Ivar Heimdall, 1992 yılında İskandinavya’da orta halli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Dünyaya gelişi sıkıntılı oldu. Annesi uzun yıllar sağlık sorunları sebebiyle dünyaya çocuk getiremedi. Yıllarca doktor doktor gezdiler. Uzun uğraşlar sonucunda Ivar dünyaya geldiğinde ailesi hiç olmadığı kadar mutluydu. Bu nedenle ailesi Ivar’a çok değer veren, üstüne titreyen bir aileydi. Ivar da ailesine çok düşkün bir çocuktu. 1.80 boyunda 78 kiloydu. Kahverengi gözlüydü. Sıska değil ama oldukça yapılı bir çocuktu. Temiz yüzlü ve kumral saçları vardı. Kolay sinirlenmeyen fakat sinirlendikten sonra biraz can yakan biriydi. Duygusaldır ve duygularını uç noktalarda yaşardı. Manevi değerlere düşkün biriydi. Konuşma tarzı normal insanlara göre biraz ince ve çocuksuydu. Bu yüzden başka insanlar tarafından garipsenirdi. Biraz saf bir yapısı vardı. Ancak yine de zekiydi. İnsanları eğlendirmeyi ve güldürmeyi seven bir yapısı vardı. Haksızlığa asla gelemeyen, haksızlık karşısında ne gerekiyorsa yapardı. Biraz çekingen ama gerektiğinde çok cesur ve korkusuz biriydi. Yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi seven alçakgönüllü biriydi. En kötü huyu umursamaz olamayışıydı. En küçük bir olayı bile kafasına takar günlerce, belki de haftalarca aklında kurardı. Saygı göstermesi gerektiği kişilere saygılıydı ve asla bu saygıyı bozacak davranışlarda bulunmazdı. Babası ile hiç tanışmamış. Bu yüzden babasının nasıl biri olduğunu düşünürdü. Annesine kardeşi Thor'a oranla daha yakındı. Küçük sırlarını annesine daha rahat bir şekilde anlatabilirdi. Çabuk sıkılan bir yapısı vardı. Bir iş onu başta etkilemediyse asla devamını getiremiyordu. Sürekli yenilik arayan biriydi. Bir yerde ya da bir işte monotonluk baş gösterdiği zaman hemen sıkılırdı. Washington’u çok severdi. Orda doğup orda büyüdüğü için kendini çok şanslı hissederdi. İskandinavya Adaların’dan biraz ayrılsa hemen özlerdi. En sevdiği renkler yeşil, sarı ve siyahtı. Giyimini, sahip olduğu eşyaları bu renklere göre düzenler veya satın alırdı. Film izlemeyi, gezip dolaşmayı çok severdi. Şarkı dinleme kültürü pek yoktu. Ama kulağına hoş gelen ne varsa dinlerdi. Çok kalabalık ortamlardan hoşlanmazdı. Yalnız ve sessiz ortamları daha çok severdi. Bebekken en çok oynadığı bir oyuncak ayısı vardı. Onu hayatı boyunca saklardı. Çünkü o oyuncak, babasının ona aldığı ilk oyuncaktı. Heyecan ve aksiyon severdi. Monotonluğu sevmemesinin nedenlerinden biri de buydu. Yorulduğunda boş durmak ister ama boş durduğunda ise yine sıkılırdı. En büyük korkusu birisi tarafından herhangi bi şekilde yanlış anlaşılmaktı. Yanlış anlaşıldığını düşündüğü zaman çok üzülürdü. Futbolu severdi. Ailesiyle birlikte büyük bir sorun yaşamadan güzel ve mutlu bir çocukluk geçirdi. Tek sorun Ivar’ın arkadaş edinememesi ve yalnız oluşuydu. İlkokula çok zor alıştı. Zor alışması bir yana, onun sessiz ve içine kapanık oluşu arkadaşları tarafından dışlanmasına sebep oluyordu. Liseye kadar sınıfın sessiz ve yalnız çocuğuydu. Liseye geçtiğinde bir arkadaş edinebilmişti. Bu arkadaşı onun ilk ve gerçek arkadaşıydı. Arkadaşının ismi Floki'di. Heimdall, Floki sayesinde çok eğlenceli ve esprili bir çocuk haline geldi. Floki onun ilk arkadaşıydı. Floki'den başka arkadaşı olmadı. Bu yüzden ona sımsıkı tutunmuştu. Onun için canını bile verirdi. Heimdall da aynı şekilde Floki'de ona çok değer veriyordu. Başka arkadaşının olmamasının sebebi liseye kadar içine kapanık ve arkadaşı olmayan biri olmasıydı. Bu nedenle kimse Heimdall’a yaklaşıp arkadaş olamıyordu. Ailesi onu en iyi şekilde yetiştirip idealleri olan güzel bir meslek sahibi biri yapmak istiyordu. Heimdall her şeye rağmen mutluydu. Ailesi ve Floki ona yetiyordu. Çocukluğu çok sorunlu ve depresif geçmedi.
İsim: Ivar Heimdall
Doğum Yeri: İskandinavya
Meslek: Doktor
Sıkça kullanılan kelimeler: Bir bal likörü yok amına koyayim, Şu dünyada medeniyet adı altında sikilmeyen bir insan kalmadı.
Cebinizde ne taşırsınız: "Heimdall" yazılı viski matarası.
Aklınıza gelen ilk anı: Çocukken bakkaldan ciklet çalıp on dakika sonra dönüp özür dilemiştim.
Çocukken favori aktiviteler: Satranç oynamak , Kitap okumak , Yalnız kalmak
En büyük başarı: TIP Konusunda üstün başarılara dahil olmuş kitaplar yazmak.
En büyük pişmanlık: Annesinin ölmeden önce kalbini kırmak.
Dini inanç: Hristiyan
Cinsellik üzerine düşünceler: Sadece hormonik eylemler
En sevdiğiniz renk: Siyah , Kırmızı
Burç: Terazi yükselen yay
Birey olarak en büyük gücünüz nedir:Psikolojik yetenekler , sayısal zeka , görsel hafıza.