
Londra'da dünyaya geldim. Ailenin tek çocuğuydum. Çocukluk döneminden ergenlik dönemine kadar ailesi ve arkadaşları tarafından hor görülen sürekli baskı altında kalan ve alay edilen birisiydim. Ailem pek varlıklı değildi o yüzden şehirde yaşayanların hayatını inceler ve kendi hayatımla kıyaslardım. Okul hayatımda pek başarılı olduğum söylenemezdi sebebi ise derslere geç girmem sınavları kaçırmamdı. Babam çalışmıyordu bulduğu paralarla kendini gece hayatına atardı.
Elimde bir işim yoktu sıradan işlerle normal maaşın altında paralar kazanıyordum bu da aileme yetmiyordu.13-14 yaşlarımda yavaş yavaş hırsızlığa adım atmaya başladım küçük çaplı eşyalar çalarak geçimimi sağlıyordum bu durum beni farklı duygular yaşamama sebep oldu kimseye bağlı değildim dışardan ne kadar kötü görünse de kendimi rahat baskı altında kalmayan biri olarak hissediyordum. Eğitim hayatımda başarılı değildim evet ama zekam beni hayatta tutuyordu. Deneyim kazanarak kilitleri kırmada ve polislerden kaçmada üstüme yoktu.
Ergenlik dönemimde çevremdeki yaşıtlarımdan esinlenerek uyuşturucu gibi şeyler satmaya başladım. Yaşıtlarımı takip ediyordum, herkes bir yerde toplanıp görev dağılımı yapıyorlardı. Dıştan baktığımda bu gençlerin bir garson veya bir normal bir satıcı olarak görüyordum fakat bu görünüm sadece dıştandı. Aralarına girdim ve onlarla işleri yürütmeye çalıştım. Buradakiler bana ailemmiş gibi geldi her günüm bunlarla geçiyordu öz ailem beni zaten istemiyordu hiç aile duygusunu yaşamamıştım. Burada kendime bir yer edindim güzelde kazanıyordum.
Her şey güzel giderken beni istemediğim bir şekilde dışlayıp dışarı attılar. Bu duruma anlam verememiştim güzel bir düzenim vardı. Evi de terk etmiştim gidecek bir yerimde yoktu sokakta kalamazdım. Eve dönmeye karar verdim, evin kapısı açıktı içeriye girdiğimde annemi koltukta babamı ise bir gece kulübün de ölü olarak bulmuştum. Bu durum beni beynimden vurulmuşa dönderdi bunu kim yapmıştı? Neden yapmıştı?
Ne yapacağımı bilmiyordum .Vİce City'e büyükbabamın yanına taşınmaya karar verdim. Büyükbabam yaşlılığından ve babamın ölümünü kaldıramayıp ölmüştü yalnız kalmıştım artık yaşadıklarım beni tek başıma yaşamama alıştırmıştı. Bu şehre alışmaya başlamıştım Rodeo bölgesi hep gözüme çarpıyordu orada yaşayanlar lüks kıyafetler giyip iyi arabalara biniyorlardı. Konuşma tarzları da dikkat çekiyordu argo veya küfür kullanmıyorlardı toplum içinde yüksek seslerde konuşmuyorlardı, gerçekten güzel bir yaşama sahiptiler. Artık bir işe girmem geçimimi düzgün sağlamam gerekiyordu. Bu güzel bölge de bulunan iş ilanlarını değerlendirmek istedim
Bu bölgede bulunan mekanlarda barmen olarak işime başladım. Çalışkanlığım dikkat çekti ve barmenliğim yanı sıra şoförlüğe başlamıştım. Artık gerçek ailemi bulmuştum. Bu aile Wheeler ailesi idi kendimi bu ailede geliştirmeye başlamıştım dilimizi iyi kullanmayı, güzel kıyafetler giymeyi, nasıl davranmam gerektiğini öğrenmiştim. Pablo ve Lisa'nın iş hayatında onlara yardımcı oluyordum ardından daha çok yükselerek ailede sözü geçen birisi oldum.
Jacop Huddlestone'un sıklıkla Rodeo Bulvarından olduğu görülebilir

