Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle afiyetle bayramı geçirmenizi temenni ederim.
Bu oyun platformunu bir oyundan öte görebilenler, dostluk ortamını kurabilenler ve birbirleri için iyi niyetli olan dostlarımın okumasını istediğim bir yazı paylaşmak istedim. Buradaki bir çok bilgi içerikli yazı, sizlerin de internette bulabileceği farklı kaynaklardan alıntılanmıştır.
Kudüs Sancağı (Kudüs-i Şerif Mutassarıflığı): 1872 yılında özel yönetim statüsü ile kurulan, 1874 yılında Şam Vilayetinden ayrılan; Kudüs ile birlikte; Gazze (Gaza), Yafa, Halilü’l Rahman, Beytülrahim, Birüssebi kentlerini kapsayan müstakil sancak. Osmanlı dönemi boyunca Kudüs Sancağı, Nablus ve Akka sancakları ile birlikte Güney Suriye ya da Filistin olarak isimlendirilmiştir 12 Aralık 1917 yılında Osmanlı Devletinin elinden çıkana kadar sürmüştür. 1917 senesinde İşgal Edilmiş Düşman Toprakları Yönetimi-İEDTY'e geçti. OETA South adı altında yönetilmeye başlandı. 1920 senesinde İEDTY'nin yerini, İngiliz Sivil İdaresine geçirildi, 1923’te Lübnan ve Suriye sınırlarında yapılan bir düzenleme ile birlikte İngiltere Mandasındaki Filistin toprakları statüsüne geldi.
Filistin Kurtuluş Örgütü (Palestine Liberation Organization): 2 Haziran 1964 tarihinde Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu. Örgüt Arap devletleri arasında bir liderlik savaşı yüzünden Filistinliler tarafından değil, Arap devletleri tarafında özellikle de Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır'ın yoğun desteği ile kuruldu.
Bu kısımla ilgili pek fazla bilgi paylaşmayı doğru olarak bulmuyorum, siyasal olayların içine girmeyi pek sevmem. Ama 1980'li yılların başlarına kadar FKÖ pek çok değişik grubu bünyesinde taşıyor olmasına rağmen Filistin davasının önde gelen örgütü olma özelliğini korudu. Örgütün merkezi 1967 savaşından sonra Ürdün'e, 1970'te Lübnan'a ve 1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgaliyle Tunus'a taşındı.
Cezayir'de Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı Yasser Arafat 15 Kasım 1988'de Filistin Devleti'nin kuruluşunu ilan etti. 1993'te Oslo Anlaşmalarının imzalanmasından bir yıl sonra, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki A ve B bölgelerini yönetmek için Filistin Ulusal Otoritesi kuruldu.
Yahudiler ve Filistin: 1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu olmak üzere, Filistin'deki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede erken gerilim yarattı. O zamanlar, Yahudi göçü önemli ölçüde artmasına rağmen, bölgedeki Yahudi nüfusu çok azdı. İngiliz hükümetine "Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yuva kurulması" için bağlayıcı bir yükümlülük içeren Filistin Mandası'nın kurulması ardından gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüştü. Erken çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlandı.
Günümüz: 1993-1995 Oslo Anlaşmalarıyla iki devletli çözüme doğru ilerleme sağlandı, ancak bugün Filistinliler, Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'daki 165 mıntıkada İsrail askeri işgaline maruz kalmaya devam ediyor.
İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem, son 20 yılda İsrail-Filistin çatışmaları sırasında 7398 Filistinli ve 1483 İsraillinin hayatını kaybettiğini belirledi.
Belirtmiş oldukları rakamlardaki doğruluk her zaman tartışılır şekilde. Coğrafyada ölen insanların bir çoğunun üzerinde bırakın silahı - bombayı, suratlarında bir peçe, ellerinde bir taş bile yok.
Ramazan ayı ve Kudüs günü:Kudüs günü nedir? Kudüs günü İlk kez 1982 yılında İran İslam Devrimi lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni tarafından Ramazan ayının son cuma günü Filistin'in bağımsız olması isteğine dikkat çekmek ve bu düşünce taraftarlarını desteklemek amacıyla düzenlendi ve Kudüs Günü olarak isimlendirildi.
Kudüs'te Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayında, Nisan sonunda başlayan gerilim "Kudüs Günü" yaklaşırken daha da tırmandı.
Protesto gösterileri, İsrail polisinin müdahalesi ve çatışmalarda yüzlerce Filistinli ve 30'a yakın İsrail polisi yaralandı.
Cuma günü namaz kılmak üzere Mescid-i Aksa'ya giden on binlerce Filistinli, 10 Mayıs'taki "Kudüs Günü"nde bazı İsrailli grupların planladığı yürüyüşte Harem-üş Şerif'e girmemesi için üç günlük bir nöbete başladı. Ardından İsrail polisi müdahale etti.
Burada sizlerle paylaşmak istediğim şeyler, bir devletin tarihi ve ya bir dinin diğerine olan baskısı değil. Siyasal ayrılıklar, dini düşüncelerden doğan farklılıklar, memleketçilik gibi şeyler her zaman var olacaktır. En basit örneği burada oyun oynayan insanlarız ve bazen ayrı düşebiliyoruz. Her zaman her konuda bir gruplaşma, ayrışma ve bunun sonucunda çatışma olacaktır. Bu ayrılıklar yüzünden insanların ölmesi, hayatlarında bir şeylerin eksilmesi ne kadar doğru? Bu yazdığım yazı ve ya burada yapacağımız yorumlar, bu ayrışmaları ve çatışmaları hiç bir zaman durdurmayacaktır. Eee niye yazdık bunu o zaman? Kendinize bir şeyler katmak için bunu sorgulamak en doğrusu olacak.
Tekrardan her birinizin Ramazan Bayramını kutlarım.
Konu: Kudüs Sancağı & Filistin (Okunma sayısı 246 defa)