Konu: KASPAROV (Okunma sayısı 99325 defa)

bertukey · 19.12.1984

cred: cacakiri, Vicolays ve bertukey.

Şu anda olduğumuz durumun mutlak ihtişamı, bundan önceki herhangi bir zamandan gerçekten farklı olabilmesi ve bundan sonraki herhangi bir zamandan da farklı olacak olmasıdır. Özsaygı derecesini aşan ego, her daim alçakgönüllülüğü öldürürdü ve tarih tekerrür edecekti.

Doğu Bulvarı'nın durumu da bundan farksızdı. Hot News, Boulevard Waste Company, Casino the East Coast, Kasparov Hospital ve East Coast Taxi gibi örnekleri çoğaltılabilecek güçlü şirketler Pakrad Kasparov'un gizli adının paravanı arkasında, onun en yakınlarınca hizmet sunuyordu. Öyle ki Alycia Kasparov'un belediye başkanı olmasıyla beraber bulvarın hazinesi, cirosu ve işleri tıkırında gidiyordu, bununla beraber yöneticiliğinde belediye başkanının bulunduğu Hot News şirketi marka değerini gün geçtikçe katlıyordu. Boulevard Waste Company ile Casino the East Coast ise bulvarın simge isimlerinden birisi olan Magar Assarian'ın liderliğindeydi. Marlen Roux ise onun sevgilisiydi ve bulvarın en güçlü ismi tarafınca iş edasıyla güvenilirdi, bundan ötürü Kasparov Hospital'ın yönetimindeydi. East Coast Taxi ise Kasparian kardeşlerin idaresindeydi, Arsen Kasparian işin mali kısmıyla ilgileniyorken Gerald Kasparian denetleme, saha idaresi ve geri bildirimden sorumluydu.

Kurumsallığın yanında bu şaşalı hayat, bir kişisel saygı göstergesi ile minnet belirtisine dönüşmüştü. Hiyerarşinin en üst basamağından en alt basamağına kadar bir pasta vardı ve bu pastadan her bir basamak kendi payını alırdı. Düzgün ve kârlı yürütülen yasadışı silah ve uyuşturucu ticaretleri, yasal işletmelerden ele geçen ve hesap makinesini bozacak dereceye varan gelirler ile kârlar olurdu ve bunların karşılığı ise pay sahibi olanları ödüllendirmekten geçerdi. Bulvarın medya ve sokak yönünden güçlü isimleri birbirlerini altın saatler, Che Guevera'nın puroları, %7.5-9.5 arasında brüt işletme payları ve koleksiyonlarına bir yenisini eklemek üzere değerli eşyalar ile onurlandırırdı. Bu bir bakıma bulvarın işleyişinin dışa vurumu haline gelmişti.

Kibir asla tevazuya dönüşemez, tıpkı sevginin nefrete dönüşemeyeceği gibi. Benliğinizi kıyaslamanız işinize elbet engel olacaktır. Tıkır tıkır işleyen bir sistem ve aslan taşlarının başınızı yere eğmesinin önüne geçildiği bir mekanizmada "muhteşemlik" bile bir sorun haline gelmeye mahkumdur ve olacakların habercisi beklenmedik vakitte baş gösterecektir.

Bulvarın başına gelecek belalar da çerofobiye sahip bir insanın travmalarını tetikleyebilecek türden olacaktı. Ermeni göçmenlerin evi olan bulvarda yasal sistem sorunsuz çalışıyor olsa da yeraltında aynısı geçerli değildi. Bulvar ile beraber aynı esnada gücüne güç katan ve şehrin merkez-doğu bloğunda adından söz ettiren, siyahilerin çoğunluklu olduğu Idlewood kendisini öne çıkartıyordu. Ermeni göçmenler ile Afro-Amerikan etniklilerin pek bir alakası bulunmaz, yine de onların ilahlaştırdığı figürler sıkı fıkıydı. İçinden çıkılamayacak bir güç gösterisi boğumuna giren bloklar arasında dönen soğuk ve sözlü atışmalar ise yerini sıcak ve fiziki çatışmalara bıraktı.

Yadsınacak derecede süren ve işleri aksatan bu çatışmaların sonucunda ağır basan taraf siyahiler olmuştu. Süregelen sürecin sonucu bulvar için yalnızca bir "savaş kaybı" niteliğinde olmayacaktı. Medyadan siyasete, ticaretten diplomasiye ve yeraltından yerüstüne kadar sarsılmalar yaşanıyorken Doğu Bulvarı'nı tam ortasından yaracak olan çatlaklar ise bir zelzeleyi hazırlamaya başlamıştı bile. Bu süreçte ise iki tip papaz bulunuyordu, Pakrad adını hasta ve yaşlı adam noktasına getirecek olanlar ile Pakrad adını görkemli ve dinamik lider noktasına getirecek olanlar. Atmosfere huzursuzluk hakimdi, bulvarın büyüğünü eski kafalı olarak görenler bir akbaba edasıyla başına çöküp kendi çıkarlarınca top koşturmaya çalışıyorken onu kurtarıcı olarak görenler ise isyanları bastırmak adına kanlı iç savaşlar başlatarak kendilerince arınma gecesi gerçekleştirdiler.

Kaos, düzenin bozulduğu zaman bireysel ve toplumsal ilişkilerin ruhunda kendini gösteren bir kanserdir. Arzularımız bizim efendimiz olur ve başımızdaki saç telleri kadar çok arzularla binlerce ayrı yöne çekiliriz. Batı tarihinde Aziz Augustinus, insan kişiliğini Tanrı'nın lütfu dışında uygun şekilde dizginlenemeyen ve yeniden düzenlenemeyen, kontrol edilemez bir arzular yumağı olarak anlatan temel bir anlatımı en iyi şekilde sunar.

Günden güne elde bulundurulan güç ile kontrol, kum taneleri gibi bulvarın avuçlarının arasından kaymaya başlamıştı. Kasparov'un başında bu sefer Vice City Police Department, FDI ve GND gibi belalar da vardı. Bu durum söylentilere göre bazılarının hoşuna gitmemişti, ne de olsa poker masasında kurpiyerin bile çıkarları ile geliri bulunur. Mikaiel Kalashnikov'un ani ve umulmadık vefatıyla beraber onca belayla uğraşan bulvar, bir de yas dönemine girmişti. Bu yas döneminin sonrasının kontrol edilme biçimi ise birçok topluluğun, ailenin ve hatta bireyin hayatına dokunacaktı. M.K'un yas döneminin sona ermesiyle beraber kendi kibirleri ve gururlarında boğulan bulvar ekibi, başına açmaması gereken bir belayı açtı, Valachi Malikanesi'ni basarak güçsüz durumlarını maskeleme yöntemini kullanmalarıyla tıpkı eskide olduğu gibi güçlü olduklarını göstermeye çalıştılar fakat nafile, bu, büyük bir riskti ve piyango bu sefer onlardan yana değildi.

Hiyerarşi piramidi ise yerini besin piramidine bırakmıştı, bulvardaki çatlakların tutunacak zeminleri kalmadı ve birçok ismi içine çekti. En üstten en alta kadar pek çok isim talihsiz sonuçlarla karşılaştı, kimisi ağladı, kimisi ağlayacak ruhu taşıyamadı. Magar Assarian'ın sonu Valachi'nin tepesindekiler tarafından getirildi, geminin kaptanlarından Chad Mardirosian, Trevor Balasian, Arsen Kasparian ve Timur Sarkisyan gibi isimler "organize suçlar", bulvarın gözü dönmüş tetikçilerinden Gerald Kasparian sayısız "kasıtlı cinayet", askerlerden Kaspar Grigoryan ve Timur Khaledian gibi isimlerse "yardım ve yataklık" suçlarının soruşturmalarıyla karşı karşıya kaldı. Bunlar olasıydı. Artık bulvar ve Kasparov adı tarihe karışmaya yüz tutmuş veya zorunda bırakılmıştı. Ekip bulvardan çekildi ve küçülmeye gitti, yine de göçmenlerin başı dışarıdaydı ve kalanlar ile beraberdi.

Bütün mesele deliryumdan daha fazlası. Şanslı olanlar yeniden doğma şansına sahip olacak: daha yeni, daha taze, daha iyi. Gümüş kanatlı bir köprü, affedilmez bir kabusun ölü küllerinden, yeniden başlayan bir hayatın mücevherlerle süslü vizyonuna kadar uzanacak. Bir gün ciğerlerimizin tüm gücüyle bağıracağız ama kimse bizi duymayacak. Sessizliği kucaklayarak yeni dünyaya doğru yolculuğumuza devam edeceğiz.

Yakınındakilerin ölümünden müebbet hapse tıkılmasına kadar şahitlik ederek dertli bir yaşam süren Pakrad'ın yanında pek fazla isim görülmezdi, bulvarın çökertilmesiyle beraber bu nadirlik yerini hiçliğe bırakıyordu, bu iyi bir hâl değildi. Ekip işlerini Temple civarında yürütmeye başlamıştı ancak bir sorun vardı ki yükü azaltmak adına yeni isimler gerekiyordu. Philadelphia eyaletinde onun yerine işleri yürüten ve Magar Assarian isminin büyük abisi Zheko Assarian, yaşlı fakat çevik herifin davetiyle beraber Philadelphia içerisindeki yatırım amaçlı kumarhanelerin paylarını arttırarak şehirde konumlandı, toparlanma ve maddiyat konularında yardımcı olmaya başladı. Z.A ismi gibi işleri yürüten birisi daha vardı fakat bu sefer A.B.D sınırları içerisinde değil, Erivan sınırları içerisinde yürüten Krikor Sasunyan ismiydi. Bu sırada Pakrad'dan geri dönüş sinyali almaya başlamıştı ve bu sefer ki çağrılış amacı yeminli askerlikten ziyade, Timur ve Pakrad'ın yaşlılığından ve sahada olan pasifliğinden ötürü görünen yüz konumuna gelmelerinin istenmesiydi.

İçerideki vaktini tamamlayan ve yetersiz delil nedeniyle düşen davadan kurtulan ilk isim Timur Sarkisyan olmuştu. Özgürlüğüne kavuşmasını fırsat bilerek dağılan arazisine döndü ve tecrübesine dayanarak ekibin demirbaşlarından birisi konumuna tekrardan yerleşti.
Öteki yandan diğer soruşturmalar devam ediyordu ve geçen yıllar sonunda bulvarın sırt dayanılacak isimlerinden birisi olan Gerald Kasparian'ın davasındaki "kasıtlı cinayet" iddiası da yerini şüphelere bırakmış, deliller ise yetersiz görülüp "kasıtsız cinayet" suçuyla yargılanmıştı, bununla beraber cezasının bir kısmını yattığından ötürü şahsına $1.000.000'lık kefalet bedeli tanındı. Gerektiği vakit sağında gerektiği vakitse sahada Gerald Kasparian'ı görmek isteyen Pakrad Kasparov, yirmi dokuzuna basan ve kaynamaya devam eden bir kan olan herifin kefaletini ödeyerek onu serbest kıldı.

İnsan unuttuğunda nereden geldiğini, kendi gölgesini güneş sanır.
Bir gün yükselir, bir gün çöker, ama çöktüğü gün yeniden doğmayı bilmezse gerçek kudreti hiç öğrenemez.

Toprak, üzerine düşen her tohumu karanlığa gömer.
Ama karanlık, mezar değildir; yeniden doğuşun rahmidir.
Küllerinden doğan kuş, ateşi yurt edinir;
düşen yaprak köküne döner, kökten yeni bir filiz doğurur.

Tanrı yeniden doğuş için hiçbir şeye ihtiyaç duymaz; O’nun varlığı hep yenidir.
İnsan ise yeniden doğmak için acıya, yanmaya, kaybetmeye muhtaçtır.
Ateşe girer ki teni arınsın, gözyaşı döker ki kalbi temizlensin, toprağa düşer ki bir daha kalkmayı bilsin.

Tanrı olduğun için değil, yeniden doğabildiğin için büyüksün.