JAMAICAN POSSE

[CHENO]

THE SHOWER POSSE "Dünyanın en karmaşık suç örgütlerinden biri" olarak sınıflandırılan (Jamaikalı) Rain Posse, Jamaika'da kurulmuş ve New York, New Jersey, Florida, Pennsylvania, California/San Andreas, Ontario'ya yayılan bir suç örgütüdür. , Quebec ve Birleşik Krallık, Jamaika İşçi Partisi adına zenginliği Jamaika'ya aktarmanın bir yolu olarak uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, fuhuş ve gasp konularında uzmanlaşmıştır. "Shower" terimi birkaç farklı kökenden oluşacak şekilde teorileştirilmiştir: "Shower" terimi, Jamaika İşçi Partisi'nin destekçilerine iyilik karşılığında hediyeler yağdırmasını temsil etmek için kullanıldı. "Shower" terimi, grubun hedeflerini gerçekleştirme taktiğini temsil etmek için kullanıldı. Genellikle mafyalar, gizli araçlarla tek bir hedefe dikkatli bir şekilde suikast düzenlemeye başvurur ve suikastın hiçbir masum sivile zarar vermeden hafif olmasını sağlar. Bununla birlikte, "The Shower Posse'un" düşmanlarına kurşun yağdırdığı, kendi başlarına veya büyük insan grupları tarafından çevrelenmiş olmalarına bakılmaksızın, genellikle tonlarca mermi atarak hedefleri halka açık bir şekilde infaz ettikleri biliniyor. "Shower" terimi, Jamaika İşçi Partisi'nin seçim sloganına gönderme yapmaktadır: "Shower for the People", Halkın Ulusal Partisi'nin (Jamaika) seçim sloganı olan "Power for the People" sloganına yanıt olarak kullanılmıştır.

HISTORY IN JAMAICA Jamaikalı Duş Grubu, 1980'lerin başında Lester "Jim Brown" Lloyd Coke tarafından, silah kaçakçılığı yoluyla siyasi partiye zenginlik akıtmak amacıyla "Jamaika İşçi Partisi"nin vekili olarak kuruluş adımları atılan bir bölge olan "Tivoli Bahçeleri" içerisinde kuruldu. uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuş ile uğraşıyorlardı. Ancak “Jamaika Halkın Ulusal Partisi”nin (PNP) ana muhalefeti olan “Jamaika İşçi Partisi”nin (JLP), Merkezi İstihbarat Teşkilatı ve ABD tarafından bir COINTELPRO projesi olduğu genel anlamda halk tarafından bilinmektedir. Komünizm yanlısı ve Castro yanlısı “[Jamaika] Halkın Ulusal Partisi”ne karşı harekete geçmek istedi. Böylece, her iki taraf da büyük bir güç mücadelesine girişti; siyasi muhalifleri idam etmek ve zenginliği kendi partilerine aktarmak için Jamaika'nın kenar mahallelerinden paralı askerler kiraladı. ABD tarafından finanse edilen Jamaika İşçi Partisi "The Rain Posse"u kurarken, komünizm yanlısı Halkın Ulusal Partisi "The Sprangler Posse"u kurdu ve bu vekilleri sürekli olarak muhalefete terör salmak ve siyasi kampanyaları için gelir elde etmek için kullandı. Lloyd Lester Coke, Başbakan Edward Seaga adına Jamaika İşçi Partisi'nin "Kilit Uygulayıcısı" olarak görev yaptı ve çoğu zaman parti adına "Jamaika İşçi Partisi"nden ayrılan yedi kişiye işkence yapılmasından ve infaz edilmesinden sorumluydu. Bu süreçte, Başbakan Edward Seaga'nın yardımıyla onlara yiyecek, su ve elektrik sağladığı için yerel Tivoli Bahçeleri topluluğu tarafından övgüyle karşılandı. Sonunda P.M. tarafından "Tivoli Bahçelerinin Koruyucusu" olarak tanındı. Seaga'nın kurulması, The Rain Posse ile Jamaika İşçi Partisi arasında karşılıklı bir bağ oluşmasına neden oldu.

THE POSSES 1992'de Lloyd Lester Coke, Halkın Ulusal Partisi tarafından hapsedildi ve ardından "gizemli bir hapishane yangını" ile idam edildi ve oğlunun The Rain Posse'un yeni lideri olarak görev yapmasına neden oldu. Christopher "Dudus" Coke, "Vivian Blake" adlı suç ortağıyla birlikte Jamaika'daki The Rain Posse'un ana liderleri oldu. Tivoli Bahçelerini yiyecek, giyecek, istihdam ve sağlık hizmetleriyle "yağdırdığı" biliniyordu ve bu da topluluğun onu ekibin yeni lideri olarak yoğun bir şekilde desteklemesine neden oldu. Bir dereceye kadar onun etkili gücü, Jamaikalı yetkililerin Tivoli Bahçeleri'ne girmek için bile Dudus'tan izin istemek zorunda kalmasına neden olmuştu. Dudus, fazla mesai yaparak, Posse'un nüfuzunu Batı Kingston'a, Tivoli Bahçeleri'nin ötesine genişleterek korku ve şiddet yoluyla bölgeyi sıkı bir şekilde ele geçirmeyi başardı. Bir rapor, Dudu'nun, "otunun bir kısmını çimdiklediği" için bir üyenin kolunu elektrikli testereyle kestiğini gösteriyor. Dudus, New Jersey, Liberty City ve Vice City'deki bölgelere öncelik vererek Posse'u Amerika Birleşik Devletleri'ne kadar genişletmeye başladı. 2009'da ABD hükümeti, Christopher "Dudus" Coke adlı şahsın ABD'deki The Rain Posse'a liderlik etmekten sorumlu olduğunu ve kendisinin narkotik kaçakçılığı suçlamasıyla Jamaika'dan Liberty City'ye iadesini talep etmek için yeterli delil topladığının farkındaydı. 2010 yılında Jamaika hükümeti, bölgeyi Christopher "Dudus" Coke'un silahlı destekçilerine karşı güvence altına almak amacıyla West Kingston'ı sıkıyönetim altına aldı; bu, yüzlerce sivilin ölümüne ve yetmiş üç kişinin ölümüne yol açtı. Dudus, Jamaika güçleri tarafından ABD büyükelçiliğine giden rutin bir barikat sırasında, başında peruk olan bir kadın kılığına girerek yakalandı. 2011 yılında Liberty City'ye iade edilene kadar bir yıldan fazla bir süre Jamaika'da hapsedildi.  Federal İstihbarat Bürosu'na göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde tamamen farklı isimler ve takma adlar altında kırkın üzerinde "Jamaikalı Grup" bulunmaktadır. Ancak F.B.I. bu Jamaika Gruplarının iki baskın gurubun kanatları altında var olduğunu doğruladı: Halkın Ulusal Partisi yönetimindeki Sprangler Grubu ve Jamaika İşçi Partisi yönetimindeki Duş Grubu. Jamaican Rain Posse, J.L.P.'yi kullanarak operasyonlarını Jamaika'nın ötesine genişletmeye başladı. Rain Posse üyelerinin Liberty City'ye (New York) taşınmasına yönelik yasal sürece yardımcı olmak. Sermaye biriktirmeye ve serveti Jamaika'ya akıtmaya yönelik temel yöntemleri, Liberty City sokaklarında esrar ve ateşli silahlar satmaktı. Fazla mesai, 1980'lerin ortalarından sonuna kadar, (başlangıçta CIA tarafından finanse edilen) The Rain Posse, Liberty City'nin düşük gelirli Afro-Amerikan ilçelerinin kokainle doldurulmasından sorumluydu. 1988-1989'a gelindiğinde, ABD medyası birçok toplu saldırıyı The Rain Posse'a bağlamaya başladı ve bu varlıkları "Kâr amacıyla korku ve şiddet yoluyla insanları terörize eden haydutlar" olarak tanımladı. Rain Posse'un "düşmanlarına kurşun yağdırdığı" ve bu halka açık eylemleri Liberty City ve Vice City'nin yerel halkına korku aşılamanın bir yolu olarak yürüttüğü biliniyordu. Örneğin, Rain Posse üyelerinin, yalnızca tek bir hedefe suikast girişiminde bulunmalarına rağmen, KESİNLİKLE büyük kalabalığa kurşun yağdırdıkları biliniyordu. Medya ve yasal yetkililer, The Rain Posse'un Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Birleşik Krallık'ta kendilerini Afro-Amerikan çeteleriyle aynı hizaya getirerek ve genellikle Posse üyelerini bu çetelere entegre ederek kendilerini gizlediklerinin bilindiğini bildirdi. 1990'lara gelindiğinde, Rain Posse üyelerinin "siyah Westcoast çeteleriyle aynı safta yer aldıkları" ve Posse'un fark edilmeden kalması için kendilerini Bloods ve Crips kılığına soktukları biliniyordu. Bu süreç günümüze kadar devam etti. 2009 yılına gelindiğinde ABD hükümeti, Christopher "Dudus" Coke adlı şahsın, ABD'deki The Rain Posse'a liderlik etmekten sorumlu olduğunu ve onun uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarıyla Jamaika'dan Liberty City'ye iadesini talep etmek için yeterli delil topladığının farkındaydı. 2011 yılına gelindiğinde "Dudu", Jamaika'da idam edilme korkusuyla Liberty City'ye iade edildi. 8 Haziran 2012'de Christopher "Dudus" Coke, uyuşturucu kaçakçılığı ve kaçakçılığı suçundan Fort Dix, New Jersey'de yirmi üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.

MODERN-DAY VICE CITY Jamaika Takımının varlığı, Bolingbroke Hapishanesi'nde (sokaklarla karşılaştırıldığında) oldukça baskın hale geldi, çünkü San Andreas anakarasındaki hapishanelerin aşırı kalabalıklaşması ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Doğu bölgesindeki Rain Posse mahkûmları arasındaki davranış sorunları, üyelerinin The Rain Posse'un Vice City  bölgesine taşınmasını gerektiriyordu. Küçük boyutları nedeniyle The Rain Posse'un, diğer İspanyol, Kafkas ve Asyalı çetelerin tehditlerine karşı korunmak için Westcoast Afro-Amerikan setleriyle aynı hizaya gelerek "Hapishane Savaşları"nı kendi avantajlarına kullandığı biliniyor. Öncelikle, daha büyük Afro-Amerikan çetelerin "ayakçıları" olarak görev yapacaklar ve hapishanedeki muhalif çete üyelerini hedef almayı içeren durumlar olduğunda onların "tetikçileri" olarak görev yapacaklardı. Sonuçta, Rain Posse mahkûmlarının çoğu, büyük çaplı cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı suçlarından yirmi beş yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Böylece Batı Kıyısı'ndaki Afrikalı-Amerikalı setlerin güvenini ve sadakatini kazanmak için bu aracı kendi yararlarına kullanmış oluyorlardı. Son olarak, hapishane sistemi içindeki varlıkları, mahkumları kendi organizasyonlarına almalarına olanak tanıdı ve bu da serbest bırakılan mahkumların Vice City sokaklarında Posse'u genişletmesine yol açtı. Jamaika'daki The Rain Posse'dan Dan Dada ekibi San Andreas hapishane sistemi içinde başarılı bir yer edinmeye başlarken, Clay Kirkwood adında bir adamı Vice City  bölgesinin bölgesel bağışçısı olarak görevlendirmişti. Jamaika'nın Tivoli Bahçeleri'nde doğan Clay, Liberty City ve San Andreas'deki diğer ekip üyelerinin rehberliği aracılığıyla bölgedeki Posse'u yönetmek için Vice'a uçmuştu. CK'ya "Anakara San Andreas"taki bir Don'un talimatlarına uyması ve "Anakaradan Adaya Boru Hattı" kaçakçılık rotasının güvende kalmasını sağlaması konusunda bilgi verildi.

CLAY KIRKWOOD VİZYONU VE GELECEK Jamaika İşçi Partisi, hapishane sistemi aracılığıyla üye toplamanın yanı sıra, Tivoli Bahçeleri'nin gecekondu mahallelerinde ve Batı Kingston'ın geri kalanında yaşayan Jamaika vatandaşlarına "daha iyi bir yaşam arama" fırsatı da sağlayacaktı. Süreç, Jamaika İşçi Partisi'ne kaçakçılık ve huni operasyonları için ABD'ye giriş yapabilecek potansiyel adayları sunan "Jamaikalı Duş Grubu" üyelerini içerecek. Jamaika İşçi Partisi bu adaylara oturma izniyle ABD'ye uçabilmeleri için gerekli belgeleri sağlayacak. Bununla birlikte, adayın Los Santos veya Jamaika'daki gruba ihanet etmek istemesi ihtimaline karşı, adayın tüm ailesini gecekondu mahallelerinde bırakması ve Jamaikalı Duş Ekibi'nin onları rehin olarak tutmasına izin vermesi bekleniyordu. Bazı durumlarda, göçmenin gruba ihanet etmesi durumunda, bu göçmenlerin tüm ailesi işkence görecek ve idam edilecek ve Ekip'e olan sadakatlerini sürdürmek için korkuyu bir mekanizma olarak yoğun bir şekilde kullanacaktı. İşe almanın son şekli, yerel düşük gelirli Afrikalı-Amerikalı (ABD'de doğan İkinci veya Üçüncü nesil Jamaikalılar) gençleri hediyelerle "kandırmak" ve The Rain Posse'un onlara zenginlik, güç, ve sadakatleri karşılığında koruma sağlamak. Rain Posse öncelikli olarak Ganton boyunca uzanan bölgeleri, özellikle Bloklar'ı hedef aldı. Rain Posse, Vice'da baskın bir fuhuş çetesi kurmanın yanı sıra, narkotik ve silah kaçakçılığı endüstrisinde bir yer edinmeyi sağlamak amacıyla, Batı Kıyısı ve Jamaikalı muadilleriyle karşılaştırıldığında Doğuı Kıyısı'nda çok daha incelikli bir varlık kurdu. Genel olarak, operasyonlarını yasal cepheler ve diğer Westcoast setleri aracılığıyla gizlemeyi içeren faaliyetler peşindeler. Güneşin son ışıkları, Vice şehrinin sokaklarını altın rengine büründürdüğünde, Jamaican Posse, şehirde kendi düzenini kurmaya kararlıydı. Jayden, Jamaall, Dalton, Malik ve çete başı Clay, Vice'ın enerjisiyle dolu atmosferinde, birbirinden farklı becerilere sahip bir ekip oluşturuyorlardı. Jamaican Posse, şehirdeki yerel suç ağlarını anlamak ve kontrol etmek için adım attı. Jayden'in sakin stratejileri, Jamaall'ın sokak zekası, Dalton'ın teknik yetenekleri, Malik'in bağlantıları ve çete başı Clay'in çete başındaki hakimiyeti ve koordine etme becerisiyle birlikte şehrin altındaki potansiyeli fark etmelerine olanak tanıdı. Bu ekip, Jamaican Posse'nin şehirdeki etkisini giderek artırarak, bir düzenin temellerini atmaya başladı. Ekibin yeni bir yer arayış sürecinde yaşadığı olumsuzluklar beraberinde Jamaika'daki günlerini hatırlattı, ekibin Jamaika'daki konfor alanı Vice şehrindeki gibi paspal bir hayattan başka bir konumda değildi. Buna uygun olarak yerleşeceği noktalar konusunda Batı'dan tamamen uzaklaşan ekip, Idlewood gibi gözde olmayan ve yanında bir inci gibi parıldayan Ganton'u keşfetmeleriyle birlikte buraya yerleşmeleri fazla uzun sürmedi. Ganton, Jamaican Posse'nin başlangıç noktasıydı. Başta yabancı gelen sokaklar, zamanla bu ekip için bir ev haline geldi. Ekip, Ganton'un dinamiklerini anlamak için zaman harcadı. Yerel halkla dostça ilişkiler kurarak sokaklarında adımlarını sağlamlaştırdılar. Ganton'un kalbindeki acı ve sevinçleri öğrenerek, bu mahalleye gerçek anlamda ait olduklarını hissetmeye başladılar. Kurdukları bu ilişkiler sayesinde Ganton bloklarında ve çevre yerlerde fazla sıkıntı çekmeden kültürlerini, kültürden öte hayatlarını yaşamak için iş yapmaları gerekiyordu. Hayattan kastettikleri şey ise; Yeşil, bolca yeşil Rastafari inancına göre 'Kristal Saray'dan çıkan her mal onların inançlarına katkıda bulunuyor ve odaklanmalarını sağladıkları için onlara daha fazla yeşillik gerekiyordu, bu yüzden Ganton'daki etkileşim onlar için sadece bir aracıydı. Jamaican Posse ekibinin Ragga Dub esintileri ekip ruhuyla bütünleşmiş ve her bir kişinin nezdine işlemiş olan bu yeşillik sayesinde farklı farklı karakterler ortaya çıkıyordu. Jayden, sakin ve hesaplı bir stratejist; Jamaall, sokak zekasıyla öne çıkan bir figür; Dalton, teknik ustalığıyla bilinen bir deha; Malik, çeşitli bağlantıları ve kaynaklarıyla ön planda; çete başı Clay ise karizmatik liderliğiyle öne çıkan bir isimdi. Birbirlerini tamamlayan bu karakterler, Jamaican Posse'nin güçlü bağlarını oluşturdu. Her şey için bir başlangıç olan Ganton ve ekibin stratejik hamleleri Karayip'lerin güruhlarını eski topraklarını gururlandırırken Yeşil'e olan inançları ile birlikte bir bütünlük oluşturacaklardı. Bunların karın doyurmadığı yerlerde artık faili meçhullerin oluşturduğu bir düzene bırakmak için girişimlerde bulundular. Vice şehrinde ufak çaplı soygunlar bir hiç gözüyle bakılıyordu bu sebepten dolayı fazla göze batmadan bölgesel tıklatmalar, uyuşturucu tüketimi ve satışı, kaçakçılık gibi faaliyetlerle şehirde adlarını duyurma girişimlerinde bulundular. Ancak Ganton'da gerçekleştirdikleri ufak çaplı bir soygun, ekibin acemiliklerini gözler önüne serdi. İlk adımlarıyla beraber yaşanan acemilikler, ekibin birbirine daha çok kenetlenmesine ve daha güçlü hale gelmesine olanak tanıyacak, potansiyellerin farkedildiği noktada artık yeni bir serüvenle birlikte Jamaika'nın Maroon ile ilgili duygularının Rastafari'e olan inançlarıyla harmanlanmış yeşil bir ekip haline gelmeye başlayacaklarından habersiz bir operasyon yaşayacaklardır...

GANTON'UN KARANLIK GECESİ: JAMAICAN POSSE'UN UFAK ÇAPLI SOYGUNU Ganton'un sokakları, geceye karışan gölgelerle dolup taşarken, Jamaican Posse'nin beş üyesi, gizemli bir planın parçası olmaya hazırlanıyordu. Jayden, Jamaall, Dalton, Malik ve çete başı Clay, bir çeşit acemilikle yoğrulmuş, ancak bir o kadar da cesurca gerçekleştirecekleri soygunları için hazırlıklarını tamamlamışlardı. Zamanın gerilim dolu ileri evrelerinde saat gece yarısını gösterdiğinde ekip, sakin ve adım adım ilerlemeye başladı. Jayden, sokaklarda sinsi bir gölge gibi kayarken, Jamaall'ın sokak zekası rotayı belirleme konusunda kritik bir rol oynadı. Dalton, çevresel güvenlik sistemlerini devre dışı bırakırken Malik, çeşitli bağlantıları sayesinde güvenilir bir kaçış rotası kurmaktan sorumluydu. Tüm bunların eksiksiz tamamlanması için ekiptekilerin heyecan yapmadan işlerine odaklanması ve her birinin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyordu. Ekip, hedeflerine doğru sessiz adımlarla yaklaştı. Ganton'un arkasında kalan mahallede köhne bir sokakta, hedefleri arasında yer alan küçük bir depo vardı. İşte bu depo, ekip için Vice şehrinde bir iz bırakmanın ilk adımı olacaktı. Maroon için anlamlı olan bu küçük vurgun onları tek bir amaç için toplamıştı; Yeşil-yeşil kağıtlar. Ekip, depoya gizlice girdi. Dalton'un yerinde hamlesiyle depo kapısını sorunsuzca açtı. İçeri girdiklerinde depoda bulunan değerli malzemelere gözleri parladı. Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Malik, değerli eşyaları titizlikle toplarken, çete başı Clay, ekibi kontrol altında tutarak soygunun düzen içinde ilerlemesini sağlıyordu. Hata yapmamak için soğuk terler döken Clay ve beraberindeki arkadaşları her ne kadar profesyonel bir şekilde yapmaya çalışsalar da bu onların Vice şehrindeki ilk vurgunlarıydı ve olabildiğince amatör olduklarını sonraki operasyonlarında anlayacaklardı. Depodan çıkarken, ekip, gece boyunca yaşadıkları acemiliklere rağmen başarılı bir şekilde kaçmayı başardı ancak sadece sokakların arasında kaybolurken Malik'in elindeki değerli eşyaların bir kısmı kayboldu. Bu beklenmeyen durum, ekibin başarı grafiğini etkilese de Jayden'in sakinliği ve Jamaall'ın hızlı düşünme yeteneği sayesinde ekibin moralini korumayı başardılar. Ganton'un karanlık gecesinde gerçekleşen bu ufak çaplı soygun, Jamaican Posse'nin Vice şehrine olan etkisini daha da güçlendirdi. İlk adımlarında yaşadıkları acemiliklere rağmen ekip, birbirine daha sıkı kenetlendi ve gelecekteki daha büyük ve karmaşık planlara doğru yol aldı.

[CHENO]

Jargon ve Detaylar

JAMAICAN POSSE; Özü ve kendisi itibariyle küçük bir adadan çıkmış, fuhuş, tetikçilik gibi yasadışı suçlar ile gündeme gelen ormanın çocuklarını barındıran bir yapı.

Jargon Weh Yuh Ah Seh Jamaika'lıların kendi arasında "Sen ne diyorsun?" yanı ingilizce olarak belirtirsek What are you saying? manasına gelen bir cümle. Argo manasında ise hızlı konuşma esnasında weh yaw seh olarak kısaltılıp kullanılır. Boonoonoonoos Sevilen bir şeyi veya bir kişiyi belirtmek için ondan bahsederken kullanabileceğiniz bir kelimedir "Özel Kişi" manasında çevirilebilir. ‘Small Up Yuhself’ Kalabalık ve sıkış tıkış ortam veya iş durumu için "Kendinizi Küçültün" anlamına gelen bir nevi duruma isyan. Wah Gwaan Bu kendi aralarında kullandıkları günlük "Merhaba veya Nasılsın" tarzı bir cümledir. Irie bu bir deyiştir. Her şey yolunda manasında kullanılır genelde karşıdan bir soru gelince Mi irie şeklinde kullanılır. Mi Deh Yah, Yuh Know bu kelimelerin püf noktası bunları ağızdan çıkarken peşpeşe sıralayıp hızlı söylemektir normal ingilizce bilen biri için anlaması kat kat zordur "Her şey yolunda, afiyetteyim, iyiyim" anlamlarına gelir. Bu kelimeler genel itibariyle wah gwaan sorusuna karşılık olarak kullanılır. Weh Yuh Deh Pon dışardan ve samimiyet eksikliği olan birine "Ne yapıyorsun" demek için kullanılır. Ya Mon sıklıkla kullanılır "tamam, sorun yok, olur" ifadeleri manasına gelir. Dead Wid Laugh Jamaika'da bu deyimin anlamı kahkaha atarak ölmektir. Kendi aralarında çok gülünen bir espri yapılırsa genelde bu deyimi kullanırlar. Inna Di Morrows Yarın görüşürüz manasına gelir. Genelde birbirlerini sık gören insanlar birbirine söyler. Inner Luv alınan bir hizmet, bir hoşgörü veya bir sevecen gülüş için içlerinde oluşan hisse bu adı verirler ve bunu belirtmek için söylerler. Bomboclot kendi aralarında kullandıkları basit ve hızlı bir küfür, argo kelime. Kadın bagı tamponu tarzı bir anlama gelir. Gwope (see Come Gwope) Siktir git buradan manasına gelir. Fluffy Şişman, kabarık, dolgun gibi anlamlara gelir. Fish Erkek eşcinsellerden bahsederken söyledikleri şeyler. Farrid Gad * Büyük alnı olan birini tanımlamak için kullanılır (Nose gad - büyük burnu olan biri. Büyük boyutu belirtmek için vücut kısmına "gad" eklemeniz yeterli) Brogad birbilerine kardeşim derken kullanılır. Beat dem bad * Üstün ol, herkesten veya her şeyden daha iyi ol. Rastas... Rastafari... Rastafarian Rastafaryan hareketinin sembolleri Jamaika'nın her yerinde belirgindir. Canlı kırmızı (ites), yeşil ve altın rengi ile Yahuda Aslanı'nın görüntüsüne ülkenin her köşesinde rastlamak mümkündür. Bir zamanlar olumsuz bir damga taşıyan rastalar, Rasta topluluğu dışında kabul gören ve modaya uygun bir saç modeli haline geldi. Rastafari, Jamaika dilini etkilemiş ve reggae müziği üzerinde derin bir etki yaratmıştır. Rastafari yaşamının (yaşam tarzı) merkezinde Afrika mirasının kutlanması, İncil öğretilerine dayalı davranışlar ve insan ile çevre arasındaki doğal ilişkiye olan inanç vardır. Çoğu Rastanın kendine özgü bir giyim tarzı (rasta renkleri, rastalar, uçuşan kıyafetler, Afrika baskıları) ve konuşma tarzı vardır. Doğal (ital) gıdaların kullanımını vurguluyorlar ve çoğu vejetaryen. Çoğu alkol içmez ve domuz eti kirli kabul edilir. Ganja (esrar) kutsal bir bitki olarak görülüyor. Sigara içmek bilgelik kazanmanın ve Tanrı (Jah) ile iletişim kurmanın bir yolu olarak görülüyor. Jamaika'da ganja ekimi ve kullanımı yasa dışı olduğundan, bu genellikle polisle çatışmalara yol açmaktadır.Rastalar bazen davul çalmak, şarkı söylemek, dans etmek ve 'akıl yürütmek' (İncil'i ve genel olarak hayatı tartışmak) için bir araya gelirler. Bu büyük ölçekte yapıldığında buna Topraklama veya Nyabinghi denir.Tüm Rastalar fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanmaz, bu yüzden bunu yapmadan önce izin istemek kibarlıktır. "Ras" veya "Dread" çoğu Jamaikalının adını bilmedikleri bir Rastaman'ı selamlama şeklidir. Bayanlar için "İmparatoriçe" veya "Sistren" kullanılabilir.  Rastafaryan Hareketinin Başlangıcı  Rastafari'nin kendi ülkelerinde aşağılanan ve zulüm gören dışlanmışların bir hareketi olarak başladığı göz önüne alındığında, bugünkü kapsamı ve etkisi dikkat çekicidir.Marcus Garvey ve Alexander Bedward'ın 1920'lerdeki öğretileri Rastafaryanizmin doğuşuna ortam sağladı. Yoksul siyah sınıflar kendilerini siyahların onuru, birlik ve eylem fikirleriyle özdeşleştiriyorlardı. Bu öğretileri benimseyenler için en önemli nokta, 1930'da Haile Selassie'nin (eskiden Ras Tafari veya Veliaht Prens olarak biliniyordu) Etiyopya İmparatoru olarak taç giymesiydi. Rastalar, ana sembolleri olarak Etiyopya bayrağının renklerini ve genellikle Yahuda Aslanı olarak tasvir edilen Selassie'nin resimlerini benimsediler.

[CHENO]

Ganton

[Swuo]

 

[CHENO]

Sağ baştan ufak ufak sayıp başlayalım o zaman 

[itsbard]

 

[dobbah]

[GyroZPL]

Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

-Ülkü TAMER

[HasanSabbah1]

 

[stepfatheryaveri]

kolay gelsin millet @GyroZPL