Money, money, moneyMust be funnyIn the rich man’s worldSpoiler: GösterGizle
Hey pal
Alıntı yapılan: Tunahan - 24.05.2023 11:50Hey palhey. nerelerdesin sen? ilk emanetin bende. gel. @Tunahan
Randy'nin Gece Hikayeleri 30. Bölüm: VFC & Yaşlı adam & BoşanmaVe güne veda, geceye merhaba deme zamanı...Ben Randy, Vice FM'e hoş geldin.Radyonun sesini açsana, biraz konuşalım seninle.Biz neden... VFC yapmıyoruz ya?Uzun zamandır bunu düşünüyorum. VFC'nin son bölümünün üstünden tam beş ay geçmiş... Beş koca ay.Ve o programda ben idolüm The Rock ile aynı ringdeydim.İnternette şovla ilgili video var, izleyebilirsiniz.Ve artık bir karar aldım, VFC'yi geri döndürüyorum.28 Mayıs'tan sonra VFC reklamlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz, haberiniz olsun.Bu güzel haberle yayına başlamak istedim. Kendinize güveniyorsanız, VFC'ye gelin. Ringe çıkın.Standart hayatım devam ediyor. Hayatım bu aralar yatmak, kalkmak, çalışmak ve uyumakla geçiyor.Ne bir aksiyon, ne bir heyecan, ne bir aşk, ne bir yalnızlık, ne bir stres... Hiçbir şey kalmadı artık.Nefes tüketerek yaşantıma devam ediyorum, bu şehre karşı sorumluluklarımı yerime getiriyorum.Sorumluluğum ne mi? Buraya özgür, bağımsız, tarafsız ve eğlenceli medya düzenini getirmek.Bunu sağladığımı düşünüp düşünmemek sizlere kalmış. Medyayı beğeniyor musunuz, beğenmiyor musunuz?Karar sizin. Düşünceniz olursa yazarsınız. 66-619-07. Belki okurum.Bu gece anlatacağım hikayelerden ilki, bir yaşlı adamın hikayesi.Yaşlı adamın eşi evinde tereyağı yaparmış. Eşi de her gün yakınlardaki markete götürüp eşinin evinde yaptığı tereyağını satarmış ve bununla geçinirlermiş.Ancak marketteki çalışan o adamın getirdiği tereyağını hiç tartmazmış, aralarında güven varmış.Bir gün gelmiş ve bir şekilde ona güvenememiş, merak etmiş ve tartıya koyuvermiş...Normalde bir kilo olan tereyağı, 900 gram çıkmış. Marketin sahibi çok öfkelenmiş."Bir daha ondan hayatta alışveriş yapmayacağım!" demiş.Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağıyla içeri girmiş."Senin tereyağından bir daha almayacağım!" demiş ona, marketin sahibi.Yaşlı adam da üzülmüş. "Bir yanlış mı yaptık, tereyağı kötü müydü, beğenmediniz mi?" diye sormuş."Olur mu? Senin tereyağını tarttım, 900 gram geldi. Bu ayıp değil mi? Neden eksik verdin bana?" demiş.Yaşlı adam utanarak başını öne eğmiş ve şöyle demiş:"Efendim, kusura bakmayın, bizde terazi yok. Biz sizden geçen sene bir kilo şeker almıştık, onunla tartarak size tereyağını yolluyoruz.."İşte böyle dünya... Kime ne ağırlıkta değer verirsek, o ağırlıkta değer buluruz...Çok ilginç bir...ummm- araştırma elime geçti geçenlerde.Son 15 senede yapılan bir araştırmaya göre yapılan evliliklerin yaklaşık yüzde ellisinden fazlası boşanmayla sonuçlanmış.Yani iki kişiden biri boşanmış.Nedenini sorsanız, hepsinin bir cevabı vardır. Önemli cevaplar vardır.Hatta şöyle derler: "Eskiler, birbirlerini çok severlerdi, eskiler, eski topraklar..." böyle ağır ağır laflar da söylerler.Geçenlerde Edinburgh'da kızımla gezerken yaşlı bir kadına denk geldik. Ona kaç yıllık evlisiniz? diye sorduğumda 50 kusur yıldan bahsetti bana, evlilik için.Vice Şehrinde bunları göremezsiniz. Yıllardır evli olan çiftlerin sayısı bir elin beş parmağını bile geçmez. Çok iyi biliyorum.Edinburgh'daki yaşlı kadın, eşiyle ilgili "O bunu beceremez, bunu yapamaz vs." gibi epeyce atıp tutmaya başladı.Güldüm ve dedim ki: "Aslında pek de makbul ve mükemmel bir adam değilmiş dedim, eşiniz."Bana ne dedi, biliyor musunuz?Güldü. "Kusursuzu sevmenin nesi var ki, evlat?" Dedi."Kusurlarıyla sevebilmektir asıl marifet..."Hepimiz o "kusursuzu" arıyoruz. Mükemmel olanı, hiç kıymığı, hiç çapağı olmayanı arıyoruz.O yok. Gerçekten yok.Önemli olan "bir" olabilmek. İkinin "bir" olabilmesi.Bir olabiliyorsanız ne güzel. Olamıyorsanız, çok da geçe bırakmayın, "bir" olabileceğiniz bir insan bulun...Benden bu gecelik bu kadar, sizleri çok ama çok seviyorum. * * öpücük sesi * * Sevgi ile kalın..