

Burke, "
21 yaşın altındalarsa, genellikle onlara bakarız ve alkol ya da başka bir şey tüketmiş gibi görünüyorlarsa, bir nefes test cihazımız olur" dedi. “Eğer 18, 19, 20 yaşındalarsa, genellikle onlara bir bilet yazıp gönderiyoruz. 18 yaşından küçüklerse çocuk mahkemesine sevk edeceğiz ve bir ebeveynin gelip onları almasını sağlayacağız.”
Ebeveynler geldiklerinde mutlu değildi.
"
Hayır, genellikle değiller," dedi Viansky. “
Yine de ebeveyn olmanın bir parçası. Bunu bir süredir yapıyorum ve onların (ebeveynlerin) polise ya da çocuklara kızdıkları bir karışım elde ediyorsunuz. Onların (gençlerin) sokaklarda yürümesine izin veremeyiz, bu yüzden anne ve babayı yataktan kaldırıp ebeveyn olmalarına izin vermeliyiz.”
Philadelphia'dan iki kardeş, ailelerinin evinde hafta sonu düzenlenen uyuşturucu baskınıyla ilgili olarak tutuklandı.
Bürodan tutuklama bilgi notlarına göre, “
Düzinelerce reşit olmayan denek alkol için pozitif test sonuçları elde edildi.”
Tutuklama bilgi notlarında, 20 yaşındaki Nakagawa Washi ve yaşları belirtilmemiş olan Mitsui Washi'nin her birinin, pervasızca tehlikeye atılmak üzere birer suç sayıldığı belirtildi; uyuşturucu kullanmak veya bulundurmak; ve alkollü bir ürün satmak, sunmak veya teşhir etmek.
Buna ek olarak, Nakagawa Washi bir ons'tan fazla esrar bulundurmakla suçlanıyor.
2019 yılında ırkçılığa ve benzeri eylemlerle fazlasıyla karşılaşan Akira Kitahachi'nin oğlu, Matsuya Kitahachi çevre okullardan ve kendi bulunduğu okuldan topladığı kendisi gibi Japon asıllı olan yaşıtlarıyla grubu babasının yarattığı sokak çetesine çevirmeye karar verdi. Bosozoku, Japonya'da bitmiş ve hâla üstüne gidiliyor olması korkutmuş olsa da buna cesareti olanlar adım atabildi.
Bosozoku kültürünün oluştuğu Japonya'da neredeyse tükenmiş ve oldukça az üyesi olan bu tip bir motosiklet çetesinin Amerika'da kurulmuş olması tekrar aktif olabileceğini gösterdi. Yine de kendi kurallarını koymaları üyelerinin az olmasına sebep oldu.
Florida üzerinde tekrar tabanlaştırılmış olan motosiklet çetesi, ikinci jenerasyon olarak birkaç üye barındırıyor. Birinci jenerasyona ait olan çete üyeleri kimi zaman bağlantı olarak kullanılıyor ve çete için destek veren birisi hâline geliyor. | | |
Hinosai-gumi — Nokusai Organized Crime GroupJaponya'nın en derin ailelerinden biri olmasa da, 90lı yıllarda başlamış olan güç savaşından payını oldukça iyi şekilde kopartmış olan Imada Hinosai'nin durmak bilmeyen güç kazanma isteği, Hinosai-Gumi'i uluslararası bir suç örgütü hâline getirmek için hazırlanır hâle getirdi.
Uluslararası bir suç örgütü olmak için hazırlanıyor olması, örgüt içindeki rekabetleri daha da fazla arttırdı. Hinosai-gumi'nin ülke içerisindeki faaliyetlerinin tavan yapmasının yanında, yurtdışı ağlara diğerlerinden daha fazla erişim sağlayarak terfi ve saygı isteyen aile üyeleri perdeler ardında birbiriyle savaştı.
Akira Kitahachi'nin amcası tam donanımlı bir örgüt üyesiydi. Akira'nın, Florida'da tekrardan başlattığı motorize alt kültürünün bağlantılarının genişlemesini sağlamak gibi önemli bir rolü vardı. Ancak patronuyla beraber Nagoya'da bir suikastte öldürülmesinin ardından Akira Kitahachi yas ve güç kaybı eşliğinde bir ev partisiyle sonunu hazırladı.
Akira Kitahachi'nin, Florida içinde kısa sürede yarattığı bu büyük etki Japonya merkezli Hinosai-gumi ailesinde epey yankı yarattı. Japonya'da hükümet tarafından fazlasıyla agresiflik gösterilen motorize alt kültürü hiç tercih edilmemesine rağmen, tokko-fuku üniformaları, motorları ve yaşam tarzlarının Florida gibi noktalarda bu kadar ünlü olması, aile üyeleri için yeni fırsatların doğuşunu garantiledi.
Doragon'noizo Birinci Jenerasyon üyelerinin tamamının tutuklanmasının ardından boşalan noktayı doldurmak adına örgüt üyeleri arasından fazlaca istek vardı. Ancak durumun yeni olması ve örgüt içindeki iç savaşın bitmek bilmemesi bunu engelledi.
Ancak planda olmayan en büyük detay ise Matsuya Kitahachi oldu. Kısa süre içerisinde alt kültür grubunun tekrardan duyulmaya başlanması, Akira Kitahachi'nin oğlu ve ikinci jenerasyon üyelerinin tekrar Vice City'de aktiflik göstermesi, Hinosai-gumi içinde yeniden yankılanmalara sebep oldu. Bu da tekrardan yurtdışı ağ kurma isteğini doğurmuş olsa da, iç savaşlardan ötürü gücünü bir miktar kaybetmiş olan örgüt, bununla ilgilenmekten vazgeçti.
Fakat zayıflamış olan Hinosai-gumi'nin ikinci lideri, oğlunu Matsuya Kitahachi'nin grubuyla birleştirmek ve ağ oluşturarak tekrardan güç kazanmak istedi. Bu isteği reddeden büyük kardeş Imada Hinosai, Küçük Tokyo ve kendi bölgesinde sürekli olarak sorun yaratan Connor Nokusai ve örgüt üyesi olmamasına rağmen Nagoya'nın en çok korku duyulan kadını Noda Koharu'yu görevlendirme kararı aldı. | |  |
 | | Noda Koharu
Düzenin en içinde olan insan olmanın yanında düzen tarafından en çok reddedilen insanı Noda Koharu, suç hayatına bir geyşa olan annesinin civar örgütlerin alt gruplarının arasındaki savaş sırasında katledilmesinin ardından başladı. Basit bir filmi andıran hayat hikâyesi, market soygunuyla başladı ve büyüdü. Soygun yaptığı bölgenin ana yöneticisi Connor Nokusai tarafından borçlandırılıp zorla işe alındı.
Connor, önce Noda Koharu'yu fuhuş salonlarından birisinde ayrılmış bir yerde çalıştırmayı düşündü. Ancak Noda'nın keskin zekâsı ve arkasındaki potansiyel, geyşa olmaktan daha fazlası olabileceğini gösterdi. Bunun üstüne araç hırsızlığı ve parça işinde görevlendirildi. Bundan kısa süre içerisinde kâr yapmaya başlayınca Noda daha fazla öne çıktı ve birkaç yıl içinde Connor Nokusai'nin en güvenilir adamı oldu.
Kadına saygı duyulmayan bir örgütün sayılı adamlarından birisi olan Connor, sözcüsü ve muhasebecisi olan Noda Koharu sebebiyle saygısızlık eylemleriyle karşılaştı. Ancak Noda'nın Küçük Tokyo içerisinde Connor Nokusai'e
|
saygısızlık eyleminde bulunan suç patronunu kendi grubuyla öldürtmesinin ardından kısa süre içerisinde son buldu. Connor, ne kadar Noda patronu olsa da dışarıdan ortak gibi gözükmeye başladı. Bu, tekrardan örgüt içinde yeni dalgalanmalara sebep olsa da Hinosai-gumi içinde en çok para kazanan suç patronunun Connor Nokusai olduğu ve bu paranın yarısının Noda Koharu'nun işlerinden geldiği biliniyordu.
Asla kabul edilmeyecek olmasına rağmen Noda Koharu, Hinosai-gumi'e adalı suç patronlarına cömert hediyeler ve saygı gösterileriyle kendini yerinden edilmeyecek ve bulunduğu suç dünyasından kovulmayacak şekilde zincirledi. Nagoya'nın tamamını aldıktan sonra artan suç oranı, aynı zamanda değişen hükümet kadrosunun ardından üstlerine diğer örgütler tarafından epey baskı yapıldı. Hinosai-gumi'nin bir kadını suç patronuymuşçasına kabul etmesi, geri kafalı örgütler tarafından epey kınandı ve iş birliğini bozdu.
Yaşanan iş birliği bozgunları Hinosai-gumi'nin kısmi savaşlara girmesine sebep oldu. Ve savaş boyunca bütün yük Connor ve Noda ikilisine yüklendi. Japonya temelli iki örgütün yenilerek Hinosai-gumi'e çalışmaya başlamış olması diğer örgütleri sustursa da, savaşın yarattığı sonuçlardan dolayı Nagoya, Osaka gibi örgütlerin eriştiği noktalarda kolluk kuvvetleri tarafından büyük darbeler aldılar. Mevcut durumdan oldukça geriye gitmiş olsalar da Nagoya'da hâla işlerini sürdürebilecek kadar güçleri var.Azalea Sokağı'nda hayat kadını olan Chan Lei'nin arka sokaklarda canice öldürülmesinin ardından sadece iki hafta geçti. Şüpheli listesi geniş olmayan LAPD yetkilileri son şansını Peter Hu ve David Po üzerinde kullandılar.
Peter ve David, söylenilenlere göre Chan'i yakından tanıyan birisiydi. İddialara göre hayat kadını olan Chan Lei'i koruma görevini üstlenen Peter ve David, sözü verilen paraya ulaşamaması sebebiyle Chan Lei'i palayla, arka sokakta katletmişti.
Fakat LAPD yetkililerininin açıklamalarına göre Peter Hu ve David Po, bu iddiaların yanlış olduğunu kanıtlarla ileri sürdü ve serbest bırakıldı.
Azalea Sokağı'nda yaşayan tek hayat Çin asıllı Chan Lei değildi. Onun gibi birçok Çin asıllı kadın, hayatın maddi yönlerini bu iş ile yöneltiyorlar.
Lokal işletmelerle yaptığımız röportajlarda başka bir hayat kadınıyla sorun yaşadığını ve onun bir kiralık katil bile tutabileceğini söyledi. Fakat LAPD yetkilileri yaptığı araştırmalarda buna benzer bilgiler elde edemediği için bu ihtimal rafa kaldırıldı.
Chan Lei'nin cesedini iki hafta önce cesedini oğlu bulmuştu. Oğluna bunu yaşatan caniler ise hala sokaklarda gezebiliyorlar. Eğer bu duruma dair herhangi bir bilginiz, suçluların yakalanması adına sunabileceğiniz bir kanıt varsa lütfen 911 Acil Çağrı hattını kullanın. | | |
Sözlük tanımı olarak suç, “yasaya aykırı bir eylem” veya “genel olarak kötü veya yasa dışı faaliyet veya davranış” anlamına gelir. Öte yandan organize suç, “çoğunlukla uluslararası bağlantılarla, ulusal ölçekte düzenlenen ve koordine edilen suç faaliyetleri” anlamına gelir. Organize suç, dünya çapında, kolluk kuvvetlerinin kritik bir endişesi olduğu kadar, mücadele edilmesi gereken bir sosyal sorundur. Organize suç, zayıf devletlerde ortaya çıkmakta ve alternatif bir güç kaynağı olarak devleti daha çok zayıflatmaktadır. Dünyamız, son birkaç on yılda yaygın ve ani siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik değişiklikler gördü. Organize suç örgütleri, küreselleşme gibi bu değişimlerin yarattığı fırsatlardan, açgözlülüklerini ve güç hırslarını tatmin etmek için hızlı bir şekilde yararlanmaya başladılar. Bu örgütlerle bağlantılı şiddet ve sömürünün neden olduğu acı ve ıstırap açısından topluluklara ve bireylere maliyeti hesaplanamaz. Ayrıca bu suç örgütlerinin topluma verdiği zarar ve bunların işçi sendikaları, siyasi kurumlar, finansal piyasalar ve büyük endüstriler üzerindeki etkisi ölçülemez. Aslında tek başına ekonomik etkisine bakmak bile bu konunun önemini gösteriyor. “Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi, Küresel Organize Suç Projesi, Mali Suçlar Görev Gücü, küresel organize suçun yılda 1 trilyon dolara yakın kâr elde ettiğini tahmin ediyor”. Bu makale, farklı ülkelerden örnekler vererek, organize suç sorununun niteliğini ve tarihsel gelişimini açıklayarak ciddiyetini gösterme girişimidir. Organize suçla aktif devlet müdahaleciliği ve gerekli kısıtlayıcı yasalarla mücadele edilmesi gerektiği tartışılacaktır. Bu noktaya gelebilmek için önce organize suçun tanımı ile başlanacak, daha sonra tarihsel gelişiminin anlatılmasına geçilecektir. Özellikle organize suç örgütlerine örnek olarak İtalyan-Amerikan Mafyasının gelişimine odaklanılacaktır. Son olarak, bu konuda yazılmış önemli kitaplar ışığında organize suç sorununu önlemenin yolları tartışılacaktır.
Daha önce de belirtildiği gibi organize suç, “genellikle uluslararası bağlantılarla ulusal ölçekte düzenlenen ve koordine edilen suç faaliyetleri” anlamına gelir. Organize suç örgütleri uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama, kaçakçılık, şantaj, kumar, fuhuş, hırsızlık gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunurlar. Mafia kelimesinin kökeni hakkında büyük bir tartışma olsa da genel olarak “Morte Alla Franciese Italia Annella” ifadesinin kısaltması olduğu varsayılmaktadır. “İtalyanca'da Cosa Nostra olarak da adlandırılan ve genellikle İtalyanca'da “bizim şeyimiz” olarak tercüme edilen Mafya, 19. yüzyılın ortalarında Sicilya'da gelişen organize bir suç örgütüdür”. Feodalizmden kapitalizme geçişte, giderek güç kaybeden feodal toprak sahipleri, kendilerini Fransız işgallerinden ve köylü isyanlarından korumak için Sicilyalı köylülerden oluşan bir grup silahlı adam örgütlemek zorunda kaldılar. Böylece Mafya, devletin zayıflığı ve Sicilya'daki köylü isyanları nedeniyle tehlikede olan toprak ağalarının denetimindeki yasadışı bir örgüt olarak kurulmuştur. Zaman içinde bu faaliyet yoluyla, ortaya çıkan Mafya diğer toplumsal gruplardan daha fazla ekonomik ve politik gücü sağlamlaştırabildi ve kısa bir süre için tek güvenilir hukuk ve düzen kaynağı haline geldi. Mafya kısa sürede bağımsız bir dernek haline geldi ve kendisi için çalışmaya başladı. Diğer organize suç örgütlerinin rol modeli olan Sicilya Mafyası, suç ailelerinden oluşmaktaydı ve hiyerarşik bir yapıya sahipti. Ailenin “Don” adında bir patronu, bir alt patronu, bir consigliere danışman), bir caporegime(alt personelden sorumlu kişi) ve birkaç asker, aile için çalışan ortakları vardı. ABD'nin hayaller ülkesi ve yeni dünya olarak kurulmasıyla birlikte İtalya başta olmak üzere birçok ülkeden Amerika'ya büyük bir göç başladı. Birbiri ardına göçmen ve azınlık grupları, yeni toplumlarını adil bir hukuk, düzen, güç ve fırsat sistemi açısından eksik bulduklarında, Mafya çekici bir alternatif haline geldi.
Organize suç Batılı ülkelerle (Japon Yakuza, Rus Vor) sınırlı olmamakla birlikte, merkezinin önce Sicilya, ardından New York, ABD olduğu kuşkusuzdur. 1920'lerde İtalyan-Amerikan Mafyasının muazzam bir güç kazanmasına izin veren bazı özel koşullar vardı. Her şeyden önce, büyük göç dalgası nedeniyle New York'ta etnik temelli topluluklar ve mahalleler oluştu (İtalyan, İrlanda, Yahudi mahalleleri vb.). İkincisi, ABD büyük bir ekonomik kriz içindeydi ve insanları yasa dışı faaliyetlere ve mafyaya yönlendiren ciddi sosyoekonomik sorunlar vardı. Üçüncüsü, Federal yetkililerin popüler olmayan 1920 tarihli Volstead Yasasını(Yasak Dönemi olarak da bilinir) yürürlüğe koyma çabaları, ülke çapında ve uluslararası temaslarla yüksek düzeyde organize edilmiş kaçakçılık çetelerinin büyümesini sağladı. Volstead Yasası, ABD Anayasası'nda yapılan 18. değişikliğin uygulanmasını emretti ve tüm niyet ve amaçlar için şarap, bira ve likör yasaklandı. Ülkede alkollü içecekler çok popüler olduğu için mafya kendini meşrulaştırma ve kaçakçılık yoluyla milyarlarca dolar kazanma şansı buldu. Böylece 1920'lerden itibaren mafya büyük paralar kazandı ve halk arasında sempati buldu. New York, Chicago gibi büyük şehirlerde Al Capone, Charlie “Lucky” Luciano, Frankie Yale, John Torrio gibi yeni mafya patronları ortaya çıktı ve mafya örgütleri çok güçlendi. 1970'li yıllara kadar -kısmen RICO Yasası gibi yasa dışı eylemlerde bulunan bir örgüte üye olmayı suç haline getiren yasalar ve tanık koruma programı gibi programlar nedeniyle- Mafya ABD'de çok güçlü kaldı. Bu RICO eylemi ilk kez Mafya'nın Omerta olarak bilinen ünlü sessizlik kodunu yenmeyi başardı. 20. yüzyılın ortalarında, Mafya'nın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok işçi sendikasına, özellikle de başkanı Jimmy Hoffa'nın garip bir şekilde ortadan kaybolduğu Teamsters'a sızdığı iddia edildi. Mafya'nın Jimmy Hoffa'nın ölümünü planladığına inanılıyor. Mafya'nın liberal Amerikan başkanı John Fitzgerald Kennedy'nin suikastına karıştığına dair bazı söylentiler de var. Bu örnekler ispat edilemese de devletin meşruiyet ve yaptırım gücünden yoksun olması nedeniyle mafyanın nasıl devlet içinde devlet haline geldiğini göstermektedir. James M. O'Kane'e göre 1970'lerden itibaren İtalyan mafyasının yerini diğer organize suç örgütleri almıştır. O'Kane'e göre bu gelişmenin diğer ülkelerden göç ve yeni etnik organize suç gruplarının ortaya çıkması ve İtalyan çeteleri arasındaki rekabet gibi bazı nedenleri vardır.
Organize suç, dünyadaki çoğu ülkede en popüler suç türlerinden biridir ve toplumlara ve bireylere çok büyük zararlar verebilir. 1993 yılının Şubat ayında, Rusya Devletleri Federasyonu'nun ilk seçilen başkanı Boris Yeltsin, "Organize suç, Rusya'nın stratejik çıkarları ve ulusal güvenliği için bir numaralı tehdit haline geldi." demiştir. Ayrıca, bu örgütlerin kazançları yasadışıdır ve yoksulluk, işsizlik, sosyal güvenlik vb. farklı sosyal sorunlara çözüm bulmak için kullanılabilecek devletin parasını çaldıkları kayıt dışıdır. Bu nedenle, organize suçla mücadele etmek hayati önem taşımaktadır. Toplumda huzur ve istikrar sağlanmalıdır. Organize suçlar topluma ciddi zararlar vermektedir. Organize suçlar nedeniyle devletlerin meşruiyeti vatandaşların gözünde büyük ölçüde azalmaktadır. Bu kuruluşlar, yoksulluk, işsizlik, sosyal güvenlik vb. farklı toplumsal sorunlara çözüm bulmak için kullanılabilecek hiçbir vergi ödemeden yasadışı para kazanıyorlar. Mafya nedeniyle gençler uyuşturucu, şiddet gibi zararlı şeylere bağımlı hale geliyor.
Uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama, kaçakçılık, şantaj, kumar, kaçakçılık, fuhuş, hırsızlık gibi pek çok organize suç türü vardır. Özellikle uyuşturucu kaçakçılığı mafya için en karlı işlerden biridir. Uyuşturucu endüstrisinin yüksek düzeyde organize olmuş suç örgütlerinin hakim olduğu sıklıkla varsayılırken, bunlar nispeten az sayıdadır ve endüstri büyük ölçüde farklı işlevler etrafında örgütlenmiş daha küçük işletmelerden oluşmaktadır. Ayrıca Afrikalı-Amerikalı çeteler, mafya (İtalyan-Amerikalı mafya) vb. gibi birçok farklı organize suç grubu vardır. Bu tür suçlar ve örgütler, devletin meşruiyetini ve gücünü zayıflattığı ve kazanç sağladıkları için demokratik devletler için büyük tehdit oluşturmaktadır. milyonlarca dolar karapara. Örneğin, Amerikan toplumuna yönelik en büyük tehdit, uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama etrafında şekillendi. Buna ek olarak, Volstead Yasası'ndan başlayarak çok etkili olan İtalyan organize suç (IOC) gruplarının Amerikan toplumu için oluşturduğu bir diğer büyük tehdit. IOC grupları, onlarca yıldır eroin kaçakçılığına dahil olmuştur. 1980'lerde IOC uyuşturucu kaçakçılığını hedef alan iki büyük soruşturma, "Fransız Bağlantısı" ve "Pizza Bağlantısı" olarak biliniyor. Örneğin pizza bağlantısı, FBI'ın uyuşturucu savaşına girmesini işaret etti ve medyanın ilgisini, belki de devam eden ve önceki davalara göre hak ettiğinden daha fazla aldı. Bu ve diğer araştırmalar, diğer büyük uyuşturucu kaçakçılığı örgütleriyle uyuşturucu kaçakçılığındaki işbirliğini belgelemiştir. IOC grupları ayrıca yasadışı kumar, siyasi yolsuzluk, gasp, adam kaçırma, dolandırıcılık, kalpazanlık, meşru işletmelere sızma, cinayetler, bombalamalar ve silah kaçakçılığıyla da ilgilenmektedir. İtalya'daki endüstri uzmanları, dünya çapındaki suç faaliyetlerinin yıllık 100 milyar dolardan fazla olduğunu tahmin ediyor. Bazı ülkelerde organize suç örgütleri, faaliyetlerine verilen desteği artırabilecek ideolojik bir geçmişe de sahip olabilirler Organize suçlar, devlet otoritesinin tam oturmadığı ve bu gruplarla mücadele konusunda yeterli hassasiyet, kararlılığın olmadığı ülkeler için hala çok önemli bir sorundur.
Mafya ile ilgili bir diğer sorun da film, dizi ve romanlarda organize suç figürlerinin kullanılmasıdır ki bu da organize suçun popülaritesini ve meşruiyetini artırmaktadır. 1972'de birçok Amerikalı, The Godfather'ı okuyup izliyordu, bunu kısa süre sonra Mafioso'nun ritüel törenlerini ve suç davranışlarını açıklamaya adanmış bir kitap ve film seli izledi. Gangster filmleri ve romanları sanatta bir tür haline geldi ve Robert De Niro, Al Pacino, Martin Scorsese gibi insanlar bu türün yıldızları oldu. Sanatta kısıtlama etik bir şey olmasa da, bu tür çalışmaların gençlerin mafya gruplarına sempati duyması ve organize suçların meşruiyeti üzerinde uyarıcı bir etkisi olması şaşırtıcı değil. Gençlik ile suç ve birçok gençlik alt kültürü tarzı arasında kaçınılmaz bir bağlantı olduğu için gençlerin faaliyetlerinin kriminalize edilmesine daha fazla maruz kalabileceği de özellikle mafya filmleri gibi popüler kültür unsurları tartışıldı.
Son olarak, bence organize suç en ciddi suç türüdür çünkü bir ülkenin siyasi kararlarını, ekonomik politikalarını, sosyal yapılanmasını vb. etkileyen çok fazla güce sahiptir. İtalyan-Amerikan mafya örneği bize organize suçla mücadele etmek için şunu öğretiyor. hükümetler gerekli kanunları yapmalı ve toplumsal sorunları çözmelidir. Organize suç, özellikle başarısız devletlerde alternatif bir güç merkezi ve adalet mekanizması kaynağı olarak güçlendi. Ayrıca organize suç, sosyoekonomik problemlerle güçlenmektedir. Gettolarda büyüyen yoksul gençlerin organize suç çevrelerine katılma eğilimi daha fazladır. Devlet ve özel sektör istihdam ihtiyacına cevap veremezse, o zaman insanların yaşaması için yasa dışı faaliyetlere ve organize suçlara bulaşmaları gerekecektir. Ayrıca kültürel alanla ilgili olarak; insanları mafya örgütleri kurmaya teşvik eden, suçluları kahraman gibi gösteren filmler, diziler yasaklanmalı. En önemlisi, insanlara demokratik bir şekilde öğretilmeli ve mafyanın alternatif bir adalet kaynağı değil, topluma zarar veren çok büyük bir hırsız ve katil olduğu öğretilmelidir. Barışçıl demokratik bir toplumsal yaşam ancak organize suçların ve genel olarak suçların ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilir. Bu nedenle devletler ve sivil toplum örgütleri organize suçu ortadan kaldırmak ve demokratik bir toplum yaratmak için birlikte çalışmalıdır.