
Yakuza veya gokudo Japonya kökenli uluslar arası organize suç gruplarına denir. Yakuza terimi hukuk termionolojisine göre "boryokudan" yani "şiddet grubu" olarak adlandırılabilir. Yakuza üyeleri bunu bir hakaret olarak algılamaktadır. Batı medyasında "Japon mafyası" olarak da tanımlanır. "Yakuza" terimi bireysel gangsterlere, suçlulara işaret etmekle beraber aynı zamanda özellikle de Japonya'da süregelen organize suç örgütünden bahsetmek için de kullanılır. Dünya üzerinde en eskiye dayanan, yerleşik ve hiyerarşik düzene sahip olan mafya örgütüdür. Bu organizasyon kendine ait bir kültüre; bir giyim ve yaşam tarzına, kendine has cezalandırma yöntemlerine, benzeri görülmemiş ritüellere sahiptir. Bu ritüeller geçmişteki Samuray geleneğindeki ritüellerle benzeşir. Üyelerini vücutlarını özenle dizayn edilmiş dövmeler yaptırmaktadırlar. Yakuza'nın yaptığı bazı işler ise haraç, fuhuş, şantaj, kaçakçılık, kadın ticareti, uyuşturucu ticareti, silah ticareti, kumar, tefecilik gibi yasadışı etkinliklerdir.
Yakuza Teriminin Etimolojik Kökeni
"YAKUZA" kelimesinin etimolojik kökeni Oicha-Kabu adında geleneksel bir Japon kart oyununa dayanıyor. Oyunun amacı destede toplanılan sayılarla 9'a ulaşmaktır. Yakuza ismi ise bu oyunda mümkün olan en kötü desteden, 8-9-3 üçlüsünden almaktadır. Bu üç sayının fonetik olarak telaffuz edilişinin; yani ya, ku ve za hecelerinin birleşmesinden Japonca'da gangster kelimesinin karşılığı olan Yakuza oluşmuştur. Kelime anlamı ise "en çok beceri, en az şans"a karşı gelmektedir.
Yakuza Tarihi
Yakuza, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar süren geçici bir sessizlik dönemi sonrası 1945 yılından itibaren tekrardan aktiflik kazanmıştır. Japon devleti 2007 yılında açıklamış olduğu raporda güncel olarak 2.500 grupta faaliyet gösteren 102.000 üyenin varlığından bahsetmiştir. 150 yıl kadar önce Tekiyaların mensup olduğu düşük sosyal sınıfa yapılan ayrımlara rağmen, hâlâ Yakuza üyelerinin çok büyük bir kısmının kökleri burakumin olarak bulunan sosyal sınıfa dayanmaktadır. Üyelerin bir diğer büyük kısmı ise, onlara karşı yürütülmüş olan fark gözetmeye rağmen etnik Korelilerden oluşmaktadır.
Yakuza'nın Etki Alanı ve Uğraştığı İşler
Yakuza, sadece Japonya'da değil, dünyanın birçok farklı bölgesinde haraç, şantaj, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu ticareti, kumar, borsa manipülasyonu ve tefecilik ile listenin her geçen gün uzadığı yasadışı işlerle uğraştığı gibi; hem Japonya'da hem de dünyada birçok iş yeri, şirket, restoran, bar, fabrika hatta yetenek ajansları gibi oluşumların da üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Yakuza'nın Büyük Aileleri
Yamaguchi-gumi - Yakuza'nın en köklü, en faal ve en kalabalık ailesi olarak bilinir. Bilinen 8200 üyesi vardır. Aileye dahil olabilmek için adaylar 12 sayfalık bir "giriş sınavına" tabi tutularak güncel suç örgütleri hakkındaki bilgileri test edilir.
Sumiyoshi-kai - Yakuza'nın ikinci olarak en kalabalık ailesidir. Bilinen 4200 üyesi vardır.
Inagawa-kai - Yakuza'nın en eski ailelerinden biri olmakla birlikte genel olarak yurtdışındaki işleriyle bilinir. Bilinen 3300 üyesi vardır.
Kobe Yamaguchi-gumi - Kobe şehrindeki otoriteyi ellerinde tutmaktadırlar. Bilinen 3000 üyesi vardır.
Yakuza Kültüründe Dövmenin Yeri
Aile ve klanlar arasında değişkenlik göstermekle birlikte Yakuza kültüründe tüm vücudu kaplayacak şekilde yapılan renkli dövmelerin oldukça büyük bir yeri bulunmaktadır. Bu dövmeler hem Yakuza tarihinin bir parçası olan Bakuto geleneğinden evrilmiş olması hem de taşıdıkları imgesel anlamlar açısından Yakuza kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Yakuza üyelerinin tüm vücutlarını kaplayan dövmelere ireuzmi adı verilir.
İrezumiler
KINTARO: Büyük bir sazan ya da deniz ejderhası ile savaşan güçlü bir adam. Sahibinin fiziksel gücü ve cesareti anlamına gelir. Göğüs göğüse militanlarla dolu.
|  |
KYUMONRYU ŞİŞİN: Bir direği olan savaşçı. Efsaneye göre, 9 ejderha dövmesiyle doğdu. Takan kişi tehlikeli bir savaşçı ve "doğuştan yakuza"dır. |  |
ÇOU HAZIRAN: Ağzında bıçak olan bir adam. Yani taşıyıcı - keskin uçlu silahların yönetiminde büyük bir usta. Bir erkek yerine, bir kadın ya da şeytanın bir çizimi olabilir, ancak her zaman dişlerinde bir bıçakla.
|  |
AKÜGENTA: Samuray. Efsaneye göre, o bir imparatorun oğlu ve sıradan bir kişidir ve elbette büyük bir savaşçıdır. Vahşi pisliklerle dolu. |  |
HİKEŞİ: İtfaiyeci. Görevleri bir telefon uzağınızda olmak olan cezalandırıcılar olan hızlı müdahale ekiplerinin üyeleri tarafından giyilir. |  |
FUDOMYO: Tanrı, sağ elinde kılıç, sol elinde ip olan bir koruyucudur. Tüccarların koruyucu azizi. Yakuza'nın uyuşturucu satıcıları ve kaçakçıları var. |  |
ONLAR: Bir iblis, belki bir ejderha ile. Yakuza'nın ana saldırı gücünün sembolü - sıradan militanlar, katiller, koleksiyonculardır. |  |
HOGOROMO - TENNYO: Aşk tanrıçası, kadın resimleri. Genellikle fahişelerle çalışmak, genelevleri korumak, kadın kaçırmak ve kadın ticareti yapmak anlamına gelir. |  |
RYU, TORA: Burada her şey basit. Kaplan veya ejderha - gücün sembolü. Her seviyedeki grupların yetkilileri ve liderleri tarafından giyilir. |  |
KARADZİŞİ: Pho köpek, iyi şans getiren efsanevi bir karakterdir. Kumar işinden sorumlu çete üyeleri tarafından giyilir. |  |
Sakazuki Seromonisi
Japonların kendi kültüründe yer etmiş olan çay, Yakuza'da da bazı ritüellerin içine girmiş bulunmakta. Japonlar çay içerken huzur bulduklarına inanırlar. Basit gözükse de Japonları için büyük bir anlam taşıyan çay anı hissetmenin ve o anın bir daha geri gelemeyeceğinin farkına varmaktır. Aileye girişlerde ve önemli günlerde de çay servisi yapılır. Çayı hazırlayan ve serisini yapan kişi bunu büyük bir özenle yapar. Aileye girmek için hazırlanan kişi Oyabun'un karşısına çıkar ve çay hazırlar. Hazırlanan bu çayın özel bir adı vardır. Çaya Sake denir. Çay servisini dikkatli bir şekilde Oyabun'a yapar ardından kendine de çay koyar ve karşılıklı otururlar. Çayı birbirine eş büyüklükte porselen kaselere koyar ve kaselere beyaz bir mendil bağlanır. Oyabun bu porselen kaseleri toplatır ve üzerine o kişinin isminin yazdığı dolaplara kaldırır. Bu seronomi Oyabun'un Sake karşılığında adayların sadakatini satın aldığını temsil eder. Eğer bir noktada aileye katılan kişi ayrılmak istersen kaseyi Oyabun'un biçtiği bir bedel karşılığında satın almak ya da onun verdiği bir görevi yapmak zorundadır.

Yuitsume
Bir Yakuza üyesinin namı "sadakatsiz, onursuz" olarak adlandırılmışsa, serçe parmağının bir kısmını keserek Oyabun'a kefaret olarak verir. Bu ritüelin uygulanışında bazı püf noktalar bulunmakta. Parmağı temiz bir kılıçla kesilen üyenin parmağı bir beze sarılır ve üyeye verilir. Üyenin tekrar bağlılık yemini edip parmağını Oyabun'a sunması gerekir. Bu uygulamanın tarihi ise eski Samuraylara dayanmaktadır. Samuraylar kılıç kullanımı için serçe parmaklarına ihtiyaç duyarlar. Eğer serçe parmağı kesilirse eskisi kadar iyi kılıç kullanamaz ve vasıfsız bir savaşçı olur. Günümüzde ise bu ritüel eskisi kadar yaygın değil. Yakuza üyeleri kendilerini ele vermemek için ya parmaklarını kesmiyor ya da kesilen parmakları yerine geri dikiyorlar.
Japonca Bazı Kelimeler ve Terimler
Oyabun: Patron anlamına gelen kelimedir. Kendinden üst kişilere Oyabun diye hitap edilir.
Kyodai: Birader anlamına gelir. Hiyerarşik yapıda kendisiyle aynı rütbede olan kişiye seslenirken söylenir.
Aniki: Ağabey anlamına gelir. Kendinden üst kişilere Aniki diye hitap edilir. Oyabun'dan farkı Oyabun kadar yaşlı olmayan kişilere seslenirken kullanılır.Konichiwa: Japonca "merhaba" demektir.
Mataatode: Japonca "görüşürüz" demektir.
Hai: Japonca "evet" demektir.
İye: Japonca "hayır" demektir.
-kun: İsmin sonuna eklenir. "-kun" eki genelde genç erkekler için kullanılır. Arkadaşlar arasında samimiyet bildirir. Ailede yaşıtlara ya da senden küçüklere böyle hitap edebilirsin. Örn: Fuji-kun
-chan: "-kun" ekinin kadınlar için olan versiyonudur. Bu ek kadınlar için kullanılsa da şirin bulunan şeyler, küçük çocuklara, bebeklere de böyle hitap edilebilir. Örn: Mai-chan
-san: Tanımadığın veya yakın olmadığın kişilere hitap edilirken kullanılır. Cinsiyet ayırımı yoktur. Türkçe bay, bayan anlamına gelir eğer samimiyetiniz yoksa karşıdaki kişiye kesinlikle "-san" eki ile hitap etmelisiniz. Örn: Yasu-san, Kazuki-san
-sama: Karşıdaki kişiye duyulan aşırı saygıyı belirtir. Karşıdaki kişiyi yüceltir.
Diğer Japon Adetleri
Japonlar yemek yerken bir çok şeye dikkat ederler. Temiz bir yerde yemek yemek ve yemeği yerken edilen sohbetin kalitesi Japonlar için gerçekten büyük önem taşımaktadır. Eğer bir Japon yediği yemeği beğendiyse o yemeği ağzını şapırdatarak büyük bir keyifle yer.
Diğer bir Japon adeti olan eve ayakkabıları çıkararak girme adeti. Japonlar bu konuda da son derece hassastırlar. Ev, temiz tutulması gereken bir yer, ibadethane, tapınaklar ve bazı iş yerlerine ayakkabılarını kapı önünde çıkararak girerler. Bu kuralın uygulanmasına çok önem verirler.
Japonlar temastan pek hoşlanmazlar. Sarılma, tokalaşma gibi şeyleri yapmayı sevmezler bunun yerine karşılarındaki insanlara saygılarını belirtmek için öne doğru hafif eğilerek selam verirler.
Japon Kılıçları
 | --------------------------------------------------------------- |  |
Tachi: Samurayların at üstünde kullandığı uzun bir kılıçtır.
Katana: Samurayların kullandığı kıvrımlı uzun bir kılıçtır. Japon kültürüyle tamamen özdeşleşmiş bir kılıçtır.
Wakizashi: Samurayların kullandığı kısa kılıçtır.
Aikuchi: El korunağı olmayan kısa bir hançerdir. Genellikle elbisenin içine gizlenir ve kadınlar tarafından kullanılırdı.
Tanto: Japon kamasıdır.
Ningen Kokuho: "Yaşayan Ulusal Hazine" ya da "Önemli Kültürel Değerlerin Sahibi" olarak tayin edilmiş kişiye denir.
Ato Meyi: Kılıca ustası tarafından eklenmiş imzasıdır.