Haneul Huff, Gene'nin iç işlerinde yıllardır çalıştığı ortağı Roseanna Lavinia ile lafladıktan sonra sakinleşmeyi başardı. Haneul Huff, Gene'nin yaşantısını, karakterini, profilini, hâl ve hareketlerini bildiği için olaya daha mantıksal yaklaştı. Bu sebepten ötürü Gene Huff, ne kadar açık sözlü ve dürüst bir adam olursa olsun eşine ilk defa yalan attı, sadece eşi için değil, genel olarak en büyük yalanı diyebiliriz. Gene Huff, her zaman vurdumduymaz ve rahat bir tipti, açık yaşar her şeyi ama bazı şeyler maalesef açıkça söylenmiyormuş demek ki. Haneul Huff, masum bir şekilde evdeki ev hanımlığına devam edip oğulları Shin Ernest Huff'a baktığı sırada ne yazık ki Gene Huff, bu süre zarfında yalanlar atmaya devam edecek. Gene'nin geçmişini bilenler veya bilmeyenler varsa dönüp bakabilir, özgürlüğü için her şeyi yapan bir tip ve hayatı hangi noktada olursa olsun asla zincirlenmiş hissetmez. Ne olursa olsun kendisi için daha iyisini yapan birisi, iyi hissettiği ve daha iyisi dediği şeyler için oturup mantığıyla harmanlayarak harekete geçer, yıllardır annesinin etkisinde kalmış birisiydi.
Bu sebeple de kadınlara dair açık olamadı ve yaşayamadı fakat şimdi Janset? Belki de Huff'n yıllardır mahrum kalmış duygularına tercüman olan ilk kadındı?

Bu roldeki bir diğer tesadüf ise Huff'n çavuş olup ekip değişmesinden sonra trafik büroyu devralmasıydı. İç işlerinde sürekli masabaşı iş yapıp sahada çok bulunmadığından mesaisi erken sonlanıyordu ama şimdi işler tamamen değişti. Saha adamı olup bir büronun yönetimini aldığından dolayı eşine bu konuda yalan söylerken zorlanmıyor. İşin gerçek kısmına bakacak olursak Huff, geçmişine nazaran şu an daha çok mesai yapıp çalışıyor.