"hraesvelg, diye anılır
semanın sonunda oturan,
kartal kürklü dev.
söylenir ki, insanların üzerine rüzgar,
hep onun kanatlarından esip gelir."
I. Brynjolf Kollskeggs, İsveç soyundan gelen ve damarlarında İsveç kanı taşıyan sarışın bir gençti. Babasının, zamanının sayılı askerlerinden birisi olması nedeniyle ailesinden sıkı bir ahlaki eğitim gördü. Eğitim hayatının bir kısmından sonra çalışmayı yeğleyerek motor aşkının peşinden sürüklenen biri haline geldi. Askere gidecek yaşa geldiğinde her şeyini geride bırakarak uzun süreli bir maceraya atıldı. Babasının ona öğrettiği saygı ve değerler kavramları, askerde iken vatanına karşı olan bağlılığını kazanmasını oldukça kolaylaştırdı. O zamanlarda planlamasını yaptığı iş kariyerini sadece askerlik oluşturuyordu ki edindiği arkadaşlıklar başta olmak üzere herhangi bir hayat kaygısı duymaması bunu kanıtlar nitelikteydi.
NATO önderliğinde düzenlenen, İsveç'in dahil olduğu harekatlardan birkaçında bizzat rol oynadığı dönemlerde fazla sayıda arkadaşını kaybetmiş, birçoğunun hayata gözlerini yummasına defalarca kez seyirci kalmakla yetinmişti. Kendisine uygulanan disiplinin de getirisiyle küçük çaplı saplantılar edindi. Bunları göz ardı etmesiyle beraber giderek büyüyen bu sorunlar onda psikolojik sorunlara, bunlar başta düşük seviye obsesif kompulsif bozukluk olmak üzere depresyon, sosyal kaygı ve uyku bozukluklarına neden oldu. Sıkıntısının zaman içerisinde üstleri ve çevresi tarafından farkedilmesi, hakkında çeşitli incelemelere ve bunların sonucunda kendisine uzun süreli bir izin tanınmasına yol açtı. Uzun bir macera yaşayacağını düşünürken şehit verdiği arkadaşlarının ismini sayıklayan biri haline gelmesi, işlerin onun aleyhine gittiğine dair bir işaretti.
Askerlik dönüşünde, uzun süredir haber alamadığı ailesiyle görüştüğü sırada babasının ölüm haberini alması onu sarsan diğer bir faktördü. Yalnız kalan annesinin yanında kalma kararı verdiği sıralarda bir barda yarı zamanlı işe başladı. O sıralarda kazandığı paraların yanı sıra çocukluk hayallerine konuk olan motor aşkı, görev yeri olan Afganistan'da bulunduğu 38. Bölüğün birleşme ve kulüp kurma kararıyla tekrar alevlendi. Bunu bir nevi hastalığının kurtuluşu olarak gördü ve birikimini bir motor almaktan yana kullandı. Sürüşlere çıktığı sıralarda kendini huzurlu hissediyordu ve görünen oydu ki bu durum, sorunlarına da kısa süreli çözüm olabiliyordu. Bölüğündeki silah arkadaşlarıyla bağını geliştirerek sıkıntılı geçmişinden kurtulma kararı aldı. Kendisi için yeni bir dönem başlıyordu.

Tim, Kjeld Damsgaard, Halstein Friberg, Leif Lundreg, Torolf Lundholm, Gjohl Harsgaarmd, Brynjolf Kollskeggs, Marius Isaksson, Runar Damsgaard, Ulrik Daugaard ve hayatını Ülkesinin refah ve güvenlik için tehlikeye atmış nice Askerlerden oluşmakta.
38. Görev Timi, 38. Bölüğün zor şartlar altında bırakılıp, zorlu eğitimlerden geçirilip özenle seçilmiş Deniz Piyadeleri tarafından oluşturulmuş bir Görev Timidir. Komutanları da dahil olmak üzere(Kjeld Damsgaard) Aileleri tamamiyle İsveç kökenli göçmenler olup, 11 Eylül Saldırılarını takiben başlayan Afgan Savaşı sırasında savaşın başlangıcından bitiş sürecine dek büyük bir rol üstlenmişlerdir.
Savaşın başlangıcında Timin Yirmi(20) kişi olması ile beraber bu sayı görev sürelerinin ortalarında Onaltı(16), görev sürelerinin sonlarında ise Dokuz(9) kişiye düşmüştür. Timin yaşayan üyeleri Amerika topraklarına ayak bastıklarında birçok madalya ile ödüllendirilmiştir; Denizaşırı Servis Madalyası, Afganistan Harbi Madalyası, Onur Madalyası ve Özel Görev Timi Madalyası bunlara dahildir.
Bu Timin yaşayan üyeleri Amerikan Kuvvetlerinin Afganistan'dan çekilmesinden sonra dağıtılmıştır, birliğin yaşayan tüm üyeleri Askeri kariyerlerini erkenden bitirmiş olup sivil yaşantılarına devam etmektedirler. Kariyerlerini bitirme sebepleri bilinmemektedir.
|  |

 |

Ah, tabi ya... O lanet savaş. Birçoğunuz evinizde, yataklarınızda rahatınızı bulmaya çalışırken ben, bir tepede günlerce hareketsiz nöbet tutmak zorunda bırakıldım. Neler yaşadığımı anlayamazsınız.
Görev elime ilk ulaştığında hiç düşünmeden imzamı attım, kaybedecek bir şeyim kalmamıştı. Operasyon Afganistan'da bir kasabaya yapılacaktı. 38. Bölük ile bölgeye vardığımda kendimi o siktiğimin cehenneminde yanarken buldum. Kasabayı görebileceğim bir taşın yukarısına çıktım ve günlerce, günlerce o siktiğimin acizlerini izledim. Cehennem havasını andıran sıcaklığa karşı esen rüzgar, toz bulutlarıyla beraber kasabayı istila ediyordu. Yerli halk, çevre kasabalardan gelen ateş seslerini aldırmadan aciz hayatlarına devam ediyordu. Operasyon gecesi geldiğinde her bir beyni, kaybettiğim kardeşlerimin isimlerini yad ederek patlattım. Sıcak savaş esnasında bağrışmalar silahıma güç veriyordu. Her bir orospu çocuğunu yere sermiştik. Çığlıkların sardığı gecenin sabahında kan kokusu burnumu yakmaya yetiyordu. Kan, ceset ve katliam... Kehkeh, kulağa eğlenceli geliyor değil mi?Brynjolf Kollskeggs |