 | İstanbul Fatih'te Sırp organize suç örgütü lideri Jardan Kotoviç'i öldürenler yakalandı. İstanbul polisinin düzenlediği operasyonda, Fatih'te 19 Mart tarihinde Sırp Organize suç örgütü lideri Jardan Kotoviç'in katil zanlıları yakalandı. Olayla ilgili olarak toplamda hepsi Sırp asıllı olmak üzere 12 kişi gözaltında.
Türkiye’de 3 yıl önce yakalanan ve Sırbistan’a teslim edildikten sonra orada serbest bırakılan, yasadışı yollarla tekrar Türkiye gelen Sırbistan’da “Skaljari" isimli organize suç örgütü yöneticilerinden Jardan Kotoviç, geçtiğimiz 19 Mart'ta İstanbul Fatih'te iki araç ile planlı şekilde aracına gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda öldürülmüş, araç içerisinde bulunan eşi, çocuğu ve şoförü sağ olarak kurtulmuştu. Olayla ilgili İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü geniş çaplı çalışma başlattı.
Bu çalışma sonrası saldırıyı, Djukic isimli suç örgütünün tutmuş olduğu tetikçiler tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Çalışma sonrası ortaya çıkan duruma takiben olaya karışması şüphesi görülen on iki Sırp asıllı kişi göz altına alındı. Göz altı sırasında baskın gerçekleştirilen evlerin birinde beş kişi ile birlikte aynı kişiler için sahte kimlikler, eş sayıda sahte pasaportlar ve olay yerinde kullanıldığı düşünülen üç adet otomatik tüfek ele geçirildi. Gerekli adli işlemlerin ardından Sırp asıllı suçlular Sırbistan hükümetine teslim edilerek dosyaları ülkelerine sevk edildi. Sırp suçu sadece Amerikan rüyası mıydı? Sırp suçu dünya çapında.
|
|
Bagdan Lidovkiç Sırp suç dünyası için kullanılması gereken bir kelime seçilmesi istenseydi bu hiç şüphesiz "hengame" olurdu. Bagdan Lidovkiç geçtiğimiz günlerde Türkiye üzerinde başka bir Sırp vatandaşının cinayetiyle alakalı olarak ülkemize iade edilen suçlulardan biriydi. Henüz suç ve suçluların kimlikleri saklanıyorken araştırmacı gazetecilerimiz tüm haftalarını ayırarak yaptıkları araştırma verilerini gerçeği ortaya çıkarmak ve suç dünyasına emniyet güçlerimiz adına başka bir darbe indirmek için kamuoyuna duyurma kararı aldı. Bagdan Lidovkiç, gençlik yıllarında gönüllü olarak Sırbistan Silahlı Kuvvetleri'nde asteğmen olarak görev almış birisi. Görev süresi boyunca birçok uyarı ve disiplin cezası almasının ardından ise ordudan ihraç edilmiş ve orduda öğrendiği silah kabiliyetini mesleği haline getirerek Sırp mafya gruplarından bağımsız şekilde uzun süre tetikçilik yaparak yaşamını kazandı. Jardan Kotoviç'i öldürene kadar. Jardan'ı öldürmesiyle birlikte Sırp İstihbaratı tarafından Türkiye Hükümeti'nden teslim alındıktan sonra Bagdan Lidovkiç, sokak üzerinde bilinen adıyla Sırp Fırtınası için kadırgalar kırılmış ve gemiler çoktan batmıştı bile. Kotoviç'in infaz emrini vermekle suçlanan Djukic tarafından gammazlanan Lidovkiç için tüm yollar çıkmaza dönüşürken seçenekleri de azalmıştı. Önündeki seçenekleri örneklemek gerekirse, bir çorba ve çatal demek gayet yerinde olurdu. Sırp istihbaratı tarafından yapılan anlaşmayla birlikte, Lidovkiç eğer Djukic'in kilit isimlerini ve suçlarını kanıtlayabilirse yeni bir kimlik ve yüklü miktar para ile kayıplara karışabilecekti. Seçenekleri tükenen Lidovkiç bunu kabul etmekten başka çaresi olmadığını biliyordu, öyle yaptı. Djukic adına çalışan birçok üst isim ile birlikte Sırp organize suç dünyasındaki birçok çözülememiş, birbiriyle bağlantılı davayı ortaya çıkaran Bagdan Lidovkiç gizliliğini koruduğunu sanıyordu, bir sızıntıya kadar. 2015 yılının Aralık ayında yerel bir internet korsanı grubu tarafından Sırp istihbarat teşkilatının erişime kapalı dosyaları ele geçirildikten ve Darkweb üzerinde satışa çıkarıldıktan sonra bu değişti. Artık mafya, Lidovkiç'in tanıklık yaptığını biliyordu. |  |
 | LİDOVKİÇ DAVASI Her geçen gün daha da alevlenen mahkemede, Djukic adlı örgüte tanıklık eden Bagdan Lidovkiç'in kimliği internet korsanlarınca sızdırıldıktan sonra Sırp hükümeti kimlik gizlemeye son verdi. Lidovkiç devlet koruması altında. Üçüncü duruşması görülen mahkemede Dragan Djukic'in, Jardan Kotoviç infazını hakim karşısında reddetti. Eldeki delillere dayanarak Djukic'in avukatının karar itirazı reddedildi. Dragan Djukic mahkemenin üçüncü duruşmasıyla birlikte tutuklanan ilk isim oldu. Mahkeme sürecince birçok Djukic Klanı üyesinin de tutuklanacağı düşünülüyor. Lidovkiç gazeteci sorularını yanıtsız bıraktı.
|
SIRP MAFYA KOMİSYONU DAVASIMedya gündeminde viral şekilde ilerleyen davanın üçüncü duruşmasının ardından Djukic Klanı'nın sokak kolunu yönettiği bilinen Dragan Djukic, suç örgütü mensubu olmak, cinayete azmettirme ve de ruhsatsız ateşli silah bulundurma suçlarından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ceza itirazı için henüz taraf avukatından herhangi bir açıklama yapılmadı. Sırp hükümeti ile mafya arasında geçen dava dolayısıyla organize suç mensubu olduğu düşünülen kişilerin ülke dışına kaçmaya başladığı duyuluyor. Kamu davasının ikinci saatinde, Sırp Emniyeti tarafından Kotoviç'in infaz emrinin verildiği akşama ait bir ses kaydı duruşmada dinletildi.
Mafya komisyonu davasında, Kotoviç'in infaz emrinin verildiği akşam geçen konuşmanın ses kaydı: GösterGizle (İlk beş saniye oldukça rüzgarlı hava sesleri geliyor. Dikkatle dinlediğinizde bazı kişilerin nefes alıp verdiklerini ve sigara içtiğini tahmin edebiliyorsunuz. Geçen on saniyelik durgunluktan sonra ayak seslerine şahit oluyorsunuz. Bütün bunların sonrasında sessizlik bir anda bozuluyor ve sigara içen kişilerden birisi konuşmaya başlıyor. Kendinden oldukça emin, bunu ses tonuyla belli ediyor.
▬ Onun adını daha önce duyduğunu sanmıyorum. Son haftalar buna dahil değil, sokağa çıkmasını istemiştim.
Konuşma bir süreliğine kesildi ve aynı kişi sigarasını bir kez daha tüttürdükten sonra yine konuşmaya başladı.
▬ Ne oldu biliyor musun?
Hiç kimse bu soruyu cevaplamadı. Bu soruyu cevaplayacak kişiyi herkes bekliyor gibiydi, sonraki on beş saniye boyunca sessizlik devam etti.
Bu sefer sessizlik başka birisi tarafından bozulmuştu. Bu kişinin sesi başta konuşan adamla aynı değildi. Şiirsel ve oldukça dramatikti. Bagdan Lidovkiç olduğu düşünülüyor.
▬ Hengâme.
Ses klibi burada bitip tekrar başa sarıyor.)
Bir dönem Kuzey Belgrad'ın işletilmesinden ve yönetilmesinden sorumlu Jardan Kotoviç'in ölümünde her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. İktidarında gölge görmek istemeyen birisiydi. Bu yüzden Kuzey Belgrad'ı her zaman kan ve demir politikasıyla yönetmişti. Gerektiğinde kendini korumak, gerektiğinde sınırlarını genişletmek adına her türlü riski alan Jardan Kotoviç, nasıl oluyor da bir tetikçi tarafından yurt dışında, kolay bir şekilde öldürülebiliyor? Jardan Kotoviç'in defalarca kez ruhsatsız silah taşımaktan tutuklandığını ve her tutuklanmasında yerel haber sitelerine manşet olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Kuzey Belgrad'da, onun on bir parmağı olduğu söyleniyordu. On tanesi elinde, bir tanesi belinde. Peki ya, nasıl oluyor da baş parmağı kadar değerli olan tabancasına Jardan Kotoviç'in ölümünde rastlayamıyoruz? O gün Jardan Kotoviç'in üzerinde ya da arabasında neden o tabanca yoktu? Kuzey Belgrad'ın liderinin hayat sigortası olan bu silaha ne oldu? Bütün soru işaretlerini bu detay oluşturuyor.
Kuzey Belgrad bölgesini jenga oyunu gibi düşünürseniz, bu jenga oyunundan Dragan Djukic ve Milan Guliyaniç'i çıkarttığınızda Kuzey Belgrad çöker, oyun biter.
Jardan Kotoviç'in elini değil, sırrını verdiği iki isim olan Dragan Djukic ve Milan Guliyaniç. Dragan Djukic, Kuzey Belgrad'ın hükümdarı değil ama terbiyecisiydi. Hiçbir karar onun izni olmadan uygulamaya konulmaz, kimse onun gözüne girmeden yükselemez, ondan başka kimse Kotoviç'in fikirlerine karışamazdı.
Milan Guliyaniç ise daha gizemli bir role sahip. Milan Guliyaniç'in geçmişinde askerlik yatıyor. Sırp-Hırvat savaşında yer almış, savaşın ardından kendi isteğiyle edebiyat öğretmeni olmuş, bu sebeple Kuzey Belgrad gençlerinin beynine girmiş bir isim. Kuzey Belgrad'ın bir nevi yetenek avcısı. Jardan için çalışma potansiyeli taşıyan her bir genç, onun edebi dilinden, hoş gönlünden ve tavsiyelerinden yararlanırdı. Jardan Kotoviç'in gücü bu zeki adamla yükseliyor.
Milan Guliyaniç ve Dragan Djukic'in baş başa yemekler yemesiyle, boy boy fotoğraflarının manşetlere sunulmasıyla, koyu sohbetleriyle nasıl iki sıkı dost olduklarını çözebiliyoruz. Bu yemekleri yerken, koyu sohbetlerini yaparken Jardan'ın geleceği hakkında konuştuklarını daha iyi biliyoruz.
Kan ve Demir politikasıyla belli bir ün kazanan Kuzey Belgrad'ın artık siyah çarşafını beyaz çarşafla değişmek isteyen Milan Guliyaniç, yenilikçiliğinden ödün vermeyerek Jardan Kotoviç'in yerine yeni bir yüzü başa getirmek istiyor ve Kuzey Belgrad isminin artık 'Mafya diyarı' olarak anılmasını istemiyor. Bunu değiştirerek Kuzey Belgrad'ın kaderini yeniden çizmek istiyor ve bu isteğini Dragan Djukic'e sunuyor.
Dragan Djukic, gerek bir baba olmanın getirdiği hislerle, gerekse sahip çıkması gereken bir ailesi olmasından ve artık yaşının da geçmesiyle, polislerle yüz göz olmayacağı bir hayata kavuşmak, oğlunu babasız bırakmamak için bu kirli işlerden uzaklaşmak istiyor ve Milan Guliyaniç'in bu isteğini kabul ediyor. Dragan Djukic, jübile maçını oynuyor. Milan Guliyaniç ise takım elbisesini giyip, magazincilere Kuzey Belgrad'ın en ünlü işletmecisi olarak poz vereceği günleri hayal ediyor.
Planlar yapılıyor. Jardan üzerine kulisler kuruluyor. Jardan'ın dakik birisi olmadığını hesaba katarak bu suikastin detaylarını Milan Guliyaniç ile beraber bir proje gibi çiziyor. Ve eski bir asker olan, mafya infazlarında sık sık adı geçmiş olan Bagdan Lidovkiç'e, Jardan'ın tatilini yapacağı adres ile birlikte infaz emrini veriyor.
Bütün o çizimlerin sorasında Jardan'ın ülkeye girişi sırasında sorun yaşadığı anlaşılıyor. Günlerin birinde ailesiyle yemeğe çıkan Jardan nasıl olmuşsa bir şekilde /
tabancasından/ mahrum kalıyor ve savunmasız olduğu anlarda kurşunlanarak öldürülüyor.
Kotoviç'in bu denli ölümü Kuzey Belgrad'ı fazlasıyla değiştirecekti. Bu değişimler yaşanırken Kuzey Belgrad'ın yeni patronunun kim olacağı da konuşulmaya başlanacaktı ki her şeyin planlı olduğu zaten belliydi. Dragan Djukic. Jardan Kotoviç'in ölümünden sonra muhtemelen sürekli ama sürekli tekrarlanan tek tük isimlerden biri. Taç giymesine zemin hazırlayan kişinin Milan Guliyaniç olduğu söylense bile bu durum belirsizliğini koruyor. Neden? Her iki isim de zamanla kendini unutturmalı ve kayıplara karışmalıydı. Çünkü yerel gruplar kendi liderine kumpas kuran iki kurmay subayı artık istemiyordu.