Konu: Antonio Castelli  (Okunma sayısı 90 defa)

#0 - 24.11.2022 00:42



Adım Antonio Castelli, 1972 & 5 Şubat tarihinde dünyaya gözlerimi açtım. Dünyaya fakir bir aile de gözlerimi açtım, hayat bana toz pembe geliyordu. Hayat beni henüz ezmemişti, fakir olsam da ailemin sayesinde iyi yaşıyordum. Küçükken çok yaramaz ve söz dinlemezdim. Kendi doğrularımla yaşardım, ancak kendi doğrumu hep doğru kabul etmezdim. Yeni doğruları da öğrenirdim, yeni fikirlere açıktım. Fakat bir doğrum varsa o doğru ile de yaşardım, kimseyi dinlemezdim. Yine bir güne uyanmıştım yaşım yedi, sekiz falandı... Her zaman olduğu gibi doğrularımla yaşıyordum. Tabi sekiz yaşında ne kadar doğrularım "doğru" diye nitelendirebilirdi, dışarı çıktım. Sokağımda her zaman oyun oynayıp vakit geçirdiğim tayfanın yanına gittim. Yine takılıyorduk, zaman öldürüyorduk. Arkadaşlarım ile aramızda çıkan kavga sonucunda hiçbir suçu olmayan arkadaşımı dayak yerken gördüm. Konun onunla bile alakası yoktu, sadece oturuyordu. Hızlıca yerimden kalktım ve kavgayı ayırdım, bu sefer bana salça olacaklardı. Biliyordum, sesimi çıkarabildiğim kadar yüksek çıkarmıştım. Sesimi ilk defa bu kadar kalın ve yüksek duyuyordum kendim bile şaşırmıştım o ses benden nasıl çıkmıştı? Bilmiyordum. "KAYBOLUN GİDİN BURADAN!" Evet, ses böyle çıkmıştı. Çocuklar korku ile sağa sola dağılmışlardı. O günden sonra hep sıkıntı çeken, masum insanların yanında olmak için kendime söz vermiştim.


Günler günleri... Aylar ise ayları... yıllar, yılları kovalamıştı. Ben on yedi yaşıma gelmiştim. Halen aynı kafadaydım. Derler ya bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Ben halen aynıydım. Kafa yapım aynıydı. Fakat düşüncelerim yaşım itibari ile değişmişti. Çocukken "bugün hangi oyuncağımla oynasam?" diye düşünüyorken.. bugün "İleride ne olacağım? Ne yapacağım?" diye düşünüyordum. Her zaman doğru para kazanmanın peşindeydim. Her şeyin en doğrusunu yapmak istiyordum ancak, mükemmelliğe de inanmıyordum. Mükemmel olsaydık yaşamamızın bir anlamı kalmazdı. Böyle düşünüyordum. Mükemmelikten uzak, iyi bir adam olmaya çalıştım her zaman, bir fırıncıda işe girmiştim. Hamur açıyordum, ve fırında ısıtıyordum. İtalya da yapılabilecek en kötü işlerden biriydi. Ben yine kendi doğrularımla yaşıyordum. Kim ne derse desin. Yine bir iş günüydü kapıdan bir adam çıkageldi, kafasında bir şapka. Siyah bir şapka, paltosu vardı. Paltosunun düğmeleri hepsi kapalıydı. En üstteki düğme bile kapalıydı, ağız hizasını ve boyun çevresini göremiyordum. Yakalarını da havaya dikmişti. Suratı adeta görünmüyordu. Adam fırıncının sahibi ile görüşmek istediğini söylemişti. Ona sorunun ne olduğunu sordular diğerleri, ben değil. Adam sorunun onlarla alakalı olmadığını söyledi, aradan beş on dakika geçti. Fırının sahibi gelmişti. Adam fırının sahibi ile arka bölmeye geçmişti. Arka bölme de, benim hamur açtığım yere çok yakındı sesleri geliyordu. Adamın fırın sahibine şunları dediğini duydum. "Bu işletmeyi ya çabucak kapat ve git, ya da bana her ay düzenli olarak para öde yaşlı herif."  adamın dediklerinden sonra irkilmiştim. İçimden bir ses içeri git ve adamla yüzleş diyordu. Ancak henüz o kadar cesaretli değildim. Adam çıktı gitti, bir sonraki gün bir daha geldi. Bu sefer parasını istiyordu. Adamın bu sefer silahı vardı biliyordum, sağ eli hep sabitti. Arkasındaki fazlalıktan da silah olduğu anlaşılıyordu. O adamdan korkmuyordum ancak içimden bir ses ona dokunmamam gerektiğini söylüyordu. Fırın sahibi yine arabasını fırının önüne çekmişti. Ve bir anda fırının camları buz gibi yere serildi. Hepsi param parça oldu. İlk başta hayretler içerisinde gözlerimi büyüterek adama bakmıştım. Adam bir şey yapmıyordu, adam da şaşırmıştı. Bir anda silahına davrandı. Ateş açılmıştı fırına, ateşi açan da fırının sahibi idi, içerideki adamı vurmaya çalışıyordu. Biz korku içinde koşup dışarı fırlamışken adam da silahına sarılarak, mermi yağdırmaya başladı, adam bir yandan kaçmaya çalışıyordu ancak beceremiyordu. Fırının sahibi adamı vurmuştu, iki mermi isabet etmişti. Adam yere yığıldı, kaçacak ne yeri ne de hali vardı. Ben halen...
...Korku içinde etrafıma bakıyordum, burnumdan derin derin nefes alıyordum, kafayı yiyecek gibiydim. Bu olay sonrasında ambulans ve polis ekipleri çok geçmeden geldiler, fırıncı hapise o adam ise uzun bir tedaviden sonra taburcu olmuştu. Ve sanıyorum o da hapise gitmişti. Net bir bilgim yoktu, o gün bu olay beni çok etkilemişti, aklıma geldikçe bir yandan ilgimi çekiyordu. Bir yandan hoşuma gitmiyordu. Aradan yıllar geçtikten sonra, yirmi yaşıma geldim. Tam hızlı zamanlarımdı, Ailem yoksulluğundan ötürü Amerika'a taşınmak zorunda kaldı. Ben de Fırından o olaydan sonra ayrılmıştım. Amerika'da San Diego'a taşınmıştık, neye güvenerek tanışmıştık ki buraya? Bende bilmiyordum. Buraya taşınarak aylık bir dolar bile fazla kalmadan anca geçinebiliyorduk. Bir dolar bile artmıyordu. Kiralar, vesaire vesaire.. hepsi tam yetiyordu, zar zor yetiyordu. Benim yeni bir işe girmem gerekiyordu. Bir otelde işe girdim, çok büyük bir otel değlidi başarısız bir otel girişimi diyebilirdim. Geleni gideni yoktu, benim işim ise çok basitti. Gelene gidene odasını gösteriyordum. Bazen de yemek servisi yapıyordum. Bu kadar basit bir işim vardı. Bu Otelin sahibi ise çok büyük bir herifti, herifi bir ya da iki kere görmüştüm. Adamın adı Matteo'ydu. Çok şık bir takım elbisesi vardı, sürekli pahalı parfümler sıkardı. Onun arka planda bir haltlar çevirdiğinden emindim. Adamın oteli işlemediği halde çok fazla para kazanıyordu bunu biliyordum. Bindiği arabanın fiyatını telaffuz bile edemiyordum. Yine sıradan bir iş günüydü, girişe en yakın yere oda açmıştım. Kime açtığım söylenmemişti, biraz zaman geçtikten sonra Matteo'nun ve yanında çıtır bir kadının içeri girdiğini görmüştüm. Kadın çok güzeldi, içimden bağırmak geliyordu. "BENİDE ALIN!" diye bağırmak istiyordum. Fakat Matteo denilen herifin adını bile bilmiyordum o zamanlar, benimle hiç konuşmazdı. Saatler geçtikten sonra Matteo'nun odasından bir bağırışma koptu. Kimse ne olduğunu anlamamıştı, herkes panikliydi ama bir şey de yapmıyordu ben cesaretimi topladım ve odaya daldım, Matteo ve yanındaki o çıtır kadın, kanlar içerisinde yatak da yatıyordu. İkisinin kafasında da mermi girişi vardı. Paniklemiştim, fakat soğukkanlı kaldım. En yakın telefona eriştim. Gerekli birimleri durumdan haberdar ettim... Polisler ve Ambulans oraya gelmişti. Matteo ve yanındaki kadın kafasından tek mermi ile ölmüştü. Aradan aylar geçtikten sonra Matteo'nun İtalyadan amerikaya göçmüş bir mafya olduğunu öğrenmiştim. Onun hayatının bu kadar abartılı olmasının sebebi de bundan kaynaklıydı. Arka planda ne işler çevirdiğine şimdi akıl erdirebilmiştim, o işimden de alıkoyulmuştum. Bu sürede, basit işler yaparak gazete dağıtarak, ayakkabı boyayarak biraz para kazanmıştım. Bu para ile kendime bir tabanca satın almıştım. Bu tabancayı almamı bana kardeşim Armando Castelli sağlamıştı. Kendisinin gelir kaynağını bilmiyorduk, çok fazla para kazanıyordu. Bana da adamı o önermişti. Aslında işkillenmiştim çok bile, fakat o benim kardeşimdi, ona yanlış kelimeleri yakıştıramazdım. Halen iyi ve temiz bir insan olduğunu düşünüyordum... Aradan aylar geçti ve Armando Castelli(öz kardeşim) beni gecenin 03:00 sularında telefonumu çaldırdı. Beni acilen sokağın kenarına beklediğini söyledi ve telefonu kapattı. Tabancamı belime takıp onun yanına gitmiştim. Karşısında bir araba ve önünde yaslı iki tane herif vardı, herifler iri yarıydı. Bir koysa ikimizde ölecektik o kadar sağlam heriflerdi. Armando bana durumu anlattı, adamlarla arasında çıkan tartışma sonucunda gerilen ortamı anlattı. Ben çok soğukkanlıydım. Heriflere şöyle bir baktım, uykuluydum, uykuluyken çok sinirli oluyordum. Heriflere "S*KTİRİN GİDİN!" diye gürledim. Adamlar birbirine bir iki saniye baktı. Bana hamle yapıcaklardı, döveceklerdi bundan eminim. Üstüme yürümeye başlar başlamaz. Belimden tabancamı çektim, nerdeyse ateşliyordum. Ramak kalmıştı, herifler tabancayı görünce arkalarına bakmadan kaçmıştı. Armando ile o gece uyumayıp başına gelenleri konuştuk, işkillenmem bir anlam kazanmıştı o gece Armando bu işlerle pek alakalıymış. Ve bir ekibi bulunuyormuş, üç-beş kişi ile bir herife çalıştıklarını söyledi. Öfkelenmiştim, onu bir güzel patakladım. Bunu yaptım, ona acımadan tekme tokat dövdüm. Beni ertesi gün çalıştığı herifin yerine götürdü. Bir restorandı b*k gibi kokuyordu. Restorana girer girmez. Önümüze bir tane kadın atladı, bize "Size nasıl yardımcı olabilirim?" dedikten sonra Armando atıldı. O herifle görüşmek istediğini söyledi, onu kafamla onayladım. Sonra birlikte o herifin odasına girdik. Adam purosundan içiyordu, puroyu emiyordu da denilebilir, puro'u kurutacaktı nerdeyse... Adamın suratına baktım, adamın makamını mevkini önemsemeden ona "Sen kimsinde benim kardeşimi böyle işlere sokuyorsun!" Diye gürledim. Herif suratıma baktı keh keh güldü suratıma bakarak. Öfke patlaması yaşamıştım, fakat çabuk öfkelenende biri değildim. Adam oturmamı işaret etti, oturdum bir süre gergin bir sohbetin ardından oradan çıktık, ertesi gün tek başıma adamın restoranına arka camdan atlayarak girdim. Adamın odasına girdim. Odası aynı şekil leş gibi kokuyordu, adam tekli sandalyenin birinde gözleri kapalı şekilde yatıyordu. Ahmak herif o kadar pisti ve huysuz bir herifti ki yatağa gitmeye bile üşeniyordu. Silahı bir anda onun çenesinin altına dayadım. Dayamamla birlikte uyandı. Ona "Bir daha kardeşime yaklaşır, bir işine bulaştırırsan seni öldürürüm." Böyle dedim, çıt çıkartamadı. O sert adamdan eser kalmamıştı. Armando'u da tembihledim bir daha o adamın yanına gitmemesini söyledim. Elbette o adam rahat durmadı ve bir kaç girişimi oldu. Beni öldürtmeye kalktı. Seferinde kıl payı kurtulmuştum. Adamı bir daha ziyarete gittim arka taraftan, bu sefer odasında yoktu. Odasının içinde hemen bir kapı vardı ufak bir kapı, kapıyı araladım. Tuvalet olduğu belliydi, adamı tuvalette yakalamıştım. Ellerini yıkıyordu, birinin girdiğini anladı bir anda arkasını döndü.... Adamın kafasını klozete sokup bir el ateş ettim, sonra camdan atlayarak koşarak oradan kaçtım. Kalbim küt küt atıyordu ilk defa birinin canını almıştım.. İlk olarak kalsaydı keşke. Gel zaman git zaman, o herifin adamları ile uğraştım. Cebelleştim, sonuç olarak pek bir şey olmadı. Adamları vasıfsız beş para etmezdi. Peşime adam akıllı düşmediler bile. Aradan geçen biraz süre sonra Armando'nun bu işlerde isim yaptığını yakın bir dostumdan öğrendim. Armando bana bu işlerden hiç bahsetmiyordu... aradan yine bir zaman dilimi geçti ve Armando'nun çatışma esnasında oğlu Massimiliano tarafından vurulup öldürüldüğünü duydum. Deliye dönmüştüm, evin içinde dört duvar arasında bir ordan bir buraya gidiyordum. Sığmıyordum hiçbir yere kendi temiz parasını kazanan bir heriften ne ara bu konuma gelmiştim. Uğraştığım konular beni çileden çıkartıyordu. Bu haberden sonra, Massimiliano ile yüzleşmek için yıllarımı verdim. O herifle bir türlü yüzleşememiştim. Kardeşimin kurduğu suç örgütünü de o üstlenmişti. Başına geçmişti, en azından aldığım duyumlar bu yöndeydi. Aradan çokça zaman geçti, benim yaşım ilerlemişti fakat bu işlerden geri kalmamıştım. Kendi çapımda ufak işler yapıyordum, yanımda Luca diye bir dostum vardı. Ayakçılığımı yapıyordu ilk başlarda, sonra ona tetik çekmeyi öğrettim. Onuda kendimden farksız bir herif yapmıştım. İlk tetiği çekişimden sonra diğerlerini unutmak için çok tetik çekmiştim fakat, ilkini unutmayı bırak, diğerleri de başıma bela olmuştu. Yılların geçmesi ve yaşımı almamın sonucunda elli beş yaşıma geldim. Massimiliano'nun yerini öğrendim. Kaçtığı deliği buldum. Vice şehiri o herifin yaşadığı yer buraydı. Bileti kestim, ve o herifi bulmam uzun sürmedi. Onu öldürecektim fakat öldürmek istemedim. Onu affetmiştim. Affettiğim ilk herifti, yanındaki Holly lakaplı herif ile onu İtalya'ya sürdüm. Bir daha görmemek üzere onu yolcu ettim. Karşıma bir daha çıkarsa onun kafasına iki el ateş edicektim. Yaşım geçti fakat, halen tetik çekebiliyorum.
Vice şehirine gelmemin ardından Armando'nun kurduğu Massim'in yönettiği suç örgütünün başına geçmiştim. İşleri yoluna sokarak, Vice şehirinde hayatımı sürdürmeye başlamıştım.


« Son Düzenleme: 26.11.2022 20:17 Infullancent »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 24.11.2022 00:45
 :sampanya:  :vice:
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 24.11.2022 01:28
 :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


Cox

*
v3 Oyuncusu Vice Summer 2024
#3 - 24.11.2022 10:13
:o :D O:-) ??? :-X
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 27.11.2022 22:05
Süper
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok