Flint Trailers - Irish Gypsies
Aslında bu hikayeyi anlatmak için çok uzun süredir zaman kolluyordum, ama şimdi hazırım.
Cork, buradan göç eden bir İrlandalıysanız eğer hayatınız berbat bir durum alacaktır. Parasal, ruhsal ve türlü sıkıntılar başından eksik olmaz. Hele ki bir de göçmenseniz işler sizin için sarpa saracakır. Büyük çoğunluk göç ettikleri yerde rahat durmayıp tekrar ülkelerine iade olurlar. Diğer bir kesimse akıllı davranıp kendi etnik kökenlileriyle bir ağ kurmaya çalışır. Koalisyon kuranların çoğu bu gafileyi ucuz atlatır. Dayanma fırsatı olan göçmenlerin çoğu kendi ağlarıyla para kazanmanın yolunu arar. İşler her zaman böyle ilerler. Kendi bölgelerinde adeta dokunulmazlardır ve bulaşılmasını istemezler. Keza tehlikeli gruplarıyla sizin başınıza dert olmaya yeter de artar. Asıl olay burada başlıyor, eğer bir grup çingenenin bölgenizde pineklediğinizi gördüyseniz büyük bir sorun var demektir. Arlanmaz, uslanmaz bu çingeneler başınızı bir dertten kurtaramadan diğer derde çoktan sokacaktır bile. Organize olmaları bir yana, size içten içe bağlanıp donunuzdakinine sahip olmadan rahat bırakmayacaktır. Kendinizi bu karınca deliğinden çıkartmak istersiniz ama nafile olur. Burada işlerin böyle yürüdüğünü söylemiştim. Kendinizi ya ucu bucağı görünmeyen dipsiz bir kuyuda bulursunuz ya da Times meydanında iç çamaşırlarınızla kalakalmış bir şekilde. Nasıl bir durumun içine düştüğünüzü kestiremez ve ciddiyeti kavramadıysanız size bir hediye bile verebilirler. Ne de olsa cebinizdeki son kuruşunuzla şu an iyi bir mağazada kendilerine kıyafet bakıyor olabilirler. Göz boyamaca, tamamen bu, olayın başından beri bundan bahsediyordum. Anlamayarak kendine büyük eziyet çektirdiğinin farkındasın ve bunu durduramıyorsun. Çingeneler hayata bir sıfır önde başlar, birazdan anlatacağım hikayede de bunun üzerinden geçeceğim. Sorgulamayıp sadece beni dinle. Hayattan pek umudun yoksa kendine iz bırakacak bir olaya dahil olmak istersin. Bu hemen hemen dünyadaki tüm umutsuz insanların düşüncesidir. Kimi banka soyar, kimi bir örgütlenme açıp terör estirir, kimiyse sadece oturduğu yerde bekler. Oturup bekleyenler, ayağına bir fırsat gelmeyeceğini çok iyi bilir, bunu bilirler ama sadece oturmakla yetinirler. Neden mi? Çünkü korkarlar. Kendi ismini duyurmak için risk almayı gözüne kestirmezler. Bu yönde de bu insanlara işe yaramaz deriz. Hikaye de tam olarak burada başlıyor. Caolan MacCaffrey ile tanışın. Kimileri çingenelerin birer fazlalık olduğunu düşünür, buna hak veren insanların sayısı da bir o kadar fazladır. Unutulan bir şeyin olduğunu da gözden çıkartıyorlar, çingeneler hayata bir sıfır önden başlar. Caffrey'in yerinde olmak sanılanın aksine daha trajedik, bir o kadar da eğlenceli bir durum. Hanginiz bir karavanda doğum yapmak ister? Kimse böyle bir talihsizliğin başına gelmesini istemez. Doğduğu günden ne bok olduğunu kestiriyorsunuzdur, karavan parklarında büyüyüp geçimini sağdan soldan çaldıklarıyla sağlayan bir piç. Kimi bu durumda olanların babası dahi yoktur. Neden mi? Çünkü karavan parklarındaki kadınların birçoğu sürtüktür. Para için giremeyeceği yatak yoktur ve bunun sonunu da düşünmezler, para en büyük anahtar. Para için gece sonunda bir anne adayı olurlar. Bu yönde de dünyaya babası olmayan piçler meydana gelir. Buna da talihsiz günün peydahı denir. Caffrey, talihsiz günün peydahıydı. Caffrey gibi karavan parkta onlarca çocuk var ve hepsi bu anlattığım senaryodan meydana çıkan çocuklar. Caffrey'e, hayatta pek umudu kalmamış, çabalamaya gerek duymayan bir piç olarak addedebilirsiniz. Kendisi bu talihsizliğin başrolü olduğunu biliyor ve kabulleniyor. Buna sebep olan annesi ve diğer karavan park sakinlerine de ev sahipliği yapıyor. Karavan parklarda başlayan bu serüveni sadece karavan parkta bitirebilirsin. Caolan, bu karavan parklardaki organizeyi sağlayanlardan. Bir topluluğu kendine bağlayıp onların karınlarını doyurmak için türlü türlü planlar üretip gün sonunda kârına kâr katan tiplerden. Caolan'ın bu ısrarcı tavrı onu bu karavan parkta en tanınan kişi haline getirdi. Kendine ait küçük bir suç ağıyla gasp, mücevher avcılığı, değnekçilik ve türlü türlü işleri yürütüyor ve bunu hobi haline getiriyor. Para kazanmak tek amaç da olsa Caolan bu işi sadece para için değil, profesyonellik için sürdürüyor. Kim gasptan gelen parayla kıçındaki donu değiştirebilir ki? Nereye kadar sürer bu? Caolan bunun farkındaydı ve kendine ayrılan hikayenin sonunu iyi biliyordu. 
Caolan'ın karavan parkını oluşturması bundan tam 7 sene önceye bağlanıyor. Cork şehrinin ücra köşelerinden bir konumu mesken tutup karavanlarıyla birlikte bir çember oluşturmuşlardı. Kendilerine küçük şehir adını vermişlerdi. Bu çember gün geçtikçe büyüyor, küçük şehir adının anlamını değerlendiriyordu. Bulundukları bölgede daha çok karavan sahipli insanlar, onlara ayak uyduran kadınlar ve örgütleşmeye çalışan kişilerin kol gezdiği bir yerdi. Bölgede kendileri gibi çingene olup, karavanlarda gürültülü sesler ile kavga eden aileler vardı ve bu aileler zamanlarını sokak başlarında kurdukları tezgahlarda sattıkları ürünlerle geçiniyordu. Bu ailelerin onlardan daha önce burada oturdukları ve örgütleşmeye çalışan kişileri daha çok tanıdığı belliydi. Caolan'ın bu küçük şehri, Cork şehrindeki kendisi gibi olan çingeneleri harekete geçirmeye yetmişti. Diğer çingeneler Caolan'ın bu hareketini meydan okuyormuşçasına algıladı, kim olsa böyle anlardı zaten. Cork şehri küçük olduğu kadar büyük bir şehir. İçinde çok nüfuslu çingeneyi barındırıyor. Caolan, başına geleceklerden habersiz sadece karavan parkıyla ilgileniyordu. Yıl 2016'ya dayandığında bu küçük şehir ne yazık ki yerini küllere bırakacaktı. Bahsettiğim çingeneler Caolan'ın bu başarısını kaldıramayıp bir gece vakti parktaki karavanları ateşe vermişti. Sağ çıkan Caolan ve birkaç kişi oldu. Bu iyi bir haber çünkü Caolan henüz ölmeyi hak etmiyordu. Neden mi? Çünkü o, üzerine karavan parktaki insanların sorumluluğunu almıştı. Ölseydi çoğu çingeneyi de beraberinde öldürecekti zaten, bu yüzden de ölmek onun için yasaklanan bir eylemdi. Burada işler nasıl yürür bilirsiniz, hikayenin başında da anlattığım gibi işleri sadece kan veya parayla yürütebilirsiniz. Bir çingeneye zarar verecekseniz onun öldüğünden emin olmalısınız. Eğer ölmediyse ikinci bir plana ihtiyacınız olabilir. Caolan, geride annesi ve diğer çingenelerle birlikte kalmıştı. Küçük şehirden geriye sadece küçük bir grup kalmıştı. Böyle olması iyi mi olmuştu? Belki de gerçekten iyi olmuş olabilirdi, darbeyi erkenden alması onu ayağa kaldırmıştı. Darwin MacGillins, bu isim Caolan için ön planda olacaktı. Kül olmuş karavan parktan geriye azınlık kaldığını biliyorsunuz, Darwin geride kalan diğer çingenelerin kendini toparlaması konusunda yardımcı oldu. Caolan ve annesi, Darwin'e karşı vefa borçlarını ödemeliydiler. İlerleyen işlerde Caolan ve Darwin birlikte oldular, bu cehennemden çıkmak için yapmaları gereken son iş vardı.
Caolan, Darwin ile birlikte 2017 yılının sonlarına yaklaşırken karavan parkını kül eden, Cork şehrinin batı kesiminde yer alan Robbie ve onun çingeneleri alt etmişti. Robbie, ekibiyle birlikte Caolan'ın parkına yapılan eziyetten kurtulmayı başaramamıştı. Robbie ve çingeneleri cayır cayır yanarken Caolan, geride kalan çingenelerle yalvarışlarını dinliyordu. Ölüm kapınızı çaldığında, ölüm meleği ve çığlıklarınızla baş başa kalırsınız. Çığlıklarınız hiçbir işe yaramaz. Yanarak ölmenin en kötüsü de bu; önce haykırışlarınızla kendinize yardım beklersiniz, yardımın gelmediğini anladığınızda olduğunuz yerde kalakalırsınız. Bunu istemsizce yaparsınız çünkü vücudunuzdaki sinirler beyninizden önce ölmüş olur. Bu evreye geldiğinizde sadece kendi bedeninizi izlersiniz. Uzun lafın kısası, bu yaptıklarından dolayı artık Cork'ta kalmaları imkansızdı. Eskiden neyse şimdi de öyle olacak. Bir çingeneyseniz göçebe hayatından kurtulmanız olanaksızdır. Yeni yerler, yeni insanlar ve yeni oluşan karavan parklar... Hikayemizin bir sonu yok, serüven henüz bitmedi. Kolay da bitecek gibi durmuyor.