STORY
CHAPTER I Hey, Selam!Selam, Ben Michiko. Size biraz kendimden bahsetmek istedim... Ben ve benim o yaşadığım olayların kısa bir özeti... 1994 Yılında Tokyo'da doğdum yani aldığım bilgilere göre bunları söyleyebilirim size. Ben daha iki yaşıma yeni geliyorken. Bir de Kana adında kardeşim ortaya çıkmıştı. Annem ve babam sürekli birbiriyle bağırışıp, kavga ediyorlardı. Kız kardeşim kana ile sürekli odamızda bir kenara kapanıp birbirimize sarılıp kulaklarımızı kapatırdık. Ben 7 yaşıma yaklaştığım da okul hayatım da yedi yaşımla yaklaşmıştı. Okul hayatımın başlamasıyla... Yalnız kalmam da bunun ardından geldi. Hergün annem beni okula götürüp getirirdi. Kardeşim ise okul için bir senesi daha vardı. Birgün okul çıkışında annemi bekliyordum. Bekledim... Bekledim... Ve bekledim... Gelen kimse yoktu. Küçük bir kız orada tek başına ne yapabilir ki? Hiçbirşey...
Okulun önündeki merdivenlere geçtim ve oturdum ve yere salak salak bakınarak annemin hala geleceğini düşünüyordum. Birşekilde saatler geçti ve gözlerimi açtığımda okulun merdivenlerinde şoka girmişçesine titrediğimi farkettim. Buz gibi hava tüm içine sinmiş ve buz kesmiş gibi hissediyordum. Bir anda okulun kapısına şaşkın bir suratla Akiri yani sınıf öğretmeni yaklaştı. Beni içeri aldı ve üzerindeki montunu çıkarıp bana verdi. Koca kalpli bir öğretmen...
Akiri, Okulda kayıtlı olan ev adresine baktı ve onunla birlikte evime gittik. Eve gittik ve kapıyı çaldık. Açan yoktu. O gün ki masum bir şekilde kapıya bakışlarım... Hatırladıkça kendimden utanıyorum çünkü hayatta kimse sizin yanınızda olmuyor. Herneyse... Kapıyı açan yoktu ve evde olmadıklarını doğrulamıştık. Sanırım bana yetimhane yolları gözükmüştü. Evin kapısı bir çilingir tarafından açıldı ve evden kıyafetlerimi alıp çıkmıştım. Hüngür Hüngür ağlayarak...
CHAPTER II Ufak Ufak Sorunlar! İşte... Sonrasında hayatım başladı. Bir yetimhanede. Kafamda çok büyük sorular varken dört sene atlattım. Minik bir velet olan ben kafamda ki sorularla hayatım boyunca uğraştım. Yetimhaneden okula, okuldan yetimhaneye. Derslerim pek güzel denilemezdi. Yaşım ilerledikçe nasıl bir bokun içinde olduğunu anlamaya başladım. Lise dönemlerim gelmişti. Yetimhanede sürekli birileriyle kavga ediyordum. Lise dönemlerim de okulda Robert adında bir çocukla tanıştım. Uzun süre tek ve ilk arkadaşım olarak kaldı. Bir süre sonra aramızda bir ilişki başladı. Herşeyimizi beraber yapardık. Birgün akşam saatlerinde yetimhanede yatağımda telefonuma bakınırken bir mesaj geldi. Mesaj Robert'dan dı. Yetimhaneden çıkmamı istedi ve kapıda olduğunu yazdı. Ben bir şüphe içerisine düştüm çünkü ne kadar ona güvensemde her erkek gibi onun da ihtiyaçları bana vuracak olabilirdi. Bu yüzden bir şüphe içerisine düştüm fakat ardından yetimhaneden nasıl kaçacağımın planlarını kurmaya başladım. Tuvalete gideceğim bahanesiyle etrafı gözetleyerek yetimhaneden çıktım ve kapıda ki güvenliğin Robert ile tartıştığını gördüm. Koşarak Robert'in yanına gittim ve güvenlik oyalanırken arkasından kaçtım. Robert kolumdan tuttu ve çekiştirmeye başladı. Siyah bir Nissan Skyline'ın yanında durduk. Araca ve ardından Robert'a baktım. Robert kapımı açtı ve beni arabaya bindirip ardından kendi bindi ve şüpheli bir yüz ifadesiyle Robert'a baktığımda; Robert yola bakarak gülümsüyordu. Ne olduğunu sorduğum da ise gideceğimiz yerde görürsün diyerek beni geçiştirdi. Arabayı kullanırken virajlara çok keskin giriyordu ve arabadan bir süre sonra yanmış lastik kokuları gelmeye başladı. Aslında Robert'ın aracı o şekilde kullanması hoşuma gitmedi değildi...
Bir otoparkın içerisine girdik ve ışıklar gözümü almaya başlamıştı. Çok fazla modifiyeli araçlar ve arabaların kaputunda dans eden kızlar vardı. Ne olduğuna anlam vermeye çalışırken Robert aracı bir grubun içine doğru sürdü.
CHAPTER III Araba Tutkusu Başlangıç! Arkadaşlarının yanındaydık ve bir süre onlarla tanıştık ve birlikte oturup eğlendik. Arabalar o gün dikkatimi çekmeye başlamıştı. Arabaların içerisinde pembe bir skyline dikkatimi çekmişti ve o arabaya Robert'den sonraki tek aşkım diyebilirdim. Sahibi ise Jirou adında biriydi. Adam o kadar iddialıydı ki sürekli olarak birisiyle anahtarına yarışa giriyordu. Ben o arabayı kazanabilmek için Robert'dan bana bu işleri öğretmesini istedim. Gidip Jirou ile tanışmıştım. İyi bir çocuktu. O da benim yaşlarımdaydı yani 17-18 yaşlarındaydı. Robert benim isteğim üzerine gece saatlerinde beni sürüşe çıkarıp birşeyler öğretiyordu. Bir süre sonra Robert'dan daha iyi sürmeye başladım. Yaklaşık olarak bir yılımı almıştı. Robert'dan son bir ricam olmuştu. O da... Jirou ile anahtarına yarışmaları ve o yarışta arabayı sürmek istediğimi söyledim. Robert bunu titrek bir sesle onayladı.
Jirou ile yarışı ayarlamıştı Robert, Jirou'nun benden hoşlandığı da ap açık ortadaydı ve hatta Robert'i kıskanıyordu. Otoparklarda toplandığımızda sürekli olarak bakışları bendeydi. Yarış günü gelmişti. Otoparkda drift yarışı yapılacaktı. Robert'in aracını aldım ve Jirou'nun aracının yanına yaklaştırdım. Heyecandan ayaklarım titriyordu ve sakinleşmem gerekiyordu. Jirou'nun bir arkadaş ortamı vardı ve çok temiz tipler sayılamazdı. Sürekli birileriyle atışırlardı. Yarış başlamadan önce jirou'nun tarafı Robert ve arkadaşlarıyla tartışmaya başladı. Bende sesimi yükselterek yarışı başlatmalarını istedim. Yarış başlatıldı ve başlaması için Jirou'a öncelik verdim ve arkasından gazladım. Kafa kafaya bir yarışma oluyordu ve izleyen herkes şoklar içerisindeydi. Jirou yarış esnasında bakışlarını yoldan ayırıp bana çevirdi ve o anda direksiyon kontrolünü kaybetti. Bende krizii fırsata çevirip gazlamaya devam ettim. Yarış sonunda ki oylamaya göre yarışı ben kazanmıştım. Jirou'dan anahtarları aldım ve robert'a sıkıca sarılıp dudaklarından öpmeye başlamıştım. İşte Jirou ile kavgamız orada başladı. Daha doğrusu... Jirou ve Robert kavgası...
CHAPTER IV Olaylar ve Yolculuk! Pembe Skyline'ım ile her gece bir sürüşe çıkıp kendimi daha da çok geliştiriyordum. O kadar çok eğleniyordum ki kafamda ki tüm soruları siktir edip sadece kardeşim Kana'nın nerede olduğu sorusunu araştırmaya başlamıştım. Jirou ve robert'in kavgası devam ediyordu. Bir gece Jirou'dan mesaj geldi. Beni bir yere çağırmıştı bende kavgayı sonlandırmak adına oraya konuşmaya gidecektim. Gittiğim de ise tenha bir sokakta bir deponun kapısı önündeydim. Deponun ışıkları yanıyordu. Depoya girdim ve karşılaştıklarımla birlikte ani bir şoka uğradım. Dizleri üzerinde duran Robert ve yanında bir kız. Kızın kim olduğunu anlamaya çalışıyordum ve bir yandan da kız çok tanıdık geliyordu. Kıza iyice baktım ve o kız bir anda "Abla" diye bağırdı. İçimden geçenleri bilseniz... Fakat o anda dışıma vurduğum ses şuydu ki.. "Siktir...". Gözlerim dolmuştu ve Kana'a uzunca baktım. Jirou ve piç arkadaşları da oradaydı. Birisi beni kolumdan tutup Jirou'nun yanına doğru ittirdi. Jirou kolumdan hafifçe tuttu ve diz çökmüş ikiliyi gösterdi ve şunları söyledi. "Hiç bir zaman anlamadın beni... Robert yerine beni seçebilirdin." dedi. Bunun üzerine Jirou'a baktım. Jirou elime bir silah tutuşturdu ve "Tercih senin..." dedi. İkisinden birini seçmem gerekiyordu fakat bunun seçimini yapmak için hiç beklemedim. Silahın daha nasıl kullanılacağını bilmiyorken. Silahı Robert'ın kafasına doğrulttum sadece tetiğe bastım. O anda yankılanan silah sesiyle kulaklarım da bir çınlama oluştu. Gözlerimi kapatarak elimi serbest bıraktım ve silahın elimden düştüğünde yere vurduğu sesle gözlerimi açtım. Kana'a baktım ve ağlıyordu. Jirou'a döndüm ve bağırarak yeterli olduğunu söyledim ve Kana'nın kolundan tutup oradan çıktım. Kana'ı araca bindirdim ve şoför koltuğuna geçtim. Bir anda siren sesleri duydum. Vitesi geriye atıp hızlıca oradan çıktım. Polisler bir süre peşimde beni kovaladı. Fakat sonunad ise başarısız oldular. Kana ile birlikte ıssız bir yere gittim ve sıkıca sarıldım ona fakat peşide artık polisler vardı. Orada daha fazla duramazdım. Kana ile birlikte Santos'a gitmeye karar verdik.
Konu: Michiko Ryotaro (Okunma sayısı 587 defa)