 | l 'Eğer tanrı sana istediklerini vermiyorsa senin ondan alman gerekir. Bir melezin doğuşu, hikaye!' Sırbistan, Voyvodina/Bačka Palanka 19.12.1996 00:32
Mujic | Crime Syndicate Gece saatleri, gökyüzünü yıldırımlar kaplıyor şehir yankılanan gök gürültüsü sesiyle birlikte yokluğa gömülmüş. Babam Sırp annem ise Rus uyrukluydu, annem ile hiç tanışmadım. Babam Mujic adlı suç örgütünün önde gelen isimlerindendi. Ruslardan bir düzine adam babamın grubunu takip etmeye başladılar, benide beraberinde sürüklediler. Şehrin o karanlık gecesinde sokaklar boştu, sadece Ruslar ve Sırplar kovalamaca içindeydi. İlerleyen saatlerde artık kaçmaktan yorulan babam ve tayfası Ravanica Manastır'ına sığındı. Bir süre herkes tetikteydi, ortamı sessizlik bürüdü. Dakikalar sonra susturucu ilave edilmiş uzun namlulu tüfekle camdan içeriye ateş açtılar, babamın tayfasının bir çoğu orada hayatını kaybetti. Her ne kadar karşılık verilsede silah sesleri daha da hiddetleniyordu, o gece cehennenim yerin yedi kalt altı değilde burası gibiydi. Diğerlerini ardında bırakan babam beni bir çırpıda alıp gizli yer altı sığınağından kaçırdı. Henüz oniki yaşındaydım, neler olup bittiği hakkında hiçbir fikrim yoktu, sadece yüksek silah sesleri, bağırışmalar, sızlanmalar, gök gürültüsü ve sağanak yağan yağışın sesi beni çılgına çeviriyordu. Gün doğmadan son model araçla birlikte sadece babam ve ben dağ yoluna girdik, birkaç yüz metre ileride araç farlarını görebiliyordum. Araçlara yaklaştığımızda silahlı adamlarıda görebiliyordum, babam aracı birkaç metre mesafeyle durdurup motoru kapattı. Beni araçta bırakıp adamların yanına gitti, daha önce görmediğim yüzlerdi. Bu olaylar yaşanmadan önce babamın adamlarının hepsini tanırdım, bunlar onlar değildi. Babam bir süre onlarla öfkeli bir şekilde konuştuktan sonra o adamlardan bir çanta dolusu para aldı, o sıralar yorgunluktan uyuklamıştım.
Ertesi gün gözümü açtığımda bir dağ evindeydim, tahtalardan yapılan bu ev biraz eski gibiydi. Kalkıp kulübenin içinde turlamaya başladım, dışarıdan gelen sesleri duyup cama doğru koştum. Babamın etrafında birçok arkadaşı vardı, birde ağaca bağlı olan bir yabancı. Babam yabancıya pek iyi davranmıyordu, ona işkence uyguluyordu anlaşılan o adamdan alması gereken bilgiler vardı. Bir süre gözümü kırpmadan izledim, sonrasında ise beynine giren kurşunu gördüm. Bu hayatların sönmesi, insanların ölmesi hep insanların aç gözlülüğü yüzünden. İnsan ırkının yaratıldığı andan itibaren dünyayı savaşlar, kaoslar, felaketler ve yıkım dünyayı kötü bir yere çevirdi, bu insanların suçu. Bir süre burada kalmamız gerektiğini anlamıştım, Ruslarla olan problemi çözene kadar. Bende bir Rus piçiydim, bana pek hoş davrandıkları söylenilemezdi. Babam beni bir süre sonra kendisinden uzaklaştırdı, büyükbabam Arsenije'nin yanına, kereste fabrikasına gönderdi. Büyük babamı ile ilk kez orada tanıştım, artık babamdan uzaklaştığımı iyice anladım. Kereste fabrikasında birşeylerle uğraşarak yıllarımı orada çürüttüm, büyükbabamında bu işlerin içinde olduğunu biliyordum fakat o beni bu işlerden uzak tutuyordu. Bunun içinde doğdum bunun içinde büyüdüm, nasıl uzak kalabilirdim? Gece saatlerinde kereste fabrikasında çalışan yaşıtlarımla şehire iner, ufak tefek soygunlar yapardık. Paraya ihtiyacımız yoktu, sadece zevk ve kafa dağıtmak içindi. Bir süre buradan gelen paralarla partiledik, yedik içtik hayatımızı yaşadık. Bu çok uzun sürmedi, elbet bir yerden açık vereceğimizi biliyordum sonunda olan oldu, acemice davrandık. Büyükbaba Arsenije peşimize adamlarını taktı, onları fark etmedik. Arkadaşım Fellorish onları bir süre farketti, büyükbaba'nın adamları olduklarını bilmiyorduk, bizde gerekeni yaptık. Gün doğumuna yakın kereste fabrikasına döndüğümüzde fabrikanın ışıkları tamamen kapatılmış, sessiz bir hava vardı. Aracı uzakta durdurup yaya devam ettik, gittikçe içerilere girdiğimizde daha da tedirgin oluyorduk. Zifiri karanlıktı, ofisin kapısını açtığımızda birden ışıklar yandı. Öldürdüğümüz adamlar büyükbaba'nın ayakları altında duruyorlardı, şaşkına dönmüştük. Benim damarımdaki Rus kanını öne sürüp beni öldürtmeye çalıştı, adamlarını üzerime saldı. Arkadaşlarım ile birlikte odadaki adamları halletmiştik, büyükbaba silahına davranıp bana doğru nişan almıştı. Bir süre ona doğru sadece baktım, kafamı sadece sağa sola sallıyordum. Bir süre sonra tüm haklarımdan feragat edip ülkeyi terketmem için bana bir şans tanıdı aksine beni ve arkadaşlarımı öldürecekti. Öyle oldu, ülkeyi terk etmek için hazırlığımızı hızlıdan yaptık ertesi güne Rusya'ya biletleri aldık. Bir süre Rusya'da faaliyet gösterip işleri büyütmeyi hedefledik, öylede oldu. Biraz büyüdükten sonra Rusya'da eski düşmanların üzerimize suikastçileri salmaları bizi tedirgin etsede bir yanımın Rus olduğunu onlarda biliyordu. Soygunları büyütmeye başladık, bazı caddelerdeki sıra dükkanlarının haracına kadar alıyorduk. Rusya'da arkamızda kimse yoktu, bunu biz kendimiz yaptık. Uzun süren faaliyet sonrası büyükbaba Rusya'ya geldi, benimle görüşebilmek içindi. Ziyaretinin sebebi Rusya'da onun ününü devam ettirmemdi, bunu kabul etmeyip onun bana yaptıklarını hatırlayınca sinirlerime hakim olamadım, onu oracıkta öldürdüm. Olay henüz yeni yaşanmışken bir grup benim haracını aldığım sıra dükkanlarına çökmüş, orayı yağmalamıştı. O heriflerin peşine düşmemizi istiyorlardı, kendilerini bize göstermek için böyle bir saldırıda bulunduklarına meclisten karar çıkana kadar tartışıldı. Yaptıkları şey haraca çökmek değil, dükkanları yağmalamakta değildi, sadece onların izini takip etmemizi istiyorlardı. Çok geçmeden peşlerine düştük, onlarla Vayzinza caddesinde karşılaştık. Bizden kaçmaya çalışmıyorlardı, sadece onları takip etmemizi istiyorlardı. Bir süre onları takip ettik, araçlarla birlikte dağ yoluna girdiler ve kilometreler sonrasında bir dağ evinde durdular, bizde hemen peşlerinden içeriye daldık. Birkaç takım giymiş adam dışında koltukta oturan orta yaşlarda sakallı biri vardı, yüz siması tanıdık geliyordu. Bir süre hiç konuşmadan benim ona haykırışımı dinledi, dakikalar sonra kafasını kaldırıp bana baktı. Gördüğüm bu yüz babamındı, bir yandan sevindim bir yandan öfkelendim. Bana sırt çeviren birisi yıllar sonra tekrar karşılaşmıştık. Uzun bir süre bana baktıkan sonra ayaklanıp bana yaklaştı, ceketimin içinde sakladığım bıçağı çıkartıp onun boynuna dayadım. Onu öldürmek aklımdan çıkmasada onun benim kanımdan olduğunu düşünmek beni durduruyordu ama yeteri kadar değil. Onun oracıkta boğazını kestim, adamlarını ise arkadaşlarımla birlikte haklayıp oradan ayrıldık. Aylar sonra Rus mafyası bize para karşılığında riskli bir iş yaptırmak için birkaç kişiyi gönderdi, onlar için ihaleye hile karıştırıp sonrasında ihale satış sorumlusunu halletmemiz karşılığında beşyüz bin dolar vereceklerini işi kabul ettiğimizde paranın
|