Kaç güne kapatıyonuz?
Extreme Fight Hiç düşündün mü? İrlandalılar neden az yaşıyorlar? Çünkü bu parkta saygıyı kazanmak istiyorsan, çok kan kaybetmelisin. Alıntı yapılan: Karavan Park sakinlerinden biri“Bizim sözlüğümüzde durmak kelimesi yok kardeşim. Yürü, yürü ve biraz daha yürü. Eline fırsatı geçirebilmek için hep daha fazlasını yap. Buradaki serseriler annesine babasına iyi bir imkan sunabilmek için dövüşüyorlar, kan döküyorlar. Canlarını hiç ediyorlar. Onlara ben de dahilim. Park içinde biraz saygı istiyorum. Bilirsiniz, saygı duyulan biri olmak için insanlar yıllarca okul okuyor. Yaşadığım hayat zor fakat bana seçme imkanı sunmadılar. Önüme koyulan kaptan yemek yedim. Bu şartları değiştiremeyiz, dövüşürken keyif aldığımı söyleyebilirim. Sırtımızda kırılmadık şey kalmadı. Masasından telli sandalyesine, tahta merdiveninden resim tablosuna... Aklına gelebilecek her şey dostum, her şeyi yaşadık. Bundan keyif alıyoruz ve dövüşürken kendimizi güçlendiriyoruz. Her ne kadar riski de olsa, dövüşten sonra iki bira yuvarlamanın zevkini hiçbir şey vermez. Karavan parkın önünden insanlar geçmek istemiyor, bizden korkuyorlar. Ne de olsa bize hep zulüm gösterdiler. Şehre indiğimizde hep bakışları üzerimizde, bundan hoşlanmıyoruz. Ama bizim pineklediğimiz yerden geçmeye korkuyorlar, bu bize biraz da olsa güven veriyor.”Bu parkta ölmek ve öldürmek var. Hayatta kalan yolunu çizer. Önemli olan parka girmek, riske ortak olmak. Dövüşürken her şey park kurallarıyla oluyor. Masa, sandalye, sopa, bıçak… Aklına ne gelirse. Her bir dövüşçünün amacı savaş zayiat olmadan sağ çıkabilmek. Şimdi ise bu acımasız hayatın sunduklarını parkın annesinden dinleyin.Alıntı yapılan: Karavan Park annelerinden Madison“Biz hep dışlanan olduk. Kimine göre fazlaydık, kimine göre eksiktik. Hiçbir zaman bizi tam görmediler, ayırdılar. Örselendik, eskiden İrlanda'nın bağımsızlık savaşı dönemlerinde kaçacak bir delik arardık. Burası bize iyi bir çıkış kapısıdır diye düşündüğümüz her şehirde ayrı bir ırkçı milletle karşılaştık. Çektiğimiz kötülüklerin sınırı yoktu. Gören yolunu değiştirirdi. Bizse kendi içimize dönme kararı aldık. Oğullarımız bize para kazandırabilmek için kendilerini ölümün pençelerine bırakıyorlar. ”Dövüş karavanlarından biri, karavan parka yol alırken. Bu serseriler karnını doyurmak için ölmeyi göze alırken, acımasızlığa maruz kalıyorlar. Üstelik kendi babalarından. Bizim oralarda babalarına karşı çıkan çocuklar sevilmezler. Çocuklar da babaları ne yaparsa yapsın hep hürmet gösterirler. İşlerini hep profesyonellik uğruna yaparlar. Aslına bakarsanız, onlar için paranın bir değeri yok. Sadece bir kağıt parçası, o paçavra kağıt parçasıyla sadece karınlarını doyurup kasa kasa bira alıyorlar. Parkta gün gün şenlikler olur ve bütün çingeneler dibi görene kadar içerler. Bu şekilde eğlenip kendi hayatlarını çiziyorlar. Çok garip, hayattan bir beklentin olmadan akışına bırakıyorsun. İşin garip tarafı, bunu yaparak kendileriyle daha iç içe olabiliyorlar, özgürlük ortamı oluşturuyorlar. Çoğunun gerçek bir kimliği bile yok. Park içerisinde büyük bir kaya olmak için yarışıyorlar, bunun hiçbir yasal yanı yok. Dövüşte sınır tanımıyorlar, öldüğünde cansız bedeninden kurtuluyorlar. Arkandan ağlayan kimse yok, annen ve baban uyuşturucudan overdose olmak üzere, senin için gözyaşı dökemezler. Bu yüzden bu parkta akıllı davranman gerekiyor, sınırlarını kendin belirlemelisin. Bu karavan parkında bir aile ortamı olabilir ama yine de kendi başının çaresine bakabilecek kadar iradeli olman gerekiyor, adımlarını sağlam at. Alıntı yapılan: Karavan Parkının babalarından Oliver“Erkek gibi görünmeyen çocuğu çocuk diye yanımda gezdirmem. Kapımın önüne paspas yaparım. Benim genlerimi taşıyan bir çocuğun savaşçı ruhuna sahip olması gerekiyor. Eğer benim gibi bir savaşçı yetiştiremediysem bu benim hatamdır. Bazen düşünüyorum, bunlar niye böyleler diye. Ben onların yaşındayken girmediğim delik yoktu, her yere ayak basıyordum. Sikeyim, şimdi işler böyle değil. Çocuklar bir şeyi yapmak için iki, bilemedin üç defa düşünüyor. Çünkü işe başlamaktan korkuyorlar, adım atmaktan korkuyorlar. Zamanında bir boka batmak gerekiyorsa, en önde fırlayanlardandım. Hiçbir şeyden korkum yoktu, sadece kendi amaçlarım doğrultusunda yaşardım. Baksana, böyle gene lanet olsun. Biz her yerden dışlanıyoruz, yaptığımız her işi kapkaççılık bildiler. Bu yüzden göç ettiğimiz yerlerde iki yıldan fazla kalamayız. Belki bir kış geçirip farklı bir şehre göç ederiz. İnsanların kötü bakışlarını seçebiliyorsun ahbap, bunlara engel olamazsın. ”Dövüş müsabakalarında ölüp göl kenarına, köprü altlarına atılan cansız bedenlerin görüntüleri. Parka girdiğinde onlardan biri gibi olman için bir fedakarlık yapman gerekebilir. Eğer bir söz verdiysen o sözden geri dönmeyi aklından bile geçirme. Bu parktaki çocukların, gençlerin ve yaşlıların tek istediği bir yaşam alanı. Bu yaşam alanında da kendi kurallarını çizerler. Şehirde bir iş başvurusu yapacakları yerde bile hor görülüyorlar, bundan ötürü para kazanmak için türlü eğlenceleri var. Bunlardan bazıları; köpek ve horoz dövüşleri, arazi alanda tazı yarıştırmak, hamam böceği yarışları, eldivensiz ve kuralsız dövüş müsabakası gibi sıralanabilir. Doğru duydun, eldivensiz ve kuralsız. Bu dövüşlerde hayatta kalmak sana bağlı. Üzerine bahis oynarlar ve onlara para kazandırman gerekir. Ekstra performans göstermen gerekir ve bu dövüşleri ancak hakem olarak seçilen kişi bitirebilir. Pes etmen olanaksız, sadece hakem kararı ile oyun durdurulur. Ölümüne dövüş, bu yüzden bu dövüşe kuralsız dövüş deniliyor. Park hakkında öğrenecek çok şeyin var. İzleyebileceğiniz görüntüler, +18 uyarısı: GösterGizleYazıyı yazmamda bana ilham kaynağı olan @AllMighty 'e teşekkür ederim.
“Bizim sözlüğümüzde durmak kelimesi yok kardeşim. Yürü, yürü ve biraz daha yürü. Eline fırsatı geçirebilmek için hep daha fazlasını yap. Buradaki serseriler annesine babasına iyi bir imkan sunabilmek için dövüşüyorlar, kan döküyorlar. Canlarını hiç ediyorlar. Onlara ben de dahilim. Park içinde biraz saygı istiyorum. Bilirsiniz, saygı duyulan biri olmak için insanlar yıllarca okul okuyor. Yaşadığım hayat zor fakat bana seçme imkanı sunmadılar. Önüme koyulan kaptan yemek yedim. Bu şartları değiştiremeyiz, dövüşürken keyif aldığımı söyleyebilirim. Sırtımızda kırılmadık şey kalmadı. Masasından telli sandalyesine, tahta merdiveninden resim tablosuna... Aklına gelebilecek her şey dostum, her şeyi yaşadık. Bundan keyif alıyoruz ve dövüşürken kendimizi güçlendiriyoruz. Her ne kadar riski de olsa, dövüşten sonra iki bira yuvarlamanın zevkini hiçbir şey vermez. Karavan parkın önünden insanlar geçmek istemiyor, bizden korkuyorlar. Ne de olsa bize hep zulüm gösterdiler. Şehre indiğimizde hep bakışları üzerimizde, bundan hoşlanmıyoruz. Ama bizim pineklediğimiz yerden geçmeye korkuyorlar, bu bize biraz da olsa güven veriyor.”
“Biz hep dışlanan olduk. Kimine göre fazlaydık, kimine göre eksiktik. Hiçbir zaman bizi tam görmediler, ayırdılar. Örselendik, eskiden İrlanda'nın bağımsızlık savaşı dönemlerinde kaçacak bir delik arardık. Burası bize iyi bir çıkış kapısıdır diye düşündüğümüz her şehirde ayrı bir ırkçı milletle karşılaştık. Çektiğimiz kötülüklerin sınırı yoktu. Gören yolunu değiştirirdi. Bizse kendi içimize dönme kararı aldık. Oğullarımız bize para kazandırabilmek için kendilerini ölümün pençelerine bırakıyorlar. ”
“Erkek gibi görünmeyen çocuğu çocuk diye yanımda gezdirmem. Kapımın önüne paspas yaparım. Benim genlerimi taşıyan bir çocuğun savaşçı ruhuna sahip olması gerekiyor. Eğer benim gibi bir savaşçı yetiştiremediysem bu benim hatamdır. Bazen düşünüyorum, bunlar niye böyleler diye. Ben onların yaşındayken girmediğim delik yoktu, her yere ayak basıyordum. Sikeyim, şimdi işler böyle değil. Çocuklar bir şeyi yapmak için iki, bilemedin üç defa düşünüyor. Çünkü işe başlamaktan korkuyorlar, adım atmaktan korkuyorlar. Zamanında bir boka batmak gerekiyorsa, en önde fırlayanlardandım. Hiçbir şeyden korkum yoktu, sadece kendi amaçlarım doğrultusunda yaşardım. Baksana, böyle gene lanet olsun. Biz her yerden dışlanıyoruz, yaptığımız her işi kapkaççılık bildiler. Bu yüzden göç ettiğimiz yerlerde iki yıldan fazla kalamayız. Belki bir kış geçirip farklı bir şehre göç ederiz. İnsanların kötü bakışlarını seçebiliyorsun ahbap, bunlara engel olamazsın. ”