THE SAINT AND THE SINNER
AZİZ VE GÜNAHKAR
Piazza Suç Ailesi, Florida'da kök saldığı gibi İtalya'da da köklerini salmıştı. David Piazza'nın İtalya, Floransa'daki önemli bir bağlantısı
ve daha önemlisi kan bağlantısı olan kardeşi Luciano Piazza (Luca) geçen haftalarda kıl payı büyük bir suikast girişiminden kurtuldu. Luciano'nun bağlantıları
teker, teker düşüyor ve savunduğu fikirler yok ediliyordu.
Günümüzden iki ay önce Luciano sınırlarının dışına taşmaya başlamıştı, diğer grupların bölgelerine girerek haraç topluyordu. Luciano bu talimatı bizzat vermişti,
kendisi gibi gelenekçi olmayan, kendi tabiriyle "birkaç bozuntunun bu gibi değerli bölgelere sahip olması" onun kanına dokunuyordu. Luciano, faşist bir kişiliğe
sahipti, "Safkan İtalyan" kelimesi onun için çok şey ifade ediyordu. Amerika propagandacısı ve Amerika özentisi, kişiliğini ve özünü kaybetmiş İtalyanları görmek onu
gerçekten üzüyordu, üzüntüyle beraber migreni artıyor ve düzgün düşünemeyip sinirini tetikliyordu.
Domino taşlarının düşüşü tam olarak bu sinirin tetiklendiği anda başladı, diğer bölgelerden haraç toplayarak ekibini olası bir çatışmaya sokacaktı.
FAIR PLAY
ADİL OYUN
Diğer bölgelerin haraçlarına ev sahipliği yapan Luciano, bir ay kadar bölge sahipleriyle soğuk savaşa girdi. Luciano'nun işleri, bölge
sahipleri tarafından baltalandı, bölge sahiplerinin işleri, Luciano tarafından baltalandı ve diğer bölge sahipleri, çeteler, gruplar dayanışma vaktinin geldiğini
düşündü.
Bir ay kadar süren soğuk savaş, sonunda gerçek bir savaşa dönüşmeye başlamıştı. Luciano'nun sağ kolu ve en yakınındaki adam Franco Lettiere, hesaplarda
bir gariplik olduğunu fark etti. Alınan haraçlar, çalınan arabalar ve girilen kayıtlarda "eksiklik" vardı. Altı kişilik ana takımda bir fare olduğu kesindi fakat Luciano
bunu henüz fark etmemişti.
Luciano'nun tek hedefi bölgesini genişletip, gücünü diğer bölge sahiplerine kanıtlamaktı.
Bölge sahipleri Luciano'nun bölgesini adeta yarıp geçiyordu, Luciano'nun koruduğu kumarhanelerin çoğu, koruma işini diğer bölge sahiplerine vermişti. Luciano bu
duruma çok sinirlendi, gücünü kaybettiğini anladı.
Luciano, yıllarca müteahhitlik kılıfının altına sığınmıştı. Florensa'ya onlarca bina dikmişti ve dikmeye devam ediyordu fakat bu soğuk savaşı, sıcak savaşa çeviren en
önemli gelişme firma ortaklarının ona ihanet etmesiyle başladı. Bunu öğrendiği gün içinde ortaklarının yaptığı apartmanlardan birine büyük bir sabotaj yaptı ve
birkaç inşaatın kolonlarını sabote ederek yıktırdı.
Luciano'nun hırsı ve kini henüz geçmemişti, etrafındaki uyarıları dinlemeyerek bölgesine tecavüz ettiği bölge sahiplerinin başının eşini kaçırıp, fidye istedi. İşte kayış
tam olarak burada koptu, domino taşları hızla yıkılmaya başladı.
Luciano, tarihin gerisinde kalmıştı. Oyunu her ne kadar kurallarına göre oynasa da, kurallar yıllar önce değişmişti. Bu atılımla diğer bölge sahiplerine, hâlihazırdaki
ortakları tarafından da kınandı. Artık Luciano'nun yanında kimse durmak istemiyordu, diğerlerine göre Luciano bir fosildi ve müzeye kaldırılması gerekiyordu.
Luciano ve ekibi işlerin iyice kötüye gittiğini anladı... Bölge sahibinin eşini kaçıran Luciano, fidye günü geldiğinde yanında üç adamı ve çatılara pusmuş, ağır silahlı
diğer adamlarıyla birlikte kendini korumaya almıştı. Luciano fidyeyi başarılı bir şekilde aldı, değiş-tokuş yapıldı ama bu önündeki iki hafta içinde büyük bir
probleme sebep olacaktı.
YOU LUCKY BASTARD
SENİ ŞANSLI PİÇ
Luciano'nun nerdeyse bütün işleri baltalanıyordu, elleri-kolları bağlanmış bir mahkum gibiydi. Bölge sahipleri onun her adımını sanki
önceden biliyormuş gibiydi, biliyorlardı. Çünkü Luciano'nun ekibinde bir fare vardı ve bunu bulmak artık şarttı, muhasebe defterlerinden silinen yazılar, kopartılan
sayfalar. Bunlar Luciano için tek birşey ifade ediyordu, muhasebecisi Urbano Ciccone. Luciano, en güvendiği adamı Franco Lettiere'yi bir sabah onun evine
yolladı, Franco eve girdiğinde içerde hiçbirşey olmadığını gördü. Urbano, uçağa binmek ve ülkeden kaçmak için yola çıkmıştı. Franco, bağlantılar sayesinde durumu öğrendi fakat bir sonuç çıkmadı çünkü Urbano çoktan kaçmıştı. Önemli olan, "nereye kaçtığıydı." Luciano bu durumu duyunca sinirden küplere bindi, muhasebecisi Urbano onlara çok büyük bir kazık atmıştı fakat daha büyüğü de geliyordu. Luciano'nun kanlı para zulaları patlatılıyordu, bu Luciano'nun son kozuydu fakat son kozunu bölge sahipleri çoktan öğrenmişti ve Luciano'nun son kozunu elinden almışlardı. Bir hafta geçen sancılı süreçten sonra artık Luciano ve ekibi son demlerine gelmişlerdi. Luciano'nun suç egemenliği dağılmadan birkaç gün önce 2 önemli üye rehin alınmış, fidye istenmişti fakat Luciano'nun hiç parası kalmamıştı. İki üyesi vahşice katledildi ve Luciano'nun konakladığı evin "içine" yerleştirildi. Bölge sahipleri güçlerini Luciano'ya kanıtlamıştı, Luciano'yu bitirmişti. Polislerin, Luciano'nun evindeki cesetlerden haberdar olması an meselesiydi, Luciano tek çözüm olarak kardeşi David Piazza'nın yanına, Amerika'ya kaçmakta buldu. Havaalanına acil bir bilet aldı, ertesi sabah ilk uçakla Amerika'ya gitmek için hazırlandı, yanına sadece Franco'yu aldı ve geri kalan üyelere haber vermeden havaalanının yolunu tuttu. Hızlı bir şekilde havaalanına ilerlerken, Franco silahını Luciano'ya doğrulttu. Luciano'nun çökmüş gözleri en güvendiği adam olan Franco'ya döndü. Küçük bir konuşmanın ardından Franco'nun ölü bedeni yol kenarındaki çalılıklara Luciano tarafından atıldı. Luciano, Florida'ya indi ve daha karanlık olacak günleri görmek için gözlerini sonuna kadar açtı.