Konu: member of valachi, ray alcatraz  (Okunma sayısı 2898 defa)

#0 - 28.12.2022 20:40
Bilgilendirme
Tanıtımı parça parça yazdığım ve birkaç sefer değiştirdiğim için bazı imla hatalarını, anlatım bozukluklarını gözden kaçırmış olabilirim. Eğer gördüğünüz bir hata varsa lütfen forum özel mesajından bildirin. Bu hikaye, asıl hikayenin fazlasıyla özetlenmiş hali. Fırsat buldukça güncelleyeceğim.

Bu tanıtımdaki anlatılan olayların(giriş kısmı hariç) neredeyse yüzde doksan dokuzu gerçekliği yansıtır. Eğer Ray Alcatraz ile kayda değer bir olay yaşadıysanız zamanla göreceksiniz. Tanıtımda sizden bahsedilen ve hoşunuza gitmeyen bir yer olursa yine forum özel mesajıyla ulaşabilirsiniz.

...ve koşmaya başladım. Elimde bir tabanca ve arkamda iki ceset. Sadece koşuyordum. Hiçbir düşünce, hiçbir duygu hissetmeden koşuyordum...

Ben Ray ve bunlar da benim sırlarım.

Her şeyden önce  kendimden kısaca bahsedeyim. İyi sayılabilecek bir çocukluk geçirdim. Ailemizin ikinci çocuğu, oğlanıydım. Ortalama gelirli klasik bir Amerikan ailesiydik temelde. Babam aslen İtalyan olsa bile kültürümüz Amerika'ya aitti. Çocukluğumun bir dönemini Meksika sınırlarında geçirdim, bu yüzden Meksika mutfağına bayılırım, İspanyolcayı da iyi konuşurum.

 Lisede Amerikan futbol takımı kaptanı ve oyun kurucusuydum. Bu sıfatlar bana okul içinde büyük avantajlar sağlıyordu. Mesela istediğim herkesle takılabiliyor, okul yönetimi tarafından bazı durumlarda öne çıkartılıyordum. Lisenin son döneminde bir final maçımız vardı, o sırada rakip oyunculardan birisi belime hatalı bir şekilde(zaten faul bile sayıldı) saldırdı, böylece bir travmaya sahip oldum. Bana arkadan yaklaşılması içimde büyük bir ürpertiye neden oluyor. Liseden aldığım bursla beraber, arkadaşlarım ve benim için Vice Üniversitesi dönemi başladı.





Üniversiteye birlikte geldiğim arkadaşlarımla kendimize ASPHYXIA diyorduk. Okul içerisinde yapılan partilerle ilgilenen, öğrenciler arasında çıkan olayları yöneten ekip bizdik. Dönem içerisinde uyuşturucu partileri, satışları ve dahasını yaptık. Bazen insanların sosyal medya hesabını patlatıp ifşalarını sattığımız bile oldu. Bir buçuk dönemi okul içerisinde hakimiyet kurarak geçirdik, sosyal çevremiz de genişlemişti bu sırada tabii. İkinci senenin ikinci dönemine girerken büyük maddi sıkıntılar yaşamaya başladım. Artık okumayı geçtim ödemem gereken fatura ve vergilere bile yetişemiyordum. Bir iş bulmayı kafaya koysam bile okulla beraber götüremiyordum. Üniversite içerisinde de artık bir şey satamıyor, para kazanamıyordum. Yine de okulu bırakmamak için savaşmaya karar verdim, part time iş aramaya başladım.





İş arama serüveninde birkaç yerde takıldım. Bazen pizzacı, bazen ise tako dükkanındaki o çok konuşan oğlan oldum. Pankart dağıtma işine bile girdim. Gördüğüm her fırsatta para kazanmaya oynadım ama yarı zamanlı işler beni kurtarmıyordu. Bir gün yine avanak avanak dolanırken Valachi Corporation'un güvenlik aradığı reklama denk geldim, hemen başvurdum. Gittiğim görüşmede ise "Chappie Welcox" ile tanıştım.
Büyük şirketler benim gibi üniversite öğrencilerine yarı zamanlı iş verme konusunda çekimser davranırken Chappie bana yardım eli uzattı. Bana böyle bir iyilik yaptığı için hızlıca hayatımda önemli bir yer edindi. Arkadaştan daha çok usta - çırak ilişkisine sahip olduk.







Chappie Welcox
Chappie'nin hayatımda büyük bir yeri var. Eğitim sürecinde yaşadığım finansal sorunları çözmüş ve bana burs vermişti. Kendisi bu topluluğun bilinen iş bitiricisi. Paradan, giyimden ve kadınlardan çok iyi anlar. Chappie ayrıca benim akıl hocam. Bana işleri, işleyişi öğreten kişi. Geçmişte Pochevo ekibiyle büyük sıkıntılar yaşamış ama aralarında tam ne dönüyor bilmiyorum. Onun, Ruslar ile aynı ortamda olunca çok rahat olmadığını hissediyorum.



İşe girdiğim ilk günün akşamı Küçük İtalya'da bir olay yaşayacak ve Rubiano kuzenler ile tanışacaktım.
 Little Italy - Ravenite
Ravenite civarında Chappie'yi arıyordum, bunun sebebi diğer çalışanlarla hızlıca tanıştırması içindi. Ravenite'de dolaşırken iki kişinin deskte olduğunu gördüm, hemen gidip selam verdim tabii. Onlarla tam tanışmaya başlıyordum ki üç serseriyle tartışmaya başladılar.   Ben aslında dahil olmayacaktım ama ikiye karşılık üç kişi vardı, Enzo ve Carlo Rubiano'nun safına katılıp durumu eşitledim. Üç serseriyi de bir güzel benzetip yolladık ve böylece Enzo Rubiano ile onun kuzeni Carlo Rubiano beni tanımış oldu.

 İşlerin ilk zamanları sadece basit işlere koşturuyordum. Bazı akşamlar güvenlik, bazı akşamlar barmen ve bazı zamanlar aranan '"o" eleman oluyordum. Tabii o zamanlar hiçbir şeyden haberim de yok, sadece basit bir iş ve ızrıdaplı okul hayatım arasında sürüklendiğimi sanıyordum.
Ufak bir not: Bunlar yaşanırken aşk hayatım ve birkaç arkadaşlık ilişkim mahvoldu,  belki daha sonra onlardan bahsederim.







İş ve okulu beraber sürdürmek gittikçe zorlaştı ama yine de dönem sonuna kadar bekledim. Okul tatil olunca tüm günü iş kovalayarak geçiriyordum. Bir süre böyle devam etti ve diğer dönem başlangıcı yaklaşıyordu. Okul ilginç bir açıklamayla dönemi başlatmayacaklarını söyledi. Bu aslında iyi bir şeydi ama bazı günleri derslerime ayırıyordum, vakit kaybından dolayı epey sinirlendim. Açıklamayı duyduğum zaman gidip Chappie ile konuştum, okulu bırakacağımı ve tam zamanlı iş istediğimi söyledim. Kabul etti ve öyle  de oldu. Artık öğrenci değil, tam zamanlı bir çalışandım.

İş hayatım ciddileşince bir eğitim almam gerektiği söylendi, şirketin verdiği güvenlik eğitimlerine katıldım. Eğitmenimiz ise Valachi'nin iş bitiricisi, şehrin gizli yöneticisi Adrian Lombardi olacaktı.

Eddie ile ilk tanıştığım gün sanırım eğitim günüydü, bize silahlardan ve nasıl kullanacağımızdan bahsetti. Hareketli hedeflerle pratik yaptırttı. O bizim iplerimizi elinde tutan adamdı ve sürekli ortalıkta görünmezdi. Onu bir daha gördüğüm zaman ise hayatımın en karanlık gecesini yaşayacaktım...



 
Her Şeyin Başladığı Gece




Aslında gece güzel başlamıştı. Eski sevgilimle tekrar yakınlaşmıştık, hatta Ravenite'nin ortasında öpüştüğümüzü bile hatırlıyorum. Bir süre sonra onu eve götürdüm, Küçük İtalya'nın ortasında sevişemezdik sonuçta, değil mi? Her neyse işte, eve gittik ve yakınlaştık. Beraber koltukta uzandık, belki işler daha da ilerleyecekti ki... Telefonum çalmaya başladı. Gecenin bu saatinde aranıyorsam önemli bir şey olacağını düşündüm ve elbette elleşmeyi bırakıp telefonumu kaptım. Numara kayıtlı değildi ama yine de yanıtladım.  Hattın diğer ucundaki Enzo Rubiano'ydu.

Pepe, Lombardi'nin çağırdığını söyledi. Hızlıca üstüme bir şeyler giyip çıktım, beni İtalya'da bekliyorlardı. Hep beraber Ocean Docks'a gittik, bir depoya park ettik. Biraz zaman geçtikten sonra etrafımızı silahlı adamlar sardı, bize yaklaştılar. Düşmanca tavırları yoktu, ortada bir anlaşma olduğunu fark etmem zor olmadı. Lombardi onlara bir araç karşılığı silah teslimatı yaptı ve oradan ayrıldık. Aldığımız aracı bir garajcıya parçalattık ve Küçük İtalya'ya döndük. Lombardi bir geziye çıkmak istedi, hepimizi tekrar arabaya doldurdu. Benim sürekli gözlerimi ovalamam ve esnememden dolayı anlamış olacak ki uykum olup olmadığını sordu. Elbette reddettim, zayıf görünemezdim. San Fierro'da bir dostumuzu ziyaret etmek için yola koyulduk.









Meydana yaklaştığımızda bir araba peşimize takıldı ve aksiyon başladı. Birisi arabayı sürerken diğeri hafif makineli tüfeğiyle bizi taramaya başladı. Lombardi mermilerden kaçmak için bir sağ, bir sol yapıyordu.  Arabamızdan dumanlar çıkmaya başladığında Lombardi yanladı ve arabayı siper olarak bıraktı. Hepimiz arabanın arkasında saklanırken üstümüze mermiler yağmaya devam ediyordu. Durum dörde karşı ikiydi. İki saldırgan ve biz. Ben, Sean Parello, Enzo Rubiano ve Adrian Lombardi.










Lombardi ve Sean hızlıca tabancalarına davrandılar ve çatışma başladı. Lombardi arabanın içine uzanıp Pepe ve benim için iki tabanca daha çıkarttı. Bu araba resmen bir cephanelik gibiydi.

Hayatımda elbette birçok çatışmaya tanıklık ettim -Vice Şehri böyle bir yer sonuçta, değil mi?- ancak ilk defa taraflardan birinde bulunuyordum. Silah kullanmayı Lombardi öğretmişti ama hayatımda hiçbir insana ateş etmemiştim. Lombardi ve Sean cesurca çatışıyordu, ben ise siperimden çıkmaya korkuyordum. Bir ara Lombardi ve Sean sağa doğru açıldı, karşıdaki herifler de onların üstüne yürüdü. Ben arkalarına dolandım ve birini gövdesinden vurdum, diğerini ise sanırım Sean vurdu. Önümde iki ceset yatıyordu, iki cansız insan...


Lombardi sanki hiçbir şey olmamış gibi kimlik kontrolü istedi, -zaten o sırada kendimde değildim, ne söylense yapardım- ben de öyle yaptım. Kimlikte yazan ismi okuyunca dondum kaldım, artık böyle birisi yaşamıyordu çünkü. O sırada, ne kadar bastırmaya çalışsam da düşüncelerimi durduramıyordum. Artık bir katildim, elime kan bulaşmıştı. Yakalanırsam ne olacaktı? Hapiste ne yapardım bu yaşımda? Ya arkadaşlarım, ailem? Ne düşünürlerdi benim hakkımda? Bu düşüncelerin arasından kurtulmama Pepe'nin ismimi haykırması oldu, "RAY, HADİ, KOŞ!".

Toparlandım ve koşmaya başladım. Elimde bir tabanca ve arkamda 2 ceset vardı. Nasıl oldu tüm bunlar? Nasıl bir işe bulaşmıştım...

San Fierro'dan çıkana kadar dört kişiyle daha karşı karşıya geldik. Lombardi'nin profesyonel bir asker gibi silah kullanmasından dolayı çok zorlanmıyorduk da, herif bir aygır gibi savaşıyordu. O gecenin sonunda ben ve Pepe birkaç yarayla kurtulduk, hastaneden sonra Little Italy ofisinde konuştuk ve dağıldık.






Eve girerken güneşin yeni yeni doğduğunu fark ettim. O an öyle bir psikolojiye girmiştim ki, bu manzarayı son kez görüyor olabileceğimi düşündüm. Güneşin doğuşunu izlerken biraz vakit geçirdim ve kenar mahalledeki evime girdim. İsmini sizden gizli tuttuğum eski kız arkadaşım koltukta uyuyakalmıştı. Çok güzel uyuyordu, ona ne kadar aşık olduğumu tekrar fark ettim. Onu uyandırıp kollarında ağlamak bile istedim ki... Tam o sırada tekrar düşüncelerimde boğuldum. Artık onunla beraber olup hayatını mahvedemezdim. Lavaboya gittim, yüzüme sağlam olan elimle(diğer kolum yaralanmıştı ve bu yüzden sargıdaydı) su çarptım ve kendime birkaç gün sonra bozacağım bir söz verdim.
Bu olaya kimseden bahsetmeyecektim.










Birkaç günlük duygusal buhranın ardından kafa dağıtmaya karar verdim. Arkadaşlarım ve ben bir parti ayarladık. Başlarda her şey iyi gitse de hala duygusal çöküntümün izlerini taşıyordum, bu olayı birine anlatmalıydım. O sırada bunu paylaşabileceğim tek kişi vardı, en yakın dostum Edwyn Finnegan.







Edwin ve ben çocukluk arkadaşıydık. Birbirimizden bir şey saklamaz, gizlemezdik. Ona başımdan geçenleri anlattım. Kendimi savunduğumu, başka çarem olmadığını söyledim. Elbette anlattıklarıma köpürse de yanımda durdu, vicdanımı rahatlattı. Sonuçta sadece kendimi savunmuştum, en azından, mental sağlımı korumak için ben de buna inanmalıydım.








Partiden sonra evlere dağıldık. Bu gece yatarken daha iyi hissediyordum. Bir süre daha iyi hissedecektim, ta ki göreceğim iki infaza kadar: Anthony Khambatta ve Laura Espinoza cinayeti.
Devamı gelecek...

« Son Düzenleme: 10.10.2023 20:57 OZJAN »
100
3
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
100 tepkisini veren kullanıcı(lar):
xanpvs, Stromae, kinginthenorth,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 28.12.2022 20:40
Evet, korkunç bir dönem geçirmiştim ama bir süre sonra her şey eski haline dönmeye başladı. Altı kişinin ölümünü atlatmak elbette kolay olmadı ama... Hayat böyle değil midir? Kıyamet bile kopsa bir süre sonra geçip gider. Bu olayın bana mental olarak zararı olsa da saygınlık olarak kattığı çok şey vardı. Lombardi ve Parello'nun yanında savaşmıştım sonuçta, bu önemliydi. Hatta olaydan sonra Lombardi verdiği tabancayı geri almadı, onu bana verdi. Elbette onu yanımda taşımak gibi bir aptallık yapmayacaktım, gidip evimin en gizli köşesine sakladım. Her neyse, önceden bahsettiğim Khambatta infazına gelelim.

Bir insanın ölümden sadece özür dileyerek kurtulabileceğini ama bunu reddedeceğini düşünebiliyor musunuz? Ne saçma bir hareket olurdu, değil mi? İşte o gece bu saçmalıklara tanıklık ettim. Hikaye başlıyor.







Bir akşam, misafirleri ağırlama işi için Centilmenler Kulübü'ne çağırıldık. Eğer Centilmenler Kulübü'nde konuşma olacaksa, bu önemli bir şey olmalıydı. Ben ve güvenlik ekibi toplantı saatinden daha önce oraya vardık, etraftaki düzenlemeleri ayarladık. Konuşma balkonda yapılacağı için oraya çekidüzen verdik ve beklemeye başladık. Bizden birisi misafirleri kapıda karşılayacak ve onlara eşlik edecek, diğeri etrafı ve giriş kapılarını gözleyecek ve ben ise misafirlerin ikramlarıyla ilgilenecektim. Bu işi almam iyiydi çünkü hem konuşmayı dinleyebilecek hem de iş yaptığımız ortakları tanıma fırsatı yakalayacaktım. Misafirler geldiler ve oturdular, ben de ikramlarını yaptım. Gecenin yıldızı Paul King'in de ortaya çıkmasıyla konuşma başladı.


Sıradan bir sabaha uyandım ve hemen telefonuma sarıldım. Normalde ilk maillerimi kontrol etmezdim ama önüme düşen bildirim ilgimi çekti. Akşam Valachi Malikanesi'nde olmam gerekiyordu...




Size nasıl Gentelmen's Social Club için çalışmaya başladığımı anlatmamıştım, değil mi? Sıra ona geldi.

Sıradan bir sabaha uyandım ve hemen telefonuma sarıldım. Normalde ilk maillerimi kontrol etmezdim ama önüme düşen bildirim ilgimi çekti. Akşam Valachi Malikanesi'nde olmam gerekiyordu, bir şirket yemeği düzenleniyordu. Elbette kıyafetlerimi hemen o andan hazırladım ve işe gittim. Yapılması gereken birkaç ayak işini hallettim, akşama kadar öyle vakit geçti. Akşam gelince tüm şirket çalışanları gibi eve geçtim ve hazırlığımı yapmaya başladım.

 Valachi Malikanesi Starfish'de bulunan epey görkemli bir mekandı. Sonuçta Jackie Valachi'ye aitti, daha azı beklenemezdi. Ben ve güvenlik ekibi her zaman olduğu gibi ilk giden kişilerden olduk, daha sonrasında diğer çalışanlar gelmeye başladı. Herkes beklemeye koyuldu ve sonrasında içeri beklenen adam girdi, Jackie Valachi.







 Don Valachi, Russell Camberino ve Sean Parello ile beraber gelmişti. Selamlaşmadan sonra uzun yemek masasının olduğu odanın yolunu tuttular. Herkes de arkalarından yürüdü.


 Jackie'nin hali beter görünüyordu, ona yaklaşırken Ricky'le birbirimize baktık, ikimiz de çok tedirgindik. DePalma'ya duyduklarımın doğruluğunu sordum, doğru olduğunu söyledi. Nasıl olurdu? Lombardi ve Santo Manfrin nasıl ölebilirdi? Kim tarafından öldürülmüşlerdi? Ben orayı bırakıp tekrar eve çekildim, Küçük İtalya ise yas tutmaya hazır görünüyordu. Bir, iki gün sessizlikle geçmişti. Tüm şehir suskundu, gerçek anlamda ölüm sessizliği hakimdi. Bu günlerin birinde cenazeleri yaptık. Gece vakitlerinde ise Centilmenler Kulübü'nde Poschevo ekibini ağırlayacaktık.

 Poschevo ekibi geldi ve durumlar konuşuldu. Birkaç gündür ortalıkta görünmeyen Michael Gandolfini de bu süreçte ortaya çıktı. Olayların hepsini onun ağzından dinledik. Anladığım kadarıyla Dick Hendricks bir oyun kurmuş ve Janset ile Poschevo'nun değerli kızı Ulyana'yı kaçırmış. Santo Manfrin ve Boris Poschevo'yu arayıp birbirlerini öldürmelerini, hangisi hayatta kalırsa kadınının da yaşayacağını söylemiş. Bir otopark katında birbirleriyle çatışan tarafların tam ortasına iki kadının da cesedi helikopterden atılmış ve üstünde de bir not varmış, "Teröriste güvenilmez." Eşinin cansız bedenini görünce ne hissettiği bilinmiyor ama -sanırım- Santo bu durumdan kendini suçladı ve oracıkta kendi kafasına sıktı.

 Olayların yaşandığı gecenin ilerleyen saatlerinde ise Lombardi, Enzo Rubiano ve Michael Gandolfini bir arabada sahil gişelerinden geçip gidiyor. Gandolfini ve Lombardi, Enzo Rubiano'nun hain olduğunu ve infaz edilmesi gerektiğini öğrenmiş, ıssız bir alana sürmüşler. Tam Lombardi Enzo'yu infaz edecekken üçü de Dick Hendricks tarafından vuruluyor ve Gandolfini olayları anlatabilmesi için yaralı şekilde geri gönderiliyor. Adrian Lombardi'nin ölümünü ise Michael Gandolfini kendi ağzından şöyle anlattı:

 "Olaylardan sonra Lombardi bana ulaştı ve jipe bindik. Arabada Rubiano, ben ve Lombardi vardı, gişelerden geçip dağ yoluna sapmıştık. Lombardi bana birkaç işaret yaptı, Rubiano'yu infaz edeceğimizi anladım. Enzo'yu bir yerde indirdik ve Lombardi bana, Enzo'nun Dick'ten bir milyon dolar aldığını söyledi. Adrian işi bitirmek için arabadan inmişti ki Dick Hendricks birden ortaya çıktı ve üçümüzü de vurdu. Lombardi ve Enzo'nun işini bitirdikten sonra bana geldi ama olayları size anlatabilmem için canlı bıraktı. "

 Valachi büyük bir darbe yemiş, işler duraksamış ve birkaç hafta kadar daha yas döneminde kalmıştık. En çok üzüldüğüm ise Janset oldu. Son dönemde ona epey kötü davranıyor, görmezden geliyor ve daha birçok saçmalık yapıyordum. Tüm bu aptallıklara rağmen beni hayatta tutmak için uğraşmıştı. Keşke... Keşke fırsatım varken ona daha iyi davransaydım.


 Bu bölümü aslında 7 ay öncesinde yazmıştım ancak paylaşmaya fırsatım olmadı. 7 ay sonra, tekrardan buradayız.

« Son Düzenleme: 10.11.2023 22:34 OZJAN »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 28.12.2022 20:40

Hayatta herkes seçim yapar ve sonuçlarına katlanır. Büyük bir seçim yapacaksam; yukarı bakıp tanrıyla iletişim kurduğumu düşünür ve en kötüsü olmaması için dua ederim. Şimdiyse büyük bir seçimimden ve olanlardan bahsedeceğim: Valachi'den Shadowcrest'e.

 Dick Hendricks belası ve birçok problemle beraber, patronlarıma karşı tavır almaya başladığım günlerdi. Küçük İtalya'da vurulmuştum, ölümle boğuşuyordum. Kritik durumu atlatıp acı çekme kısmına geçtiğimdeyse patronlarım ne yaptı biliyor musunuz? Taşak geçtiler. Sadece taşak geçtiler, evet.

 Vurulduğum gün dostum Louis Boltzmann beni kurtarıp evine götürmüştü, size önceden de anlatmıştım. En azından, plazada can çekişmiyordum ve dostlarım da yanımdaydı. İşte o akşam düşünmeye başladım, iş değiştirmeliydim.

 Louis bana daha öncesinde iş teklif etmişti. Şirketinde bir iş bitirici, güvenlik şefi açığı varmış. Uzun bir düşünceli geceden sonra kararımı verdim, onun teklifini kabul edecektim. Patronlarımdan birkaçıyla görüştüm ve izin aldım. Bir organizasyondan kafanıza göre ayrılamazsınız, çok şey görmüş veya duymuş olabilirsiniz. Benim izin almaya giderken güvendiğim şey ise ayakçı olmamdı. Ayakçı olduğum için önemsiz bir detaydım, bana izin verirlerdi. Öyle de oldu, izin aldım ve Louis'in yanına geçtim.

 Shadowcrest'te ilk günler epey iyiydi. Bir şirket arabam, plazada bir dairem ve onlarca çalışanım vardı. İşler ise biraz karmaşıktı, düzen gerekiyordu. Buraya tatil yapmaya gelmediğimden hızlıca kolları sıvadım, birkaç yenilik yaptım. Güvenlik şefliğimin yanında genel müdür yardımcısı görevindeydim, her işle ilgilenmeye başladım. Bir süre her şey güvenliydi, dostum Ricky Sanfelippo ve mentörüm Chappie Welcox tarafından aranana kadar.

 Chappie ve Ricky beni farklı zamanlarda, birbirlerinden habersiz bir şekilde aramıştı. İkisi de dikkatli olmamı söylüyordu. Ricky'le konuşmam Chappie'e göre biraz daha uzun sürdü, beni her zaman takıldığımız parka çağırdı, eski model Impala'm ile oraya gittim. Benden önce varmış, her zaman oturduğumuz bankta bekliyordu. Ricky'e yaklaşırken yüzündeki farklılığı hissettim, bir şeyler gerçekten garip gibiydi. Selamlaştık ve konuşmaya başladık.

 Ricky, bana peşimde birilerinin olduğunu ve götümü kollamamı söylüyordu. Bana, "Eğer işler ciddileşirse, sana bir telefon edeceğim. Şimdilik onların tarafında seni hainlikle suçluyorum, bana bundan dolayı güveniyorlar." dedi, ben de ona güveniyordum. Ne olduğunu sordum ve uzunca konuştuk. Birilerine görünmemek için konuyu hızlıca geçtik ve ayrıldık. Arabamı plazaya sürerken düşünmeye başladım.
Spoiler: GösterGizle


 Peşimdekiler ayakçı takımıydı ama ilk hamleyi ben yapamazdım, bu işleri büyütürdü. Bekleyecek ve en doğru zamanda kendimi savunacaktım. Saldırı yapamasam da kendimi her zaman savunmaya hazırlıklı tutmam gerekiyordu. Önümdeki birkaç gün bana birkaç ay gibi geldi. Eski dostlarımla her konuşmam şüpheliydi, kimseye güvenmeden hareket ediyordum. Benim canımı isteyen ilk kişi Sonny  "Shiny" Fanucchi'ydi. Sonny, tam bir Enzo Rubiano kopyasıydı. Eski kafalı, hareketleri tahmin edilemeyen ve hızlı sinirlenen tiplerdendi. Ben ayrılmadan kısa süre önce gelmiş ve hiçbir bok yapma yetkisine sahip olmayan birisiydi aslında ama... Yine de, kimse boş yere ölmek istemez, değil mi? Shiny ile rekabete hazırdım ama o dönem şehirden uzaklaştı ve problemim o anlık çözüldü.
Aynı dönem başka bir problem patlak verdi. Artık canımı değil, itibarımı düşünmem gereken bir problem: Lesley Jackson.


 Lesley sıradan bir sivildi. Diğerlerinden tek farkı, düşünmeden konuşmasıydı. Lesley'den önce onlarca kişinin ölümünde rol almıştım ama bu farklıydı. Lesley, ölümünden zevk aldığım ilk kişiydi.
  Sıradan mesai bitiş saatlerinden birisiydi. Mesajlarımı kontrol etmek için Vice Social'i açtım ve Lesley'in profiline denk geldim...
 
Spoiler: GösterGizle


« Son Düzenleme: 04.12.2023 15:25 OZJAN »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 28.12.2022 20:40
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 28.12.2022 20:41
owowowow bu cocuk turkmus baylar, wowowowowow  :nays: :nays: :nays:
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#5 - 28.12.2022 20:45
buralar bi kalite koktu sanki   :o :o :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 28.12.2022 20:46
Mutlu
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Mutlu tepkisini veren kullanıcı(lar):
OZJAN,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#7 - 28.12.2022 20:49
Ray Alcatraz ikiye ayrılır, Star Tower öncesi ve sonrası diye.Yolu uzun, önü açık.Gençliği var.  :sampanya:
friendly
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
friendly tepkisini veren kullanıcı(lar):
OZJAN,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#8 - 28.12.2022 20:51
E bu güzel olmuş
friendly
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
friendly tepkisini veren kullanıcı(lar):
OZJAN,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#9 - 28.12.2022 20:52
güzel cok güzel olmus
Mutlu
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Mutlu tepkisini veren kullanıcı(lar):
OZJAN,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok