Joaquin "Miguel Sanz" Torrado
Hayatına tam anlamıyla 1980'de Kolombiya'da başlayan Sanz, pek alışıla gelmedik soğuk bir Kolombiya gecesinde başlamıştır. Net bir çocukluk geçiremeyen Sanz, altı yaşından itibaren babası tarafından ağır işlere maruz bırakılmış ve ağır hayatına tam anlamıyla adım atmıştır. Henüz on beş yaşında babasının piyonu olarak sahaya sürülen Sanz, iş hayatına ilk adımını atmış ve henüz daha çocuk yaşta bazı şeylerin bilincine varmaya başlamıştır.
İlk şirketi tamamen yüz karası olan Sanz, sırf bu yüzden dolayı babasından ağır sözlere maruz kalmış ve elinden tüm parası alınmıştır. Zenginlikle çocuk yaşta tanışan bir adam, Kolombiya mahallelerinde olan bir hayat. Zor olmalı... Şirket batış dönemine geliyordu, Sanz'ın işleri berbat durumdaydı. Bu yüzden babası saygınlık kaybediyor, oğlunun berbat işleri etrafta yayılıyor, Kartel içerisinde saygınlığı düşmeye devam ediyordu. Miguel Sanz, küçük yaşında artık buna "DUR" demeye karar verdi.
Yükseliş dönemi
Şirket batıyor, Sanz ismi saygı kaybediyordu. Miguel, on beş yaşında olmasına rağmen işe tamamen elini attı. Her gün her saat çalışmaya başladı, şirket gelirleri yavaş yavaş artmaya başladı. Başta saygınlığı tamamen kaybedilen Joaquin Sanz, oğluna artık tamamen güvenmeye başlıyordu. Peki ya daha sonrasında ne olacaktı? Babası kartelin en sağlam adamlarından biri olan Miguel Sanz'ın kartelle yolu nerede kesişecekti?
Yüzleşme Vakti
Miguel babasının kirli işlerle uğraştığını biliyor, zaman zaman kendisi de bu işlere dahil oluyordu. Babasının gözüne girmek için her türlü işi yapan Sanz, bir gün babasıyla yüzleşmek için onun karşısına çıktı. Yirmi dört yaşına gelmiş ve babasının soy adını yer altı dünyasında çokça geçirmişti. Yaptığı faaliyetler açısından Kolombiya hükümetiyle arasını çok sıkı şekilde bağlamış, onlardan dost edinmişti. Artık farklılık istiyordu, babasını tanımak ve arka planı görmek istiyordu. Babasının karşısına çıkıp salak saçma kelimeler kuran Sanz'ın o gece sırtına bir dövme kazındı. Babasından yediği darbeler sonucu yerde yatan Miguel'in babası yanına yanaşıp, "Belli ki adını unutuyorsun, Miguel. Bazı şeyleri senin kafana kazımak yetmedi, vücüduna kazımamız gerekiyor." dedikten sonra iç cebinden çakısını çıkarttı ve oğlunun sırtına "MIGUEL SANZ" ismini kazıdı.
O gün kendini tanıyarak başladığı yolda, babasının izinden kartele tam anlamıyla çalışmaya başladı.
Kartel seni yoracak, büyüyeceksin Sanz.
Artık yirmi beş yaşına gelmişti, işler değişiyordu. Yıllar içerisinde şirketinin hisselerini çoğaltmış, şirketinin yanına iki tane daha şirket eklemişti. Bunlar üzerinden babasının istediklerini yapıyor, onun paralarını yıkıyor ve aklıyordu. Ayrıca pek çok yasa dışı iş yapan Sanz, içeriden böyle gözükse de dışarıda sonuçta kimsenin haberi yoktu.
Geliştin, büyüyorsun.
Koskoca bir imparatorluk, heybetli bir baba ve altında kalan Miguel Sanz. Hey, Sanz. Bir şey soracağım. Cidden yirmi beş yaşındaki bir çocuğa değer vereceklerini mi sandın? Yanıldın ahbap. Yirmi beş yaşındayken şirket içerisinde çıkan bir köstebek, Sanz'ın kirli işlerini yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştı. O zamana kadar kendini açığa çıkarmayan Sanz, bu iş yüzünden ellerini kana bulayacaktı. Öyle oldu da zaten, şu bahsettiğim köstebek. Kendine şirkette yer edindi ve basına birkaç kanıtla beraber Sanz'ın işlerini sunmaya başladı. Bu sefer iyi yere bastın Sanz, bunların olabileceğini tahmin edip elbette ki bir açıklama çıkarmıştın. Sen bunu yaptın, peki ya baban? Elbette hayır, o seni gelip neredeyse öldürüyordu. Pff, bu sıkıcı hikayeleri anlatmaya gerek yok. Sanz bu işlerden sonra kartel içerisinde saygınlığını kazanmaya devam etti, büyüdü ve gelişti. Onlarca şirketi üzerinden kartele para kazandıran Sanz, artık basit bir ayakçıdan çok fazlasıydı. Artık bir teğmendi, sayısız şekilde adam öldürdü ve öldürttü. İşine engel olanları yakıp yıktı, bunları hiç açığa çıkartmadı. Basında iyi adamı oynayan Sanz, her zaman halkın biricik kahramanı konumundaydı. Tabi ne kadar giderse.

Vice'a doğru.
Yıllar boyu Kolombiya'da çalıştı, kırk iki yaşına gelmişti. Babasının tüm işlerini büyüten Sanz, artık bir iş adamından çok daha fazlasıydı. Kartel içerisinde çok saygı duyuluyordu, büyütülüyordu. Kendine bağlı yüzlerce adamı, şirketi ve işletmeleri vardı. Çoğunlukla yaptığı işlerden ön plana getirilen Miguel, şehirde iyi kötü bir nâm salmış ve onun üzerinden ilerliyordu. Yardım yaptığı son baskınlar onun hayatını ve düzenini bozmuş, Kolombiya'da olan şirketlerinden birkaçını iflas ettirmeye başlamıştı. Durum gittikçe kötüleşiyor, Sanz küçük düşüyordu. Ardından gelen bir emir, onu ve Saul Ruiz'i Vice'a itti. Oraya açılmak isteyen Stefano Sanz, onlara Vice'ta bir kol istediğini belirtmişti. Sonuçta para gelecek büyük bir şehirdi, yeni imkânlar ve yeni işler demekti. Saul Ruiz zaten iş bilmez adamın tekiydi, sonrasında Miguel'e kimse engel olamayacaktı. Neden gitmek istemesin ki? Elbettte emri hemen uyguladı.
Tüm ekibini ve eşyalarını topladı, direkt olarak Florida'ya uçuşa karar verdi. Anlık bir kararla Sanz'ın uçağı ertelendi ve şehirde biraz daha kalmaya devam etti. On gün sonra artık beklediği gün gelmişti, Kolombiya topraklarından çıkıp Vice şehrine indi. Onu burada çok şey bekliyordu, yeni düzen ve yeni hayat. Vice'ta bitirmesi gereken görevler ve kurması gereken bir imparatorluk. Yaptı da zaten, neyse. Konumuza dönüyoruz.

Başlıyor, belki de bitiyor.
Yöneticilik Saul Ruiz'de, yardımcılık Sanz'daydı. Sanz'ın tabiatına aykırıydı, Saul Ruiz işleri sarpa götürmeye devam ediyor, kumar gecelerinde paralar kaybedip Sanz'ı sıfıra düşürüyordu. Bunun sonucunda bir şeyler dönecekti, Miguel Sanz artık Vice'ta kendini gösterip konuya el atmalıydı. Öyle de oldu, Saul Ruiz'in gönderilmesi gerektiğini Kolombiya'ya ileten Sanz, onun yerine babasını başa getirtti. Babasıyla pek iyi anlaştıkları söylenemezdi, en azından son yıllara kadar. Babasının son yıllarda oğlunun başarılarını gördükçe ona olan güveni artmış, büyümüştü. Joaquin Sanz, şehre indiği gibi tüm işleri Miguel Sanz'a devretmişti.
Vice seni bekliyor, Sanz.
Sanz, Vice'ta işleri yavaş yavaş ilerletme taraftarıydı. Öyle de yaptı. İlk faaliyeti, Bellavista Club adında bir işletme açıp, arkasından basit çaplı işler yürütmekti. Yaptı, Bellavista'yı şehrin en önde gelen yerlerinden biri hâline getirdikten sonra... Okulunu okuduğu işe döndü, özel bir hastane kurdu. Şehirde adı yavaş yavaş yayılmaya başlamıştı, peki ya kartel? Ondan memnun muydu?
Capitán de Capitanes SANZ
Kartel ondan epey memnun, Vice'ta ünüyle şehre nâmını duyurmuş durumda. Şehirde yaptığı etkinlikler, Temple'a sahip oluşu falan... Sanz büyüdü, çok gelişti. Vice'ta edindiği dostluklarla beraber, yaptığı işlerle beraber Stefano Sanz'ın gözünde ayrı bir yer edinen Sanz, belli ki uzun bir süre Vice'ın kaptanlığını yapacak gibi duruyor. İlerleyen günlerde istenmeyen bir vaka yaşanabilir, belki de polise tüm sırları ifşa edilebilir. Kim bilir? Belki de yakında ölür, zaman gösterir...