CHAPTER I: THE LEGACY OF ATLANTA
Atlanta'nın canlı sokaklarında doğan ve büyüyen Russell McConnell, eski bir polis memuru olan babasının gölgesinde disiplinli ve adalet dolu bir hayat sürmeye alıştı. Babasının ilkelerini bir pusula gibi benimseyen Russell, 20’li yaşlarının sonunda Vice şehrine taşındı ve burada karmaşık suçlarla mücadele etmeye başladı.
Vice, sadece bir şehir değil, aynı zamanda Russell için bir meydan okumaydı. Genç bir polis memuru olarak, cesareti ve analitik zekası sayesinde hızla yükseldi. Ancak şehirdeki kaos ve adalet arayışı, kişisel hayatını geri plana itmesine neden oldu. Kitaplar ve doğanın sakinliği, onun sığınaklarıydı. İnsanlarla olan mesafeli tutumu, bir yandan mesleki başarısını güçlendirdi, diğer yandan yalnızlığını derinleştirdi.
"Babam bana adaleti öğretti; Vice ise bedelini. Her iki ders de beni tanımladı."
CHAPTER II: LOSS AND RETURN
36 yaşına geldiğinde, Atlanta’dan gelen bir telefon her şeyi değiştirdi. Babasının ağır hasta olduğunu öğrenen Russell, apar topar doğduğu şehre döndü. Babasının kaybı, Russell’ı derinden sarstı ve onu geçmişiyle yüzleşmeye zorladı. Babasının mirasıyla, kendi içsel mücadeleleri arasında sıkışıp kalan Russell, hayatında ilk kez kendini yönsüz hissetti.
Bir süre Atlanta'da kaldı, ama Vice şehrinin karmaşık ve yorucu sokaklarına olan bağı, onu tekrar geri çağırdı. Ancak bu kez eskisinden farklıydı. Russell artık bir dedektif değildi; emekli bir adam olarak Vice’a döndü. Yine de geçmişindeki adalet arayışı ve içgüdüleri, onun yeni yaşamına şekil vermeye devam etti.