görüşleriniz için teşekkür ederim herkese..
meraklısına şöyle de bir video linki bırakıyorum;
&t=5s
Evet, veriler doğrudur. Üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı çok fazla. Ayrıca liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gitmek istemeyen öğrencileride varsayarsak aslında milyonları buluyor bu rakam. Peki şöyle düşünecek olursak: Bu kadar fazla üniversiteyi bırakan varsa ve okula önem verilme derecesi bu kadar azalıyorsa şuan üniversite okumanın tam zamanı değil mi?
Ben üniersiteyi ciddi anlamda okumanın taraftarı değilim yanlış anlaşılmasın. Ben toplumu eğitimin verdiği istendik davranış biçimlerini kazanması taraftatarıyım. Biliyorsunuzki toplumumuz çok bilinçli bir toplum değil. Özellikle pandemi zamanı gördünüz, insanlar panik halinde ne yapacaklarını bilemediler. Kavga ettiler. Deprem zamanı ona keza...
Ben bir insanın kendisini tanımasının üniversite okumasından geçtiğini düşünüyorum. Niye mi? Mesela X kişini düşünelim ve Y kişisini düşünelim. X kişisi ünivrsiteye gitmeyi reddetti ve kendi doğduğu şehirde aile evinde iken işe aradı. Sonra buldu. Y kişiside üniversite kazandı ve üniversiteye gitti. Y kişisi X kişisinden kendini daha iyi tanır. Çünkü yanlız başına üniversiteye gider. İlk zamanlar parasını savurur, parasız kalır. Zorluklar çeker. Yeri gelir çalışır.
Yeri gelir işi bırakır sınavlara odaklanır. Hem kendi düzenini, kendi sevdiği düzeni tanır hem hayat mücadelesi vererek kendini tanır. Hemde kendisi istemese dahi kültürün verdiği kısıtlamalar kendisinden kalkar. Çünkü ister istemez üniversitenin ona verdiği istendik davranışlar ve üniversitede 81 ilden gelen öğrencilerle sürekli iletişim halinde olduğu içindir.
Demem o ki topluma faydalı insanlar yetiştirmek istiyorsak her insanı okutmalıyız. Yoksa kültürel kısıtlamaların içerisinde boğulup kalırız.
Veya üniversite okumazsınız meslek edinirsiniz. Kesinlikle kitap okumamız şart. İsterseniz üst düzey bir zekaya sahip olduğunuzu iddia edin. Beynin gelişimi kitap okumak ve yeni şeyler öğrenmekle doğru orantılı. Ve buda kitap okumayla ve yeni şeyler öğrenmekle eşit. Kitap okumaya ve yeni şeyler öğrenmeye devam ettikçe beyinde yeni kanallar oluşur. Ve daha oturaklı daha bilinçli bir toplum ortaya çıkar.
İnsanlar şunu hala çözebilmiş değil. Öğrenmeninde eğitimi var. Yani öğrenmeyi öğrenmek. Bunu bilmiyoruz. Ve bunula beraber insanlar yaşadığı sıkıntıların kaynağının nereden geldiğini ve beyinlerini nasıl kontrol altına alacaklarını bilmiyorlar. Çünkü şimdiye kadar kimse bize öğretilmedi. İnsan beyni olmadan hiçbir işe yaramaz. Hal böyleyken önce beyinlerimizin nasıl işlediğini, bilinçaltını, sorunların nereden nasıl bilinçaltına yapıştığını. Kişiliğin nasıl oluştuğunu veya birçok sorunun nasıl oluştuğunu veya sorunların nasıl halledilmesi gerektiğini vs vs eğitimini almadık.
Bugün herhangi bir sıkıntıda, iş hayatımızda aşk hayatımızda veya arkadaş ortamında. Her konuda olabilir. İnsanlar bir sıkıntı yaşadıktan sonra onun tribini yaşama derdine düşünüyor. Sonra aşk hayatında sıkıntı çektiyse hemen "hadi masa kuralım hadi hemen içki içelim, geceler bizim olsun" derdindeler. Ama bu bir çözüm şekli değil. Ve bununda farkında değiller. Bu yaşam tarzı sadece hayatlarını kısaltmalarını sağlıyor. Veya sigara. Çok sigara içen birisi şunun farkında değildir. Beyin birşeyleri yapmak için ödüle ihtiyaç duyar. YANİ beyin kazan kazan sistemiyle çalışır. Birşeyi yaptınız ve bitirdiniz. Ardından bir ödüle ihtiyaç duyarsınız. Bu ödül ya sigara olur ya içki olur ya da uyuşturucu veya içki olur. Ve birşeye bağımlı olduğunuzda bunu başka yeni bir alışkanlıka değiştirebileceğinizi bilmezsiniz.