Şikayetlerin özellikle savaş döneminde çoğalmasının nedeni açık ortada ve üstte yazılmış. Kimse altta kalmak istemiyor. Savaş esnasında geriye düşen taraf oyun dışı yollarla tekrar öne çıkmaya çalışıp kendince sebepler yaratarak şikayetlere başvuruyor. Çünkü şikayetlerinden herhangi birisi bile kabul olsa "bize ihlal yaptınız ve bu yolla önümüze geçtiniz" tarzında bir argüman üretebilecekler. Şikayet alan üstün taraf ise yine şikayet açarak karşılık veriyor. Çünkü onların da olası bir cezalandırma durumunda "tek hatalı taraf biz değiliz, siz de hata yaptınız" demeye ihtiyacı var.
Şikayetlerde milyar tane iletinin oluşmasına da şikayet kültüründen, mantığından haberdar olunmaması neden oluyor. Şöyle ki, açılan şikayetleri şikayetçi taraf veya savunmacı taraf incelemez. Yönetici inceler. Bu yüzden şikayet açıyorsak yalnızca olayı anlatmalı ve nerelerde ihlal gördüğümüzü açıklamalıyız. Savunma yapıyorsak yine olayı kendi gözümüzden anlatmalı ve neyi neden yaptığımızı açıklamalıyız. Gidip şikayet açtığımız kişiye "sen beni nasıl buldun" dersek, o gelip "sen beni niye vurdun" diye sorarsa doğal olarak konu amacından sapar ve ikili münakaşaya girer. Malum bir kere başlayan münakaşanın da sonu gelmez.
Şikayetlerin açılmasına getirilebilecek bir önlem yok, buna oyuncu doğası sebep oluyor. Bence en baba önlem bile getirilse şikayet savaşları devam edecek. Savunmaların uzaması konusunda da aslında kendi önlemimizi alıp sakin kalırsak bir problem yaşamayız. Yine de şikayetler için ufak bir kural/yaptırım düzenlemesi (şikayetlerin amacından sapması gibi durumlarda direkt reddedilmesi gibi) ile savunmaların tartışmaya dönmesi engellenebilir.