yapacak bir seviyeye gelirler. Ancak bu karakterin kendi yapısıyla da ilişkilidir. Örneğin karakter korkak biriyse, çete üyelerinin uyuşturucu kullanmalarını gördükten sonra evine kaçan ve o gece hiç sokağa çıkmayan biri olabilir. Korku ve rol modeli almak, çeteye yeni girecek biri için vazgeçilmez özelliklerdir.

     Bu konuda yapılan en büyük yanlışlık ise 13 yaşında olmasına rağmen polislerin suratına tüküren, mahallesinden her geçeni kovalayıp dövmeye çalışan, farklı bir çete üyesi gördüğünde direk üstüne saldıran kişiler bu konuda hem gerçekliği hem de rol kalitesini bozmaktadırlar.

Bunların hepsini hallettikten sonra tek yapacağımız şey karakterimize orijinal bir özellik katmak.
     Karakterlerin orijinal özelliklerinin olması hem çete üyelerinin dikkatini çekme açısından hem de rol zevki açısından vazgeçilmezdir.
     Bu özellikler sayesinde karakterinizi kendinizle özleştirmeden daha rahat bir şekilde rol yapabilirsiniz.

Güç Odaklı - Güç odaklı bir çete üyesi, çete için en iyisinin ne olduğuna odaklanır. Bu karakter, çetenin şehirdeki en büyük ve en kötü olmasını istiyor.

Para Odaklı - Bu karakter çetesi, yalnızca parasal kazancı için çalışır. Bu karakter her zaman paranın peşindedir, her şekilde elde eder.

Saygıya Yönelik - Bu karakter, çeteye üye olarak kazandıkları saygı için vurur. Akranlarından saygı görmek, okuldaki öğrencilerden, aile üyelerinden veya şehirdeki diğer çete üyelerinden olsun, onların bir numaralı önceliğidir.

Uyuşturucu Satıcısı — Bu karakter yasadışı uyuşturucu satışına odaklanır. Bu karakter muhtemelen toptan satıştan uyuşturucu alabilecekleri birini tanıyor ve ya daha küçük satıcılara dağıtıyor ya da sokaklarda kendileri anlaşma yapıyor. Muhtemelen operasyonlarını korumak için çeteye katılırlar veya uyuşturucularını mevcut çete üyeleri aracılığıyla alırlar
Silah Satıcısı - Adı kendisi için konuşur. Silahları çetenizin üyeleri arasında veya onun dışındaki güvenilir ortaklarla dağıtıyorsunuz. Dağıtmayı seçtiğiniz silah türlerine ve modellerine aşina olmanız zorunludur. Rolü oynamak, bazı zaman alımlarını düzenlemeyi, müşteri bulmayı, ateşli silahları değiştirmeyi ve ayrıca kendi isteğinizle anlaşmalar düzenlemeyi içerebilir. Bu, şüphesiz, parçası olduğunuz fraksiyon dışında rol oynamanın en kolay yollarından biridir, çünkü topluluk içinde ve çevresinde kendini koruma talebi her zaman yüksektir. Sadece silahlarla sınırlı olmadığını ve AK'ler gibi silahlara sürekli el koymanın gerçekçi olarak kolay veya ucuz olmadığını unutmayın.

Mülk Hırsızlığı — Bu karakter bir şeyler çalar. Bu ister arabalar, ister evlere zorla girmek, isterse başkalarını silah zoruyla soymak olsun. Planlarınızda size yardımcı olmaları için başkalarını işe alabilir veya bu görevleri tek başınıza yapabilirsiniz. Öğeler muhtemelen çevrimiçi olarak veya mahalledeki diğer kişilere satılmaktadır.

Dövme Sanatçısı - Bu karakter dövme yapmayı biliyor. Bu karakter bir dükkanda çalışabilir veya evlerinin dışında çalışabilir. Randevuları ayarlarlar, müşteri bulurlar, vb. Bu, gelecekte kendi dövme işinizi yürütmenize yol açabilir.

İşçi — Bu karakterin para kazandıran yasal bir işi var. Muhtemelen Ganton veya Idlewood tarafındaki marketlerden birinde çalışıyorlar ve işten sonra ev arkadaşlarıyla tekmelemeye geliyorlar. Bazı çete üyelerinin sık ziyaret ettiği bir mağazaysa, çete üyelerini bağlayabilir ve onlara indirim yapabilirler.

Tag Banger — Duvarları sprey boya ile etiketlemeyi seven bir serserisin, bu senin işin. Duvardaki rakip mahalleleri utandırmaktan ve çeteyle ilgili vuruşlarınızla zemininizi işaretlemekten gurur duyuyorsunuz. Yabancıların nerede olduklarını ve rakip çetelerin hoş karşılanmadığını bilmeleri sizin için önemli.
Hayran - Çeteden olmayı o kadar çok isteyen kişi, sahte bir şekilde çete içinde bir pozisyon talep etmeye isteklidir. Bu kişi çeteye katılmak istiyor çünkü yaşam tarzı onlara çekici geliyor, ancak çetenin rakipleri söz konusu olduğunda parmaklarını kıpırdatmama ihtimalleri yüksek. Genellikle aşırı derecede çete renkleri giydikleri görülür ve uyum sağlamak için çete terimlerini kullandıkları duyulur.

Koruma — Çeteye yalnızca çeşitli nedenlerle korunmak istediği için katılmak isteyen kişi. Çoğu zaman, bu kişi kendi başına hiçbir şey değildir ve birçokları tarafından bir korkak olarak kabul edilir. Genellikle kendilerini veya kaputu savunmaya istekli değiller, ancak korumanın bir bedeli olduğunu biliyorlar ve genellikle bunu ödeyecek kadar çaresizler.

Atlet — Bu, spor yapan bir karakterdir. Bu sporlar, çete hayatından bir kaçış, bir karakterin yan tarafta yaptığı bir şey veya bir karakterin tamamen çabaladığı bir şey olabilir. Bir sporcuya RP yapmak, onunla birlikte alabileceğiniz farklı yollar nedeniyle eğlenceli olabilir; belki sporunu berbat ediyorsun, belki de bir yıldız oyuncusun. Bir sporcuyu canlandırırken yaratıcı olun ve bu çok fazla RP'ye yol açabilir.

Müzisyen — Bu karakter, hevesli bir müzisyen. Belki beat yapıp internetten satıyorlar, belki rap yapıyorlar ve isimlerini orada duyurmaya çalışıyorlar. Bir müzisyeni canlandırmak çok benzersiz olabilir ve gerçek hayatta çete üyeleri arasında yaygın olan bir şeydir. Gösteriler ayarlamak, stüdyoda kayıt yapmak, mixtape'inizi dağıtmak, vb. müzisyen olmanın getirdiği olası rol oynama etkinlikleridir.

OG — Bu karakter genellikle eski bir karakterdir ve çetenin uzun süredir üyesidir. Yaşadıklarını anlatacak çok hikayeleri olurdu. Grup seks ve suçla geçen bir hayatın ardından muhtemelen daha çekingen bir yaşam tarzı yaşıyorlar.

Baba/Anne — Bu karakterin önemsediği bir çocuğu var. Bu sayede durumlarının daha bilinçli hale gelmesini sağlayabilir, belki de çocuk sahibi oldukları için daha tehlikeli durumlardan kaçınabilirler. Çocuğu büyütmek için çeteye başvurabilirler veya parasal kazanç için çeteye katılabilirler.

Kız Arkadaş/Erkek/Karı/Koca — Bu karakterin bir ilişkisi var. Belki de bir karakter çeteye şu anda çetede olan biriyle ilişki içinde oldukları için tanıtılmıştır. Önemli olan diğerleriyle birlikte faturaları ödemeye yardımcı olmak için suça başvurmak zorunda kalabilirler. Veya her iki karakter de bir çift olarak birlikte suç planlarına dahil olabilir.

Stoner - Bu karakter her gün bütün gün sigara içiyor. Muhtemelen pek çok şey hakkında çok kayıtsızlar ve sadece otun nerede olduğunu bilmek istiyorlar. Çok fazla ot bulundurdukları için, burada ve orada birkaç torba satabilirler, böylece yeniden toplanıp biraz daha ot içebilirler.

Hot Head - Bu karakterin çok hızlı bir öfkesi var. En basit çatışmalarda her zaman şiddet kullanmaya hazırdırlar. Bu saldırgan davranış, birçok kavgaya ve muhtemelen hapis cezasına yol açacaktır. Dostları veya düşmanları olsun, bu karakter hızlı savaşır.

Uyuşturucu Bağımlısı — Bu karakter sert uyuşturucu bağımlısı. İşlevsel bir uyuşturucu bağımlısı olabilirler, işlerini halletmeye ve para kazanmaya devam edebilirler. Ayrıca, bir sonraki çarelerini arayan doğrudan bir bağımlı olabilirler ve karşılaştıkları her para daha fazla uyuşturucuya gidiyor.

Hırsız - Mülk hırsızlığına benzer şekilde, bu karakter kıyafet çalma konusunda uzmanlaşmıştır. Çeşitli mağazalara giriyorlar ve gömlek, kot pantolon, çorap, kemer, ayakkabı vb. çalıyorlar. Belki bir giyim mağazasında çalışıyorlar ve patron bakmadığı zaman ellerinden geleni çalıyorlar. Bu karakterler mallarını çevrimiçi olarak ve çevredeki diğer kişilere satarlar.

Araba Meraklısı - Bu karakter tamamen arabasıyla ilgili. Muhtemelen yıllardır üzerinde çalıştıkları bir proje arabaları vardır ve ne zaman bir şeyler ekleme şansı bulsalar bunu yaparlar. Sizinle bütün gün arabalar hakkında konuşabilirler ve muhtemelen hazır arabalarında yarışmayı/binmeyi severler.

Gösterişçi — Bu karakterin çok gürültülü bir ağzı var. Bu karakter konuşmayı konuşuyor ve yürüyüşe çıkabilir veya yürüyemeyebilir. Bu karakter muhtemelen sosyal medyayı sonuna kadar kullanıyor, Instagram Live'a giriyor, Facebook'ta fotoğraf paylaşıyor, vs. Görülmek istiyorlar ve herkesle saçmalıklarını konuşmak istiyorlar.

Dolandırıcı — Bu karakter para kazanmak için çevrimiçi dolandırıcılık kullanır. Sosyal medyada "40 doları 400 dolara çevir" paylaşımlarını görmüş olabilirsiniz. Bu tür bir karakter, dolandırıcılıklarına düşecek kadar savunmasız olanları yakalamaya çalışıyor. Kredi kartı bilgilerini almakla ve çalınan kredi kartlarıyla ihtiyaç duyduklarını satın almakla ilgileniyorlar.

Pezevenk - Bu karakter, kadınları paralarını almak için kullanır. Kadınlar bedenlerini satarlar ve parayı pezevenklere geri getirirler. Bunu yapan birden fazla kadın olabilir veya olmayabilir, belki bir kızı vücudunu satması için kandırıyorsunuz. Bir pezevenk şiddet kullanarak ya da sadece sözlü ikna yoluyla bir kadına istediğini yaptırabilir ve ona para kazandırabilir.

Bu karakter özelliklerini/rollerini karıştırıp kullanmaktan çekinmeyin. Yaratıcı olun ve daha önce yapmadığınız bir şeyi RP yapmaya çalışın. Biraz araştırma yapın. Bu özelliklerden/rollerden birine dayalı alternatif bir karakter oluşturun. Bu şeyler, bir toplulukta rol oynamayı çok daha eğlenceli hale getirir ve fraksiyona çeşitlilik katar.

GİRİŞ
Bildiğiniz üzere çete tipi birliklerde ilk başta bir tanıma süreci bulunur her birlikte bulunduğu gibi. Ardından Outsider olursunuz ve part şeklinde gelen uyuşturuculardan size yaklaşık 5 gram düşer. Göreviniz bu 5 gramı satmaktır, ne kadar hızlı satarsanız o kadar hızlı itibarınız artar bunu böyle düşünüyorsunuz. Ancak cevap yanlış, eğer kaliteli bir birlik lideriniz varsa, bu işlerde bu rolü doğru şekilde gerçekleştiren adamları ayıklamak zor değil. Evet elinizdeki uyuşturucuları ne kadar hızlı erittiğiniz elbette önemli, ancak bunu sokaktan geçen insanlara "(fısıldayarak) Mari lazım mı?" şeklinde yaparsanız hiçbir anlamı kalmıyor. Roleplay kurallarına da sığmıyor bu olay, bahsettiğim diyalog Idlewood yada Jefferson bölgesi gibi ghetto bölgelerde de gerçekleşmiyor, bizzat Vice sahilinde GYM'de gerçekleşiyor. Yani size anlatmaya çalıştığım şey bu şekilde uyuşturucu satmaya çalışmanız size hiçbir şey kazandırmaz, rol zevki hiç vermez. Altın kuralınız bu haraketlerden kaçınmak olsun.

UYUŞTURUCUYU NASIL SATACAĞIM O ZAMAN?
Aslında bunun cevabını sabit bir kalıpların içine koymak yapacağımız en büyük yanlış olur. size bir kaç örnek vereyim. Örneğin ilk başta insanların bulunduğu Ghetto bölgeleri seçin, ana bağlantılarınızı yakalamaya çalışın (Hood bölgeniz de olabilir burası) ardından bağlantılarınızı(sabit müşteri) kazandıktan sonra kendinize bir bölge belirleyin, örneğin bir ara sokak yada bir garaj. Bu bölgede detaylı roller yapın tabi öncesinde, uyuşturucuyu bir yere saklayın uyuşturucuyu hiçbir zaman üstünüzde taşımayın bu bir amatörlüktür. Ardından bağlantılarınıza seçtiğiniz arasokağı yada bölgeyi bir başka deyişle dükkanınızın yerini onlara aktarın. Artık sizin isminiz o bölge demek olucak, birileri uyuşturucu almaya o bölgeye gelecek ardından sizi bulacak. Bu rollerinizi çok yönlü yapabilirsiniz sadece bununla kalmak zorunda değilsiniz. İnsanlara rol çıkartmayı deneyin, örneğin dahil olduğunuz birlikte bunu yaptığınız süreçte yükseleceksiniz. Ardından yeni gelen outsider'lardan güvendiğiniz birisini yanınıza alın. O kişiye rol paslamaya çalışın, örneğin iki kişi bölgenizde bekleyin yanınıza aldığınız çırağınıza da erketeye yada başka işlerde görevlendirin. Eğer bunları yapmak size zor geliyorsa en basitinden bu roller için hoodunuzda adam bekleyebilirsiniz. Bu şekilde bir düzenini kurmuş birliklere örnek gösterecek olursam Kingpin birliği en iyi örnek olacaktır. Sokağa girdiğinizde size mari lazım mı bruh diyenler çıkmıyor, aracınızla kalabalığa yaklaşıyorsunuz ardından birisi geliyor ve onunla alışverişinizi gerçekleştiriyorsunuz. Bu rolleri en basit şekilde böyle gerçekleştirebilirsiniz. Örneğin oyunda telefon kulübeleri bulunuyor bunlardan faydalanabilirsiniz. Dediğim gibi, bahsetiğim ara sokak sadece bir örnek hayal gücünüzün ve yapabileceğiniz rollerin sınırı yoktur. Eski tip bir araç alabilirsiniz, rollerinize katkısı olmak amaçlı. çok basit bir BBCODE kullandım bunu fark ettim evet, neyse umarım bu durumu elimden geldiğince değiştirebilmişimdir /w Mari lazımmı rollerinden kaçın. polis olarak rol yapıyorum üstümde rozetim yokken bir yerde 5 dakika durayım 10 kişi soruyor be kardeşim.

KULLANABİLECEĞİNİZ DETAYLAR

-Telefon numaranızı sürekli olarak değiştirin, unutmayın siz bir torbacısınız ve sabit bir telefonunuz olması sizi kolaylıkla polislere yakalatabilir!
-Müşterilerinizi aramayın, onlara ulaşmaya çalışmayın. Bırakın onlar size ulaşsın. Unutmayın siz bir torbacısınız, müşterileriniz size muhtaç.
-Polislere düşman olmaya çalışmayın, devletle yarışamazsınız. Polislerle aranızı iyi geçinmeye bakın ki rolleriniz daha iyi ilerlesin ve riskiniz azalsın.
-En sağlam müşterinizin bile polise ötüceğini unutmayın, her zaman müşterilerinizle kontrollü bir yakınlık kurun.
-Uyuşturucuları saklayacağınız yeri iyi seçin ve asla üstünüzde taşımayın. Her zaman zulanız olsun bir de ihtiyat akçeniz için bir kenarda uyuşturucu tutun.
-Eğer bu rollere ilk defa girişiyorsanız, fiyat konusu hakkında MG yapmayın, piyasayı kontrol etmek için roller gerçekleştirin, farklı bölgelerden insanlardan satın alıp- mallarını deneyin.
-Uyuşturucuyu boxerınızın içinde taşımayın, eğer böyle rol yapıcaksanız sattığınız kişiye de bunu /do'dan belirtebilirsiniz kötü kokuyor diye, boxerdan çıkan uyuşturucuyu kimse içmez.
-Rollerinizi sadece uyuşturucu satarak kısıtlamayın, örneğin bir müşteriniz x lakaplı Jefferson bölgesindeki satıcının malları senden daha iyi gidip ondan alıyorum derse, bahsettiği kişiyle bizzat kendiniz ilgilenin. Müşterinizin arkasından koşmayın ancak müşterinizi çalan satıcının önüne taş koyabilirsiniz, yada onun tüm uyuşturucuları polise yaklatabilirsiniz.
-Uyuşturucularınızı paylaştırın, hiçbir zaman elinize 20 gram geçtiğinde direk 20 gramı tek bir kişiye satmayın. bir kişiye en fazla 5 gram satın ki çevreniz daha da genişlesin. Bir outsider iken başka bir birlikte yüksek rütbedeki adamla büyük meblalarda satış yapmaya çalışmanız rol yaptığınız birlik tarafından CK edilmenize bile yol açabilir. Büyüklerin işlerine karışmayın, siz sadece basit bir torbacısınız.
-Müşterinize uyuşturucuyu klasik yollardan sağlamayın, yaratıcı olun, örneğin herkes gibi poşeti verir parayı alır değilde, ilk önce parayı alın. Ara sokağın sonunda seni bir eleman bekliyor olacak bunlardan en basit tipi. Yada işlerinizi müşterinizle yüzyüze gelmeden halledin, telefonla arayın bir yer belirleyin. Müşterinizin istediği malı bölgede bir yere saklayın uzaktan ona talimatlar verin kendinizi göstermeden. Yada sokaktaki küçük çocukları bu işe dahil edebilirsiniz, size kalmış.

HOOD BÖLGESİ

[Eswiper]

rez

[Eswiper]

rez

[Nighty]

Başarılar 

[oppskilla]

Başlıyoruz 

[Hasmımyaşamaz]

Mermilerle tetriss

[vlone]

 

[biaxe]

Başarılar

[fittirdim]

aslanim