gelişmiş ülkelerin pis, ağır ve düşük statü işleri yaptıracak üçüncü dünya ülkesinden gelen göçmenlere ihtiyaçları var. bu insanlar mülteci değil. bu insanlar orada yaşayan, belki orada doğan, oturum alan, sigortası olan işçilerdir. avrupa'daki türklerin, arapların, afrikalıların yüzde 1-2'si mülteci veya sığınmacı statüsündedir. geneli işçi olarak gitmiş ya da bir şekilde kaçak olarak gitmiş kişilerden oluşur.
mesela son yıllarda meşhur olan meksika'dan amerika'ya kaçak giden türkler. sizce o türkler amerika'da güllük gülistanlık, on numara hayat mı yaşıyorlar? hayır. hepsi günde 12-13 saat sigortasız çalışıyor. bazıları pazar günü bile çalışıyor. yaptıkları iş kuryecilik, inşaat, temizlik, bulaşıkçılık, hamallık. sadece türkler değil, meksika'lılar da bu tarz işlerde çalışıyor. göçmenlere karşı olan, sınıra duvar çeken donald trump'n evinin inşaatında bile kaçak meksika'lı inşaat işçilerinin çalıştığı tespit edilmişti. siz düşünün.
avrupa'da da pis, ağır, düşük statü işleri türkler, araplar, afrikalılar yapıyor. ancak bu insanlar mülteci veya sığınmacı değil. avrupa sürekli olarak gelişiyor ve gelişmeye devam ediyor. eğer bu insanlar mülteci olsaydı mantıken gerilemesi lazımdı. türkiye'deki mülteci/sığınmacı/göçmen adına ne derseniz deyin. avrupa'daki ile aynı değil. türkiye'deki sorun işgal, gerileme, yok edilmedir.