
| | Marcus Rochebard
Uyruk: İngiliz Ad/Soyad: Marcus Rochebard Doğum Yeri: Manchester / İngiltere Doğum Tarihi: 15.7.1995 Cinsiyet: Erkek Dil: İngilizce [Mancunian] Boy, Kilo: 184 - 77 Ten / Göz Rengi: Beyaz / Ela Saç Rengi / Tipi: Kumral / Düz
Medeni Hal: Bekar İnanç: Protestan __ Karakter Özgeçmişi/Karakteristik Bilgileri:
15 Temmuz 1975'te Manchester'da doğdum ve bu sebeple bir Mancunian'ım. Tek çocuk muyum peki? Hayır. Benim dışımda 3 kardeşim daha var ve ben onların en büyüğü olmak ile beraber tek erkek kardeşleriyim. Yani onlarla sorumlu olan kişi -en azından ben öyle hissediyorum- benim. İki tanesi ile aramda iki yaş farkı varken biriyle ise aramızda dört yaş farkı var. Onlarla ilişkilerimi ise birazdan öğreneceksiniz.
Annemin dediğine göre ben ikizleri çok kıskanmışım doğdukları zaman. Onlara bir kere biberonumu -evet, üç yaşıma kadar biberon içiyordum- atıp, suikast girişiminde bile bulunmuşum. Bunun sebebini sorduğum vakit ise çok küçük oldukları için tüm ilgi onların üzerindeydi. Bende bundan korkmuşum, ellerimden onları alacakları için. Annemin ve babamın çabaları sayesinde ise bir köşede onların büyümesini beklerken hop bir tane kardeş daha geldi. İkizler iki yaşında olup, benimle oynadıkları için Eria'a bir suikast girişimim -kaynaklara göre- bulunmadı. Kısacası aramız güzel. (Bazı anlar tartıştığımız oluyor elbette.)
Hayatıma el bebek gül bebek devam ederken kendimi bir anda okulda bulmuştum. Tanımadığım bir sürü sima ile bir odada günümün yarısını geçirmek bana başta çok zor gelmişti. Utanıyordum, köşeye çekiliyordum. Çok fazla insanlar ile iletişim kurmayan biriydim -ki bu hâlen devam ediyor. En azından eskisi gibi ağzımı bıçak açmaz durumunda değilim-. Bu durumun sebebi kız kardeşlerim ile fazlaca vakit geçirdiğim için başka insanlarla sosyalleşme konusunda yetersiz kalmıştım ki bu durum bir ay sonunda geçti ve sınıftakilere alıştıktan sonra açılmıştım. Peki notlarım nasıldı? Liseye geçene kadar iyiydi ki.. Lisede arkadaş çevremin genişlemesi ilk senem çöküşe geçmişti ama yavaşça toparlamama rağmen pek kayda değer notlar alamıyordum ve bu şekilde liseyi bitirdim.
|
|
|
Liseye bitirdikten sonra iki senemi boşa harcayıp, boş şekilde zamanımı yedim ardından nereden geldiğini bilmediğim bir fikir/ilham ile orduya başvurdum. Fiziksel yeterlilik ve diğer elemeleri geçtikten sonra ilerlemem gereken yolu seçmem gerekiyordu. Çoğu kişi benim Royal Navy'e katılacağımı düşünmüştü ama ben Queen Guard olmayı seçtim. Kolay olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. İşimizin sözde olarak kraliçeyi korumak olduğunu sanıyordum, tek odağımızın sadece kalelerde ki emniyeti sağlamak olacağını düşünmüştüm ama gerçekten kraliçe ve kraliyet ailesini korumak görevimizdi. Başlangıçta aslında çok iyi gidiyordu ama her şey monotonlaşmaya başladı. Tek işimiz nöbet noktalarında turistleri gözetlemek ve onları uyarmaktı. Elimizdeki M-14'ü tutmaya bile gerek olmadığını düşünmeye başladım ve görevime son verdim.
Şimdi ise küçük kardeşlerimin sinirini bozmak -ve de onları gözetlemek- için Vice'a geldim.
Geçmişi hakkında belirsiz zamanlarda düzenleme yapılacaktır.