Unleashed Ones | From Deepest Part Of Willowfield

[solitaires]

Ortadoğu'nun göbeğinde yaşayan bir şeriatçı ya da Haredi değilseniz Florida'yla alakalı mutlaka birkaç duyum almış ya da hikayelerini dinlemişsinizdir. Bu sıcak atmosferde hayatın hep yüksek devirlerde aktığına dair şüphe yok. Miami sahilleri, kokain, yozlaşmış politik adamlar, zenginlerin veya çocuklarının oluşturduğu göçler, hayalperestler, bol bol parti ve para.. eyalet gerçek anlamıyla bi sirk. Unleashed'in kendisi de tam olarak bu etkenlerin gölgesi altında ortaya çıktı.  Sonradan yerleşmiş olanlar da dahil yerel Vice halkı misafir ağırlamayı, eğlenmeyi sever. Şehrin denize yakın kesimlerinde sabahlara kadar müziğin susmadığı bilinen bir gerçek, bu adeta bir kült haline gelmiş ve  hiç kimse şikayetçi değil. Takımı yaratan Darkeem ve Felipe de ne yapacağına karar veremeyip sadece anı yaşamayı seven iki genç serseri, Ganton'da yaşayan zencilerin fahişelerle verdiği ev partilerden birinde tanışmışlar.  İşlerin en başında onlardan rahatsız olan mahallelilerin ve aralarında takılan çocukların sözlerini hatırlıyorum; "...o piç kurularının bir gece birbirlerini nasıl bulduklarını kafam halen almıyor broo. Analdan LSD'lerini alıp yollarına gidememişler mi? Meh! İsa şahidim olsun ki bu lanet mahalleyi gece gündüz egzoz gürültüsüne boğacaklarını bilseydim gidip ikisini de kendi başıma öldürürdüm." "Özellikle şu ikisine iyi bak Jimbo. Dünyayı ele geçirmeye çalışıyormuş gibiler şehirde onlar dışında kimse hız yapamayacak mı yani? Düşündüğüm tek şey tüm bunların kaynağının domuz kumbaraları olmadığı."  Size o iki boktan bahsedeyim; Darkeem yaşıtlarından çok farklı olmayan, eşini boşamış orta yaş krizinden geçen bir babanın tek çocuğu. Herif bizimki doğduktan sonra o kadar fazla meth kullanmış ki taşşaklarında kalan son sperm Ben Efsaneyim filmi çekiyor olmalı. Uyuşturucu batağından yeniden kurtulup hayatını devam ettirse de mutluluğu Corvette ya da Lambo'lar satın alıp golf oynamakta bulan ve çocuk yetiştirmeyi sadece oğluna para vermekten ibaret sanan bir tip. Neyse ki babasını yalnızca bir kaynak olarak kullanıp annesiyle yaşaması onun hayatını kurtarmış. Sürekli olarak ev partilerinde ot satıp yeni insanlar tanımakla beraber arada bir müzik prodüktörlüğü yapmak dışında, boş beynini adrenalinle dolduracak araç videolarını izleyip zamanla satın aldığı FD'sini aftermarket parçalarla doldurttu.  Bir yandan Felipe ise şehre birkaç ay önce taşınmış ve Commerce'da dahil olduğu Querencia topluluğunun dağılmasıyla bunalıma girmiş. Darkeem ile tanışıp arabasını gördükten sonra ise sosyopatlığını bir kenarı bırakıp ona altındaki makinayı daha iyi sürebilmesi için yarış sürücülerine dair bazı esasları öğretmiş. Aralarını daha da sağlamlaştırdıklarında ise birleşip, başka ekiplerin organize ettiği sokak yarışlarında adlarından söz ettirmeyi başarmışlar ve kendilerini bu tür ataerkil bir rekabetin bağımlısı olarak bulmuşlar. Gündüzleri para kazanmak için normal işlerinde çalışmalarıyla geçmiş. Geceleri ise Willowfield sokaklarında delirip etrafını parçaladıkları arabalarını tamir etmiş, cigara içmiş ve arada bir plakaları kapalı polis kruvazörlerinden kaçmışlar. Hey ağzım kurudu, Javion! Javion, şu parayı al ve bana mahalle başından bir içecek getir. Onlara devamını da anlatmalıyım. Duayen Jeremy Clarkson bir keresinde: "...bizim penceremizden bakmayan insanların anlayamadığı şey tam olarak bu. Onlar arabaları; 1.5 ton metal, kablo, kauçuk ve cam olarak görüyorlar ve tüm gördükleri bu. Sizin veya benim gibi insanlar arabaların ruhları olduğuna dair sarsılmaz bir inancımız olduğunu bilirler." İnsanlık tarihine bir iz ve miras bırakmak istedikleri çok açıktı ancak sahipleri ile aralarında böylesi bir bağ ve birazdan duyacaklarınıza dair açıklaması muhtemel olmayan birleştirici bir gücü açığa çıkaracağını arabayı icat edenler bile bilemezlerdi.  İkili kendilerini bu cümlelere öylesine kaptırmıştı ki yarışmayı hayatlarının merkezlerine kaydırmaları uzun sürmedi. Bununla beraber Darkeem'in Vice çevresinde girdiği tüm deliklerden edindiği arkadaşları, ortak olarak çıktıkları sokak yarışlarından elde ettikleri popülariteyle bir araya gelince adı konulmamış bir yapılanma kaçınılmaz oldu. Darkeem zamanla kendi organizasyonlarını ve partilerini yaratmaya başladı, kendileri gibi olan başka tutkunlar her geçen yarışın ardından onlara yeniden ulaşmaya ve birlikte daha fazla vakit geçirebilmek için davetler göndermeye başladılar. Başta akıllarının ucundan bile geçmeyecek bu durumun kaçınılmaz olduğunu gören ikili işin daha da üstüne gidip Willowfield çevresinde bir merkez yaratmayı istediler. Birkaç getto evi kiraladılar, arka bahçelerinde başkalarının arabaları için yarı zamanlı tamiratlar yapıp toplantılar düzenlediler. Duyumların çevrede artması ve bir daha kaybolmayacak yeni yüzlerin sokaklarda görünmeleri uzun sürmedi, küçümsenmeyecek bir kesim için sokak yarışlarının kalbi artık Willowfield'da atmaya başlamıştı bile. Henüz adı konmamış topluluğumuzun seyri bir süre daha aynı şekilde devam etti. Haftanın belirli günleri Willowfield'dan hareket eden 1-2 düzine arabanın yarattığı kaos eyaletin 3 şehrine de kısa bir zamanda yayılıverdi, derken unuttukları 2 detay ibreyi tersine çevirmeye başladı; VCPD ve para. İçimizdeki herkes yaptıklarının başımıza bela açmadan toz pembe ilerlemeyeceğini bilse bile yaptığımız tamirat, ufak tefek market ve parça hırsızlığı işlerine rağmen para suyunu çekti, üstelik beklediğimizden çok daha ağır olan polis baskınları grubun sadece belini bükmekle kalmadı aramızdan bazılarının arabalarını hidrolik preslerde parçalanmaya bazılarımızı da demir parmaklıkların ardına yolladı... Tehlikenin giderek arttığını düşünen Darkeem bir gece takımın önde gelen sürücüleriyle beraberken en azından bir problemlerini onlara hatrı sayılır bir süreliğine unutturacak fikrini masaya yatırdı. (Ortama giren Casey'in sesi) Hey Derick al, akşam yemeğin burada. Hey sağ ol, karnım saatlerdir kazınıyor. Bunu yemeliyim devam edeceğim.           Soygun öncesi olaylardan habersiz bir ayakçı şunları söylüyordu; "Galiba Felipe NSX'inden sıkılıp Peterbilt almaya karar vermiş. Siktiğimin sokağında bi tır eksikti.. O VE BRAD BUNUNLA NE YAPMAYI PLANLIYORLAR Kİ?" Gümrük sahaları ve limanlardan tanıdığı dostları sayesinde Brad'in yardımlarıyla çalıntı birçok şeyi ülkenin dışına gönderebileceklerini farkeden Felipe yarış gecelerinden birinin dönüşünüde Fierro'da yer alan Otto'nun vitrinini görmüştü. Darkeem ile beraber yaptıkları keşif ve sorularını cevaplamaktan geri kalmayan cömert San Fierro'lulardan buranın Dodge satışları yapan bir bayii olduğunu öğrendiler. Plan basitti, vitrinde yer alan değerli birkaç arabayı oradan çıkartmayı başarırsak parçalayıp satabilecektik. Fast Five'da olduğu gibi milyonlarca dolar kazanmayacaktık ancak o ikisi paranın daha fazla parayı getirdiğini biliyordu, takımın geleceğiyle alakalı büyük bir potansiyel yaratabileceğini düşündükleri için bir an bile tereddüt etmeden plan yapmaya koyuldular. Motorsporları ve arabaların dünyasında erkek egemenliği başlangıçtan gelir ve biteceği yere dek devam eder. Oyuncak arabalara meraklı olan kız çocuklarını bugünlerde bile bulması kolay değil ama Darkeem'in zamanla Willowfield'a çektiği hatunlar ikilinin planlarını uygulamak için kilit noktalardan biriydi. Kadınlar gerçekten ilginç yaratıklar, platoniği Chon ve Melissa'nın showroomdaki anahtarların konumu ve alarmların çalışma aralığını öğrenmeleri o kadar kısa sürdü ki Felipe başta onların ikili oynayabilecekleriyle alakalı şüphelerinin olduğunu söyledi. Kısa bir sürecin ardından hazırlıkları bitirdik ve oyun başladı.

[solitaires]

"Shieeet- dün gece VCN'i izledin mi? San Fierro'da bu olay baya konuşulmuş. Dün gece mahalleye birkaç kez gidip gelen o çekiciler de neyin nesiydi öyle?"     23ABC'n soygun hakkında yaptığı haberin alıntısı "Yea-yeah patron. Üzgünüm mahallede gece boyunca süren bir tadilat vardı makine gürültüsünden uyuyamadık. Tekrarı olmaz efendim.. evet.. telefonu kapattı"

[solitaires]

Grup, hiç kimseye yakalanmadan arabaları Angel Pine'da daha öncesinden ayarladığımız garajlarda gizleyip, tansiyonun düşmesinin ardından Willowfield'a soktu. Demon'lar burada parçalandı ve konteynerlere yüklenip Almanya'ya gönderildiler. Birilerinin polise öteceği korkusuyla olayın içinde bulunanlar hariç kimse neler olduğunu bilmiyor. Soygunla alakalı soruşturmadan henüz bir şey çıkmadı, Challenger'lardan gelen paraları iyi değerlendirip katladık ve mahalleyi iyiden iyiye ele geçirdik. Yarışlarda ortaya koyulan bahisler, aftermarket parçaları getirip götüren UPS kamyonları, toplantılar, mahallede yer alan arabalar... Daha önce de söylediğim gibi, gündelik hayatlarının getirdiği mutsuzluktan bıkıp aksiyon arayışına giren tüm araba tutkunları Willowfield'a mutlaka uğrar, burada bir şeyler içer ya da tüttürür. Arabaların birleştirici gücünün bir araya getirdiği bu toplulukta bulunur, yarışır. Bazıları bir daha buradan ayrılmaz. Willowfield çevresinde bulunan dükkanlarda sattığımız tişört ve sweatlerden bilinen adımızla Unleashed Ones, Darkeem ve Felipe'le beraber takıma sonradan katılan herkese bir amaç veriyor ve vizyonlarını paylaşıyor. Her neyse ben gidip çişimi yapacağım, seninle akşam başlangıç çizgisinde görüşürüz.

[solitaires]

Sunucu tarihinde yer alan diğer birliklerden çok farklı olmayacak şekilde eksikliği özellikle şu sıralar ağırlıklı olarak hissedilen yarış organizasyonlarının yükünü almak amacıyla toplandık. Yüzeyselin daha da üstünde yer alan rol planlarımızla beraber yarışçı rollerine hevesi olan herkese bir alternatif olmayı umuyoruz.  Arabalarla olan alakanız 1000 WHP GT-R R34, SUPRAAAAAAA tarzı anlayışlarla sınırlı kalacaksa eğer bu oluşum size çok fazla uymayabilir. SAMP'ın klasiği olan saçma zorunlulukların bulunmadığı, keyif almanın esas olduğu bir topluluğa dahil olmayı düşünürseniz buyrun yola birlikte devam edelim. Willowfield'a uğrayıp IC olarak etkinliklerimizde bulunabilir ve uygun görülmesi durumunda aramıza OOC olarak katılabilirsiniz.
Saygılar sevgiler.

[solitaires]

rez

[Dusty]

Başarılar 

[rllyrïch]

rakip değiliz, aynı yollardan geçmedik bile

[ARIZALI06]

icerisi sampiyonlar ligi gibi

[cs]

olta geldi   

[Mirmanu]

on numara on yildiz